TBMM - HATİCE ÖZDEMİR
Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Necdet Özel, FETÖ'nün Darbe Girişimini Araştırma Komisyonunun yazılı 9 sorusuna 7 sayfalık cevap gönderdi.
Özel, cevabında, komisyonun çalışmalarına azami ölçüde olumlu katkıda bulunabilmek, 4 yıllık görev süresince çok yoğun bir gündemle meşgul olması nedeniyle konuları, bu konulara yapılan işlemleri hatırlayabilmek için zamana ihtiyacı olduğunu ve bu nedenle de komisyona yüz yüze katılmak yerine, sorulara yazılı cevap vermek istediğini belirtti.
"Ekim 2010 öncesi bin 116 personelin TSK ile ilişikleri kesildi"
FETÖ/PDY'nin bir dönem "Dini değerleri istismar eden gruplar" arasında değerlendirildiğini ve faaliyetlerinin milli güvenliğe tehdit teşkil ettiğini aktaran Özel, şu görüşlere yer verdi:
"29 Nisan 2015'te 'Milli güvenliği tehdit eden legal görünümlü illegal bir yapı' olduğu resmen belirtilmiştir. FETÖ/PDY konusunun Ekim 2010 öncesi dönem, Ekim 2010 - 2013 sonu dönemi ve 2014-18 Ağustos 2015 dönemi olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Birinci dönemde, devletimizin resmi belgelerinde, mevcut cemaat ve tarikatların tamamının 'dini değerleri istismar eden gruplar' içinde mütalaa edildiği ve milli güvenliğimize tehdit olarak değerlendirildiği ve bu değerlendirme ışığında çalışmaların yapıldığı görülmüştür. Bu dönemde arşiv kayıtlarımıza göre, bin 116 personelin TSK ile ilişiklerinin kesildiği ve yine kayıtlarımıza göre, ilişiği kesilen bu personelden 400 kişinin Fetullah Gülen Grubu ile iltisaklı olduğu yönündedir."
Ekim 2010 ve 2013 sonu döneminde ise devletin resmi belgelerinde, tehdit değerlendirmesinin değiştiğinin, cemaat ve tarikatların faaliyetlerinin güvenliğe tehdit oluşturmadığının görüldüğünü aktaran Özel, bu dönemde hakkında işlem yapılan personelin olmadığını bildirdi.
2014 - 18 Ağustos 2015 döneminde ise yapının "Milli güvenliği tehdit eden legal görünümlü illegal yapı" olarak adlandırıldığını ifade eden Özel, şu değerlendirmede bulundu:
"2014 yılı başından itibaren isim bazında bazı TSK mensuplarının paralel yapıyla irtibatlı oldukları yönündeki iddialar üzerine harekete geçilmiş ve iddialar incelenmiştir. Süreç içinde MİT ve EGM'den bilgi talebinde bulunulmuştur. Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanununa göre, (Asker kişiler hakkında yapılacak ihbar ve şikayetlerin soyut ve genel nitelikte olmaması, ihbar ve şikayetlerde kişi veya olay belirtilmesi, iddiaların ciddi bulgu ve belgelere dayanması, ihbar ve şikayet dilekçesinde dilekçe sahibinin ad, soyad ve imzası ile iş veya ikametgah adresinin bulunması zorunludur. Bu şartları taşımayan ihbar ve şikayetler işleme konulmaz.) hükmüne rağmen Genelkurmay Askeri Savcılığına adli soruşturma emri verilmiştir. Bununla eş zamanlı olarak, Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı koordinatörlüğünde Kuvvet Komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı İstihbarat Başkanlıkları, Personel Başkanlıkları ve Adli Müşavirliklerinin ortak çalışma yapması yönünde idari soruşturma emri verilmiştir. Görevim esnasında yaptırdığım incelemeler neticesinde, adli ve idari soruşturmaların tamamlanmadığı, tamamlanan idari soruşturmalarda da mevcut bilgiler ışığında ilgili personel hakkında yasal bir işlem yapılmasına gerek duyulmadığı değerlendirilmiştir."
"İstihbarat yapısı yeniden gözden geçirilmeli"
İstihbarat zafiyeti ile ilgili sorulara ilişkin Özel, insan istihbaratının önemli olduğunu, bu nedenle mevcut istihbarat teşkillerinin yapısının gözden geçirilmesi, görev ve sorumluluklarının net olarak yeniden belirlenmesi gerektiğinin altını çizdi.
İstihbarat birimlerindeki bilgilerin güncellenmesi gerektiğini ifade eden Özel, "MİT Müsteşarlığı koordinatörlüğündeki müşterek istihbarat koordinasyon merkezi faaliyetlerini sürdürmeli ve bu merkez güçlendirilmelidir. Bilgi verme konusunda vatandaşımıza güven duygusu aşılanmalı, gizlilik prensibine gayret edilmeli, en önemli haber kaynağının vatandaşlarımız olduğu unutulmamalıdır. Ancak yanlış iddia ve ihbarda bulunan kişilere de gerekli hukuki müeyyide uygulanmalıdır." şeklinde önerilerde bulundu.
"Nihai hedefleri, devleti ele geçirmek"
Örgütün ortaya çıkış nedenine ilişkin soruya ise Özel, şunları ifade etti:
"Hiçbir cemaat ve tarikatla ilişkisi olmayan, bu tür oluşumlardan daima uzak duran, Allah ile arasına hiç kimseyi sokmayan, kendi değerlerine ve inançlarına göre yaşamını sürdüren bir kişi olarak, FETÖ ve benzeri illegal yapılar hakkında açık kaynaklarda belirtilen hususlar dışında bilgi sahibi olmadığımı samimiyetle ifade etmek isterim. Ancak geçmişten günümüze kadarki icraatı düşünüldüğünde, FETÖ'nün ve destekleyicilerinin nihai hedefinin devleti ele geçirme olduğu açık ve net olarak görülmektedir. Hain darbe girişiminin en önemli hedefinin, TSK içinde kendilerini çok iyi gizleyen, uyuyan hain hücrelerin, ihanet çetelerinin, vatan-millet düşmanlarının, insani duygulardan arınmış asker kılıklı ancak asker diyemeyeceğimiz kişilerin yönlendirilmesi ile demokratik usullerle ulaşamadıkları hedeflerine antidemokratik yolu kullanarak devletimizi her yönden istikrarsızlığa ve ülkemizi kaosa sürüklemek ve anayasal düzeni güç kullanarak değiştirmek olduğunu düşünüyorum."
Eski Genelkurmay Başkanı Özel, "özel not" başlıklı gönderdiği bölümde ise, TSK mensuplarının hiçbir legal görünümlü illegal yapılarla ve illegal tüm odaklarla, terör örgütleriyle irtibat ve işbirliği içinde olmalarının asla kabul edilemeyeceğini vurguladı. Bu nedenle görev süresi içinde başlangıçta "paralel yapılanma" ile ilgili iddialara ilk günden itibaren kapsamlı olarak hem idari hem de adli yönden inceleme başlattığını, elde edilen mevcut tüm bilgileri detaylı olarak değerlendirdiğini aktaran Özel, şu ifadeleri kullandı:
"Görev sürem içinde, TSK içinden silahlı bir kalkışma olacağına dair en küçük bir emare tespit edilememiş ve herhangi bir kaynaktan da bilgi alınmamıştır. Dikkatlerinize sunmak istediğim ve önemsediğim bir konu, 15 Temmuz hain darbe girişimi, kalkışması sonucunda oluşan resme bakarak daha önce belirttiğim dönemler ve zaman dilimleri kendi koşulları içinde değerlendirilmeden yapılan ve yapılacak olan yorumların, değerlendirmelerin doğru olmadığını ve olamayacağını düşünüyorum. Bildiğiniz gibi yargılama süreci devam etmektedir. Bu nedenle, yargılama sürecinin takip edilmesinin uygun olacağını değerlendiriyorum."
dikGAZETE.com