Politika

"En ağır şekilde cezalandırılacaklardır"

Fethullahçı Terör Örgütü tarafından yapılan darbeye karşı nöbet tutan vatandaşlara seslenen Bakan Süleyman soylu, “Fethullah ve psikopatları tarihin en ağır cezalarıyla cezalandırılacaklardır” dedi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı...

"En ağır şekilde cezalandırılacaklardır"
27-07-2016 11:05
Fethullahçı Terör Örgütü tarafından yapılan darbeye karşı nöbet tutan vatandaşlara seslenen Bakan Süleyman soylu, “Fethullah ve psikopatları tarihin en ağır cezalarıyla cezalandırılacaklardır” dedi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, Tekirdağ’da demokrasi bekçiliği yapan vatandaşlara telefondan bağlanarak çeşitli açıklamalarda bulundu. Tekirdağ Valiliği önünde nöbet tutan vatandaşlara seslenen Bakan Soylu, “Fethullah ve psikopatları tarihin en ağır cezalarıyla cezalandırılacaklardır” diyerek insanların bu ülkede siyasete girememesi için 1960 darbesinde rahmetli Menderes’in fotoğrafını sürekli olarak bu milletin önüne koyduklarını söyledi. Bu durumu sadece darbe olarak nitelendirmediklerini de sözlerine ekleyen Soylu, bu kalkışmanın aynı zamanda Türkiye’de bir işgal hareketi olduğunu, darbenin gerçeklemesi durumundan Türkiye’nin 100 yıl içine kapanacağını kaydetti.
15 Temmuz günü yaşanan darbenin sadece Türkiye’nin birliğine, beraberliğine, demokrasiye olan sadakatine ve hedeflerine değil, bu coğrafya yönelik çok önemli bir işgale kalkışma olduğunu ifade eden Bakan Soylu, “Bizim milletimiz, istiklaline aşık, hürriyetine aşık ve millet olma vasfına tutkun bir millettir. Biz her siyasi sıkıntıda millet olma şuurunu yaşamış bir milletiz. Demokrasi konusunda birçok fedakarlıklar ortaya koyarken, bugün millet olma vasıflarından en önemli unsurlarında birisi olan 21. Yüzyılda milletleşme şuurunu en önemli unsurlarından bir olan demokrasiye sahip çıkma adıyla milletimiz, ülkemizin 81 vilayetinde ve birçok meydanlarda tanklara karşı, uçaklara karşı F-16’lara karşı, silahlara karşı demokrasiye birliğine ve beraberliğine ay yıldızlı bayrağına ve Türkiye’nin geleceğine sahip çıkmıştır. Bu mesel başladığı ilk günden itibaren, şunu ifade ediyorum ki, Allah milletimizden razı olsun. Allah milletimizden razı olsun, Allah milletimizden razı olsun. Çünkü 1960 darbesinden hemen sonra, yıllar süren bir iç çekme, hep büyüklerimizin ve milletimizin yüreğinde olmuştur. Ah keşke rahmetli Adanan Menderes alındığı zaman, Eskişehir’de tutuklandığı zaman, bir şekilde adaya götürüldüğünde Türkiye’yi ayağa kaldırıp demokrasiye sahip çıkabilseydik. Bugün Türkiye daha büyük daha zengin, daha dünya ile rekabet edebilirdi diye bir iç çekme var. Millet kahramanına sahip çıkmadı diye büyüklerimiz, ninelerimiz, dedelerimiz var. O günden bu güne kadar, 71 darbesi, 80 darbesi ve 28 Şubat 27 Nisan her biri, bizim millet olarak nasıl hareket etmemiz gerektiği konusunda kuvvetlendirmiştir. 15 Temmuz, sadece 15 Temmuzda yaşana bir refleksin karşılığı değildir. Bu millet çok sıkıntılar çekti. Bu millet çok eziyetler çekti. Bu millet demokrasiden uzaklaştıkça, fukaralığa teslim edilmeye, özgürlüğü ve hürriyeti kısıtlanmaya özgüveninden uzaklaştırılmaya, siz yönetemezsiniz, siz idare edemezsiniz, siz yapamazsınız ancak biz kafanız olursak biz yaparız diyenlerin tahakkümüyle yaşama zihniyetine o her geçen günde itiraz haliyle karşı çıktınız. Size tarihimiz adına müteşekkiriz, medeniyet adına müteşekkiriz, yarının çocuklarımızın özgür hür, demokratik ve kendi medeniyet değerlerimizde yaşayabileceği ve bütün dünyaya tanklar geldi, uçaklar geldi. Bizim ecdadımıza, demokrasimize, özgürlüğümüze sahip çıktınız Menderes’ine Özal’ına bir taraftan sahip çıkmak isteyen bu millet, Recep Tayyip Erdoğan’ına ve demokrasi kahramanına sahip çıkmıştır” dedi.

“100 YIL İÇİNE KAPANACAK, 100 YIL ALLAH’IM BU NASIL BAŞIMIZA GELDİ DİYECEKTİK"
İnsanların bu ülkede siyasete girememesi için, 1960 darbesinde rahmetli Menderes’in fotoğrafını sürekli olarak bu milletin önüne koyduklarını da ifade eden Bakan Soylu, “İnsanlarımızı ürküttüler ve korkuttular. O idam parasının ipini kendi ailesinden almaya çalışan, çocuklarının okula gitmesini engellemeye çalışan, ailelerini yokluğa mahkum eden ve darbenin bütün acısını ortaya koymaya çalışan bir süreci hep beraber yaşadık. Biz orada bir millet olduk. 56 yıldır yaşana ibr darbe nasıl Türkiye’yi büyük bir ıstıraba sevk etmişse, Allah muhafaza etsin ve Allah korusun ki, eper bu darbe gerçekleşmiş olsaydı, 100 yıl içine kapanacak, 100 yıl Allah’ım bu nasıl başımıza geldi. Özgür bir ülkeyi, zengin bir ülkeyi, demokrat bir ülkeyi aradığımız bir zamanda bütün dünyaya örnek olduğumuz zamanda bir elimizin Somali’de diğer elimizin Myanmar’da olduğu, biz elimizin Filistin’de, diğer elimizin Suriyeli kardeşlerimizde dünyanın en şefkatli devleti olduğumuz anda nasıl bu başımıza geldi diye 100 yıl boyunca bizi özgürlüğümüzden ve hürriyetimizden, kendi yönetim anlayışımızdan uzaklaştıracak bir süreçle karşı karşıya kalacaktık” diye konuştu.

"TÜRKİYE’YE BUNU YAŞATANLARA HESABINI ÇOK AĞIR BİR ŞEKİLDE ÖDETECEĞİZ"
Bunu sadece bir darbe olarak nitelendirmediğini de sözlerine ekleyen Bakan Soylu şöyle konuştu:
“Bu Türkiye’de bir işgal hareketiydi. Değerlerimize, demokrasimize hukukumuza, vatan sevgimize bir işgal hareketini oryaya koymaya çalışıyorlardı. Bunu gerçekleştiren bir sapkın ve bir psikopattır. Ey Tekirdağlılar, şunu söylemek istiyorum rahat olun. Gönlünüzü soğuk tutun. Hiç merak etmeyin Türkiye’ye bunu yaşatanlara hesabını çok ağır bir şekilde ödeteceğiz. Yine şunu bilmenizi istiyorum ki, net ve açık şekilde diyorum ki Fethullah ve psikopatları tarihin en ağır cezalarla cezalandırılacaklardır.”

“GELECEĞİMİZE ZENGİN, MÜREFFEH, GÜÇLÜ VE ÖZGÜR BİR TÜRKİYE BIRAKACAĞIZ"
Demokrasiye sahip çıkan herkese teşekkür eden Bakan Soylu konuşmaları şöyle noktaladı:
“İnşallah bir taraftan demokrasiyi kucaklayan, bir taraftan hukukun üstünlüğünü kucaklayan, bir taraftan çoğulculuğu kucaklayan, sadece kendi coğrafyasını değil, etrafındaki coğrafyasına da bu demokrasi sadakatiyle örnek olan, dünyaya örnek olan bir anlayışı gerçekleştireceğiz. Evet uluslar arası toplum bu Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı olayda maalesef gerekli demokrasi hassasiyetini göstermemiş ve Türkiye’nin demokrasinin, çoğulculuğun, hukuk devletinin ve demokratik bir devletin yanında dostlarımız biraz mesafeli olmuştur. Ama şu çok nettir meydanlarda durduğunuz her dakika özgürlüğe haykırıştır, her dakika Türkiye’nin geleceğine yolculuktur. Nasıl Marmaray’ı yapmışsak, nasıl Osman Gazi Köprüsü’nü yapmışsak, nasıl Türkiye’de bölünmüş yollardan barajlara kadar birçok adımları atmışsak, nasıl şimdi hep birlikte 3. Boğaz Köprüsü’nü hep beraber açacak ve Türkiye’nin hizmetine sunacaksak, onlar ne yaparlarsa yapsınlar, ne ortaya koyarlarsa koysunlar, bilmenizi istiyoruz ki bu yapmaya çalıştıkları darbe ve darbe teşebbüsleri nerden kaynaklanırsa kaynaklansın bizi istikametimizden ve hedeflerimizden ayıramayacak ve Türkiye kendi arabasını, kendi uçağını, kendi istihbarat uydusunu, kendi savaş gemilerini ve Türkiye dünyanın her tarafında takdir edilecek büyümesini kalkınmasını zenginliğini oluşturacak ve ister Türkiye’nin önüne dünyanın en büyük engellerini koysunlar dünyanın ilk on büyük ülkesinden biri olacağız. Geleceğimize, zengin, müreffeh, güçlü ve özgür bir Türkiye bırakacağız. Sayın Cumhurbaşkanımız bu güne kadar sizi yanıltmadı, hiçbir noktada yanıltmadı, Türkiye’nin istikametini hep yukarıya doğru hep yükseğe doğru, ileriye doğru getirdi. Bu meydanlarda durmamızın ve demokrasi nöbetinin bir anlamı var, bu nöbetin anlamı şudur, bütün dünyaya demokrasinin ne olduğunu, millet olmanın ne olduğunu, bu ülkenin seçilmişlerine ve bu ülkenin demokrasisine dışarıdan müdahalenin ve darbenin ne kadar kötü olduğunu bir kez daha hissettirebilmek ve ifade etmektir. Bu tutkunluğumuz bizi 21. Yüzyıl hedeflerimize ulaştıracaktır. Kıymetli Cumhurbaşkanımız, Devlet Başkanımız, Başkomutanımız, bize ne zaman evet artık evlerinize gidebilirsiniz dediği andan itibaren, işte o zaman yepyeni bir yolculuğu, yepyeni bir serüveni ve Yeni Türkiye’nin heyecanını bütün milletin fertleri olarak başlatacağız.”
(İHA)
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER