Gündem

Erdoğan, uçakta gazetecilere Babacan, Gül, Davutoğlu, S-400'ler, MB hakkında konuştu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bosna Hersek dönüşü uçakta bulunan gazetecilere bilgiler aktardı. Erdoğan, "Gül, Babacan ve Davutoğlu'na kırgın mısınız?" sorusuna, "Bunlara kırgınlık olmayacak da kime olacak?" karşılığını verdi

Erdoğan, uçakta gazetecilere Babacan, Gül, Davutoğlu, S-400'ler, MB hakkında konuştu
10-07-2019 10:05

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bosna Hersek dönüşünde uçakta bulunan gazetecilere, çeşitli temasları hakkında bilgi verdi, gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.

Erdoğan, yeni parti kurma çalışmaları içinde bulunan Abdullah Gül ve Ali Babacan ikilisi ile Ahmet Davutoğlu hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Daha önce, köşesinde "Asla ve kat'a binmem" diye yazan Hürriyet yazarı Ahmet Hakan'ın da aralarında bulunduğu uçaktaki gazetecilerin sorularına Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verdiği cevaplar şöyle:

-Ali Babacan partinizden istifa etti. İstifa etmeden önce sizinle görüştü mü? Yeni parti sizi nasıl etkiler?

Benimle randevu talebi neticesinde bir görüşmesi oldu. Bu görüşmesinde de kendisi “Şu seçimden sonra istifamı vereceğim. Çünkü partiye karşı olan aidiyet duygularımı kaybetmeye başladım” dedi. “Nedir aidiyet duygularınızı kaybetme gerekçeleriniz?” deyince de “Ülkedeki ekonomik durumlar” gibi şeyler söyledi.

Ben kendisine “Parti mi kuracaksınız?” dedim. “Şu anda düşünmüyoruz ama bir platform olarak çalışıyoruz” dedi. “Bak Ali Bey, eğer senin bu kabineye katkı verme noktasında yaptığınız çalışmalar varsa, vereceğiniz bilgiler varsa biz bunlardan istifade ederiz.

Malum ben sana partide danışmanlık teklif ettim, kabul etmedin” dedim. Daha ileri gidiyorum; Özbekistan Başkanı benden orada devletin yapılanmasında eleman istedi.

Ali Bey’i teklif ettim. Kendisine de söyledim. Maalesef oraya da evet demedi.

Bizim dava arkadaşlığımızda bir şey var. Dava terk edilmez. Burada sonuna kadar hizmet söz konusudur. Ali Bey, AK Parti içinde belki de Türkiye’de en genç yaşta bakanlık görevlerine gelen birisidir.

Ondan sonraki her dönemde de kendisini bakan yaptık. Anlaştığımız anlaşamadığımız birçok konu olmuştur. Bunlardan en önemlisi de faiz meselesidir. Faiz konusunda hiçbir zaman anlaşamadık kendisiyle.

ABDULLAH GÜL, CUMHURBAŞKANLIĞINDAN AYRILDIKTAN SONRA PARTİYE ÜYE DAHİ OLMADI

Aynı şekilde Başbakanlık koltuğuna gelip oturan arkadaşlarımızın nereden nereye nasıl geldikleri malum. Cumhurbaşkanlığı makamına gelip oturanların nereden nereye nasıl geldikleri malum.

Bütün bunlarla beraber, yola çıkarken her şey iyi, güzel ama Cumhurbaşkanlığı makamından ayrıldıktan sonra mensubu olduğu partisine üye dahi olmamıştır. Şimdi Ali Bey de hemen rahatlıkla istifasını vermiştir, hayırlısı olsun.

Partimizden bu şekilde ayrılanlar daha önce de olmuştu. Hatta grup kuracak milletvekiliyle ayrılanlar olmuştu. Bu isimler kimlerdi diye sorsam acaba hatırlar mısınız? Şimdi bu gerçekler ortada.

Şunu çok ve açık samimi söylüyorum; bizim partimizin oturmuş, yerleşmiş bir altyapısı var. Ben Ali Bey’in kendisine de söyledim; “Yolunuz yolunuzdur eyvallah ama şunu unutmayın ki bu ümmeti parçalamaya hakkınız yok. Siz bunu yapıyorsunuz. parçalamakla bir yere gidemeyeceksiniz” dedim. Şunu da söyledim, “Fazla da geç kalmayın…”

-Babacan’a, Davutoğlu’na Gül’e kırgınlığınız var mı?

Bu soru sorulur mu Allah aşkına… Bunlara kırgınlık olmayacak da kime olacak? Biz baldıran zehrini içerek hep sabrettik ve aleyhte herhangi bir şey konuşmadık.

-Binali Bey ile ilgili birtasarrufunuz olacak mı?

Binali bey benim yol arkadaşım, dava arkadaşım. Bu denli yetişmiş, kaliteli bir arkadaşımızı tabi ki kenarda bırakmak gibi bir şey düşünülemez.

BU ÜLKENİN PARLAMENTER SİSTEMDE NELER ÇEKTİĞİNİ BİLİYORUZ...

-Kılıçdaroğlu seçim sonrası “Partili cumhurbaşkanı olmasın, anayasa değişikliğini konuşalım“ tartışması başlattı?

Bu konuyla ilgili biz referandum yaptık. Halkımız bu işe yüzde 52’nin üzerinde evet demek suretiyle kararını verdi. Bu süreçte de tabii ki eksiklikler olabilir ama parlamenter demokrasi olarak gelen sürecin içinde bu ülkenin neler çektiğini, ne bedeller ödediğini de biliyoruz.

Kılıçdaroğlu eğer demokratsa milletin verdiği karara saygı duyması lazım. Bu iş bitti. Biz kalkıp da ayda bir, senede bir referanduma gidemeyiz. İki kavram çok önemli; güven ve istikrar…

Şimdi Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu yaklaşımı güveni de istikrarı da tehdit ediyor. Partili cumhurbaşkanı da zaten yeni yönetim sisteminin içinde olan ifade.

Yeni yönetim sistemiyle ilgili en azından Cumhur İttifakı’ndaki ortağımız Sayın Bahçeli ile bir değerlendirme yaparız. Buna göre de adımlar atabiliriz.

S-400'LERİN ORTAK ÜRETİMİ KONUSUNDA SORUN YOK...

-Doğu Akdeniz’de kısa, orta, uzun vadede stratejimiz nedir?

Biz oralarda birilerinin alanı üzerinde çalışma gayreti içinde değiliz. Kuzey Kıbrıs’taki Türk kardeşlerimizin hakları neyse bu hakları savunmak üzere adımımızı atıyoruz. Oradaki tüm alanların hepsinde Kıbrıs’ta yaşayan insanların hakkı var.

-S-400 sadece acil durumlarda mı kullanılacak? Teknoloji transferi konusunda Rusya ile tam bir işbirliği yapılıyor mu?

Ortak üretim noktasında bizim Rusya ile sıkıntımız yok ve Sayın Putin ile bu konuda mutabakatımız var. Böyle bir alım veya böyle bir yatırım niye yapılır?

Eğer birileri bize bir saldırı yaparsa bu saldırı karşısında biz de bu savunma sistemimizi devreye sokacağız. Biz Patriot da alabiliriz, çeşitlendirebiliriz ama burada kazankazan esasına göre hareket edeceksek…

MERKEZ BANKASI BAŞKANINA BİR YERE KADAR KATLANILABİLİNİRDİ...

Merkez Bankası ile ilgili attığımız adım yeni yönetim sisteminin Cumhurbaşkanına vermiş olduğu bir yetkinin neticesidir. Çünkü Merkez Bankası Başkanı daha önce
layüseldi, hiçbir şey soramazsınız, istediği gibi adım atar.

Şimdi burada da yapı içerisinde Sayın Başkanın kendine has birçok tasarrufu olmuştur ve bu tasarruflar neticesinde de maalesef ağır bedeller ödendi. Bu artık bir yere kadar katlanılabilirdi, çekilmez oldu.

En önemlisi piyasalara güven vermedi. Piyasalarla iletişimi iyi değildi.

Tabii bunların hepsi oralarda başka sıkıntıları da meydana getirdi.

Bundan dolayı artık böyle bir değişime gidilmesinin ülke ekonomisi için hayırlı olacağına inandık ve bu adımı attık. Yine Merkez Bankası'na yabancı olmayan, orada başkanvekili konumunda olan bir arkadaşımızı bu göreve getirmiş olduk.

Kaynak: Gazeteler

.

dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER