Memorial Antalya Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Sevin Balkan, el titremesi ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
"Duygusal durumlar en önemli etkenlerden biri"
“Ellerde istirahat halinde veya hareket esnasında istemsiz olarak ortaya çıkan ritmik hareketler, el titremesi yani el tremoru olarak tanımlanmaktadır diyen Balkan, “El titremesinin en çok görülen türü heyecan, öfke, korku gibi ruhsal durum değişimlerinde ortaya çıkmaktadır. Sakinleşince kaybolan tablo fizyolojik tremordur. Sık rastlanan bir başka türü ise esansiyel tremor (ET) denmektedir. Bu titreme tipi, aynı zamanda en sık görülen hareket bozukluğudur. Genellikle tek taraflı başlar ve ardından diğer ele geçer. Başlangıçta sadece duygusal durumlarda olurken, bu durum zamanla artabilir. Kişiler yalnızken daha rahat olmalarına rağmen başkalarının yanında titreme endişesiyle heyecanlandıklarında titreme daha da artar. Bu nedenle bazı hastalar, kendilerini toplumdan soyutlayabilmekte hatta mesleklerini bile terk edebilmektedir” dedi.
“Zamanla vücudun diğer kısımlarına yayılabiliyor”
Titremenin artarak bacaklar, baş, gövde, çene, dil, ses gibi vücudun diğer kısımlarına da yayılabildiğini ifade eden Prof. Dr. Balkan, “Eşlik eden başka bir nörolojik tanı olmadığı gibi, titreme bir hareket esnasında belirgin veya duruşa bağlı olabilmektedir. Kişide sıvı gıdaların içilmesinde ve yazı yazma gibi ince motor hareketlerde zorlanma görülebilir. Genellikle 40 yaş sonrasında karşılaşılsa da, hastalık gençlerde de ortaya çıkabilir. El titremesinde ailesel geçiş yüzde 50’dir. Ayrıca bu hastaların yüzde 20’sinde Parkinson hastalığı da görülebilmektedir.”
“Parkinson hastalığı da el titremesi yapabilir”
Parkinson hastalığının şikayetleri arasında, tek ya da iki taraflı el titremesinin yer aldığını belirten Balkan, “Sıklıkla 60 yaş üzerinde başlayan, ilerleyici türdeki bu hastalık nadiren daha genç grupta da görülebilir. Titreme; genellikle tek taraflı, istirahat halinde, baş ve işaret parmağının ritmik hareketi şeklinde olup, hastalarda ilk belirti olabilmektedir. Buna ek olarak hareket esnasında eklemlerde direnç, el yazısında küçülme, hareketlerde yavaşlama, adımlarda küçülme, yürüyüş bozuklukları, öne doğru eğilme gibi durumlara da rastlanabilir. Yıllar içinde titreme aynı taraftaki kol, bacak ile karşı taraftaki kol ve bacağa da yayılabilir. Hastalığın ileri dönemlerinde dudaklarda ve çenede de titreme görülebilir” diye konuştu.
Kan şekeri düşüklüğü de nedenler arasında
Kanda şeker düşmesinin ataklarında da el titremesine rastlandığını belirten Balkan, “Tipik olarak yemekten 2-3 saat sonra bu tablo ortaya çıkar. İnsülin direncinde görülen el titremesine genç erişkinlerde daha sık rastlanır. Beraberinde ortaya çıkan enerji düşüklüğü, halsizlik, baş dönmesi belirtileri ise yaşam kalitesini düşürür. Bu tür hastaların mutlaka bir endokrinoloji uzmanına başvurması gerekmektedir. Ayrıca fazla alkol kullanımı, hipertiroidi yani zehirli guatr, epilepsi, multipl skleroz yani MS hastalığı, beyincik hastalıkları, beyin damar hastalığı, bazı ilaçların kullanılması, B12 vitamini yetmezliği, vücuttaki istemsiz kasılmalara neden olan distoni, vücuttaki sinirlerin işlevlerini kaybettiği polinöropati gibi durumlarda el titremesi ortaya çıkabilmektedir” dedi.
“Tedavi yöntemi hastanın durumuna göre belirleniyor”
Prof. Dr. Sevin Balkan şöyle devam etti:
“Bir hastalıktan çok, bir belirti olan el titremesinin tedavisinde amaç sadece bu durumu geçirmek değildir. Varsa, uyaran ve bu tabloya yol açan nedeni de ortadan kaldırmak ya da bir hastalık söz konusuysa buna yönelik tetkikler yaparak tedavi uygulamak da öne çıkmaktadır. Ağızdan ilaç tedavisi, botoks ya da cerrahi uygulanmaktadır. Cerrahi genellikle, ileri dönemde titremenin ilaçlarla kontrol edilememesi durumunda, daha çok esansiyel tremor ve parkinson hastalarında düşünülür. Ameliyat kararı alırken; ilaçlara rağmen su içmek, yemek yemek, yazı yazmak gibi fonksiyonların aksaması ile günlük ve mesleki işleri yapmada belirgin zorlanma kriterleri öne çıkmaktadır.”
dikGAZETE.com