Kocaeli’nin Başiskele ilçesinde bulunan Atlantis Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezinde görevli öğretmenler, örnek bir davranışa imza attılar. Kurumda görevli 28 öğretmen, özel eğitim gören engelli öğrencilere daha fazla ve verimli zaman ayırmalarına engel olan telefonlarından vazgeçtiler. Öğrencilerine daha iyi ders vermeyi hedefleyen öğretmenler, ders sırasında dikkatlerini dağıtarak zaman kaybına neden olan telefonlarını merkezin girişinde oluşturulan kişisel kasalara bırakarak sınıflara giriyor. Uygulamayı gönüllü olarak yöneticilerinden talep eden eğitmenler, daha önceden ellerinden düşürmedikleri telefonları artık aramaz hale geldiler.
Başlattıkları uygulama ile telefon bağımlılığına bağlı dikkat eksikliğine de dikkat çektiklerini söyleyen Okul Öncesi Eğitmeni Gizem Doğan, “Biz telefonu bir iletişim aracı olarak biliyoruz. Fakat iletişim aracından ziyade iletişimi bozan bir araç olmaya başladı günümüzde. Özellikle öğretmenlerimiz derslere telefonla girdiklerinde ister istemez gelen haberlere kayıtsız kalamıyorlar. Telefonlarının ışığı yandığında dikkatleri dağılıyor. Bir mesajda olsa geri dönmek istiyorlar. Sonrasında konuşmadan kendilerini geri alamıyorlar. Bunun gibi sebeplerle de çocukların ders saatinden gidiyor, onların haklarına girilmiş oluyor” dedi.
“Çocuklar hakkında daha çok şey konuşuyoruz”
Öğrenciler için gönüllü olarak böyle bir uygulama başlattıklarını ifade eden Doğan, “Atlantis öğretmenleri olarak telefonlarımızı girişte kasamıza bırakıyoruz. Telefonlarımızı bıraktığımızda teneffüste de yanımızda olmuyor. Teneffüste arkadaşlarımızla sohbet etme imkanı buluyoruz. Gerek çocuklar hakkında daha çok şey konuşuyoruz, onun eğitimi hakkında tartışıyoruz. Telefonu sadece ders ve iş çıkışlarında, boş derslerimizde elimize alıyoruz, önemli zamanlarda alıyoruz. Aslında gerekeni yapıyoruz. Gönüllü olarak yaptık” diye konuştu.
Uygulamayı hayata geçirirken mesleki tecrübelerinden de faydalandığını anlatan Doğan, “Meslek edinene kadar birçok yerde staj yaptım, kendime deneyimler edindim. Birçok öğretmenimin elinde telefonla ders saatini geçirdiğine şahit oldum. İster istemez telefona kayıtsız kalamadığını, gelen bir aramada dersin 20 dakikasının gittiğini gördüm. Daha sonra anladım ki kendimde vicdanımla baş başa kalacaktım. Telefonu bıraktığımda ne öyle bir derdim oldu, ilgilenmek zorunda da kalmadım. Çocukla daha rahat iletişime geçtim. Telefon bizim için bir araçtan çok amaç olmaya başladı. Biz de onu artık araç olarak kullanıyoruz” şeklinde konuştu.
“Öğrencilere öncelikle örnek oluyoruz”
Telefonlarından vazgeçerek öğrencilerine örnek olduklarını dile getiren Doğan, “Bana da çok şey kattı, artık telefonu eskisi kadar aramıyorum. Sadece birini aramak istediğimde gerektiğinde elime alıyorum. Sosyal medyanın neredeyse kölesi olmuştuk. Sosyal medyada artık eskisi kadar vakit harcamıyoruz. Tamamen kendimizi işimize veriyoruz. Burada telefondan daha uzak kalmaya alıştığımız için süreler arttıkça normal hayatımızda, günlük hayatımızda da eskisi kadar telefonu aramaz olduk. Öğrencilere öncelikle örnek oluyoruz” ifadelerini kullandı.
Özel öğrencilerin yanı sıra danışmanlık eğitimlerine gelen öğrenci velilerinin de telefon bağımlılığından şikayetçi olduğunu anlatan Gizem Doğan, konuşmasını söyle sürdürdü:
“Bizim sadece mental değil özgün öğrenen öğrencilerimiz de var. Onların ailelerinin de şikayet ettiği şeyler var; örneğin 'Çocuğum telefonu ile çok fazla vakit geçiriyor, tablette çok fazla vakit geçiriyor.' Biz öğretmenler onların en büyük örnekleriyiz. Bizi rol model alıyorlar. Derslere biz de telefonsuz girdiğimizi söylüyoruz. Telefonun her şey olmadığını anlatmaya çalışıyoruz. Onlar başta çok şaşırdılar, 'Öğretmenim nasıl yani sizin telefonunuz yok mu?' Burada bıraktığımızı gösteriyoruz. Onların da bir süre telefonlarından uzak kalabileceğini anlatıyoruz. Onlar için de bir örnek olmuş oluyor.”
“Sadece özel durumlarda telefona bakıyoruz”
Uygulamadan memnun olduklarını söyleyen bir diğer eğitmen Gizem Burçgün ise, “Bilindiği gibi cep telefonu çok yaygın kullanılıyor ve büyük bir hastalık haline gelmiş durumda. Aklımız hep onda kalıyor. İşte mesaj geldi mi diye. Biz eğitimciler olarak aramızda kararlaştırdık. Derste telefona ister istemez aklımız gideceği için ne yapabiliriz diye konuştuk. Biz de telefonlarımızı Anlantis’e girer girmez önce kasalara koyuyoruz, ondan sonra sınıflarımıza gidiyoruz. Ve okul içerisinde hiçbir şekilde telefonla görüşmüyoruz. Sadece özel bir şey olduğunda telefonları koyduğumuz oda içerisinde özel bir şey gelmiş mi, bir şey olmuş mu diye bakıyoruz. Ders saatleri dışında tabi ki. Bunun dışında telefon kullanmıyoruz.”
Gürcan Yılmaz