Çevre-Hayat

Enkazdan eşi ve 3 çocuğunu kurtaran babanın evlat acısı

Van'da 23 Ekim 2011'de meydana gelen depremde yıkılan binanın enkazından eşiyle 3 çocuğunu kurtaran Sıddık Karakaş, en büyük kızını ise kurban vermenin acısını yüreğinde yaşıyor.

Enkazdan eşi ve 3 çocuğunu kurtaran babanın evlat acısı
22-10-2017 15:07

VAN - Cemal Aşan,Ali Dağer

Van'da 6 yıl önce meydana gelen 7,2 büyüklüğündeki depremde enkaz altında kalan eşi ve 3 çocuğunu kurtaran Sıddık Karakaş, depremde yaşamını yitiren büyük kızının acısını yüreğinde taşıyor.

Merkez üssü Tabanlı köyü olan 23 Ekim 2011'deki depremde 15 yaşındaki kızı Rümeysa'yı kaybeden Karakaş, eşi Mevlüde, kızları Sümeyye (18), Nisa (13) ve oğlu Yusuf Taha'yı (10) enkaz altından kurtarabildiği için Allah'a şükrediyor.

Depremin içlerinde hançer yarası açtığını, çok büyük zorluklar ve maddi imkansızlıklarla büyüttüğü 15 yaşındaki kızını kaybettiğini anlatan Karakaş, AA mubabirine, 25 yıl boyunca kurduğu hayatının yerle bir olduğunu, 6 yıl geçmesine rağmen o günleri dünmüş gibi yüreğinde hissettiğini söyledi.

Pazar günü arkadaşlarıyla mezarlığa gittiğini, ayrılacağı sırada deprem olduğunu belirten Karakaş, hayatında ilk kez böyle şiddetli bir depremle karşılaştığını ve o anda "Yer yarılacak ve biz de yer altına gireceğiz." diye düşündüğünü dile getirdi.

Karakaş, depremden geriye bir semaver ve demlik ile ölen kızının fotoğraflarının kaldığını ifade ederek, eşyaların kıymetsiz görünebileceğini ancak manevi değerinin kendileri için çok yüksek olduğunu kaydetti.

Tünel kazarak ailesini kurtarmış

Sarsıntı durduktan sonra arkadaşlarıyla ailelerinin yanına koşmaya başladıklarını ancak yıkılan binalardan yolu bile göremediklerini ifade eden Karakaş, acı dolu günleri şöyle özetledi:

"Evin yanına geldiğimde babam bana 'Ne oldu, çocuklar nerede?' diye sorduğunda, 'Baba, bir tek ben kaldım.' diye cevap verdim. O sırada birileri bağırdı, 'Enkazın altından çocuk çıkıyor.' dedi. Baktım, benim kızım enkazın altından yürüyerek çıktı. 5 yaşındaki kız, 5 katın enkazından Allah'ın yardımıyla çıktı. Yoksa küçücük kız üzerindeki enkazı nasıl kaldırabilir ki? Kayınvalidem ve yakınlarım geldi. Sonra da bir umutla diğer çocuklarımı ve eşimi aramaya başladık. Enkaza girdiğimde tekrar deprem oldu. O sırada kardeşlerim 'Girme.' dedi ama ben 'Yavrularımı öleceğimi de bilsem kurtarmam lazım.' dedim. Sonrasında tünel yaparak içeri girmeye çalıştım.

Bir gün önce aldığım tüp açık kalmış ve gaz sızıyordu. Çocuklarım tüpün gazına, enkazın tozuna rağmen yaşamaya çalışıyordu. Çocukluk arkadaşım benimle geldi. Ona 'Gelme.' dedim çünkü depremler devam ediyordu. Ben ölürsem çocuklarım için öleceğim ama senin ailen mağdur olacak. Bana 'Çocukluğumuz beraber geçti, ölümümüz de beraber olsun.' dedi. Tünelden girdiğimizde eşimi, kızımı ve oğlumu çıkardım. Üzerleri hep kan olmuştu. Diğer kızımı aramaya başladım. O sırada Allah bize bir an önce oradan çıkabilmemiz için araç gereçleri sağlamıştı sanki. Hangi malzemeye ihtiyacımız olsa hemen elimizin önünde bulabiliyorduk."

Enkazda tünel kazdıktan sonra çatıyı söküp molozları delmeye çalıştığı sırada kızının cansız bedeniyle karşılaştığını gözyaşları içinde anlatan Karakaş, kızının her zaman "Allah'ım beni genç olarak dünyadan al, huzuruna günahkar olarak gelmeyeyim." diye dua ettiğini ve genç yaşta hayata gözlerini yumduğunu söyledi.

"Allah kimseye evlat acısı yaşatmasın"

Depremden eşi tarafından kurtarılan Mevlüde Karakaş da deprem günü yaşadıklarını şöyle anlattı:

"O gün çocuklarımla oturuyordum. Eşime pikniğe gitmek istediğimizi söyledim. Kaybettiğim kızım o gün hiç yemek yemek istemiyordu. Çocuklarımla yemek yediğim sırada sofradayken mutfağın camları patladı. Kıyamet kopuyor sandım. Depremden önce hava kızıl renge bürünmüştü. Tüpü kapatamadan bina yıkıldı. İğnenin ucu kadar ışık yoktu. Evin tavanı kanepelerin üzerine düşdüğü için biz arada kalarak kurtulduk.



Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER