Gündem

Emine Erdoğan: Vakıf eserleri insanın insana emanet olduğu bilincine sahip olduğumuzun ispatıdır

Emine Erdoğan, vakıf eserlerinin hiçbir karşılık beklemeden, yalnızca Allah rızası gözetilerek yapıldığını belirterek "İnsanın insana emanet olduğu bilincine sahip olduğumuzun ispatıdır. Medeniyet yolumuzun hiç sönmeyecek kandilleridir" dedi.

Emine Erdoğan: Vakıf eserleri insanın insana emanet olduğu bilincine sahip olduğumuzun ispatıdır
25-07-2020 21:22

İstanbul .Vakıflar Genel Müdürlüğünce restorasyonu tamamlanan Mihrişah Valide Sultan İmareti, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy (sağ 2) ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın (sağ 4) da katılımıyla gerçekleştirilen törenle açıldı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Eyüpsultan'da, Vakıflar Genel Müdürlüğünce restore edilen Mihrişah Valide Sultan İmareti'nin açılışında, yoğun bir pandemi gündeminden sonra, 200 yıldır, iki asrı aşkın süredir ayakta duran Mihrişah Valide Sultan İmaretinde yeniden bir araya geldiklerini söyledi.

Kendini hayır işlerine adayan Mihrişah Valide Sultan ile tüm ecdadı rahmetle yad ettiğini ifade eden Erdoğan, "Arkalarında bıraktıkları eserler hem bizlerin hem de gelecek nesillerin yapması gerekenler için yol göstericidir. Gelecek nesillere aktarılacak bu güzide eserin restorasyon çalışmasında emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum." diye konuştu.

İstanbul'un her köşesinin vakıf eserleriyle dolu olduğunu, Anadolu'nun her yerinde camiler, yollar, köprüler, kervansaraylar, medreseler gibi nice eserlerin görüldüğünü vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bunlar hiçbir karşılık beklemeden, yalnızca Allah rızası gözetilerek yapılmış eserlerdir. İnsanın insana emanet olduğu bilincine sahip olduğumuzun ispatıdır. Medeniyet yolumuzun hiç sönmeyecek kandilleridir.

Tüm bu eserleri meydana getiren saik, dinimizin bize emrettiği sadaka ve zekat ibadetidir. Vakıf medeniyetimiz bu şekilde inşa edilmiştir. Şunu da gururla söylemek istiyorum, bu medeniyetin izlerine başka hiçbir coğrafyada rastlamak mümkün değildir.

Bu kadar çok vakıf eserinin varlığı, 'Hayırlı işleri yapmada birbirinizle yarışın' ayetinin, ecdadımızca ne kadar iyi anlaşıldığının göstergesidir. Her bir vakıf eseri, yaşamın ucuna iğne oyası gibi işlenmiş, ince fikrin ve gönül zerafetinin ürünüdür."

"Tüm yaratılmışın ihtiyacı ile hemhal olan bir anlayış, hayatın her alanına dokunmuştur"

Emine Erdoğan, vakıflardaki çeşitliliğe ve verdikleri hizmetlere bakıldığında, ecdadın hayatın içindeki birçok ihtiyacı fark ettiğinin anlaşıldığını dile getirdi.

Ecdadın hayatı yalnızca kendi eksenlerinde değil, başkalarını da gözeterek yaşadığını vurgulayan Erdoğan, şunları anlattı:

"Kurulan vakıfların amaçlarına baktığımızda insan düşüncesinin inceliği karşısında şaşırıp kalıyoruz. Mesela hastalanan ya da başka bir sebeple göçemeyen kuşlara bakmak için kurulan vakıflar var. Evlenmeyi kolaylaştırmak için çeyiz yapan vakıflar kurulmuş.

Öğrenci okutmak, borç para vermek, ağaçları korumak, çevreyi güzelleştirmek gibi ihtiyaçları kendine amaç edinmiş nice vakıf var.

İnsandan hayvana ve nebatata kadar, tüm yaratılmışın ihtiyacı ile hemhal olan bir anlayış, hayatın her alanına dokunmuştur. Bu medeniyet anlayışı, bize merhametin, iyiliğin ve güzelliğin, dünyayı nasıl başkalaştırabildiğini gösteriyor.

Mesela, içinde bulunduğumuz şu güzide mekana bakınca, bir iyilik tohumunun yüzyıllardır verdiği meyveyi görüyoruz. Sadece buradan, her gün, kayıtlı 3 bin 500 kişiye, sefer tasıyla 3 çeşit sıcak yemek dağıtılıyor.

Yine kayıtlı 2023 aileye aylık olarak erzak kolisi veriliyor. Ayrıca günlük 40 kurban kesim kapasitesiyle hayırseverlere kapılarını açıyor."

Erdoğan, yaklaşan Kurban Bayramı'nı anımsatarak, bu hayır halkasının bir parçası olunabileceğini ifade etti. Emine Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Her ne kadar bu vakıf eserleri padişahlar ya da valide sultanlarla anılsa da, vakıflar elinde olanı paylaşmak isteyen herkesin çabasıyla oluşmuş kurumlardır. Yani paylaşmak için gönül zenginliği esastır. Bununla beraber, vakıf kurmada kadınların başı çeken ve toplum menfaati noktasında büyük katkılar sunan öncü bir rolü olduğunu görüyoruz.

Camiler, medreseler, darüşşifalar, kadınların bilhassa sağlık, din ve kültür konularında çok aktif rol aldıklarını anlatıyor bizlere. Bu gayretin, yüksek empati duygusunun ve diğergamlığın bir ifadesi olduğunu düşünüyorum.

İyi, sağlıklı ve topluma faydalı insan yetiştirmek amaç olmuş. İnsana her anlamda yatırım yaparak, medeniyet merdiveninin üst basamaklarında duracak bir toplum geleceği kurmak için ter dökülmüş.

Her zaman ifade ettiğimiz gibi kadınların dönüştürücü gücü yeni bir söylem değil, uzun bir tarihe yayılan tecrübemizdir. Yani, sivil toplum bizler için yeni keşfedilmiş bir alan değildir.

Türkiye olarak bu kadar güçlü bir sivil topluma sahip olmamızın, insani yardım noktasında dünyada en ön sıralarda yer almamızın arkasındaki şuur, işte budur."

"Salgın günlerinde, bir ve beraber olmanın şifasını yeniden hissettik"

Emine Erdoğan, çok kısa bir zaman öncesine kadar hiç kimsenin, içinden geçtiği bu zorlu pandemi sürecini tahmin dahi edemeyeceğine dikkati çekerek, şöyle konuştu:

"Fakat milletçe birbirimize kenetlendik ve dünyadaki en güzel dayanışma örneklerinden birini gösterdik. Dünyayı bir anda durma noktasına getiren salgın günlerinde, bir ve beraber olmanın şifasını yeniden hissettik.

Yaşlılarımızı, engelli bireylerimizi, darda kalanlarımızı her şeyin üzerinde tuttuk. Bu felaket karşında bocalamadık çünkü asırlarca tatbik edildiğini bildiğimiz bir insaniyet bakiyemiz vardı. Hatta bunu tıbbi yardımlar çerçevesinde tüm dünyayla da paylaştık.

Tabii şunu hiç unutmamalıyız, bu mirasın bugün dahi dipdiri olması, yarına da aynı şekilde aktarılabileceğinin garantisi değildir. Gelecek nesillerin de, bu mirastan yararlanması bizim çabamıza bağlı. Vakıf kültürünün yaşatılması, öğretilmesi ve bilhassa gençler arasında yaygınlaştırılmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum."

"Hayat denen şu bir mevsimlik durakta, bize verilen nefes tükendiğinde amel defterlerimiz de kapanmış olacak." diyen Erdoğan, "Fakat vakıf bilinciyle yaptırılan ve biz göçüp gittikten sonra da sayısız insanın istifade edeceği bu eserler, sadaka-i cariyemiz olacaktır inşallah.

Sözlerime son verirken, yaklaşan Kurban Bayramı'nızı şimdiden tebrik ediyorum. Kurban ibadetinin ruhuna uygun bir yakınlaşma ve manevi olgunlaşmaya vesile olmasını diliyorum. Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum." ifadesini kullandı.

Konuşmanın ardından Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Emine Erdoğan'a hediye takdim etti.

Emine Erdoğan, restorasyonu tamamlanan imaretin açılışını, Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy ve eşi Pervin Ersoy, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya ve eşi Hatice Nur Yerlikaya, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Fatma Betül Sayan Kaya, AK Parti Grup Başkanvekili ve Tokat Milletvekili Özlem Zengin, Vakıflar Genel Müdürü Burhan Ersoy ve İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Mehmet Emin Maşalı'nın da katılımıyla kurdele keserek gerçekleştirdi.

Erdoğan, daha sonra İstanbul'un en eski aşevi olarak hizmet veren imaretin yemekhane bölümünde, Bakan Ersoy ve eşi Pervin Ersoy'la ihtiyaç sahibi vatandaşlara yemek dağıttı.

Yemek dağıtımı sırasında vatandaşlara "Şifa olsun." diyen Emine Erdoğan, onlarla sohbet ederek sorunlarını dinledi.

İmareti gezen Emine Erdoğan, Vakıflar Genel Müdürü Burhan Ersoy'dan da bilgi aldı.

Mihrişah Valide Sultan Türbesi'ni de ziyaret eden Emine Erdoğan, burada dua etti ve ardından Valide Sultan sandukasına Olgunlaşma Enstitüsü tarafından hazırlanan puşideyi yerleştirdi.

Erdoğan, imarethanenin bahçesinde bulunan yazar Yüksel Şule Şenler'in kabrini de ziyaret ederek, dua etti.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER