KONYA
Necmettin Erbakan Üniversitesi Fizik Eğitimi Bölümü laboratuvarında üretilen silisyum ve titanyum bazlı hidrofobik sıvı, yüzeyine uygulandığı ahşap, taş, kağıt ve kumaşa suyun işlemesini engelliyor.
Üniversitenin Fizik Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Doğan'ın geliştirdiği sıvı haldeki hidrofobik malzeme, uygulandığı yüzeyi nano partikülerle kaplayarak maddenin suyla temasına izin vermiyor.
Uzun süren laboratuvar çalışmalarının sonucunda geliştirilen, silisyum ve titanyum bazlı hidrofobik sıvı malzeme ile gerçekleşen deneyde, kumaş ve kağıt üzerine uygulama yapıldı.
Kağıt ve kumaşın yüzeyinde fiziksel değişimin gözlemlenmediği deneyde, bir bardak su kumaşın üzerine döküldü. Kumaşın suyu emmediği ve ıslanmadığı testlerde, yüzeyde rutubet ve nem bile hissedilmedi.
Mürekkep kalemle üzerine yazı ve karalamaların yapıldığı kağıtta ise suyun işlemediği görüldü. Kağıdın yüzeyinde ve yazılarda herhangi bir dağılma ve bozulma yaşanmadı.
Uygulandığı malzeme ıslanmıyor
Üniversitenin Fizik Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Doğan, nanoteknolojik gelişmelerin ve keşiflerin ilk örneğinin doğada bulunduğunu söyledi.
Lotus çiçeğinin yaprağında suyu itme özelliği olduğunu anlatan Doğan, bu yaprağın hidrofobik özellik göstermesinden dolayı su tutmadığını aktardı.
Doğan, hidrofobik malzemenin suyu itici özelliğe sahip olduğuna dikkati çekerek, "Lotus bitkisinin su itici özelliği, uygun yöntemler kullanıldığında, silisyum ve titanyumda da var. Bu nano malzemeler, koruma ve anti bakteriyel amaçla kullanılmaktadır." diye konuştu.
"Kesinlikle su tutmaz, ıslanmaz"
Silisyum ve titanyum bazlı hidrofobik malzemeler üzerine çalışma yürüttüğünü anlatan Doğan, şöyle konuştu:
"Laboratuvar ortamında uygun kimyasalları belirli oranlarla birleştirmek suretiyle hidrofobik malzeme elde edildi. Nano boyutta partiküller içerir. Tersten ürettiğimiz bir malzemedir. Sıvı haldeki bu malzeme, içindeki etken maddenin durumuna göre ahşap, cam, taş, seramik, kumaş ve kağıda uyguladığınızda kesinlikle su tutmaz, ıslanmaz."
Tarihi eserlerin korunması amaçlanıyor
Malzemenin uygulama yapıldıktan 12 saat sonra aktif hale geldiğini aktaran Doğan, şunları kaydetti:
"Sprey ve mikrofiber bezle yedirme-sürtme yöntemiyle yüzeye uygulanıyor. Uygulamayı genellikle spreyle gerçekleştiriyoruz. Bu malzeme tarihi eserlerin korunmasında önemli bir role sahip. