Istanbul
22 Temmuz'da hayatını kaybeden gazeteci, yazar, eğitmen Asım Gültekin, eylül ayı edebiyat dergilerinin dosya konusu oldu.
Sanat ve edebiyat dünyasından birçok ismin yer aldığı dosyalarda, sayısız dernek ve dergiyle kültür çalışmasına imza atan Gültekin hakkında bilinmeyenler, anılar ve röportajlar okurların beğenisine sunuldu.
Hece Dergisi'nin, Gültekin'in biyografisiyle başlayan "Hece Taşı" adlı dosyasında, yazar Rasim Özdenören'in kaleme aldığı "Asım'a Yolculuk" başlıklı yazıda şu ifadelere yer aldı:
"Tükenmez bir enerjiyle koşuşturdu. Aynı anda birden çok işle ilgilenebilirdi. Son yıllarda çoğu programlara birlikte katıldık. O programların bazısında bana moderatörlük de yaptı. Ben kural olarak kendi programım dışında düzenlenen etkinliklere katılmazdım.
Katıldığım varsa da nadiren ve istisnai olmuştur. Asım, daha uçaktan iner inmez bir okul ziyaretine koşar, oradan kitapçılara uğrar, oradan arkadaşlarını arar, onlarla farklı yerlerde buluşur, onları benimle tanıştırma çabasına düşer, velhasıl yerinde duramazdı."
"Asım Gültekin gençleri severdi, onlar da onu"
Gazeteci, yazar ve edebiyat araştırmacısı Mehmet Nuri Yardım'ın kaleme aldığı "Asım Kardeşime Veda" yazısında, Gültekin'in gençlere Türkçe'yi sevdirmek için büyük uğraşlar verdiği belirtilerek, şu bilgiler aktarıldı:
"Mükemmel bir kütüphanesi olan Asım'ın evinde, yaklaşık 300 sözlük olduğunu duyunca şaşırmadım. Türkçe ile arası çok iyiydi ve son çalışmaları, kelimelerin etimolojisine dairdi. Çok ciddi araştırma ve zahmetli incelemelerde bulunuyordu.
Yazılarını, 'Birden Bine' ile 'Alışmak Ölümüne Karşı' adlı kitaplarında topladı. Dil Evi Etimoloji Topluluğunun başkanlığını da üstlendi. Asım Gültekin gençleri severdi, onlar da onu. Sürekli toplantılar düzenliyor, okumalar yapıyordu.
Mevlana'yı, Mehmed Akif'i, Sezai Karakoç'u, Nuri Pakdil, Rasim Özdenören'i ve diğer büyüklerimizi gençlere tanıtıyordu. Son toplu okumaları arasında Yunus Emre Divanı ile Muhammediye de vardı. Her görüşmemizde gençleri sorardım, o da etraflıca anlatırdı ve içimde bir sevinç halesi büyürdü."
Öykü yazarı Recep Seyhan, "Ekru Yelekli Bir Devrimci: Asım Gültekin" başlıklı denemesinde Gültekin'in hayatının bir varoluş mücadelesi olduğuna işaret ederek, "Bir yandan geldiği koşulları aşarak kendisini var ederken diğer yandan batılılaşma sürecinden sonra varlık problemleri yaşayan, içinde bulunduğu çevrenin varlık mücadelesine de katkı sunma çabası içindeydi.
Kendi varoluşunu en üst düzeyde gerçekleştirdi. Mehmet Akif'in, Sezai Karakoç ve Necip Fazıl'ın, Rasim Özdenören'in farklı yönlerden imar etmeye çalıştıkları, 'Müslümanın var olması' çabalarını, o kendi meşrebine uygun bir düzlemde sürdürdü." ifadelerini kullandı.
"Gerçek anlamıyla bir muallimdi"
"Bir Dava Adamı: Asım Gültekin" başlıklı yazıyı kaleme alan yazar Murat Güzel, şunları kaydetti:
"Asım'ın ömrü boyunca sürdürdüğü çabayı, sadece kitap ve dergi yayıncılığıyla sınırlamak da haksızlık olur elbette. O gerçek anlamıyla bir muallimdi ve muallim olmasının bir neticesi olarak hayatımızdaki güzellikleri çoğaltma peşinde idi.
Müslümanların mizah dergisinin olmamasına içerlemişse, ne yapar ne eder mutlaka bir mizah dergisinin çıkarılmasına öncülük ederdi.
Cafcaf böyle vücut bulmuştu mesela. Çevresinde toplanan gençlerin yeteneklerine uygun uğraşılar belirleme noktasında da Asım'ın ayrıca mahir olduğunu söylemek mümkün..."
Toplam 65 sayfalık dosyada ayrıca İbrahim Demirci'nin "Hoşgeldin Asım", Şakir Kurtulmuş'un "Özgürlüğe Koşarak Gitti Asım", Yıldız Ramazanoğlu'nun Gültekin'in çalışmalarını ele aldığı "Düş Gören Adam", Abdulaziz Tantik'in "Asım Gültekin: Dava Adamının Hatırasının Hatırlattıkları", Hüseyin Akın'ın "Asım Koşuşturan Bir Zihindi", Ahmet Mercan'ın "Beyaz Haberler, İyi İşler ve Tebessüm Sahipsiz Şimdi", Özcan Ünlü'nün "İsmiyle Müsemma Asım", Ömer Karaoğlu'nun "Asım'a...", Yusuf Turan Günaydın'ın "Asım Gültekin Ahiliği", Selvigül Kandoğmuş Şahin'in "Beyaz Haberlerle Gitti Asım Gültekin", Suavi Kemal Yazgıç'ın "Asım Gültekin ile Bir Yirmi Yıl", üniversite yıllarından arkadaşı Zeki Bulduk'un "Bir Yiğit Ölmüş Diyeler", Ahmet Edip Başaran'ın Asım Gültekin: Kökler Olmadan Asla", Ahmet Dağ'ın "Bir Müslüman ve Üç İnsan: Muallim, Münevver ve Şahsiyet Olarak Asım Gültekin", Alişan Demirci'nin "Hacı Abi", Muhammed Çelik'in "Karlı Bir Gece Vakti Bir Dosta Söylenen Marş", Rüstem Ahmet Gözübüyük'ün "Asasız Abalı Tasalı Bir Modern Sufi-Derviş Asım Gültekin", Zekai Karakaya'nın "Asım Ağabey" başlıklı yazıları ile Said Yavuz'un "Hücumda Bir Ürperti" şiiri yer alıyor.
"Asım ağabey kısa ömründe hep köprü yapanlardan, kuranlardan ve olanlardan oldu"
Aylık edebiyat, sanat ve fikriyat dergisi Temmuz'un 46. sayısındaki "Mustafa Asım Efendi'nin Yeleği Kaldı Yadigar" başlıklı dosyada da Gültekin'in yakın arkadaşlarından, yazar Murad Ayar, "Alışmak Ölümüne Karşı-Bir Güzel Adamın Ardından" başlıklı yazısında, "Hayatta köprü yapanlar vardır. Köprü olanlar ve köprü kuranlar... Asım ağabey kısa ömründe hep köprü yapanlardan, kuranlardan ve olanlardan oldu. Yaptığı her etkinlikte, oluşumunda yer aldığı her kurumda birbirinden habersiz dost omuzların birbirine değmesi için köprü oldu. Gençlerle ihtiyarların, okur ile yazarların, üniversitelilerle liselilerin, dergicilerle dergicilerin, şairlerle öykücülerin, okullarla yazarların arasında nice köprüler inşa etti.
Köprü olduğu yerlerde birçok defa üzerine basıp tepinenler de oldu. Bu durum canını acıtsa da bu ısrarından hiç vazgeçmedi. Bitmeyen bir heyecanı, ertelenmeyen çalışma aşkıyla 'secde birliği' dediği bu büyük ve güzel köprü için gecesini gündüzüne kattı." değerlendirmesinde bulundu.
Yazar Mustafa Özel de "Yeleğini Çıkarmayan Adam" başlıklı denemesinde, "Asım Gültekin, düşünceleri buharlaşmayan, gayesi sapma göstermeyen, gayreti asla azalmayan tersine artan, çoğalan, genişleyen, çeşitlenen bir dava adamıydı.
Mehmed Akif'in Asım'ıydı o. Necip Fazıl'ın Mehmed'i, Sezai Karakoç'un Taha'sıydı. Yani özlenen, beklenendi..." ifadelerini kullandı.
Muharrem Baykul'ın "İnancın Savaşında Biz Tutsak Kahraman" yazısının da yer aldığı dosyada ayrıca Enes Batman'ın "Gitti, Artık Kimi Sevmeyeceğim?" yazıları okurun beğenisine sunuldu.
"Asım yıllar boyunca fuarın rengiydi"
İlk kez Gültekin tarafından çıkarılan ve yaklaşık 20 yıl aradan sonra Asım Gültekin özel sayısıyla yeniden okuyucuya buluşan "Biat" dergisinin özel sayısını fikir sahibi Erol Kaf'ın yanı sıra Helim Dur, Ali Bal, Burak Tekiner, Ceren Öztürk, Duygu Tuna Severcan, Emrah Ayhan, Ferşat Ballı, Hacer Bakum, Hatice Kübra Akay, Hatice Tüfekçi, Merve Ergin, Mustafa Uçurum, Mücahit Akıncı, Nedim Yılmaz, Ramazan Tahiroğlu, Salih Gebel, Zafer Acar, Zeki Bulduk ve Zeynep Gece hazırladı.
Gültekin'in anılarının ve bilinmeyen yönlerinin ele alındığı derginin yayın yönetmeni ve yazar Helim Dur, Yediiklim Dergisinde 5 bölümden oluşan "Size Asım Diye Birini Anlatacağım" başlıklı yazısında usta yazara dair şu bilgileri verdi:
"Dergi fuarları Asım'ın öncülük ettiği en geniş kapsamlı çalışmaydı. Farklı kategorilerde yer alan ve Kosova'dan Azerbaycan'a, Pakistan'dan Fas'a kadar İslam coğrafyasının çeşitli bölgelerinden gelen yüzlerce dergiyle, daha fazla sayıdaki katılımcıyla fuar, uluslararası bir nitelik kazandı.
Aynı inancın farklı dilleriyle adeta bir kardeşlik şöleni yapılıyordu. Bu birlikteliğin manevi anlamı büyüktü. Gönüllü kültür elçileri vasıtasıyla ümmetin dağılmış evlatları yılda bir defa birbiriyle selamlaşma, kucaklaşma, umut tazeleme imkanı buluyordu.
Asım'ın bu noktada bizlere sıkça tembihlediği en önemli husus, ülkemiz dışından gelen misafirlerimizin stantlarına muhakkak uğrayıp onlarla iletişim kurmamız olmuştur.
Asım yıllar boyunca fuarın rengiydi. Üzerinden çıkarmadığı o meşhur yeleğiyle, stantlar arasında ağır ağır dolaşır, herkesi selamlar, şakalaşır, bazen kendiliğinden gelip yanınıza oturur, kafasındaki bir hesaplamayla mı yoksa o anlık bir doğaçlamayla mı bir konu açar, önemli bir bilgi verir, arada seslenmeden geçip gider.
Zaman zaman bazı gençleri bizzat kendi getirip bizimle tanıştırır. Bazen de yönlendirmiştir ve onların kendisi gelip selam verir bize.
"Onun derdi kelimeler, harfler, heceler ve seslerdi"
Hayal Bilgisi Edebiyat ve İyilik Dergisi'nin genel yayın yönetmenlerinden Cihat Albayrak da derginin 38. sayısında "Asım Gültekin'in Ardından" başlıklı yazısında, "Dergiler Birliğinin iletişim kanallarında özellikle genç dergiciler ile nasıl güzel iletişim kurduğuna hep şahit olduk.
Tartışmalar yaşandığında nasıl orta yolu bulduğuna, tartışmalar yaşanmasın diye nasıl özverili olduğuna da. Üretken, çalışkan, heyecan dolu bir insandı. Allah ürettiklerinin, çalışkanlığının, heyecanının karşılığını fazlasıyla versin inşallah." dedi.
İki ayda bir yayımlanan Fikirname'nin 22. sayısında, yazar Erol Erdoğan "İyi ki Seni Dünya Gördü Asım" yazısında şunları söyledi:
"Asım akranlarına dost, gençlere ağabey, sanatçılara omuzdaş, dergicilere yoldaştı. Onlarca dergide, yüzlerce dergicide, binlerce fanzinci gençte emeği vardı. Onun derdi kelimeler, harfler, heceler ve seslerdi. Hayat anlayışı, 'Biz işimize bakalım' prensibine dayanıyordu. Mottosunu, 'Göçtü kervan, kalmak yok' diye ilan edişi de bundandı...
Çok özel birisiydi. Dosttu, çalışkandı, paylaşandı, umut verendi, mütebessimdi. Onu mütefekkir, eleştirel ve muhalif yönleriyle Akif Emre'ye, gençlerle dostluğu ve maceracı yönleriyle Cahit Zarifoğlu'na benzetirdim. Üçü de aramızda yok. Üçüne ve onlar gibi olanlara selam olsun."
"Asım'ın kızdıkları ile eleştirdikleri aynı değildi"
Aylık edebiyat ve fikir dergisi Muhit'te yer alan Asım Gültekin dosyasında, Rasim Özdenören "Asım'ın Çantası", Mehmet Doğan "Erken Yola Çıkan Dünya Sakini", Zeki Bulduk "Bir Acı Yel Esince", Bünyamin Yılmaz "Uzak Ülke"den Taşova'ya Bir Yolculuk", Osman Toprak "Bi Dilcinin Ardından", Suavi Kemal Yazgıç "Asım Gültekin'in Kelime Ağacı", Murat Güzel "Asım'ın Kara Haberi", Ahmet Altay "Ah Asım ! Birdenbire...", Samed Karagöz "Vefaya Veda Ederken", İsmail Halis "Kalbimize Mızrak Gibi İnen Bu Çiçekti", Saadettin Acar "Asım Gültekin İçin Zamansız Sözler", Ahmet Edip Başaran "Gözüpek Bir Dervişin Yürüyüşü", Kamil Yeşil "Kendimize Ağlayalım", Mehmet Dinç "Gençler, Dergiler ve Kelimeler: Bir Hakikatın Farkında Olmak", Süleyman Ragıp Yazıcılar "Kapaklara Müslüman Öncüleri Koymalı", Said Yavuz "Bir Kalbi Daha Olanlar İçin", Güray Süngü "Arkadaşım" yazısıyla ve Arif Ay "Mahur Şarkılar" ile Murat Güzel "Kınık" şiirleriyle yer aldı.
Dosyada, Türkiye Yazarlar Birliği kurucusu ve şeref başkanı yazar D. Mehmet Doğan "Erken Yola Çıkan Dünya Sakini" yazısında Asım Gültekin'le tanışma hikayesine yer vererek, şunları aktardı:
"Etimoloji bahisleri üzerine sürekli yazmak kolay değildir. Asım bunu bir hayli sürdürdü. Bununla kalmadı, temel bazı metinlerin okunmasına önayak oldu. Safahat, Yunus Emre Divanı, Muhammediye gibi eserlerin gençlerle birlikte okunması, bu arada etimoloji bahisleri açılması elbette güzel işlerdir.
İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğünün 2017'de yaptığı 'Sözlük Özgürlüktür' faaliyeti dolayısıyla Asım'la birkaç gün beraber olduk.
Yarım asırlık yazı hayatının kırk yılında fiilen sözlük çalışması bulunan bir emektarın hatırlanması, her şeyden önce bir kadirşinaslıktı. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü projeyi yürürlüğe koymuştu ve proje koordinatörü de Asım Gültekin idi."
Anadolu Ajansı Kültür Sanat Haberleri Editörü, gazeteci Bünyamin Yılmaz da "Uzak Ülke"den Taşova'ya Bir Yolculuk" yazısında Gültekin'in farklı bir yönüne değinerek, şunları aktardı:
"Ezgileri çok severdi Asım. 1990'ların okuryazarları pek sevmezdi ama ezgileri. Onlara biraz şehirde yerleşik olamamış Anadolu gibi gelirdi. Kökleri yok gibi görürlerdi. Oysa kızdıkları ile eleştirdikleri aynı değildi. Bunu Asım bilirdi. Adına türlü şeyler söyledikleri ezgiler bizim vazgeçilmezimizdi. O sebepledir ki, Çin Seddi'nde yüksek sesle 'Çağları aşmışız biz / İklimler geçmişiz biz / Aynı yöne adanıp / Ölüme koşmuşuz biz // Korkuları dürenler / Ölümü öldürenler / Rabbinin huzuruna / Peygamberle gelenler' diyerek marş söylerken Çinlilerin tempo tutmasına şaşırmamıştık.
Taner Yüncüoğlu'nun bu bestesi tesadüfen bize eşlik etmiyordu. Yıllar içinde de ne zaman ezgi veya marş gecesi olsa, orada olurduk Asım'la. Laf aramızda, Asım söylerken bir tenor gibi seslendirirdi ezgileri..."
Şair, yazar ve gazeteci Suavi Kemal Yazgıç da "Asım Gültekin'in Kelime Ağacı" yazısında şu değerlendirmeyi yaptı:
"Asım Gültekin, kelimeleri irdelerken elbette farklı temalı veya farklı dillere ait pek çok sözlüğe müracaat ederdi. Ancak kelimeleri işlerken öncelikle onların kadim metinlerimiz içinde yer alış biçimlerini esas alırdı.
Yunus Divanı, Evliya Çelebi Seyahatnamesi, Muhammediye'den, Divan-ü Lugatit Türk'ten, Akşemseddin'in (Muhammed bin Hamza) Kur'an Tercümesi, Biruni'nin 'Kıymetli Taşlar Kitabı' pek çok kadim metin ve mısrayı bercestelerden, şiir seçkilerinden, güldestelerinden yararlanması tam da bu sebepledir. Kelimeler birbirinden bağımsız hücreler değildir zira.
Kelimeler bir söz içinde yer alarak yaşarlar. Bir dil ve edebiyat içinde nefes alıp verirler ve anlam kazanır, anlamlarını edebi metinler içinde yer alarak koruyabilirler.
Asım da etimoloji çalışmalarını 'edebiyat eserleri' içinden okuyarak sürdürür ve kelimeler ile insanlar arasındaki bağı edebi metinler üzerinden kurmayı amaçlar. Ezberlenmiş bir mısra-ı berceste içinde yer alan kelime, zihinde sözlük anlamıyla bilinen kelimelerden daha hayat dolu yer alır."
Yazar ve şair Ahmet Edip Başaran'ın "Asım Gültekin bir ahir zaman dervişiydi. Sırtında hırkası, yüzünde mukim tebessümü, sürekli akan dostluğu ve nezaketiyle…" ifadelerini kullandığı dosyada, Said Yavuz da "İhtilaflardan bal tadı alanların çoğaldığı bir zamanda Asım, bir vahdet fikri oluşturmayı başarmış" derken, Kamil Yeşil de yazısında "Kendimi bildim bileli kimseyi kıskanmadım, haset etmedim. Fakat Asım'ın vefatından sonra yazılanlara gıpta ettim." şeklinde görüşlerini aktardı.
"Kitap Postası, Asım'ın yüksek enerjisinin en önemli göstergelerinden biridir"
Okur Dergisi de 15. sayısında usta yazarı unutmayarak, Gültekin'in "Bir Şiir Irmağı:Cahit Koytak" yazısına yer verdi.
Gültekin, son eserinde Koytak'ın şairliği üzerine değerlendirmelerde bulunarak, şunları kaydetmişti:
"Sezai Karakoç şiirinde de Koytak şiirinde de bir derinlik vardır ama Koytak'taki derinlik Karakoç'un şiirindeki gibi yoğun, kesif bir derinlik değildir. Daha sade, yalın bir derinliktir.
Koytak şiiri, dindarlığını fazla belli etmeyen ama dindar ve 400 - 500 yaşında (bazen 3 bin yaşında) bir bilge şairle karşı karşıya olduğunuz hissini sizde bırakır. Dindarlıkla yaşama lezzetini barışık bir şekilde şiirine yedirmiş bir şair. Hayatı, yaşayışı adeta şiir.
10 bin sayfa kadar şiir yazmak ve o kadar şiirle şiirden taviz vermemek ancak böyle bir şairle, böyle bir şiirle, böyle bir hayatla mümkün olur herhalde. Bir İsmet Özel kızgınlığı görmezsiniz kolay kolay onda. İroni ile, sevimli bir muziplikle eleştirir eleştireceğini."
Dergide aynı zamanda yazar Yusuf Turan Günaydın'ın onun dergici ve okur yönüne dikkat çektiği "Dergici ve Ciddi Bir Okur Olarak Asım Gültekin" yazısında, şunlar anlatıldı:
"Kitap Postası, bana kalırsa Asım'ın yüksek enerjisinin en önemli göstergelerinden biridir. Bu dergi aynı enerjiyle sürmüş olsaydı, 2005'lerden bugüne kitabiyat tarihimizin her aşamasını kesintisiz takip etme imkanı bulabilirdik.
Cafcaf dergisiyle karikatüre, mizaha ilgi duyan gençleri bir araya getirmeye çalışmıştı. Bu dergiyle camiamızın mizah ihtiyacına işaret etmiş oldu.
Bir internet dergisi konumundaki 'dunyabizim.com'un yayına başlamasında, yazılarının tedarikinde ve sürekliliğinde canhıraş bir çaba sarf etmiş ve bu yayını ulaşabileceği en üst seviyeye kadar çıkarmıştı."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com