Genel

"Ette fiyat istikrarının çaresi ithalat değil, yerli üretim"

- UKON ve Hacıince Entegre Et Tesisleri Şirketler Grubu Başkanı Hacıince: - "Et fiyatında istikrar için ithalat yerine yerli üretime destek zorunludur. Son günlerde döviz kurunda yaşanan artış da ette ithalatın çözüm olmadığını gösterdi" - "Milyonlarca dolarlık ithalat yapacağımıza, yerli et üretimi için biraz vergi desteği yapsak fiyatlar istikrar kazanır, zorla kazandığımız döviz dışarıya gitmez" - "Kırmızı etteki KDV oranının toptanda olduğu gibi perakendede de yüzde 8'den yüzde 1'e düşürülmesi et fiyatlarına olumlu yansıyacaktır"

08-05-2018 14:21

İSTANBUL (AA) - Ulusal Kırmızı Et Konseyi (UKON) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hacıince, et fiyatında istikrar için ithalat yerine yerli üretime desteğin zorunlu olduğunu belirterek, "Milyonlarca dolarlık ithalat yapacağımıza, yerli et üretimi için biraz vergi desteği yapsak fiyatlar istikrar kazanır, zorla kazandığımız döviz dışarıya gitmez." dedi.

Hacıince Entegre Et Tesisleri Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı da olan Ahmet Hacıince, yaptığı açıklamada, Türkiye'de sık sık gündeme gelen et ve canlı hayvan ithalatı ile fiyat istikrarının sağlanamadığını kaydetti.

Et fiyatında istikrar için ithalat yerine yerli üretime desteğin zorunlu olduğunu vurgulayan Hacıince, son günlerde döviz kurunda yaşanan artışın da ette ithalatın çözüm olmadığını gösterdiğini söyledi.

Hacıince, Türkiye’nin her yıl 150-200 bin ton dolayında et açığı olduğuna işaret ederek, “Böylesine önemli temel gıda maddesinde bu kadar büyük açık olması, doğal olarak fiyatları yukarıya çekiyor. Bu durum da ete ulaşımı çok dar bir kesimle sınırlıyor. Elbette bu sürdürülebilir bir durum değil." diye konuştu.


- “Döviz kurundaki yükseliş et ithalatını pahalılaştırıyor"


Ahmet Hacıince, et gibi önemli bir temel gıda maddesine erişim olanağının toplumun tüm kesimlerine sağlanması gerektiğini, bunun için de fiyatların istikrarlı gelişmesinin zorunlu olduğunu vurguladı.

Hacıince, devamla şunları kaydetti:

"Buradan hareketle 2017 yılı temmuz ayında alınan, 'sıfır gümrüklü canlı hayvan ve et ithalatı kararı' çözüm gibi görünebilir. Ancak unutmamalı ki Türkiye, doğal gazı ve petrolü de ithal ediyor. Bu nedenle de dövize gereksinim duyuyor. Ortaya çıkan döviz talebi nedeniyle de döviz kurları, yakın zamanda yaşadığımız gibi kontrolsüz bir şekilde yükseliyor ve bu enerji ithalatını da, et ithalatını da pahalılaştırıyor, fiyatları ister istemez yukarıya çekiyor. Bu nedenle, olabildiğince yerli üretim lehine bir karar vermek zorundayız. Petrolü ve doğal gazı yerli üretemezsiniz, o kadar kaynağımız yok. Ancak eti yerli üretebiliriz. Milyonlarca dönüm otlağımız, derelerimiz, göllerimiz var."

Hacıince, ette yeterince yerli üretim için tek eksiğin biraz destek olduğunu ifade ederek, "Milyonlarca dolarlık ithalat yapacağımıza, yerli et üretimi için biraz vergi desteği dahi yapsak fiyatlar istikrar kazanır, zorla kazandığımız döviz dışarıya gitmez." dedi.

Bunun için, kırmızı etteki KDV oranının toptanda olduğu gibi perakendede de yüzde 8’den yüzde 1’e düşürülmesinin et fiyatlarına olumlu yansıyacağını savunan Hacıince, "Böyle bir adım ayrıca sektörde kayıt dışılığı da azaltacaktır. En gelişmiş ülkeden gelişmekte olan ülkelere kadar, bütün dünya örneklerinden gördüğümüz gibi tarım ve hayvancılık sektörü devlet desteği olmadan ayakta kalamıyor, verimli üretim yapamıyor. Çünkü et sektörü, daha verimli üretim için araştırma-geliştirme faaliyetlerini finanse edecek kaynakları dahi biriktiremiyor." ifadelerini kullandı.


- "Destekler yeni yatırımların da önünü açar"


UKON ve Hacıince Entegre Et Tesisleri Şirketler Grubu Başkanı Hacıince, Türkiye'de verilecek destekler ve alınacak önlemler ile et piyasasının gelişeceğini ve yeni yatırımların da önünün açılacağını söyledi.

Arzın sınırlı ve dar olduğu, buna karşılık talebin hızla arttığı ve önünde büyük bir marj olduğu sektöre yatırım yapmanın her yatırımcının istediği bir ortamı oluşturduğunu ifade eden Hacıince, "Örnek verecek olursak, kişi başına günlük hayvansal protein tüketimi sırasıyla ABD'de 70 gram, Avrupa Birliği'nde 61 gram düzeyindeyken, bu miktar Türkiye'de 36 gramdır. Bu verilerle Türkiye hayvansal protein üretiminde dünyada 174 ülke arasında 90’ıncı sırada yer alıyor." görüşlerini aktardı.

Türkiye’de 1970 yılında 21,7 milyon hektar olan mera büyüklüğünün, 2016'da yarı yarıya azalarak 10,8 milyon hektara gerilediğini bildiren Hacıince, "Nüfusumuzun 35 milyon kişi olduğu zaman 21,7 milyon hektar olan mera büyüklüğümüz, nüfusumuzun 80 milyon ile 2 katını da aştığı, en az 5 milyon sığınmacının bulunduğu ve turist girişlerinin 30 milyonu aştığı bir dönemde yarı yarıya azalmış durumda." dedi.


- Hacıince'de hedef yüzde 25 ciro artışı


Ahmet Hacıince, hayvancılıkta kurumsallıktan çok, duygusallık ve gönül bağı ile bu işi yapan aile işletmelerinin üretime devam edebilmesi için gerekli desteklerin verilmesi ve gençlerin de bu alana teşvik edilmesi gerektiğini söyledi.

Hacıince Entegre Et Tesisleri’nin temelinin 1958 yılında bir aile işletmesi olarak atıldığını hatırlatan Ahmet Hacıince, 60 yıldır besicilik sektörü içinde olan Alanyalı Hacıince ailesi olarak, Akdeniz Bölgesi'ndeki üç çiftlikte toplam 2,5 milyon metrekareden fazla alanda mera hayvancılığı yapmayı sürdürdüklerini anlattı.

Üretimden dağıtıma dek et sektörünün tüm sürecinde yer alan Türkiye'deki tek şirket olarak, ülkenin en büyük etlik ırk besi çiftliğine sahip olduklarını aktaran Hacıince, şöyle devam etti:

"Entegre et üretim ve dağıtımı da yapıyoruz. Bir başka deyişle, toplam 345 çalışanımızla et sektöründe, dölleme, üretme, besleme, kesim, paketleme ve lojistik ile tüm süreçlerde yer alan tek şirketiz. Bütün bu gelişmelerdeki ana nokta, çalışmalarımızı yatırımlara hiç ara vermeden sürdürmemizdir. 2018 yılında da yatırımlarımız devam ediyor. Yeni bir ambalajlama yatırımı yapıyoruz. Ayrıca, satış ve pazarlama yatırımlarımız olacak. İstanbul’da bir depo kurduk. Şimdi Ankara’ya da kuruyoruz. Üçüncü depomuzu ise İzmir’e kuracağız. Kendi lojistik ağımız var. Soğuk zinciri de kendi garantimiz altına alıyoruz."

Hacıince, gerek kendi çiftliklerinde yaptıkları mera hayvancılığının sağladığı avantajlar gerekse kurdukları entegre et işleme tesisleriyle bu yıl cirolarını geçen yıla göre yüzde 25 artırarak 123 milyon liradan 175 milyon liraya çıkaracaklarını bildirdi.

Hacıince, cirolarını gelecek yıl da yine yüzde 25 artışla 220 milyon liraya yükseltmeyi hedeflediklerini kaydetti.


- Meralara dayalı üreticiliğe öncülük ediyor


Verilen bilgiye göre, Hacıince Entegre Et Tesisleri, toplumların en önemli besin maddeleri arasında yer alan ve yüksek proteinle beslenme kalitesini artıran etin üretiminde, geleneksel meracılık ile en yeni teknolojiyi buluşturuyor.

Türkiye’nin en büyük etlik ırk besi çiftliğine sahip olan Hacıince Entegre Et Tesisleri, besicilikten üretime, paketlemeden dağıtıma dek et sektörünün tüm süreçlerinde yer alıyor.

Hacıince Entegre Et Tesisleri, Türkiye'de sektöre uzun süredir hakim olan yüksek işletme maliyetli kapalı sistem besi çiftliği tarzı hayvancılıktan, Avrupa ve diğer gelişmiş ülke örneklerinde olduğu gibi, sağlıklı meralara dayalı üreticiliğe geçiş sürecine öncülük ediyor.

Grup, Antalya ve Konya’daki çiftliklerinde kendi üretimi doğal yemlerle yetiştirdiği besilik büyükbaş hayvanları entegre et tesisinde işleyerek tüketiciye sunuyor.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER