Çevre-Hayat

Duran ailesi, 34 yıldır "doğumda öldü" denilen kızlarını arıyor

Zekai Tahir Burak Hastanesinde 1990'da "bebeğiniz bulaşıcı bir hastalıktan öldü" denilerek, çocuklarının cenazesi ile ölüm belgesi verilmeden taburcu edilen Duran ailesi, çocuklarının başka ailelere satıldığını düşünüyor.

Duran ailesi, 34 yıldır
16-09-2024 13:27
Ankara

Anadolu Ajansının (AA) "Kayıp Umutlar: 30 Yılı Aşan Evlat Arayışı" başlıklı dosyasının ilk haberinde, 63 yaşındaki İsmet Duran, 1990'da Zekai Tahir Burak Hastanesi'nde, "bebeğiniz öldü" denilerek kızının cenazesi ile ölüm belgesi verilmeden taburcu edilmelerinin ardından yıllarca süren evlat arayışını anlattı.

İsmet ve Rabia Duran çifti, 1990'da üçüncü kez bebek sahibi olacaklarını öğrendi. 21 Ekim 1990'da eşinin Zekai Tahir Burak Hastanesi'nde doğum yaptığını belirten İsmet Duran, hastanede, "Çocuğunuz bir virüsten öldü. Size defin yerini bildireceğiz." haberini aldı.

Kızlarının cenazesi ve ölüm belgesi verilmeden taburcu edilen çift, uzun süre defin yeri bilgisini bekledi. Duran çifti, mezar yeri bile belli olmayan çocuklarının yıllarca üzüntüsünü yaşadı.

Aile, 2017'de bir televizyon kanalında, "Bazı hastanelerde 1980-1990 yılları arasında doğan çocuklar para karşılığı başka ailelere verildi" haberi üzerine kendi çocuklarını araştırmaya başladı.

Yaşadıklarını AA muhabirine anlatan İsmet Duran, eşinin 1990'da Zekai Tahir Burak Hastanesi'nde tek kişilik bir odada doğum yaptırıldığını, doktorun eşine doğumdan önce "kaç çocuğun var?" diye sorduğunu, eşinin de "Bu üçüncü çocuğum olacak" dediğini anlattı. Duran, şöyle devam etti:

"Ben o zamanlar bir kamu kuruluşunda çalışıyordum. Gittiğimde eşim doğum yapmış, yetişemedim. Sonradan doktor bey yanıma geldi, 'Burada bir virüs var, bundan dolayı çocuğunuz öldü. Çocuk burada kalsın, hastalık diğer çocuklara bulaşmasın. Sizi taburcu edelim, biz araştıracağız, defnedince defin yerini size söyleyeceğiz.' dediler. Biz o zamanlar köyden gelmişiz, 'Bizim çocuk öldüyse diğerleri ölmesin' dedik ve taburcu olduk. Bize defin yerini bildireceklerdi ama kimse bildirmedi."

Duran, iş hayatı, çocukların eğitimi derken aradan süre geçtiğini ve 2017'de televizyonda, "1980-1990 yılları arasında hastanede doğum sırasında kaybolan çocuklar"la ilgili bir program görünce, "Eyvah bizim çocuk da mı başkasına verildi?" diyerek hemen Sağlık Bakanlığına müracaatta bulunduklarını anlattı.

O zamanlar Sağlık Bakanlığından verilen evraklarla savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını dile getiren Duran, şunları ifade etti:

"Savcılık bu konuda başvuruda bulunan çok sayıda kişi olduğu için davayı 2019'da tek dosya halinde birleştirip takipsizlik kararı verdi. Biz o süreç içerisinde sesimizi duyurmaya çalıştık ama çocuğumuzu bulamadık. Benim tek amacım şu, 1980 ile 1990 yılları arasında doğan erkek ve kız çocuklarına sesleniyorum, lütfen ailenizi sorgulayın, siz onların çocuğu olmayabilirsiniz. Bizim çocuğumuz kayıp, bulamıyoruz. Ancak bu şekilde 1980 ve 1990 doğumlu çocuklar ailesini sorgulayıp bize ulaşırsa biz evlatlarımıza öyle kavuşacağız. Bize verilmeyince çocuğumuz para karşılığı başkalarına verildi diye tahmin ediyoruz."

"Çadır kuralım ve mağduriyetimizi dile getirelim"

Duran, savcılığa aynı konuda resmi başvuru yapan kişi sayısının 91 olduğunu ama aslında bu sayının 250'leri bulduğunu söyledi.

Ulaşabildiği, kendisiyle aynı durumda olan kişilerle sık sık bir araya gelerek evlatlarını bulmak için fikir alış verişinde bulunduklarını ifade eden Duran, şöyle konuştu:

"Bu arkadaşlarla toplanalım, Diyarbakır'daki mağdur annelerin yaptığı gibi bir yere çadır kuralım ve mağduriyetimizi dile getirelim. Ancak bu şekilde evlatlarımızı buluruz.

Belki benim çocuğum öldü en azından mezarını görsek bir Fatiha okusak. Yaşıyorsa da onu tabii ki bulmak, bir baba, anne olarak ona sarılmak istiyoruz. 3 tane kardeşi var onlar da üzülüyor."

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER