ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen "37. Muhtarlar Toplantısı"nda muhtarlarla bir araya geldi.
Muhtarlara bir müjdesinin olduğunu dile getiren Erdoğan, "Artık öyle eskisi gibi hatır gönülle hatta zorla muhtar adayı olma dönemi bitiyor. İlk seçimden itibaren sizleri sıkı bir yarış bekliyor." ifadesini kullandı.
Erdoğan, kademeli bir artışla muhtar maaşlarını asgari ücretle eşitlediklerini anımsatarak, "Şu anda muhtarlarımız bin 406 lira maaş alıyor ama 'bu yetmez' dedik. 'Bir de bunların Sosyal Güvenlik Kurumu primleri var, onların da karşılanması lazım.' dedik. İlgili kurumlarımız hazırlıklarını tamamladılar, yayımlanacak ilk Kanun Hükmünde Kararname ile bu meseleyi çözüyoruz. Artık muhtarlarımızın 613 lira tutan Sosyal Güvenlik Kurumu pirimleri devlet tarafından karşılanacak. Böylece muhtarlarımızın gelirleri de fiilen maaş artı sosyal güvenlik pirimi olarak 2 bin 19 liraya çıkıyor. Dersimi çalıştım da geldim, böyle boş gelmedim." dedi.
"Hiç endişeniz olmasın"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, salondaki bir muhtarın "PYD ile komşu olmak istemiyoruz" sözleri üzerine PYD ve YPG'nin hiçbir zaman Türkiye'ye komşu olamayacağını bildirdi. Erdoğan, "Hiç bundan endişeniz olmasın. Şu anda Cerablus'ta ne yaptık, Rai'de ne yaptık, onların belini kırdık. Hiç ondan şüpheniz olmasın, PYD, YPG bunların hepsi Türkiye'nin bilesiniz ki buralardaki düşmanıdır." dedi.
Güvenlik korucularına sigorta
Bir müjdesinin de güvenlik korucularına yönelik olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Güvenlik korucularımızın maaşlarını bin 411 liraya, harcırahlarını günlük 36 lira ve aylık bin 80 liraya çıkarmış, ayrıca günlük 21 lira da operasyon tazminatı ödenmesini sağlamıştık. Güvenlik korucularımız artık kendi illeri dışındaki operasyonlarda da görevlendirilebiliyor. Mevcut illerimize ilave olarak, Erzurum, Erzincan, Hatay ve Osmaniye'yi de güvenlik koruculuğu sistemine dahil ettik. Hem kadro sayısını 55 bine çıkartarak hem de yaş ortalamasını düşürerek güvenlik korucularımızı asker ve polislerimizin en büyük yardımcısı haline getirdik. Şimdi yeni bir adım daha atıyoruz. Ve tüm güvenlik korucularımızı sigortalı hale getiriyoruz. Sigorta primleri İçişleri Bakanlığımız tarafından ödenecek, güvenlik korucularımız tıpkı diğer sigortalılar gibi istedikleri yerden sağlık hizmeti alabilecekler."
"Artık konuşma zamanı değil"
Başbakanlığı ve genel başkanlığı döneminde, sistem değişikliğine ilişkin geniş anlamda çalışmalar yaptırdığını belirten Erdoğan, "Bir noktaya gelindi, şimdi artık konuşma zamanı değil. Şimdi sandıkta nihai kararı milletin verme zamanı ve bu hazırlanan bal millete ikram edildi. Anamuhalefet konuşur, biz yaparız. Farkımız bu." dedi.
"Tanklar oradaydı, sen neredeydin?"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 15 Temmuz'u karaladığını ve şehitlerin aziz ruhlarını muazzep ettiğini dile getiren Erdoğan, "Ne diyor, çok çirkin, şu ifadeye bak. Diyor ki '15 Temmuz örtülü darbedir.' Sen şehitlerimize bu hakaret yetkisini nereden buldun? Örtülü darbeyse zerre kadar haysiyetin varsa şahsiyetin varsa çık dosyalarını ortaya koy. Biz de gereğini yapalım. Siyasi hayatımda ne aldanan ne aldatan oldum. Bundan sonra da ne aldanan ne aldatan olacağız." ifadelerini kullandı.
