Politika

"Emniyet müdürünün olmadığı bir başkent..."

CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Sayın Davutoğlu’na açık çağrı yapıyorum, Ankara Emniyet Müdürünü sen atayamıyorsan, önünde engel varsa bana söyle kardeşim beraber olalım birlikte emniyet müdürünü atayalım, kimi istiyorsanız. Emniyet...

"Emniyet müdürünün olmadığı bir başkent..."
14-03-2016 17:48
CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Sayın Davutoğlu’na açık çağrı yapıyorum, Ankara Emniyet Müdürünü sen atayamıyorsan, önünde engel varsa bana söyle kardeşim beraber olalım birlikte emniyet müdürünü atayalım, kimi istiyorsanız. Emniyet müdürünün olmadığı bir başkent düşünebilir misiniz?" dedi.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Ankara Kızılay’da yaşanan terör saldırısı nedeniyle olağanüstü toplandı. Toplantının ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bir basın toplantısı düzenledi. 37 masum insanın dün Ankara’da hayatını kaybetmesi ve onlarca vatandaşın yaralanmasının basın toplantısının ana konusu olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Önce bir konuda bütün siyasal partilerin, Türkiye’deki bütün sivil toplum örgütlerinin, meslek kuruluşlarının, yani 7’den 70’e hepimizin üzerinde anlaşacağı bir konu olmalı; terör bir insanlık suçudur. Kimden gelirse gelsin, nereden gelirse gelsin teröre karşı ortak ve onurlu durumumuzu sergilemek zorundayız. Bunu yaptığımız zaman bu ülkede birlikte huzur içinde yaşayabiliriz. Bu konuda CHP olarak üstümüze düşen ne varsa yerine getirmeye hazırız. Bunu her ortamda ifade ettik. Çünkü terör yaşlı, kadın, genç ayırmaz. Kandan beslenen bir anlayış, bir görüş bu ayrımı yapmaz. O nedenle terörü hep beraber kınamalıyız. Terör karşısında ortak net tavır takınmalıyız" diye konuştu.

"BİZİM ÜZERİMİZE DÜŞEN NE GÖREV VARSA SÖYLEYİN GEREĞİNİ YAPALIM"
Terörle mücadele konusunda her terör olayından sonra televizyonların karşısına geçip iktidara çağrı yaptığını belirten Kılıçdaroğlu, "İktidara şu çağrıyı yaptım; terörü bitirmek için bizden ne istiyorsanız her türlü desteği vermeye hazırız. Açık çek veriyoruz size. Yeter ki bu ülkede terörü bitirelim. Bizim üzerimize düşen görev varsa söyleyin gereğini yapalım. Bu ülke mutlu insanların yaşadığı bir ülke olsun. Bunu her ortamda ifade ettim. 7 Haziran sonrası bir tablo ortaya çıktı ve terör azmaya başladı. Çıkıp meydanlarda şunu söylediler; bizi tek başına iktidara getirin, terörü bitireceğiz. Terör bitti mi? Bırakın bir bölgede olmayı Türkiye sathına yayıldı. Vatandaşlarıma şu soruyu soruyorum; ne oldu da terör bütün yurda yayılmaya başladı? 14 yıldır ülkeyi yönetenler acaba ne yapıyorlardı? Bu soruyu her vatandaş kendisine sormak zorundadır. Madem ki terörden şikayetçiyiz, onu sorgulamak zorundayız" ifadelerini kullandı.

"EMNİYET MÜDÜRÜNÜN OLMADIĞI BİR BAŞKENT DÜŞÜNEBİLİR MİSİNİZ?"
Kılıçdaroğlu konuşmasına şöyle devam etti:
"Ankara’da bu kaçıncı saldırı. Her saldırıdan sonra önlem alıyoruz. Ama her saldırıdan sonra neredeyse daha çok insanımız hayatını kaybediyor. Ülkeyi ben yönetmiyorum. Yönetenler belli. Hesabını vermeleri lazım. Neden oluyor bütün bunların hepsi? Hükümetseniz devleti yöneteceksiniz. Şu soruyu her vatandaşın bırakın kendisine sormayı vicdanına sorsun. Aylardır Ankara’ya emniyet müdürü atayamayan bir siyasal iktidar Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetebilir mi? Terörü engelleyebilir mi? Sayın Davutoğlu’na açık çağrı yapıyorum, Ankara Emniyet Müdürünü sen atayamıyorsan, önünde engel varsa bana söyle kardeşim beraber olalım birlikte emniyet müdürünü atayalım kimi istiyorsanız. Emniyet müdürünün olmadığı bir başkent düşünebilir misiniz? Şimdi ben merak ediyorum. Faturayı kime çıkaracaklar? Yine vatandaşa mı çıkaracaklar? Emniyet müdürü atayacaktık ama şu engel oldu, kim engel oldu size çıkın milletin önüne açıkça söyleyin. Ben atayacaktım şu engel oldu, beraber engel olan kişinin üstüne yürüyelim. Ben sizin iradenize destek vermek istiyorum. Eğer Türkiye’yi yönetmek istiyorsanız halkın oyuyla geldiniz, saygı duyuyoruz. Tek başına yönetiyorsunuz saygı duyuyoruz ama bu ülkeyi bilgi ve birikimle yöneteceksiniz. Öyle bir noktaya geldik ki bütün ülkelerin gizli servis ajanları Türkiye’de at koşturuyor. Nasıl oluyor bu? Neden oluyor bu? Almanya’da, Fransa’da, Amerika’da, Rusya’da olmayan bir olay neden Türkiye’de oluyor? Bütün gizli servislerin rahat çalışabilecekleri bir alan mıdır Türkiye? Böyle bir yönetim boşluğunu Türkiye kabul edemez. Anayasamızın 112. maddesi var. Siyasi sorumluluktan söz eder. Ülkeyi yönetenlerin siyasi sorumluluğundan söz eder. Bakanların görevleri ve siyasi sorumlulukları der maddenin başında. Yüzlerce insanımız hayatını kaybetti terör dolayısıyla, kim bunun sorumlusu? Bizim mahalledeki bakkal değil, vatandaş değil, taksici değil. Kim bunun sorumlusu? Dünyanın bütün demokrasilerinde bunun sorumlusu siyasi iktidardır. Sayın Davutoğlu’na açık ve net çağrı yapıyorum; siz töhmet altında kalıyorsunuz. Yönetemiyorsunuz imajı sizin yakanıza yapışıyor. Görevini, gereğini yapamayan, Ankara’ya bir emniyet müdürü bile tayin edemeyen bir kişiyi siz eğer yanınızda tutarsanız aynı sorumluluğu paylaşmış oluyorsunuz demektir. Paylaşmayın sorumlulukları. Yapamıyorsa, görevini yerine getiremiyorsa alacaksınız görevden."
Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinin en derin krizini yaşadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Türkiye Cumhuriyeti yönetilmiyor, savruluyor. Biz bunu haketmiyoruz. En acı feryat annelerin feryadıdır. En dayanılmaz acı evlat acısıdır. Bu acıyı bu ülkeye yaşatanlara biz ne söyleyeceğiz. Bu acıya katlanmak bizim hakkımız mıdır, işimiz midir? Kim bize bu acıyı tattırıyor? Çözecekseniz, yolunuz yönteminiz varsa size her türlü desteği verelim? Buyurun çözün, vatandaş size oy verdi" açıklamasında bulundu.

"ÖNCE TÜRKİYE KURUCU AYARLARINA DÖNMEK ZORUNDADIR"
"Eğer siz devletin imkanlarını kendiniz, ikbaliniz için, kişisel hırslarınız için kullanırsanız bu tür ortamlara zemin hazırlarsanız" diyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Türkiye’nin geldiği nokta budur. Acilen ne yapmalıyız? Önce Türkiye kurucu ayarlarına dönmek zorundadır. Yani yurtta barış, dünyada barış. Yurtta sulh, dünyada sulha dönmek zorundadır. Bütün komşularıyla barış içinde bir çerçeveyi oluşturmak zorundadır. Kurucu ayarlarına dönmeyen bir Türkiye felakete hazır bir Türkiye’dir. İsrail, Suriye, Irak, İran, Rusya, Libya ile ilişkilerimizi düzeltmek zorundayız. Yaptıkları kavganın faturası gariban anneye, onların evlatlarına çıkıyor. Önce bu dış politikanın 180 derece değişmesi gerekiyor. Değişmediği sürece Türkiye terör ithal eden ülke konumunu sürdürecektir. Bugün geldiğimiz noktada terör tek başına bir siyasal partinin sorunu olmanın ötesine geçmiştir. Terör artık bizim bir ulusal sorunumuz haline gelmiştir. Terör konusunda bütün siyasal partilerin ortak mücadele etmesi lazım. Bu bağlamda en büyük görev TBMM Başkanına düşüyor. Parlamentoyu terör konusunda çalıştırmalı, sorunun çözümü konusunda TBMM’yi çalıştırmalı. Sayın Meclis Başkanından istirhamım, madem ki biz TBMM’ye Kurucu Meclis, Gazi Meclis diyoruz, şimdi o işleve dönmeli. Terör konusunda TBMM harekete geçmeli. Madem ki kurucu ayarlarına döneceğiz, sadece sözde değil özde de dönmemiz gerekiyor. Parlamento terör konusunda bütün siyasal partileri biraraya getirmeli ve bu sorunu çözmek için ortak çaba harcamalı. Anayasanın 112. maddesinin gereği yapılmalı. Anayasaya sadakat yemini ettik. Eğer bir bakan görevini yapamıyorsa annelerin feryatları, acıları bile onun kulaklarına henüz ulaşmamışsa o kişi oradan ayrılmalı. Bu görevde Sayın Davutoğlu’na düşüyor. Anayasanın 112. maddesinin gereğini yerine getirin. Siyasi sorumlu kimse sorumluluğunun gereğini yerine getirsin. Devlette ciddi bir çürüme var. Eğer bir hükümet bir ile emniyet müdürünü atamaktan acizse orada bir çürüme var demektir. Devlette çürüme olduğu için liyakat sistemi bitmiştir. Ona geri dönmek zorundadır devlet. Bunu yaptığımız takdirde terörle mücadele konusunda en yetkin insanları konunun başına, sorumlulukların başına getirmiş oluruz. Çünkü devlet akılla, bilgiyle, tecrübeyle yönetilir."

"HANGİ GEREKÇEYLE SİZ TELEVİZYONLARA ÇIKIP TERÖRLE YAŞAMAYA ALIŞMALIYIZ DİYORSUNUZ"
Her haber televizyonu kanalının içinde bir tane hükümet komiseri birinin olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, "Şunu anlatıyorlar halka, terörle yaşamaya alışmalıyız. İyi de neye terörle yaşamaya alışmalıyız? Bir beceriksizliği halka fatura etmenin anlamı nedir? Hangi gerekçeyle siz televizyonlara çıkıp terörle yaşamaya alışmalıyız diyorsunuz? Bir beceriksizliğin üstünü kapatmaya çalışıyorsunuz. Aydın diye de geçiniyorsunuz aynı zamanda. Televizyon ekranlarına size beceriksizliği kapatmak için değil, sorunu nasıl çözebiliriz diye aslında çıkarmaları gerekir. Yani bu hükümet terörü sürdürecek ey Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, sizler de terörle yaşamaya alışın. İyi de neden? Türkiye Cumhuriyeti bu kadar beceriksiz mi? Hükümet Cumhuriyetin kuruluş ayarlarına dönsün terör en kısa sürede çözülür. Her bomba patlamasından sonra gözyaşları döküyoruz, iyi de bizim aklımız yok mu? Bir daha bomba patlamasın diye bunun alt yapısını neden oluşturmuyoruz? Zaafı olan kurumların yöneticilerini alırsınız almazsanız, o zaafa siz ortak olursunuz. Ben bunları anlattım diye yine CHP karşı diyecekler. Evet CHP teröre karşı, bu kadar açık, net. CHP anaların ağlamasını, bu ülkede evlat acısı istemiyor. Bu ülkede herkesin huzur içinde, barış içinde yaşamasını istiyor. Bunu da demokrasi ve özgürlükler çerçevesinde istiyor. Onlar ne istiyorlarsa çıkıp bir anlatsınlar" dedi.
(İHA)
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER