Cenevre
Eski Birleşmiş Milletler (BM) Suriye özel danışmanı ve Norveç Mülteci Konseyi Genel Sekreteri Jan Egeland, yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) İdlib'de de görüldüğünü belirterek, bölgede çatışmaların yeniden başlamasının tüm Suriye için "tam bir felaket" olacağı uyarısında bulundu.
Egeland, BM Cenevre Ofisine Akredite Basın Mensupları Birliğinin (ACANU) video konferans yoluyla düzenlediği toplantıda, gazetecilerin sorularını cevapladı.
Bir önceki BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura'nın danışmanı olan Egeland, Kovid-19'un "insanlığın ortak düşmanı" olduğunu vurguladı.
Egeland, AA muhabirinin, Cenevre'de Beşşar Esed rejimi temsilcilerinin uzlaşmaz tutumu nedeniyle başarısızlıkla sona eren Suriye Anayasa Komitesi toplantılarının geleceği ve İdlib'deki duruma ilişkin sorusu üzerine şunları söyledi:
"Tüm taraflara, kendi siyasi görüşlerini bir tarafa koymaları çağrısı dışında Anayasa Komitesine ilişkin gerçekten bir yorumda bulunamayacağım. Çünkü şu an ortak bir düşman ve tehdit olan bir virüsle pandemiyle karşı karşıyayız. Şimdi bir uzlaşma ve anlaşma için masaya oturma zamanı."
"Kovid-19 İdlib'de"
Egeland, İdlib'de savaşın tekrar başlamaması gerektiğinin altını çizerek, "Kovid-19 salgının üstüne bir de çatışmalar yeniden başlarsa bu Suriye geneli için tam anlamıyla bir felaket olacak. Çünkü virüs halihazırda İdlib'de. Dolayısıyla yeniden savaşa başlayamazlar, başlamamalıdırlar." ifadesini kullandı.
İdlib'in "devasa bir mülteci kampı haline geldiğini" vurgulayan Egeland, bölgede Suriye içinde yerinden edilmiş siviller için yüzlerce yerleşim yeri bulunduğunu aktardı.
Egeland, buradaki sivillerin aşırı derecede savunmasız durumda olduğuna, insanların dar bir alana sıkışmış vaziyette iç içe yaşadığına dikkati çekerek, "(Çatışmaların) tekrar başlamasına tahammül edemeyiz. Bence de bu olmayacak." değerlendirmesinde bulundu.
İdlib'de durum
Türkiye, Rusya ve İran'ın katıldığı, 4-5 Mayıs 2017'deki Astana toplantısında, İdlib ve komşu illerin (Lazkiye, Hama ve Halep vilayetleri) bazı bölgeleri, Humus ilinin kuzeyi, başkent Şam'daki Doğu Guta ile ülkenin güney bölgeleri (Dera ve Kuneytra vilayetleri) olmak üzere 4 "gerginliği azaltma bölgesi" oluşturuldu ancak rejim ve İran destekli teröristler, ateşkes ilanıyla durumun muhafaza edilmesinin kararlaştırıldığı 4 bölgeden 3'ünü Rusya'nın hava desteğiyle ele geçirdi ve İdlib'e yoğunlaştı.
Rejim güçlerinin eylül 2018'de askeri yığınağına hız vermesi üzerine Türkiye ve Rusya, 17 Eylül 2018'de ateşkesi güçlendirmek için Soçi'de ek mutabakata vardı.
Saldırılarına kısa süre ara verdikten sonra yeniden başlayan rejim güçleri, mayıs 2019'da bölgeyi tümüyle ele geçirmek için kara operasyonu düzenledi.
Rejim ve destekçileri, bu çerçevede İdlib'in önemli ilçelerinin yanı sıra güneyi ve güneydoğusu, Hama'nın kuzey ve doğu kırsalıyla Halep'in güney ve batı kırsalında çok sayıda yerleşimi ele geçirdi.
Soçi mutabakatından bu yana rejim ve destekçilerinin İdlib'e saldırılarında 1800'den fazla sivil can verdi. Ocak 2019'dan itibaren yaklaşık 2 milyon sivil göç etti.
Türkiye ve Rusya, 12 Ocak 2020'de ateşkesin başlaması için mutabık kaldı ancak Esed rejimi ve müttefikleri, ateşkesi hiçe sayarak İdlib'deki saldırılarını sürdürdü. Bunun üzerine Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 5 Mart'ta Rusya'nın başkenti Moskova'da yeni bir mutabakat sağladı.
Son ateşkes, 6 Mart'ta saat 00.01'den itibaren yürürlüğe girdi. Rejim güçlerinin zaman zaman ihlallerine rağmen ateşkese büyük ölçüde riayet ediliyor.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com