15 Temmuz gecesi Erzurum Jandarma Bölge Komutanlığı Kurmay Başkanı olan Kurmay Albay Murat Koçak ile Harekat ve Asayiş Şube Müdürü Kurmay Binbaşı Murat Yılmaz gözaltına alınmış, hain FETÖ’cüler tarafından gönderilen ‘sıkıyönetim direktiflerini’ uygulamakta ısrarcı oldukları gerekçesiyle 17 Temmuz’da tutuklanarak H Tipi Cezaevine gönderilmişti. Ardından Murat Koçak ve Murat Yılmaz hakkında Erzurum 2’nci Ağır Ceza Mahkemesinde dava açılmıştı. Hazırlanan iddianamede söz konusu eylemlerin FETÖ/PDY mensupları tarafından gerçekleştirildiği, Murat Koçak’ın ‘Sıkıyönetim Direktifi’ konulu belgenin ekinde bulunan ‘İl Sıkıyönetim Komutanları’ başlıklı listenin 29’uncu sırasında sözde Erzurum Sıkıyönetim Komutanı olarak görevlendirildiği, Murat Yılmaz’ın örgüt mensuplarının kullandığı ByLock haberleşme programını kullandığı yer almıştı.
TÜRKİYE’DE VERİLEN İLK KARARDI
Yargılama sonrası sanıklarla ilgili olarak mahkeme heyeti kararını 5 Ocak 2017’de açıkladı. 2. Ağır Ceza Mahkeme heyeti, Murat Koçak ile Murat Yılmaz’ı ‘cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs’ suçunu işlediklerini kabul ederek, sanıkları ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum etti. Mahkeme, iki asker için de iyi hal indirimi uygulamadı ve tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Mahkeme heyetinin bu kararı ile Türkiye’deki ilk darbeci komutanlar davası karara bağlanmış oldu.
Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdığı sanıklar Murat Yılmaz ve Murat Koçak, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesine istinaf başvurusunda bulundu. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, sanıkların istinaf başvurusunu görüştü. Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinin verdiği kararı onayladı. Açıklanan kararda şöyle denildi:
“5237 sayılı TCK’nın 58. maddesinin 9. fıkrası; örgüt mensubu olan sanıklar hakkında tayin olunan hapis cezasının infazı sırasında ve infazından sonra uygulanmak üzere denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasını getirmiş, infaz rejiminin de buna göre belirlenmesini öngörmüştür. Maddenin kapsamı ve amacından da anlaşılacağı üzere bu hususlar ceza değil, cezaya bağlı olarak uygulanacak infaz rejimi ile ilgili olup, bu konunun kazanılmış hak oluşturmayacağı da gözetilerek, sanıklar hakkında TCK’nın 58/9 maddesinin infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı görüldüğünden sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 309/1 maddesiyle hükmolunun cezanın 3713 sayılı Yasa’nın 5. maddesi ile artırılmasına yer olmadığın karar verilmesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanın karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuk uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre yerinde görülmeyen istinaf itirazlarının reddine”
Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, kararında temyiz yolunun da açık olduğunu bildirdi.
(İHA)
dikGAZETE.com