Çevre-Hayat

'Engelli annelerine emeklilik hakkı verilmesini istiyoruz'

Doktorların "hiç konuşamayacak ve yürüyemeyecek" dediği serebral palsi hastası oğlunu tek başına büyüten ve yoğun çabayla oğlunun Bilkent Üniversitesi'ni tam burslu kazanmasını sağlayan anne, kadınların her türlü zorluğu aşabileceğini gösterdi. - Anadolu Ajansı

'Engelli annelerine emeklilik hakkı verilmesini istiyoruz'
08-03-2017 15:52

ANKARA - YASEMİN KALYONCUOĞLU

Doktorların, hiç konuşamayacağını ve yürüyemeyeceğini söyledikleri doğuştan serebral palsi hastası oğlu Yusuf Samet İlerisoy'u tek başına büyüten ve yoğun çabayla oğlunun Bilkent Üniversitesi Fizik Bölümünü tam burslu kazanmasını sağlayan anne İstemihan İlerisoy, kadınların sevgi ve emekleriyle her türlü zorluğu aşabileceğini kanıtladı.

Engelli bir çocuğa bakmanın hem maddi hem de manevi yönden zorluğuna işaret eden İlerisoy, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde, engelli annelerine emeklilik hakkı verilmesini istedi.

İlerisoy, AA muhabirine, oğlunun doğumundan üniversite öğrencisi oluncaya kadar yaşadıklarını anlattı.

Evliliğinin altıncı yılında, çocukları olmadığı için evlat edinmeyi düşündüklerini ancak yaşları tutmadığı için bunu gerçekleştiremediklerini söyleyen İlerisoy, daha sonra, 1993 yılında oğullarının dünyaya geleceğini öğrendiklerini belirtti. İlerisoy, İstanbul'da özel bir hastanede yaptığı doğum sırasında "forseps" adı verilen aletin kullanılması ve bebeğin beyin damarlarına zarar verilmesi sonucu oğlunu serebral palsili olarak kucağına aldığını belirtti.

Oğlu 3,5 yaşındayken eşini kaybetti

Eşini, oğlu 3,5 yaşındayken bir kalp krizi sonucu kaybeden ve oğluna eşinden bağlanan dul maaşıyla bakan anne İlerisoy, eşinin vefatıyla tüm acıları ve oğluyla baş başa kaldığını anlatarak, şöyle devam etti:

"Eşimin varlığında eşimin farkına varmamışım. Eşim sürekli çalışan bir insandı ama manevi desteği yok sanıyordum. Halbuki çok desteği varmış, bilemedik. Ben fatura ödemeyi de, alışveriş yapmayı da bilmiyordum. Tüm derdim Samet'ti. Bir gece eşim hayatımızdan, kalp krizi geçirdiği için çıktı gitti. Her şey benim üstüme kaldı. 10 lira Samet'e, 20 lira bana dul yetim maaşı bağlandı. Ama Samet'in 45 dakikalık seansı 30 liraydı ve haftada 5 gün gitmek zorundaydı. Ekonomik açıdan zorlansak da Samet için direndim."

"Engelli annelerine emeklilik hakkı verilmeli"

Ortaokuldan sonra Hüseyin Avni Sözen Anadolu Lisesini kazanan Samet'in üniversite sınavında ilk 7 bine girdiğini belirten İlerisoy, oğlunun tek tercihi olan Bilkent Üniversitesi Fizik Bölümünü tam burslu kazandığını kaydetti.

Oğlu ile Ankara'ya yerleşen anne İlerisoy, yaşadıkları zorlukları "Engellerin iyi tanıtılması gerekiyor. İyi tanıtılsın ki bize aşağılayıcı gözlerle bakılmasın. Yollarımız ve okullarımız engellilere uygun değil. İlkokulda Samet iki yıl boyunca okulunun en üst katına çıktı. İki yıl benim sırtımda çıktı. İki yıldan sonra 'Ben çok utanıyorum. Emekleyerek de olsa kendim çıkayım.' dedi. Hiç kimse 'Sınıf niye girişte değil' demedi." şeklinde dile getirdi.

İstemihan İlerisoy, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla, "Özel çocukların anneleri olarak çocuklarımıza çok emek veriyoruz. Onun için devletimizden bize, engelli annelerine emeklilik hakkı verilmesini istiyoruz. Hakkımızı versinler bize. Çok fazla emek ve çok fazla özveri gereken bir iş ve sevgisiz olmuyor. Yardımcısız engelli çocuğa bakmak, hem maddi hem manevi olarak çok zor. Bütün annelerin emekli olmalarını çok isterim, özellikle de engelli annelerinin." isteğinde bulundu.

"Bana okuma aşkını annem aşıladı"

Bilkent Üniversitesi Fizik Bölümü 3. sınıf öğrencisi 23 yaşındaki Yusuf Samet İlerisoy da, Türkiye'de serebral palsili olmanın çok zor olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:

"Annemin emeğini, ne yaparsam yapayım ödeyemem. Çünkü bana okuma aşkını annem aşıladı. Gerçekten güzel bir noktadan tutmuş. Ben eğitim aldıkça şunu farkettim. Maalesef insanlar herkese kendi özeliyle muamele etseler de sizin makamınız, kazandığınız başarılar insanların size olan bakışını değiştiriyor. Ben ilkokulda istenmeyen çocukken, çok iyi bir liseyi kazandım. Hayatımın dönüm noktası oldu. Çünkü eğitim aldıkça, başarılar kazandıkça daha iyi ortamlara girdikçe, insanların size olan bakış açısı değişiyor. Hem muamelesi değişiyor hem de girdiğiniz ortamdaki insanlar eğitimli oldukları için herhangi bir hakaret, aşağılamayla karşı karşıya kalmıyorsunuz."

Annesinin kendisine çocukluğundan beri okuma sevgisi aşıladığını belirten Yusuf Samet, "Annem, çocukken bana, 'Oğlum, kendini fark et. Sen amele olamazsın, işçi olamazsın. Senin tek çaren var okuyacaksın.' derdi. Bu gerçekten hayatımda mihenk taşı oldu ve beynime kazındı." dedi.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER