DİYARBAKIR
Diyarbakır'ın Lice ilçesinde terör örgütü PKK'ya yönelik operasyonda ele geçirilen 5 astsubay ve uzman jandarma rütbeleri takılı askeri kamuflaj elbiseleri, teröristlerin asker kıyafeti ile saldırı planladığına yönelik şüpheleri artırdı.
Lice ilçesinin güneyinde gerçekleştirilen, "Bayrak 36 Müşterek Birlik Operasyonu" kapsamında, Yolçatı köyü sınırları içerisindeki Hoydanagevren Tepe bölgesinde tespit edilen 4 ayrı silah ve mühimmat deposunda yapılan aramada M-16 piyade tüfeği, biksi makineli tüfek, 26 uzun namlulu silah, makineli tabanca, havan, 50 havan mühimmatı, 17 el bombası, anti tank lav silahı, 240 uçaksavar fişeği, 188 doçka uçaksavar fişeği, 4 bin 320 uzun namlulu silah fişeği, aydınlatma fişeği, 5 roketatar, 105 roketatar sevk fişeği ve mühimmatı, 200 piyade tüfeği fişeği, 3 el yapımı patlayıcı düzeneği, 100 kilogram amonyum nitrat, anti tank mayını, 15 tüp, 2 tonluk kriko, örgütsel doküman ve tıbbi malzeme bulunmuştu.
Operasyonda ayrıca 5 astsubay ve uzman jandarma rütbeleri takılı askeri kamuflaj elbisesi ele geçirilmesi dikkati çekti.
Askeri kamuflaj elbiseleri inceleniyor
Terör operasyonunda bulunan 5 astsubay ve uzman jandarma rütbeleri takılı askeri kamuflaj elbiseleriyle ilgili inceleme sürüyor.
Kamuflaj elbiselerinin "asker kıyafeti" ile planlanan saldırılarda kullanılacağı ihtimalini değerlendiren güvenlik kaynaklarınca söz konusu kıyafetlerin nasıl temin edildiğine ilişkin de araştırma yapılıyor.
PKK'lı teröristler asker kıyafeti ile 10 kişiyi katletmişti
Terör operasyonunda ele geçirilen asker kıyafetleri, hedef gözetmeden gerçekleştirdiği eylemleriyle dünyanın en acımasız terör örgütleri listesinde ilk sıralarda yer alan PKK'nın 1990'lı yıllarda asker üniforması ile gerçekleştirdiği katliamı hatırlattı.
Diyarbakır'ın Silvan ilçesine bağlı Yolaç (Susa) köyünde 26 Haziran 1992 günü asker kıyafeti giyerek camiyi basan PKK'lı teröristlerin cemaati dışarı çıkararak silahla taramış, katliamda 2'si çocuk 10 kişi hayatını kaybetmişti.
"Askeri tesislere veya kamusal alanlara eylem düşündükleri açık"
Güvenlik uzmanı Abdullah Ağar, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Güvenlik kuvvetlerinin kıyafetlerinden istifade ederek güvenlik güçlerinin girip çıkabildiği yerlere rahatlıkla girip, oralarda eylem yapmayı planlıyorlar." değerlendirmesinde bulundu.
Temel niyet ve maksadın bu olduğuna işaret eden Ağar, bu tarz saldırıların benzerlerinin Irak'ta terör örgütü DEAŞ tarafından yapıldığına dikkati çekti.
"Bu DEAŞ'tan öğrenilen bir eylem veya DEAŞ'a öğretenlerin PKK'ya da öğretmiş olduğu bir metot." diyen Ağar, şöyle devam etti:
"Bu malzeme ve materyallerin bir şekilde temin edilerek asker kılığında belki askeri tesislere belki de o üniformanın etki üretebileceği, sızmalara yardımcı olabileceği diğer kamusal alanlara girip bir eylem düşündükleri açık. Bunu planlamışlar. Eylem çeşitliliği ile ilgili her şey olabilir. Dikkat edilmesi gereken şey, asker üniforması giyip halkın üzerine asimetrik bir eylem yapabilir, 'asker halkı katlediyor' mesajını da vermek istiyor olabilirler."
"Silah ve mühimmat yükleri oldukça yüksek"
Operasyonda ele geçirilen silah ve mühimmatların miktarına değinen Ağar, "Silah ve mühimmat yükleri olağanüstü yüksek. Muhtemelen baskıdan yani güvenlik kuvvetlerinin taarruz ruhu kapsamında dağlarda ortaya koymuş olduğu baskıdan dolayı bunlar dağlarda kullandığı silahlarını, mühimmatlarını gömüp, şehre indiklerine dair bir hava var. Belki baharda tekrar çıkacaklardı dağa." ifadelerini kullandı.
Türk Silahlı Kuvvetlerince yürütülen operasyonlarla terör örgütünün kış tertiplenmesine müsaade edilmediğini anlatan Ağar, ele geçirilen silah ve mühimmatların dağda bulunan teröristlerin yedek mühimmatları olma ihtimalinin de söz konusu olabileceğini aktardı.
Ağar, geçmişte de terörle mücadele kapsamında yürütülen operasyonlarda her zaman dağlarda depolanan, sığınaklara gizlenen silah ve mühimmatların bulunduğunu anımsattı.
Terörle mücadelenin devam ettiğine işaret eden Ağar, bu silahların da bu mücadele kapsamında Mehmetçik tarafından, karda, kışta zor koşullarda gizlendikleri alanlardan çıkarıldığını vurguladı.
"Yapılan her eylem diğer terör örgütlerine yarıyor"
"Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminden kaynaklı bir istihbarat hassasiyetimiz var." ifadesini kullanan Ağar, bunun mağduriyetinin güvenlik güçlerince zaman zaman yaşandığını dile getirdi.
Ağar, şunları kaydetti:
"Şu anda DEAŞ'ın yapmış olduğu bir eylem PKK'ya, PKK'nın yapmış olduğu eylem DEAŞ'a, DEAŞ'ın ve PKK'nın yapmış olduğu eylemler FETÖ'ye, FETÖ'nün yapmış olduğu manipülasyonlar başta DEAŞ ve PKK olmak üzere diğer terör örgütlerine yarıyor. Bu sahadaki fotoğraf. Bu fotoğrafın üstündeki fotoğraf aslında yukarıdaki asıl hedef ve maksada hizmet ediyorlar. Burada terör örgütleri içerisinde hem doğrusal hem doğrusal olmayan, simetri üretmeyen iş birlikleri söz konusu olabilir mi? Olabilir ki, biz bunu özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden sonraki süreçte gördük. FETÖ'cülerle bir şekilde PKK'lıların anlaştığına dair pek çok veri ve iddia ortaya çıktı. Bunlardan bazıları, 'darbe girişimi başarılsaydı PKK'lılar FETÖ'cüleri parlatmak için yurt dışına çıkaracaklardı', 'sınırın ötesinde bekleyeceklerdi', 'onları başka yerlerde kullanacaklardı' gibi."
Ağar, terör örgütleri arasındaki ilişkiye dair fotoğrafın göründüğünü, muhakeme yapıldığında bunun anlaşıldığına işaret ederek, ancak bu ilişkiye dair bilgi, veri ve delile ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
dikGAZETE.com