Gündem

Erbaş’tan Muharrem ayı, aşure ve Kerbela mesajı

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, "Muharrem ayı Müslümanlar için dini, tarihi ve kültürel açıdan birçok mesaj barındıran önemli bir zaman dilimidir. Hicret, aşure ve Kerbela, dünyanın hangi bölgesinde yaşarsa yaşasın, hangi dini-kültürel alt kimliğe ya da mezhebi ve meşr

Erbaş’tan Muharrem ayı, aşure ve Kerbela mesajı
29-09-2017 20:57

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, yayımladığı mesajda Muharrem ayının Müslümanlar için dini, tarihi ve kültürel açıdan birçok mesaj barındıran önemli bir zaman dilimi olduğunu belirtti. 

Erbaş, şunları ifade etti:

"İslam tarihi açısından bir milat ve insanlık açısından büyük manalar ihtiva eden hicret, Muharrem ayında gerçekleşmiştir. İslam tarihinden günümüze kesitler ve mesajlar taşıyan aşure, 10 Muharrem’de idrak edilmektedir.

Hicret, aşure ve Kerbela, dünyanın hangi bölgesinde yaşarsa yaşasın, hangi dini-kültürel alt kimliğe ya da mezhebi ve meşrebi yapıya mensup olursa olsun bütün Müslümanlar için önemli ortak noktalar ve duygular ifade etmektedir.

Hicri 61 yılının 10 Muharrem gününde Kerbela’da Sevgili Peygamberimizin (s.a.s) ’dünyanın iki çiçeği’, ’cennet çocuklarının efendileri’ diye övdüğü Hz. Ali ile Hz. Fatıma’nın ciğerparelerinden biri olan Hazreti Hüseyin ve çoğu Ehl-i Beyt’ten 70’den fazla insanın şehit edilmesi muharrem ayını bir mateme ve hüzün mevsimine dönüştürmüştür.

Bu elim olay, Allah’a ve onun rasulüne iman eden, yüreğinde Ehl-i Beyt sevgisi taşıyan bütün müminleri derinden yaralamış, kalplerimizi incitmiş; o günden bugüne bölgesi, kültürü, mezhep ve meşrebi ne olursa olsun bütün Müslümanları derin acılara gark etmiştir. Hazreti Hüseyin, bütün müminlerin gönlünde taht kurarken, ona ve yakınlarına bu zulmü reva görenler tarih karşısında ve vicdanlarda hep mahkum edilmiştir." 

"ALDIĞIMIZ ACI HABERLER, TUTULAN MATEMLER, YAŞANAN HÜZÜNLER YÜREKLERİMİZİ KERBELA’YA ÇEVİRMİŞTİR"

"Bugün, Kerbela’nın acısını yüreklerinin derinliklerinde yaşayan Müslümanlara düşen en hayati ve tarihi görev, Kerbela’yı doğru okumak, doğru anlamak ve ondan dersler çıkarmaktır" diyen Erbaş, şunları kaydetti:

"Asla tarihin acılarından yeni acılar üretmek ve hüzünleri yeni hazanlara dönüştürmek değildir. Kerbela, bütün Müslümanların kalplerini birleştirerek tek bir vicdana dönüştürmelidir. Kerbela’nın bize öğrettiği en büyük mesaj birlik, beraberlik, vahdet ve kardeşliktir. Eğer bu mesajı hayata dönüştürmezsek, İslam coğrafyasında hüznün ve matemin en acılı hikayeleri yaşanmaya devam edecektir.

Bugün Halep’ten Yemen’e, Gazze’den Arıkan’a, İslam ülkeleri ve beldeleri adeta birer Kerbela olmuştur. Her gün gördüğümüz manzara ve aldığımız acı haberler, tutulan matemler, yaşanan hüzünler yüreklerimizi Kerbela’ya çevirmiştir. Öyleyse geliniz aynı imanı, acıyı, özlemi taşıyan kalplerimizi birleştirelim. Yüreğimize Hz. Hüseyin’i alalım, gönüllerimizi birbirimize açalım, kollarımızı muhabbetle buluşturalım, Kerbela’nın hüznü kalbimizde kalsın, başka hüzün yaşamayalım.

Tarihi acılarımızı, dertlerimizi, İslam’ın izzet ve itibarı adına ferasetle, basiretle, sorumluluk ve duyarlılıkla ele alarak, daha iyi bir geleceğin inşasına katkı sunalım. Bugün İslam coğrafyasını Kerbela’ya dönüştürenler, etnik, mezhep, meşrep kavgalarıyla Müslümanların arasına tefrika sokarak bunu yapıyorlar.

Bunun için ne adına olursa olsun Müslümanlığın ortak vasfı olan ehl-i kıbleye karşı nefrete sebep olan, suçlayıcı, ötekileştiren tavır ve davranış içinde bulunmanın, iyiliğimiz ve geleceğimiz açısından hiçbir faydasının olmadığını bilelim."

"KERBELA’YI ANLAMAK HZ. HÜSEYİN’İ İYİ TANIMAKTIR"

Kerbela’yı anlamanın Hz. Hüseyin’i iyi tanımak olduğunu belirten Erbaş, şunları kaydetti:

"Elbette Hz. Hüseyin’in yolu, Allah’ın elçisi Muhammet Mustafa‘nın (SAS) yoludur. Hazreti Hüseyin’i anlamak; haksızlığın ve zulmün karşısında durmaktır. Hakkın, hukukun, özgürlüğün, adaletin, vefanın, sözüne sadık kalmanın, erdemin yoluna baş koymaktır.

Hazreti Hüseyin’i sevmek onun uğruna can verdiği değerleri sahiplenmektir. Zira o, tüm nesiller ve çağlar için onurlu bir hayatın ve şerefli bir duruşun muhteşem bir örneğidir.

Dolayısıyla Hazreti Hüseyin’in asaletini ve ahlakını kuşanmak, onun destansı duruşunu ve yiğitliğini gençlerimize ve nesillerimize hakkıyla tanıtmak bizim için bir görevdir. Bu vesileyle Hz. Hüseyin ve Kerbela şehitleri ile birlikte Bedir’den Çanakkale’ye, İstiklal mücadelemizden 15 Temmuz’a mukaddesat uğrunda, hak hakikat yolunda en aziz varlığı olan canını feda eden bütün şehitlerimizi saygıyla, rahmetle, hürmetle, ihtiramla yad ediyorum."

.

dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER