ANKARA(AA) - Ankara Cumhuriyet BaÅŸsavcılığının Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) yönelik soruÅŸturması kapsamında 3 Haziran'da gözaltına alınan, ancak tutuklama talebiyle sevk edildiÄŸi nöbetçi hakimlikçe adli kontrol ÅŸartıyla serbest bırakılan eski Adalet Bakanlığı MüsteÅŸarı Birol Erdem hakkındaki iddianame, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.
Anayasal Düzene Karşı Ä°ÅŸlenen Suçları SoruÅŸturma Bürosu savcılarından Veysel Kaçmaz tarafından hazırlanan iddianamede, FETÖ'nün kuruluÅŸu, amacı, yargıdaki örgütlenmesi ve MÄ°T tırlarının durdurulması, 17-25 Aralık süreci ile kumpas davaları ayrıntılarıyla anlatıldı.
Ä°ddianamede, Erdem'in Adalet Bakanlığı Personel Genel MüdürlüÄŸü yaptığı, 2010'daki Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üye seçimlerinde idari yargı adayları arasından kurul üyeliÄŸine seçildiÄŸi ve Ä°kinci Daire Üyesi olarak çalıştığı, 2011 yılı Ekim ayında Adalet Bakanlığı MüsteÅŸarı olarak atandığı ve 31 Aralık 2013'e kadar bu görevi yürüttüÄŸü, bu tarihten sonra BaÅŸbakanlık MüÅŸaviri olduÄŸu hatırlatıldı.
Ä°ddianamede, Erdem'in, HSYK Üyesi seçildiÄŸi 2010 yılına kadar Adalet Bakanlığı Personel Genel MüdürlüÄŸünde çalıştığı, Personel Genel MüdürlüÄŸünün 2010'da yapılan Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸinden önceki HSYK'nın, hakim/cumhuriyet savcılarının tayin kararnameleri baÅŸta olmak üzere atama, yetki ve terfi gibi özlük iÅŸlemlerinin sekretaryalığını yaptığı aktarıldı.
Ä°ddianamede, Birol Erdem'in, 2007 yılında baÅŸlatılan kamuoyunda "Ergenekon davası" olarak bilinen soruÅŸturma baÅŸta olmak üzere diÄŸer soruÅŸturmaların baÅŸladığı tarihte Personel Genel Müdür Yardımcısı olduÄŸu göz önüne alındığında, örgüt mensubu yargı üyeleriyle örgütsel amaç ve birliktelikle hareket ederek, haklarında ayrıca soruÅŸturmalar yürütülen hakim/cumhuriyet savcılarının görev ve yetkilendirilmesini saÄŸladığı ifade edildi.
Ä°ddianamede, 2010'da yapılan Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸinden sonra oluÅŸturulan HSYK'nın kendi sekretaryasının kurulması üzerine, Personel Genel MüdürlüÄŸünde birlikte görev yaptıkları Engin Durnagöl, Havva Gürgen, Muzaffer Bayram gibi örgüt mensuplarının bu defa HSYK Genel SekreterliÄŸinde Genel Sekreter Yardımcısı olarak görevlendirildiÄŸi ve aynı örgütsel amaçlar doÄŸrultusunda örgütsel faaliyetlere devam edildiÄŸi ifade edildi.
"Örgüt, yargı teÅŸkilatı içinde tek güç haline geldi"Hatta HSYK Üyesi seçilen örgüt mensubu kurul üyelerinin varlığıyla da örgütün, yargı teÅŸkilatı içinde tek güç haline geldiÄŸi, bu gücün elde edilmesiyle, öncelikle yüksek yargıya fazla sayıda örgüt mensubunun üye olarak seçilmesi ile örgütün talimatlarına uygun kararların çıkarılabileceÄŸi bir yapıya dönüÅŸtürüldüÄŸü aktarılan iddianamede, yeni atamalarla TeftiÅŸ Kurulunun da örgütün hakimiyetine girmesinin saÄŸlandığı belirtildi.
Ä°ddianamede, Erdem'in aynı birimde görevli diÄŸer FETÖ üyeleriyle sahip olduÄŸu konumunu, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in, "Devletin en kılcal damarlarına kadar gireceksiniz" ÅŸeklindeki talimatları gereÄŸince, izah edilen bu yapının oluÅŸması, yönetilmesi ve yargının kritik birimlerinin ele geçirilmesi amacıyla örgütün menfaat ve talimatlarına göre kullandığı kaydedildi.
"Bilerek ve isteyerek yer aldı"Ä°ddianamenin sonuç bölümünde, Birol Erdem'in, devlet yargısına alternatif olarak faaliyet gösteren FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü'nün yargı yapılanması içinde bilerek ve isteyerek yer aldığı, 14 yıl boyunca deÄŸiÅŸen siyasi partilere ve eÄŸilimlere raÄŸmen örgütün temel hareket tarzına uygun olarak o dönemin siyasal eÄŸilimiyle ters düÅŸmeyecek ÅŸekilde hareket edip gizlenerek, örgütsel baÄŸlılığını devam ettirdiÄŸi kaydedildi. Ä°ddianamede, hakkında ByLock, Bank Asya hesabı, gazete aboneliÄŸi gibi deliller olmamakla birlikte, örgütün üst düzey yöneticisi olduÄŸu ve örgüt adına çok önemli görevler yerine getirdiÄŸi anlaşılan Erdem'in eylemlerinin, Silahlı Terör Örgütü YöneticiliÄŸi suçunun yasal unsurlarını oluÅŸturduÄŸu bildirildi.
Ä°ddianamede ayrıca Birol Erdem'in, "2010 yılında MÄ°T MüsteÅŸarının ifadeye çaÄŸrılması ile birlikte örgüt aleyhine faaliyetlerde bulunduÄŸuna yönelik savunmalarının, aktif görevde olduÄŸu dönemlerde gizli ve örtülü bir ÅŸekilde icra ettiÄŸi örgütsel amaçlı eylemlerini sözde bertaraf etmeye ve suçtan kurtulmaya yönelik olduÄŸu" sonucuna varıldığı belirtildi.