Medipol Başakşehir’in tecrübeli futbolcusu Emre Belözoğlu, Galatasaray’ın efsane futbolcusu Hagi hakkında açıklamalarda bulundu. Belözoğlu, "Onun gibisi yoktu ve ben bir daha onun gibisinin geleceğini düşünmüyorum" dedi.
Spor Toto Süper Lig takımlarından Medipol Başakişehir’in tecrübeli futbolcusu Emre Belözoğlu, Fitbol Dergisi’ne açıklamalarda bulundu. 1996-1997 yılının devre arasında A takıma çıkmasıyla Hagi ile antrenman yapmaya başladıklarını belirten Belözoğlu, "Hagi, benim kanlı canlı gözlerimle gördüğüm hatta belki de bir benzerini asla göremeyeceğim en farklı, en yetenekli oyuncuydu" diye konuştu.
"BİR FRİKİK GOLÜ ATMIŞTI ADETA AYAĞININ TOZUYLA"
Hagi’nin kendisinin Galatasaray altyapısında oynarken geldiğini hatırlatan tecrübeli futbolcu, "İlk sahaya çıktığı maç da Uğur Tütüneker Ağabey’in jübilesiydi. Sonrasında resmi bir maçta formayı ilk defa Ali Sami Yen Stadı’nda Trabzonspor’a karşı giymişti. Dün gibi hatırlıyorum. Ben o maçta top toplayıcı olarak sahadaydım. Henüz Hagi ile aynı takımda forma giyeceğimden, ondan pek çok şey öğreneceğimden haberim yoktu. Muhteşem bir frikik golü atmıştı, adeta ayağının tozuyla" ifadelerini kullandı.
"SİHİRBAZ EDASIYLA TOP OYNARDI"
Hagi’den övgüyle bahseden Belözoğlu, "Saha içinde top ayağına gelmeden çok önce karar veren, iki hamle sonrasını kurgulayan bu adam, izlediği bir futbolcudaki yeteneği de kolayca keşfedebiliyordu. Henüz kariyerimin başında olduğum için ondan topa vurma, top saklama, oyun görüşümü geliştirme gibi konularda çok şey öğrendim. Yaşına ve yeteneklerine rağmen çok çalışkan bir isimdi. Antrenmanlardan sonra mutlaka duran top çalışır, hiçbir şey yapmasa bir kanattan ötekine uzun toplar atardı. Ben de sık sık onun yanında mesaiye kalır ve kendimi geliştirmeye çalışırdım" diye konuştu.
"HAGI’DEN ÖĞRENDİM"
Hagi’den aklında kalan en önemli şeylerden bir tanesinin de onun ’çok sert’ bir oyuncu olduğunu dile getiren Belözoğlu, "Yeşil sahada rakibine kadife gibi bilek hareketleriyle çalımlar atan, bir sihirbaz edasıyla topla oynayan Hagi, topu kazanmak istediğinde oyun kuralları dahilinde canını dişine takarak çok başarılı müdahaleler yapan, sertlikten sakınmayan bir yapıdaydı. Hatta bana da her seferinde topa ve rakibe daha agresif davranmamı söylerdi. Belki de ilk tekmemi ona atmıştım. Sürekli aynı şeyi öğütlediği için artık kafama yerleşmişti. Bir gün antrenmanda top ayağında önüne geleni ipe dizer gibi çalımı basıp gidiyordu. Arkadan hızla yaklaştım. Bana söyledikleri aklıma geldi. Tüm gücümle topla Hagi’nin arasına kendimi attım. Ayağına da vurdum istemeden. Bilinçli bir faul değildi elbette ama kontrolsüz ve sert bir hareketti. İkimiz birden çarpışmanın etkisiyle yere yuvarlandık. Ben ’Kesin sağlam azarlayacak beni’ derken gülerek bana baktı ve yerden kalkarak başımı okşadı. ’İşte böyle!’ dedi. Takımının kazanması için bu sertliği rakibe gösterdiği gibi kendi takım arkadaşlarına da gösterirdi. Yani takım içerisindeki otoritesi, antrenmanlarda bile hata yapan arkadaşlarını uyarması ve tüm bunları yaparken saygı çerçevesinin dışına asla çıkmaması ona çok kısa zamanda uyum sağlamamıza ve hayranlığımızın artmasına neden olmuştu. Ben zaten genç takımlarda oynarken de agresif bir yapıdaydım. Ama gençliğin verdiği bir ürkeklikle ikili mücadelelerde biraz hafif kalıyordum. Sahada daha sağlam durmayı, ortaya bir karakter koymayı ve bunu en etkili şekilde yapmayı Hagi’den öğrendim" dedi.
"HAGI GİBİSİ YOKTU"
Her zaman Hagi’yi kendisine örnek aldığını vurgulayan tecrübeli futbolcu, "İtalya’ya gittiğimde ilk gollerimi Lazio’ya atmıştım. 3-3 berabere kalmıştık. Orada ceza sahasının dışından bir gol atmıştım. Çok beğenilmişti. O vuruşun çok benzerini sağ ayağıyla Galatasaray’da ceza sahasının dışından Hagi atmıştı. Ben ise sol ayağımla o golü atmıştım. Hagi sayesinde sahip olduğum yetenekleri daha etkili şekilde kullanabilmeyi öğrendim. Başta da dedim ama tekrarlamak istiyorum. İtalya’da, İngiltere’de, İspanya’da üst düzey futbol oynadım. Ama gözümle gördüğüm en yetenekli oyuncu kesinlikle Hagi’ydi. Onun gibisi yoktu ve ben bir daha onun gibisinin geleceğini düşünmüyorum" şeklinde konuştu.
(İHA)
Spor Toto Süper Lig takımlarından Medipol Başakişehir’in tecrübeli futbolcusu Emre Belözoğlu, Fitbol Dergisi’ne açıklamalarda bulundu. 1996-1997 yılının devre arasında A takıma çıkmasıyla Hagi ile antrenman yapmaya başladıklarını belirten Belözoğlu, "Hagi, benim kanlı canlı gözlerimle gördüğüm hatta belki de bir benzerini asla göremeyeceğim en farklı, en yetenekli oyuncuydu" diye konuştu.
"BİR FRİKİK GOLÜ ATMIŞTI ADETA AYAĞININ TOZUYLA"
Hagi’nin kendisinin Galatasaray altyapısında oynarken geldiğini hatırlatan tecrübeli futbolcu, "İlk sahaya çıktığı maç da Uğur Tütüneker Ağabey’in jübilesiydi. Sonrasında resmi bir maçta formayı ilk defa Ali Sami Yen Stadı’nda Trabzonspor’a karşı giymişti. Dün gibi hatırlıyorum. Ben o maçta top toplayıcı olarak sahadaydım. Henüz Hagi ile aynı takımda forma giyeceğimden, ondan pek çok şey öğreneceğimden haberim yoktu. Muhteşem bir frikik golü atmıştı, adeta ayağının tozuyla" ifadelerini kullandı.
"SİHİRBAZ EDASIYLA TOP OYNARDI"
Hagi’den övgüyle bahseden Belözoğlu, "Saha içinde top ayağına gelmeden çok önce karar veren, iki hamle sonrasını kurgulayan bu adam, izlediği bir futbolcudaki yeteneği de kolayca keşfedebiliyordu. Henüz kariyerimin başında olduğum için ondan topa vurma, top saklama, oyun görüşümü geliştirme gibi konularda çok şey öğrendim. Yaşına ve yeteneklerine rağmen çok çalışkan bir isimdi. Antrenmanlardan sonra mutlaka duran top çalışır, hiçbir şey yapmasa bir kanattan ötekine uzun toplar atardı. Ben de sık sık onun yanında mesaiye kalır ve kendimi geliştirmeye çalışırdım" diye konuştu.
"HAGI’DEN ÖĞRENDİM"
Hagi’den aklında kalan en önemli şeylerden bir tanesinin de onun ’çok sert’ bir oyuncu olduğunu dile getiren Belözoğlu, "Yeşil sahada rakibine kadife gibi bilek hareketleriyle çalımlar atan, bir sihirbaz edasıyla topla oynayan Hagi, topu kazanmak istediğinde oyun kuralları dahilinde canını dişine takarak çok başarılı müdahaleler yapan, sertlikten sakınmayan bir yapıdaydı. Hatta bana da her seferinde topa ve rakibe daha agresif davranmamı söylerdi. Belki de ilk tekmemi ona atmıştım. Sürekli aynı şeyi öğütlediği için artık kafama yerleşmişti. Bir gün antrenmanda top ayağında önüne geleni ipe dizer gibi çalımı basıp gidiyordu. Arkadan hızla yaklaştım. Bana söyledikleri aklıma geldi. Tüm gücümle topla Hagi’nin arasına kendimi attım. Ayağına da vurdum istemeden. Bilinçli bir faul değildi elbette ama kontrolsüz ve sert bir hareketti. İkimiz birden çarpışmanın etkisiyle yere yuvarlandık. Ben ’Kesin sağlam azarlayacak beni’ derken gülerek bana baktı ve yerden kalkarak başımı okşadı. ’İşte böyle!’ dedi. Takımının kazanması için bu sertliği rakibe gösterdiği gibi kendi takım arkadaşlarına da gösterirdi. Yani takım içerisindeki otoritesi, antrenmanlarda bile hata yapan arkadaşlarını uyarması ve tüm bunları yaparken saygı çerçevesinin dışına asla çıkmaması ona çok kısa zamanda uyum sağlamamıza ve hayranlığımızın artmasına neden olmuştu. Ben zaten genç takımlarda oynarken de agresif bir yapıdaydım. Ama gençliğin verdiği bir ürkeklikle ikili mücadelelerde biraz hafif kalıyordum. Sahada daha sağlam durmayı, ortaya bir karakter koymayı ve bunu en etkili şekilde yapmayı Hagi’den öğrendim" dedi.
"HAGI GİBİSİ YOKTU"
Her zaman Hagi’yi kendisine örnek aldığını vurgulayan tecrübeli futbolcu, "İtalya’ya gittiğimde ilk gollerimi Lazio’ya atmıştım. 3-3 berabere kalmıştık. Orada ceza sahasının dışından bir gol atmıştım. Çok beğenilmişti. O vuruşun çok benzerini sağ ayağıyla Galatasaray’da ceza sahasının dışından Hagi atmıştı. Ben ise sol ayağımla o golü atmıştım. Hagi sayesinde sahip olduğum yetenekleri daha etkili şekilde kullanabilmeyi öğrendim. Başta da dedim ama tekrarlamak istiyorum. İtalya’da, İngiltere’de, İspanya’da üst düzey futbol oynadım. Ama gözümle gördüğüm en yetenekli oyuncu kesinlikle Hagi’ydi. Onun gibisi yoktu ve ben bir daha onun gibisinin geleceğini düşünmüyorum" şeklinde konuştu.
(İHA)