TBMM - Seval Güler
AK Parti Konya Milletvekili Hacı Ahmet Özdemir, bedensel engeli nedeniyle evde başladığı eğitim hayatını başarılarla tamamlayarak Meclisin akademisyen kökenli milletvekilleri arasında yer aldı.
AK Parti Engelliler Koordinasyon Merkezi (EKM) Başkanlığı görevini de yürüten Özdemir, fiziki koşulların yol açtığı zorlukları yenerek profesörlüğe ve milletvekilliğine kadar ulaşmış bir kişi olarak bugün artık hem Meclis'te hem de partisinde engelli vatandaşların talep ve sorunlarına çare olmaya çabalıyor.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Özdemir, iki buçuk yaşında geçirdiği çocuk felci nedeniyle hayatını hep engelli bir birey olarak geçirdiğini ancak bunun hayatını olumsuz etkilemesine ne kendisinin ne de ailesinin izin vermediğini anlattı.
Özdemir, "Hayatımı hep engelli olarak sürdürdüm. Ama benim engelliliğim hiç aklıma gelmez. Engellilikle ilgili konularla da milletvekili seçilene kadar bu kadar yoğun ilgilenmedim, kendi işimle meşgul oldum. Sürekli okudum, çalıştım, hayatım mücadeleyle geçti. Profesör oldum. Engellilik diye bir şey gündemimde olmadı. Ben engelliliğimi hiç hissetmeden, düşünmeden ilerledim. Hayat diğer insanlar için nasılsa benim için de öyleydi. Bunun sebebi nedir bilmiyorum. Ama ben böyleyim. Engelimi inkar etmiyorum, ama yoluma çıkmasına da izin vermiyorum." diye konuştu.
"Annemin beni okula sırtında götürdüğünü hatırlıyorum"
Çocukluğundan bu yana ailesinin kendisine yaklaşımının ve verdiği desteğin de başarılarında payı bulunduğunu dile getiren Özdemir, örnek aldığı kişilerin başında dedesi ve babasının geldiğini söyledi. Özdemir, şöyle devam etti:
"Dedem istiklal harbini, varlığı, yokluğu her şeyi görmüş, elinin emeği, alnının teriyle çalışan tatlı otoritesi olan bir kişiydi. Üzerimde çok etkisi vardır. Babam da manevi hayatıyla maddi hayatını bütünleştirmiş, kafası zehir gibi çalışan, yeniliklere açık bir adamdı. Birinci sınıfa başladığımda okul evimize yakındı ama yollar kötü olduğu için annemin beni okula sırtında götürdüğünü hatırlıyorum. Ama buna ancak altı gün dayanabildik. O kış okulu bıraktım. Ama babam bana evde okuma-yazmayı, dört işlemi öğretti. Ertesi yıl kayıt için gittiğimizde beni ikinci sınıftan başlattılar. Babam benim ilk öğretmenimdi, ondan çok şey öğrendim. Ailem rahatsızlığımla ilgili en ufak bir şey hissettirmedi bana. Hiçbir şeyden de muaf tutmadılar. Hep hayatın içinde oldum. Tarlaya gidilecekse hep beraber gittik, ben araba kullanmayı bile traktörde öğrendim."
Engellilerin özel insanlar olduğunu vurgulayan Özdemir, anne babadan toplumun geneline kadar bu anlayış içinde yaklaşılmasının bu özel insanların hayatlarını kolaylaştıracağını belirtti.
Özdemir, "Her engelli özel insan, kimse kimseye benzemiyor. Herkese o özel olma durumu içinde yaklaşmak lazım. Tüm engeller beraberinde farklı özellikler getiriyor kişilere bunları dikkate alarak davranmak başarılı olmalarını sağlıyor." dedi.
"Engellilik istihdamda altın dönemi yaşanıyor"
AK Parti'nin engellilerin toplumsal hayatta etkin rol alabilmesine yönelik yasal düzenlemeleri ve bunların gereği uygulamaları hayata geçirmek üzere hareket ettiğinin altını çizen Özdemir, EKM Başkanlığı olarak hazırladıkları broşür ve kitapçıklarla bu hizmetlere ayrıntılı olarak yer verdiklerini aktardı.
Özdemir, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Engellilik istihdamda altın dönemi yaşanıyor. AK Parti iktidara gelene kadar 5 bin 577'dir engelli kamu personeli sayısı şimdi 49 binin üzerinde. Sosyal yardımlar 30 milyon lirayı buldu. Bunun içinde engelli aylığı, 65 yaş aylığı ile sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfının yaptığı yardımlar da var. Vakıflar Genel Müdürlüğümüzün vakıflardan kaynaklanan bir yardımı maaşı var. Orada da iyileştirmeler oldu. Biz edilgen değil, etken konumda engelliler olsun istiyoruz. Yardımla destekle değil, kendi maaşıyla ayakta duran engelliler için çabalıyoruz."
Engellilerin talepleri karşılandıkça yeni taleplerle geldiklerini anlatan Özdemir, bu haklı talepleri de karışlamak için gayretle hareket ettiklerini belirtti.
"Gücünüz neye yetiyorsa"
Hacı Ahmet Özdemir, engellilerin eğitiminin de önemine işaret ederek, şunları söyledi:
"Eğitimi kaliteli hale getirdik, iyi bir noktadayız. Yarım milyona yakın formal eğitim alan engellimiz var. Bu muazzam bir rakamdır. Devlet çalışıyor, kalkınma hamlesi içindeyiz. Yollar yaptık, yüksek hızlı tren yaptık dediğimiz zaman artık vatandaş, 'Devletsiniz yapacaksınız' diyor. Sıra daha özel taleplere geldi. Kabasını aldık, ince işçiliğe geçtik. Talepler yavaş yavaş özele indi. Engellilerin taleplerinde birinci sırada iş talepleri var. İkinci sırada engelli maaşlarının uygulamasına ilişkin düzenleme beklentisi, üçüncü sırada ise daha özel talepler geliyor. Çalışan, ayaklarının üzerinde duran, etken konumda, edilgen olmayan bir engelli grubu ile ülkenin yoluna devam etmesini istiyoruz. Yerden bir çöpü kaldırmaya gücünüz yetiyorsa o çöpü kaldırmak lazım. Tutup koskoca bir taşı kaldırmak gerekiyorsa onu kaldırmak lazım. Gücünüz neye yetiyorsa."
Engellilerin de üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmesinin önemine işaret eden Özdemir, şöyle konuştu:
"İşe giren engellilerden ricam var; lütfen işinizi aksatmayın, çevrenizle uyumlu olun. Çünkü sizin orada yapacağınız herhangi bir olumsuzluk engelli istihdamının önüne çok büyük bir engel olarak dikiliyor. İşe giren engelliler işe giremeyenlere engel olmasınlar. İşverenler ve iş arkadaşları da engellinin kapasitesine göre ondan iş talep etmeli. İyi niyet çoğu sorunu çözüyor. Yeter ki istismar olmasın dayanışma olsun."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com