Ekonomi

Ekonomistler TCMB'nin faiz artışında piyasanın önüne geçebileceğini tahmin ediyor

Ekonomistler, TCMB'nin para politikasının etkinliği artırmak, dolarizasyon sürecini kırmak ve TL'ye geçişi hızlandırmak için geçen ay olduğu gibi sürpriz şekilde piyasa beklentisinin üzerinde artış yapabileceğini söyledi.

Ekonomistler TCMB'nin faiz artışında piyasanın önüne geçebileceğini tahmin ediyor
20-10-2020 18:29

Ä°STANBUL (AA) - Merkez Bankası, 2 yıl önceki Para Politikası Kurulu toplantısında fiyat istikrarını desteklemek amacıyla 625 baz puanlık güçlü bir parasal sıkılaÅŸtırma ile politika faizini yüzde yüzde 24'e yükseltmiÅŸti. Üst üste 6 toplantıda yüzde 24 düzeyinde sabit bırakılan politika faizi, Temmuz 2019'da baÅŸlayan faiz indirimleri ile 9 toplantıda toplamda 1.575 baz puan düÅŸürüldü.

Politika faizi 2020'nin haziran, temmuz ve aÄŸustos aylarında yüzde 8,25'te sabit tutuldu. Geçen ayki PPK toplantısında, dezenflasyon sürecini yeniden tesis etmek ve fiyat istikrarını desteklemek amacıyla politika faizi 200 baz puan yükseltilerek yüzde 10,25'e çıkarıldı.

Türk lirasında son aylarda yaÅŸan deÄŸer kaybı, Tüketici fiyat endeksinin (TÜFE) eylülde yıllık yüzde 11,75 seviyesinde gerçekleÅŸmesi, TCMB ekim ayı beklenti anketinde yıl sonu TÜFE beklentisinin yüzde 11,46'dan 11,76'ya, 12 ay sonrası TÜFE beklentisinin de yüzde 10,15'ten 10,53'e yükselmesi, gözlerin 22 Ekim PerÅŸembe günü yapılacak PPK toplantısına çevrilmesine neden oldu.

Ekonomistler, TCMB'nin para politikasının etkinliÄŸi artırmak, dolarizasyon sürecini kırmak ve TL'ye geçiÅŸi hızlandırmak için geçen ay olduÄŸu gibi sürpriz ÅŸekilde piyasa beklentisinin üzerinde artış yapabileceÄŸini söyledi.

AA Finans beklenti anketine katılan ekonomistlerin tamamı faiz artışı öngörüsünde bulunurken, artışın 100-200 baz puan arasında olabileceÄŸini tahmin ediyor.

"Finansal istikrarı korumak adına sıkı para politikasını bir süre daha masada tutmak gerekli"

AA Finans Analisti ve Stratejist Cüneyt Paksoy, konuya iliÅŸkin yaptığı deÄŸerlendirmede pandeminin küresel piyasalar ve ekonomiler üzerindeki etkisinin tüm hızıyla devam ettiÄŸini söyledi.

ABD ve Avrupa'nın ikinci dalganın içinde olduÄŸunu, ekonomileri tam kapatmadan ılımlı kısıtlamalarla tedbirler aldıklarını belirten Paksoy, pandeminin küresel ihracat ve ithalat arasındaki döngüyü bozduÄŸuna dikkati çekti.

Kovid-19'un Türkiye'de de üretim ve tüketim arasındaki dengeyi etkilediÄŸini, bunun sonucunun da enflasyonda görüldüÄŸünü ifade eden Paksoy, enflasyonun geçici süre etkili olacağını söyledi.

Paksoy, Merkez Bankasının temel amacının fiyat istikrarını sağlamak olduğunu ve proaktif bir politika sergilediğini belirtti.

Geçen ayki toplantı atılan faiz adımının TCMB'nin hem kredibilitesi ve bağımsızlığı anlamındaki soru iÅŸaretlerini ortadan kaldırdığını ve piyasalara da olumlu bir sinyal olduÄŸunu dile getiren Paksoy, ÅŸu deÄŸerlendirmelerde bulundu:

"Yeni Ekonomi Programı'ndaki hedeflere varan kadar ve dezenflasyon süreci baÅŸlayana kadar TCMB'nin sahada kalacağına dair sinyaller verildi. Bu ayki toplantıda da bu yönde güçlü sinyaller verilecektir. Enflasyonun bir dönem daha yüksek kalması muhtemel. Bunun birkaç sebebi var. Pandemi sebebiyle birikmiÅŸ talebin realize olması ve fiyatlara baskı yapması, global ölçekli belirsizliklerin kur baskısı oluÅŸturması, üretim boÅŸluÄŸundan doÄŸan maliyet baskısı ve jeopolitik riskler. Finansal istikrarı korumak adına sıkı para politikasını bir süre daha masada tutmak gerekli olacak. ABD seçimleri ve ABD-Türkiye iliÅŸkileri de dikkatle izlenesi gereken bir konu. Bütün bu geliÅŸmeler dikkate alındığında Merkez Bankasının proaktif ve piyasanın önünde olması gerekiyor. Zaten bu noktada ilerleniyor. Bu ayki toplantıda piyasanın beklentisi politika faizinin 100-200 baz puan aralığında artırılması. Eylül ayındaki toplantıda olduÄŸu gibi 200 baz puanlık artış masada olabilir."

Paksoy, önümüzdeki dönemde dolar endeksinin seyrinin de önemli olacağını söyledi. ABD seçimleri sonrası daha güçlü dolar endeksi olması durumunda TCMB'nin sıkı para politikası uygulamasının öneminin daha da anlaşılacağını ifade eden Paksoy, "TCMB, risk pirimini iyileÅŸtirmek, TL varlıklara geçiÅŸi hızlandırmak ve enflasyonla etkin mücadele ettiÄŸini göstermek için piyasa beklentisinin de üzerinde faiz artışı yapabilir." ÅŸeklinde konuÅŸtu.

Merkez Bankasının, dezenflasyon sürecine geçilmesiyle birlikte para politikasını yeniden gözden geçirebileceÄŸini dile getiren Paksoy, Türkiye'nin pandemiye raÄŸmen atılan teÅŸvik adımları ile üretimle büyüme yolunda kesintisiz ilerlemeye devam ettiÄŸini, salgın etkisi sebebiyle öngörülmeyen ÅŸartlar dengelendiÄŸinde TCMB'nin daha önce de olduÄŸu gibi kendisine manevra alanı oluÅŸtukça kendi politika adımları çerçevesinde üretimle büyüme sürecine katkı vermeye devam edeceÄŸini sözlerine ekledi.

"Türkiye ekonomisi uzun vadede yatırımcılarına çok ciddi fırsatlar sunmaya devam ediyor"

Virtus Glocal Yönetici Ortağı Ä°nanç Sözer de, TL'nin görece negatif ayrışarak enflasyonist risklerin belirginleÅŸmesi üzerine TCMB'nin geçen ayki toplantısında sürpriz ancak fevkalade gerekli ve önemli olan 200 baz puanlık faiz artışından sonra, bu ayki toplantısında da içsel tutarlılık gereÄŸi 300 baz puanlık bir faiz artışı yapması gerektiÄŸini söyledi.

Böylesi bir faiz artışının hem makroekonomik istikrarda önemli bir dengelenme imkanı saÄŸlayacağını hem de kaybolan kredibilitenin tüm kesimlerce yeniden tesisine imkan tanıyarak risk primlerini iyileÅŸtireceÄŸini belirten Sözer, "Türkiye ekonomisi uzun vadede yatırımcılarına çok ciddi fırsatlar sunmaya devam ederken, kısa vadedeki sorunların atlatılabilmesi için koordineli bir ÅŸekilde son dönemde atılan rasyonel adımların sürekliliÄŸine ihtiyaç var." dedi.

Sözer, bu haftaki TCMB toplantısının bu perspektifle önemli bir viraj olduÄŸuna inandığını ve eÄŸer TCMB'nin böyle bir faiz artışı yapması durumunda TL'de yıl sonuna kadar sürebilecek kademeli bir iyileÅŸme dönemine girilebileceÄŸini kaydetti.

TCMB'nin her halükarda bir faiz artırımı yapacağını ancak daha sınırlı bir faiz artışının TL'nin yeniden deÄŸer kaybederek psikolojik 8,0 seviyesinin de üzerinde bir dolar/TL'ye maruz bırakabileceÄŸini dile getiren Sözer, "Rasyonel, piyasa dostu adımların atılması halinde 2021 yılında Türkiye ekonomisinin endiÅŸe edilenin aksine ılımlı bir toparlanma dönemine gireceÄŸini tahmin ediyorum." ifadelerini kullandı.

"Yıl sonunda politika faizi yüzde 15'lere çıkabilir"

Econs Kurucu Ortağı Ferhat Yükseltürk ise son gelen enflasyon ve enflasyon beklentisi verisinin bir önceki aya kıyasla önemli bir bozulma göstermese de, TL'de yaÅŸanan deÄŸer kaybının neden olduÄŸu enflasyon beklentilerindeki artış ve hızlı dolarizasyon sürecinin para politikasının etkinliÄŸi açısından TCMB'yi zorlayıcı seviyelere ulaÅŸtığını söyledi.

Ayrıca özellikle uzun vadeli tahvil faizleri ve risk priminin de geçen toplantıdan bu yana önemli bir iyileÅŸme görülmediÄŸini belirten Yükseltürk, "Tüm bu göstergeleri baktığımızda TCMB'nin para politikasının etkinliÄŸi artırmak ve dolarizasyon sürecini kırmak adına bir miktar piyasa faizlerinin önüne geçerek politika faizini en az 300 baz puan artırması gerektiÄŸini düÅŸünüyorum. Yıl sonunda ise küresel risk iÅŸtahına baÄŸlı olarak politika faizinin yüzde 15 seviyelerine kadar çıkabileceÄŸini öngörüyorum." ifadelerini kullandı.

Muhabir: Murat Birinci

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÃœRKÄ°YE GÃœNDEMÄ°
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER