Erzincan
Anne Fatma Güney, gazetecilere, daha önce de çevresindeki birçok insanın köpek saldırısına uğradığını söyledi.
İnsanların yaşanan olaylar karşısında sesiz kalmasına anlam veremediğini ifade eden Güney, şunları kaydetti:
"Çevredeki vatandaşlar ve çocuğumun babası olmasaydı, belki de köpekler onu parçalayacaklardı. Belki de çocuğum yola fırlayacaktı. Bir anne olarak hissettiklerimi tarif edemem. Çocuğuma bir şey olsaydı, bunun hesabını kim verecekti? Bu kadar acı olaylar varken, neden tedbir alınmıyor, neden çocuklar yaralanıyor, insanlar yaralanıyor ve diğerlerinin gözleri kapanıyor? Daha önce de çevremizde benzer olaylar yaşadık. Hatta geçenlerde bir arkadaşımın çocuğunu köpekler ısırmış. Çocuk her kapı çaldığında ‘anne köpekler mi geldi’ diyerek annesine sarılıyor. Yine Üzümlü ilçesinde köpeklerin saldırısı sonucu ağır yaralanan bir çocuğumuz var. Bir akrabamızın oğlu köpekleri kovalamak isterken vefat etti. İnsanların, zarar gördüğü halde bu kadar sesiz kalmalarını aklım almıyor."
Güney, köpek saldırıları ile ilgili daha önce de şikayette bulunduklarını belirterek, "Daha önce de başıboş köpeklerle ilgili şikayetimiz oldu. Her tarafta oldukları için belediye ekipleri köpekleri kısırlaştırıp tekrar sokağa geri bırakıyor. Kanunda da bu böyleymiş, belediyenin de yapacak çok fazla bir şeyi yokmuş sanırım. Kime başvuracağımızı şaşırdık artık. Devletimizden ve büyüklerimizden kesinlikle bizim yanımızda olmalarını istiyoruz." dedi.
Emir Bahadır Güney ise olayda çok korktuğunu anlattı.
Olay
Yunus Emre Mahallesi'nde 14 Mart'ta okuldan evine gitmek isteyen ilkokul birinci sınıf öğrencisi Güney, Karagül apartmanı yakınlarında başıboş 5 köpeğin saldırısından çevredeki vatandaşların yardımıyla yara almadan kurtulmuş ve olay anı çevredeki güvenlik kamerasına yansımıştı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com