"Dürüst ol, doğru ol, bu millete yalan konuşma" diyen Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminin gerçekleştiği gece Atatürk Havalimanı'na indiğinde oradakilerin "Saat 11.30 gibi Kılıçdaroğlu geldi ve ayrıldı" dediğini aktardı. Kılıçdaroğlu'na "niye ayrıldın oradan" diye soran Erdoğan, "Sonra öğrendik ki Bakırköy Belediye Başkanı'nın evine gitmiş. Milletin arasında kalsaydın ya. Önceden diyordun ki 'Darbe olduğu zaman tankın üzerine ilk ben çıkarım.' Hani tanklar oradaydı sen neredeydin? Bu iş lafla olmaz, bu iş yürekle olur, yürekle." dedi.
Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı gece, Üsküdar'da art arda geçen iki tankın önüne yatarak onları durdurmaya çalışan Sabri Ünal'ı hatırlatarak, "Bak 36 yaşında Sabri tankın altına kendini atıyor. Tank üzerinden geçiyor, kalkıyor. İkinci tank geliyor, onun altına da kendini atıyor. Kolu ayağı kırılıyor ama oradan yürekli bir gazi olarak çıkıyor. Şimdi Sabri mi Kılıçdaroğlu mu, Sabri, Sabri, Sabri. Mesele bu." diye konuştu.
"Atamıyorsan bu CHP gider"
Erdoğan, CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt'un sözlerine ilişkin, "Genel Başkanları çıkıyor konuşuyor, 'Doğru bulmam.' 'Doğru bulmam' deme, hemen sen kesin ihraç talebiyle bu adamı at. Atamıyorsan bu CHP gider. Bunun adı bölücülüktür, bu ülkeyi parçalamaktır." dedi.
"Halkın rızasını kazanalım yeter"
Yasama, yürütme ve yargı konusunda kulvarlarında güçlü bir şekilde işleyen bir sistem kuracaklarına dikkati çeken Erdoğan, güçlü, müreffeh ve istikrarlı Türkiye için, 16 Nisan'da "evet" denilmesini istedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tayyip Erdoğan'ı seven vardır, sevmeyen vardır. Hepsine saygı duyarım. Ama Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'nin ve Türk milletinin aleyhine herhangi bir işe kalkışmasının mümkün olmadığı hususunda ben herkesin mutabık olduğuna inanıyorum. Ha beni kimlerin sevmediğini size söyleyeyim; beni bölücü terör örgütü sevmez, beni FETÖ sevmez, beni rantçılar sevmez, beni DEAŞ sevmez, beni Batı, bir kısım liderler hiç sevmez ve İsviçre'nin parlamentosunun önünde portreyi koyup, şakağıma silah dayayanlar sevmez. Onlardan zaten böyle bir şey beklemek mümkün değil ki. Biz zaten onların sevmesini beklemiyoruz, bizi halkımız sevsin, bizi Hak kabul etsin, onun rızasını kazanalım yeter." diye konuştu.
"Büyük Türkiye'yi inşa etmenin gayreti içinde olalım"
Erdoğan, 18 maddelik anayasa değişikliği konusunda, yalanlarla milletin kafasını karıştırmaya çalışmanın adının muhalefet olmadığını aktararak, "Türkiye böyle bir muhalefet anlayışıyla yoluna devam edemez. AK Parti'ye, MHP'ye, Büyük Birlik Partisine gönül vermiş kardeşlerim, CHP'ye gönül vermiş bütün kardeşlerim, vatandaşlarım, Saadet Partisine gönül veren kardeşlerim, hepinize sesleniyorum; gelin 16 Nisan'da birlikte bir milli, yerli ittifak yapalım ve inşallah bu lider ülke Türkiye'yi, büyük Türkiye'yi farklı bir şekilde inşa, ihya etmenin gayreti içinde olalım. Burada hissi davranmayalım, burada hasbi davranalım." çağrısında bulundu.
"Çalışacağız"
Yüzde 50+1 oy gerektiren cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin devreye girmesiyle bu zihniyetin tamamen tasfiye olacağına değinen Erdoğan, "Artık millete söyleyecek sözü, anlatacak projesi, paylaşacak vizyonu olmayanın siyasette esamesi okunmayacaktır. Şahsen kendim de 2019 Kasımı'nda yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi için şimdiden hazırlanma, proje geliştirme, vizyon ortaya koyma ihtiyacı duyuyorum. Çalışacağız. neredeyse her gün bir başka ilimizde toplu açılış törenlerine katılıp, milletimizle kucaklaşırken bir yandan da zihnimin bir köşesinde bu hazırlıkları yapıyorum, ekibimle bu çalışmaları yapıyorum." diye konuştu.
Muhtarlara bir müjdesinin olduğunu dile getiren Erdoğan, "Artık öyle eskisi gibi hatır gönülle hatta zorla muhtar adayı olma dönemi bitiyor. İlk seçimden itibaren sizleri sıkı bir yarış bekliyor." ifadesini kullandı.
Erdoğan, kademeli bir artışla muhtar maaşlarını asgari ücretle eşitlediklerini anımsatarak, "Şu anda muhtarlarımız bin 406 lira maaş alıyor ama 'bu yetmez' dedik. 'Bir de bunların Sosyal Güvenlik Kurumu primleri var, onların da karşılanması lazım.' dedik. İlgili kurumlarımız hazırlıklarını tamamladılar, yayımlanacak ilk Kanun Hükmünde Kararname ile bu meseleyi çözüyoruz. Artık muhtarlarımızın 613 lira tutan Sosyal Güvenlik Kurumu pirimleri devlet tarafından karşılanacak. Böylece muhtarlarımızın gelirleri de fiilen maaş artı sosyal güvenlik pirimi olarak 2 bin 19 liraya çıkıyor. Dersimi çalıştım da geldim, böyle boş gelmedim." dedi.
"Hiç endişeniz olmasın"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, salondaki bir muhtarın "PYD ile komşu olmak istemiyoruz" sözleri üzerine PYD ve YPG'nin hiçbir zaman Türkiye'ye komşu olamayacağını bildirdi. Erdoğan, "Hiç bundan endişeniz olmasın. Şu anda Cerablus'ta ne yaptık, Rai'de ne yaptık, onların belini kırdık. Hiç ondan şüpheniz olmasın, PYD, YPG bunların hepsi Türkiye'nin bilesiniz ki buralardaki düşmanıdır." dedi.
Güvenlik korucularına sigorta
Bir müjdesinin de güvenlik korucularına yönelik olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Güvenlik korucularımızın maaşlarını bin 411 liraya, harcırahlarını günlük 36 lira ve aylık bin 80 liraya çıkarmış, ayrıca günlük 21 lira da operasyon tazminatı ödenmesini sağlamıştık. Güvenlik korucularımız artık kendi illeri dışındaki operasyonlarda da görevlendirilebiliyor. Mevcut illerimize ilave olarak, Erzurum, Erzincan, Hatay ve Osmaniye'yi de güvenlik koruculuğu sistemine dahil ettik. Hem kadro sayısını 55 bine çıkartarak hem de yaş ortalamasını düşürerek güvenlik korucularımızı asker ve polislerimizin en büyük yardımcısı haline getirdik. Şimdi yeni bir adım daha atıyoruz. Ve tüm güvenlik korucularımızı sigortalı hale getiriyoruz. Sigorta primleri İçişleri Bakanlığımız tarafından ödenecek, güvenlik korucularımız tıpkı diğer sigortalılar gibi istedikleri yerden sağlık hizmeti alabilecekler."
"Artık konuşma zamanı değil"
Başbakanlığı ve genel başkanlığı döneminde, sistem değişikliğine ilişkin geniş anlamda çalışmalar yaptırdığını belirten Erdoğan, "Bir noktaya gelindi, şimdi artık konuşma zamanı değil. Şimdi sandıkta nihai kararı milletin verme zamanı ve bu hazırlanan bal millete ikram edildi. Anamuhalefet konuşur, biz yaparız. Farkımız bu." dedi.
"Tanklar oradaydı, sen neredeydin?"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 15 Temmuz'u karaladığını ve şehitlerin aziz ruhlarını muazzep ettiğini dile getiren Erdoğan, "Ne diyor, çok çirkin, şu ifadeye bak. Diyor ki '15 Temmuz örtülü darbedir.' Sen şehitlerimize bu hakaret yetkisini nereden buldun? Örtülü darbeyse zerre kadar haysiyetin varsa şahsiyetin varsa çık dosyalarını ortaya koy. Biz de gereğini yapalım. Siyasi hayatımda ne aldanan ne aldatan oldum. Bundan sonra da ne aldanan ne aldatan olacağız." ifadelerini kullandı.
"Dürüst ol, doğru ol, bu millete yalan konuşma" diyen Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminin gerçekleştiği gece Atatürk Havalimanı'na indiğinde oradakilerin "Saat 11.30 gibi Kılıçdaroğlu geldi ve ayrıldı" dediğini aktardı. Kılıçdaroğlu'na "niye ayrıldın oradan" diye soran Erdoğan, "Sonra öğrendik ki Bakırköy Belediye Başkanı'nın evine gitmiş. Milletin arasında kalsaydın ya. Önceden diyordun ki 'Darbe olduğu zaman tankın üzerine ilk ben çıkarım.' Hani tanklar oradaydı sen neredeydin? Bu iş lafla olmaz, bu iş yürekle olur, yürekle." dedi.
Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı gece, Üsküdar'da art arda geçen iki tankın önüne yatarak onları durdurmaya çalışan Sabri Ünal'ı hatırlatarak, "Bak 36 yaşında Sabri tankın altına kendini atıyor. Tank üzerinden geçiyor, kalkıyor. İkinci tank geliyor, onun altına da kendini atıyor. Kolu ayağı kırılıyor ama oradan yürekli bir gazi olarak çıkıyor. Şimdi Sabri mi Kılıçdaroğlu mu, Sabri, Sabri, Sabri. Mesele bu." diye konuştu.
"Atamıyorsan bu CHP gider"
Erdoğan, CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt'un sözlerine ilişkin, "Genel Başkanları çıkıyor konuşuyor, 'Doğru bulmam.' 'Doğru bulmam' deme, hemen sen kesin ihraç talebiyle bu adamı at. Atamıyorsan bu CHP gider. Bunun adı bölücülüktür, bu ülkeyi parçalamaktır." dedi.
"Halkın rızasını kazanalım yeter"
Yasama, yürütme ve yargı konusunda kulvarlarında güçlü bir şekilde işleyen bir sistem kuracaklarına dikkati çeken Erdoğan, güçlü, müreffeh ve istikrarlı Türkiye için, 16 Nisan'da "evet" denilmesini istedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tayyip Erdoğan'ı seven vardır, sevmeyen vardır. Hepsine saygı duyarım. Ama Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'nin ve Türk milletinin aleyhine herhangi bir işe kalkışmasının mümkün olmadığı hususunda ben herkesin mutabık olduğuna inanıyorum. Ha beni kimlerin sevmediğini size söyleyeyim; beni bölücü terör örgütü sevmez, beni FETÖ sevmez, beni rantçılar sevmez, beni DEAŞ sevmez, beni Batı, bir kısım liderler hiç sevmez ve İsviçre'nin parlamentosunun önünde portreyi koyup, şakağıma silah dayayanlar sevmez. Onlardan zaten böyle bir şey beklemek mümkün değil ki. Biz zaten onların sevmesini beklemiyoruz, bizi halkımız sevsin, bizi Hak kabul etsin, onun rızasını kazanalım yeter." diye konuştu.
"Büyük Türkiye'yi inşa etmenin gayreti içinde olalım"
Erdoğan, 18 maddelik anayasa değişikliği konusunda, yalanlarla milletin kafasını karıştırmaya çalışmanın adının muhalefet olmadığını aktararak, "Türkiye böyle bir muhalefet anlayışıyla yoluna devam edemez. AK Parti'ye, MHP'ye, Büyük Birlik Partisine gönül vermiş kardeşlerim, CHP'ye gönül vermiş bütün kardeşlerim, vatandaşlarım, Saadet Partisine gönül veren kardeşlerim, hepinize sesleniyorum; gelin 16 Nisan'da birlikte bir milli, yerli ittifak yapalım ve inşallah bu lider ülke Türkiye'yi, büyük Türkiye'yi farklı bir şekilde inşa, ihya etmenin gayreti içinde olalım. Burada hissi davranmayalım, burada hasbi davranalım." çağrısında bulundu.
"Çalışacağız"
Yüzde 50+1 oy gerektiren cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin devreye girmesiyle bu zihniyetin tamamen tasfiye olacağına değinen Erdoğan, "Artık millete söyleyecek sözü, anlatacak projesi, paylaşacak vizyonu olmayanın siyasette esamesi okunmayacaktır. Şahsen kendim de 2019 Kasımı'nda yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi için şimdiden hazırlanma, proje geliştirme, vizyon ortaya koyma ihtiyacı duyuyorum. Çalışacağız. neredeyse her gün bir başka ilimizde toplu açılış törenlerine katılıp, milletimizle kucaklaşırken bir yandan da zihnimin bir köşesinde bu hazırlıkları yapıyorum, ekibimle bu çalışmaları yapıyorum." diye konuştu.