Gündem

Eski TBMM Koruma Daire Başkanlığı Şube Müdürü hakim karşısında

Eski TBMM Milli Sarayları Koruma Daire Başkanlığı Şube Müdürü Özen ve kalkışma gecesi Beylerbeyi Sarayı'nda nöbetçi amir olan Zenginoğlu'nun FETÖ'den yargılandığı davanın görülmesine başlandı.

Eski TBMM Koruma Daire Başkanlığı Şube Müdürü hakim karşısında
20-12-2017 17:32

İSTANBUL

Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturması kapsamında tutuklanan eski TBMM Milli Sarayları Koruma Daire Başkanlığı Şube Müdürü Murat Özen ile kalkışma gecesi Beylerbeyi Sarayı'nda nöbetçi amir olan Yalçın Zenginoğlu'nun "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçuna yardım etme" suçundan otuzar yıla kadar hapis istemiyle hakim karşısına çıktı.

İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ilk duruşmaya, tutuklu sanıklar Murat Özen ve Yalçın Zenginoğlu ile avukatları katıldı.

Duruşmada kimlik tespitinin ardından savunma yapan sanık Özen, kendilerinin meclise bağlı çalıştıkları için meclis başkanının İstanbul’daki konutundan da sorumlu olduklarını anlatarak darbe girişimi gecesi emrindeki polislere "İstanbul Emniyet Müdürlüğü ile organize olun" talimatını verdiğini iddia etti.

Saat 00.00 sularında depoda bulunan silahların ve çelik yeleklerin alınması talimatını verdiğini savunan sanık özen, ''Daha sonra Başbakanlık ofisinin oraya doğru geçtim. Geçerken iki polis memuruna 'ben ofisin oraya gidiyorum. Bir şey olursa haber verin' dedim. Ofisin önünde Beşiktaş İlçe Emniyet Müdür Yardımcısı, Çevik Kuvvet Komiser Yardımcısı vardı. Neden takviye gelmediğini sordum. Çevik Kuvvet'te de asker olduğunu, bir şey yapamayacaklarını söyledi. Bize de 'başınızın çaresine bakın' şeklinde cevap verdi. Ben de bunun üzerine saraya döndüm.'' dedi.

Sanık Özen, saat 01.30-02.00 sularında helikopterin alçak uçuş yaparak Vodafone Arena’ya indiğini gördüğünü belirterek, şunları anlattı:

''Biz sarayda her yeri gören noktadaydık. Helikopter 3 kez sorti yaptıktan sonra nöbetçileri kapıya diktim. Ben de kalaşnikof ile onların önündeydim. Helikopterin iniş yaptığını Başbakanlık önünde gördüğüm Gürol müdüre bildirmek istedim. Aradım, ulaşamayınca mesaj attım. Bu sırada yüksek sesle patlama oldu ancak ne olduğunu anlayamadım. Gürol müdür yanıt vermeyince oraya bir saldırı olduğunu düşündüm. Bunun üzerine sarayın büyük dış kapısını kapattırdım. Takviye gelmeyince Çevik Kuvvet'e destek için Başbakanlık ofisine doğru gittim. Bu sırada Başbakanlık ofisinin duvarı önünde bekleyen polis bizi tanımadı. 'Önümüzde durmayın' deyince Mimar Sinan Üniversitesi yerleşkesinde konuşlandık. İş makinalarıyla barikat oluşturan vatandaşlar toplanmışlardı. Burada görevime devam ettim. Hatta iki şüpheliye silah çektim. Bunların Meclis Başkanlığında görev yapan İ.K. ve H. İ. olduğunu öğrendim. Onlar da havalimanından geldiklerini söyledi. Bu arada F16’lar da alçak uçuşa geçti. Personelden biri havadan uçan tüm unsurların düşman unsuru olduğu yönünde anons geldiğini söyledi."

Sanık özen, kendisinin de havaya 180 derecelik açıyla seri şekilde ateş açtığını anlatarak, "Memur arkadaşlar daha sonra telsizden Dolmabahçe’ye sızma olduğu yönünde anons geçti. Biz de bölgede arama tarama yaptık. Bir şey bulamayınca ön taraftaki yerimize geri döndük. Tanımadığınız polisleri içeri almayacaksınız talimatını verdim.'' iddiasında bulundu.

Beylerbeyi Sarayı'nın kendisinin sorumluluğunun altında olduğunu belirten sanık Özen, burada da benzer çalışmalar içerisinde olduğunu, o günkü kamera kayıtlarını emniyete lazım olabilir düşüncesiyle teslim ettiğini söyledi.

Sanık Zenginoğlu da savunmasında Beylerbeyi Sarayı’nın 70 bin dönümlük bir alana kurulu, 7 set bahçeli bir yerleşim olduğunu, 4. set Bahçede Başbakanlık Çalışma Ofisi bulunduğunu anlatarak, bütün gece görev alanını en iyi şekilde koruduğunu iddia etti.

Tanık ifadeleri

Duruşmada sanıkların ifadesinin ardından tanıklar sırayla beyanda bulundu.

Tanık polis memuru Ö. S., ifadesinde 15 Temmuz gecesi Beylerbeyi Sarayı’nda Başbakanlık ofisinin olduğu Sarı Köşkte iken, 21.30 sıralarında nöbetçi amirliğinden silah sesi geldiğini ifade ederek, ''Polis memurları S.N. ve B.D yanıma geldiler, birlikte silah sesinin geldiği kapıya gittik. Kapıdaki görevli polis memuru 'Abi asker sıkıyönetim ilan edildiğini söylüyor. Silahları topluyorlar. Benim silahımı zorla aldılar. Sakın silahlarınızı vermeyin' dedi. Bunun üzerine olayı anladık.'' diye konuştu.

Kapıda 2-3 askeri araç, 20-30 tane de askerin olduğunu, bu durumu haber merkezine bildirdiklerini, 1 saat sonra da Üsküdar İlçe Emniyet Müdürünün olay yerine geldiğini anlatan tanık Ö.S. o gece yaşananları şöyle anlattı:

''Sivil kıyafetlerimizi giyip, silahlarla birlikte sokağa çıktık. Komiser Yalçın Zenginoğlu geldi. Ona da bilgi verdik. Kuleli’den asker çıkmış geliyorlarmış diye söylenti vardı. Özel Harekat ekiplerinin yanına yaklaştığımda Yalçın komiser, ‘Bir şey yapmayacağız’ demiş. Özel Harekatçılar ona ‘Biz burayı korumaya geldik. Askerler bir daha gelirse çatışırız, gerekirse ölürüz’ diyordu. Yalçın onlara ‘Siz bilirsiniz’ dedi. Bu diyaloğa sonradan katıldığım için Yalçın komisere tekrar ne yapacağımızı sordum. O da ‘Kapıları kapatır, bekleriz’ dedi. Ben, ‘Komiserim olur mu öyle şey? Arkadaşlarımız dışarıda çatışırken, biz burada nasıl otururuz’ dedim. Telsiz alıp çıkarken, Burak Dedebali ve Salih Nur ile karşılaştım. Yalçın komiserin dediğini onlara da aktardım. Onlar da benimle geldi. Özel Harekatçıların yanına gittik.”

"İstanbul Emniyet Müdürü bizi bağlamaz''

Tanık polis memuru, İl Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan’ın telsizden, darbeye direnmeleri için geçtiği anonsu da komiser Yalçın Zenginoğlu’na ilettiğini anlatarak, sanık Zenginoğlu’nun ise “İstanbul Emniyet Müdürü bizi bağlamaz. Biz Milli Saraylara” bağlıyız dediğini iddia etti.

''Baş müdürümüz, ‘Kimse teslim olmayacak, silah bırakmayacak, gerekirse çatışıp şehit oluruz’ diyordu. O saatten sonra Başbakanımız ve Cumhurbaşkanımız da açıklama yapmıştı.'' diyen tanık polis memuru Ö.S. bu dakikadan sonra sanık Yalçın Zenginoğlu ile irtibatının olmadığını söyledi.

Mahkeme başkanının, “Sanık burada darbeye yardım etmekle suçlanıyor. Ciddi, ağır bir suçlama. O geceyi sen yaşadın. Korkmuş muydu, lakayt mıydı?” diye sorduğu Ö.S ''Nöbetçi amir odasında sürekli oturuyordu. Bir kez çıktığını gördüm. Bir kez de saraya sızma olduğu söylenince çıkmış.” yanıtını verdi.

Diğer tanıkların da dinlendiği duruşma, eksikliklerin giderilmesi amacıyla ertelendi.

Muhabir: Muhammed Enes Can-Kaan Bozdoğan-Murat Kaya

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER