İstanbul
Yüzde 96 ağır engelli olan Gündüz, 10 yıldır Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kezban Esat Semt Polikliniği'nde çalışıyor.
İşine aşkla bağlı olan Gündüz, polikliniğe genelde en erken gelip, en geç çıkıyor.
Azmi ve çalışkanlığıyla iş arkadaşlarının da takdirini kazanan Gündüz, sabahın erken saatlerinde hasta kabul bankosundaki mesaisine başlıyor.
Babası emekli, annesi ev hanımı, bir kardeşi de üniversite öğrencisi olan Gündüz, evin geçimine katkı sunuyor.
Gündüz, 33 yıldır tekerlekli sandalyesiyle verdiği hayat mücadelesini, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nde AA muhabirine anlattı.
Belden aşağısını hareket ettiremediğini dile getiren Gündüz, "Hiçbir zaman hayattan kopmadım, mevcut durumumu bir tık nasıl ileriye taşıyabilirim diye düşündüm. Hayat felsefemi, 'Gidene üzülme var olanı yaşat' şeklinde özetleyebilirim. Bu felsefe doğrultusunda hayatıma yön verdim. Yaklaşık 5 yıl sonra emekli olacağım. Bu motivasyonla işime şevkle geliyorum." dedi.
"Asansörlerin bozuk olması engellilere zor anlar yaşatıyor"
Gündüz, engelinden dolayı ailesiyle yaşamak zorunda olduğunu ifade etti.
Evden işine gelmek için her gün 5 kilometre yol katettiğini aktaran Gündüz, şöyle devam etti:
"İşe gelirken toplu taşıma kullanıyorum. Toplu taşıma araçlarının çok yoğun olması ve bazen asansörlerin bozuk olması biz engellilere zor anlar yaşatıyor. Böyle durumlarda asansörlere alternatif bir sistem olmalı. Geçmişe göre engellilerin ihtiyaçları konusunda bir farkındalık var ama yeterli değil. Otobüs ve metrobüs gibi araçlarda engelli rampalarının kendiliğinden açılmasını, başkasının yardımına ihtiyaç duymadan toplu taşıma araçlarına binmeyi istiyoruz. İlk, orta ve lise yıllarında okullarda asansör ve engelli rampası olmadığı için ailem beni kucağında ya da sırtında taşımak zorunda kaldı. Üniversitede ilk başta engelli asansörü yoktu. Arkadaşların yardımıyla idare ettim, sonra asansör yapıldı."
"Her engelli en donanımlı sandalyeye sahip olmak ister"
Gündüz, engeli nedeniyle hayatının ev ve iş arasında geçtiğini, sosyalleşme imkanı bulamadığını belirterek, bunun en önemli nedeninin kaldırım, yol ve toplu ulaşım şartlarının engelli ihtiyaçlarına tam olarak cevap vermemesinden kaynaklandığını anlattı.
Mevcut tekerlekli sandalyesinin eski model olduğu için kendisine yeterli hareket alanı sunmadığını dile getiren Gündüz, "Tekerlekli sandalye fiyatları oldukça yüksek. Bunlar bizim elimiz, ayağımız, her şeyimiz. İyi bir tekerlekli sandalyenin fiyatı 20 binden başlayıp, 150 bin liraya kadar çıkıyor. Her engelli en donanımlı sandalyeye sahip olmayı ister. Zira bu bizim hareket özgürlüğümüzü artırıyor. Bu nedenle fiyatların daha ulaşılabilir olmasını istiyoruz." diye konuştu.
Engeline rağmen hiçbir zaman yılmadığını, elinden gelenin en iyisini yapmak adına hayat mücadelesine devam ettiğini söyleyen Gündüz, "Zaman zaman çok karamsarlığa kapıldım ama onu bastırıp her zaman önüme baktım. Eğitim hayatıma önem verdim, üniversiteye gittim. Bartın Üniversitesi İşletme Bölümünden mezun oldum. Engelimden dolayı tek başıma yurtta kalamayacağım için ailemle birlikte Bartın'a taşındık. Mezun olduktan sonra İstanbul'a geri döndük. " ifadelerini kullandı.
"Mevcut arabası onun ihtiyaçlarına cevap vermiyor"
Mesai arkadaşı Mehmet Menekşe ise Gündüz ile 10 yıldır birlikte çalıştıklarını anlatarak, "Mesai konusunda çok titiz, asla geç kalmaz. Daha iyi bir arabaya ihtiyacı var. Mevcut arabası onun ihtiyaçlarına cevap vermiyor. " dedi.
Mesai arkadaşı Cevriye Selim de Hikmet Gündüz'ün son derece çalışkan, disiplinli ve özverili biri olduğunu vurguladı.
Gündüz'ün fiziksel koşulları nedeniyle zaman zaman içe kapanık olduğunu, sorunlarını kendileriyle paylaşmadığını dile getiren Selim, "Burası onun için korunaklı bir bölge. Çalışmaktan çok mutlu. Hepimiz ona yardım için amadeyiz, gözünün içine bakarız. Sandalyesi burada çalışması için uygun ama dışarıda, karda kışta, yokuşta ne kadar performanslı, bilmiyoruz. O yüzden daha iyi bir sandalyeye ihtiyacı var." şeklinde konuştu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com