ADDİS ABABA (AA) - GÖKHAN KAVAK - Etiyopya'da yarım asırdan fazladır ayakta kalmayı başaran, saman, bambu ve ahşap direklerle inşa edilen Tur-u Sina Camii, bölgedeki Müslümanları buluşturuyor.
Ülkenin kuzeyindeki Wello bölgesinde bulunan tarihi cami, Etiyopya'nın önemli kültür miraslarından sayılıyor.
Kemisse Turizm ve Kültür Başkanlığı Uzmanı Hüseyin Mahmut Ali, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tabanı samanla kaplı, 250 metrekare genişliğindeki caminin 40 direk üzerine kurulduğunu ve tavan yüksekliğinin 15 metre olduğunu söyledi.
Ali, "Bölgemizin tarihi bir geçmişi var. Tur-u Sina Camii de tarihi miraslarımızdan biri. Cami adını 'Tur' ve 'Sina' kelimelerinden alıyor. Tur-u Sina Camii buraya Şeyh Mahmud Osman ismiyle bilinen alimin öğrencileri tarafından 1943 yılında inşa edilmeye başlandı ve 1956 yılında yapımı tamamlandı." diye konuştu.
Caminin yaklaşık 28 hektarlık alan üzerine kurulu olduğunu ve bölgede dini eğitim verilen medreseyle şerbet, et ve kahve yapımı için mekanların bulunduğunu kaydeden Ali, medrese öğrencilerinin de cami alanında kaldığını dile getirerek, şunları söyledi:
"Camimiz dağların tepesinde bulunuyor çünkü bu bölgenin havası, ağaçların kokusu, rüzgarın ve kuşların başta olmak üzere doğanın çıkardığı sesler insanı rahatlatıyor, huzur veriyor. Alanda ayrıca yaşam merkezi de var. İnsanlar burada birbirleriyle konuşmak istediklerinde sessizce konuşurlar ve birbirlerini sessizce çağırırlar. Cemaat, bu caminin sadece içine değil yeşillikler içindeki bahçesine dahi ayakkabılarını çıkararak girer. Bu temizlik açısından çok önemli."
Medresede 130'u kız, 430 öğrencinin eğitim aldığını kaydeden Ali, öğrencilerin ders aralarında, bölgede toplanan kahveleri kavurup içerek yorgunluk attıklarını belirtti.
Ali, Tur-u Sina Camii'nin çevredeki Müslümanların özel günlerde toplanma yeri olduğuna işaret ederek, "Dini günlerimizde burada yüzlerce insan toplanır, kurbanlar kesilir, baldan şerbetler yapılır ve misafirlere dağıtılır. Çoğunlukla 15-20 deve keseriz ve bu kestiğimiz kurbanlardan birini de hayvanlar için doğaya bırakırız çünkü rızkımızdan hayvanlar da rızıklanmalı." ifadelerini kullandı.
Ayrıca camide kandiller yakıldığını, gelenlere koku dağıtıldığını kaydeden Ali, "İnanışa göre, şerbet cennet şerbetini, koku cennetin kokusunu, kandiller ise cennetin nurunu temsil eder." dedi.