Gündem

Ermeni kuyumcu Çamlıca camisine dev bir eser hazırlıyor

Antalya'da yaşayan Ermeni asıllı Türk vatandaşı 42 yaşındaki kuyumcu ustası Şenol Vayvalako, filografi sanatını mücevher ve değerli taşla birleştirerek 5 yılda tamamladığı Esma-ül Hüsna tablosunu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hediye etmenin mutluluğunu yaşadı.

Ermeni kuyumcu Çamlıca camisine dev bir eser hazırlıyor
12-02-2016 14:34

Vayvalako, Çamlıca camisine Yasin suresinin yer aldığı dev bir eser yapma talebinin de Erdoğan tarafından olumlu karşılandığını söyledi.Muratpaşa ilçesinde yaşayan evli ve bir çocuk babası Ermeni asıllı Türk vatandaşı Vayvalako, 9 yıl önce gördüğü bir rüyadan etkilenerek Müslüman oldu. Rüyasında Peygamber efendimizi gören ve İslamiyet için kalıcı bir eser bırakmayı hayal eden Vayvalako, 5 yıllık bir çalışmanın ardından dünyanın mücevherlerle işlenmiş ve Allah-ü Teala'nın 99 isminin bulunduğu en büyük Esma-ül Hüsna tablosunu filografi yöntemiyle oluşturdu.

Eser için Afrika'dan abanoz ağaçları getiren Vayvalako, “Ağaca şekil verdim ve Allah'ın 99 ismini tek tek işledim. İşlemeleri 18 ayar altın kaplama yaptım. Ağacın arka tarafındaki bölüm de 22 ayar altınla kaplıdır. Eserin üzerine laboratuvar üretimi yaklaşık 15 bin yarı değerli taş koydum. Eserimde ayrıca yaklaşık 7,5 kilo gümüş de kullandım" dedi.

“15 BİN ELMAS TAŞ MIHLADI”

Eserinde çivi ve telin aşka geldiğini aktaran Vayvalako, şunları söyledi:“Benim de hayalim 300-500 yıl kalabilecek eserler yapabilmek. Üstüne bir şeyler koyup unutulan eserleri canlandırmak istiyorum. Gördüğüm rüyaya kayıtsız kalmamak adına İslamiyet adına, dostluk adına ne yapabilirim diye düşündüm. Ve oturup böyle bir eser yapmaya karar verdim. Bu eser, 1.85 boyunda 70 kilo ağırlığında ve 15 bin elmas taş mıhladık. Gümüş ve 18 ayar altın kapladık ve arkasını 22 ayar varak yaptık. Beş yıl boyunca çalışıp bu eseri bitirdik”

“ESERİNİ CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN KABUL ETTİ”

Eserinin dünyada eşi ve benzerinin olmadığını savunan Vayvalako, sözlerini şöyle sürdürdü:“Maddi değerinden ziyade manevi değeri daha önemlidir. Gördüğüm rüyanın peşinden koşup sahibine ulaştırmak benim için önemliydi.Çok şükür bitti. Ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a Antalya ziyaretinde hediye ettim. Kendisi çok ilgilendi eserle. Kabul etti. O günkü ortam çok güzeldi. İsterim ki bir daha bir araya geleyim. Rüyamın gerçekleşmesi benim için önemliydi rüyam gerçek oldu ve eserim doğru yere gitti. Şimdi yine Cumhurbaşkanımız için, ‘Seni seviyorum ya Resulullah’ yazılı bir eser daha hazırlıyorum. Bunu da bitirip kendisine götüreceğim.”

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, ÇAMLICA İÇİN TALİMAT VERDİ”

Cumhurbaşkanı Reecep Tayyip Erdoğan’la yaptıkları görüşme hakkında bilgi veren Vayvalako, “Kendileri bana sordu, ‘Ne yapmak istersin’. Dedim ki ölümsüz eserler yapmak istiyorum. Eğer bu konuda bir şey yapılacaksa bende İslam adına bir şey yapmak istiyorum. Sağolsun beni kırmadı. Kısmetse Çamlıca Camisine büyük bir eser yapacağım. Benim hedefim camiye bir ayet yazmak. İdeallerim ve hayallerim olduğunu ve yardım istediğimi söyledim. ‘Peki dedi o zaman Çamlıca’ya sana bir eser yaptıralım’ Kısmetse bir araya gelip bu işe start vermek istiyorum” dedi.

“ÇAMLICA’YA BÜYÜK BİR ESER YAPACAK”

Birinci hayalinin Esma-ül Hüsna tablosunu Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ulaştırmak olduğunu anlatan Vayvalako, sözlerini şöyle sürdürdü: “İkinci hayalim Çamlıca’ya büyük bir eser yapmaktır. Üçüncü hayalim Kabe’ye bir eser yapmak. Kısmet olursa bunları yerine getirmek istiyorum. Şimdilik kendi imkanlarımızla yapıyoruz ama büyük eser yapmaya başladığımızda tabi ki kaynak gerekecek. Artık bu işe gönül vermiş insanları bulacağız.”

“DEĞERİ ÖLÇÜLEMEZ”

Yapılan eserlerin değerinin parayla ölçülemeyeceğini kaydeden Vayvalako, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir Hıristiyanın bir Yahudinin de eserlerimizi alıp evine asması iyi olur. İşte o zaman sanat olur. Benim yapmak istediğim bu. Yaparken hiçbir talebimiz yok ama bunları yapmak bir maliyet. Kültür ve Turizm Bakanlığı ya da Cumhurbaşkanımızın verdiği talimat yerine gelirse bir şekilde kaynak ayrılır. Ve bu eserler sonsuza dek bu topraklarda kalır. Uluslararası diplomatik ilişkilerde bu eserlerden hediye olarak götürebilmeliyiz. İnsanların da görsel olarak yüreğine dokunabilmek lazım.”

FİLOGRAFİ HAKKINDA

Filografi, Orta Doğu'da doğmuş ve Avrupa'dan Uzak Doğu'ya kadar yayılmış ancak yapımının zor olduğu düşüncesiyle yok olmaya yüz tutmuş bir el sanatı olarak biliniyor. Çivi ve telin maharetli ellerde şekillendiği bir el sanatı; filografi. Çivilerin arasından tellerin geçirilmesi ile objelere estetik görünüm kazandırılması işlemi olarak tanımlanan filografide, belli örgü teknikleri kullanılarak hat yazıları, simetrik desen, amblem, çiçekler ve çizgi film karakterleri pano haline getirilebiliyor.Tasarlanmış bir motifin veya desenin ahşap malzeme üzerinde çivi ile çakılıp arasından çeşitli renklerde iplik veya tel geçirilerek farklı motif veya desenlerin ortaya çıkarılması ile oluşan bir sanattır filografi. Yeteri kadar uygulanmadığı için giderek yok olan bir sanat.

Kaynak: IHA

dikgazete.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER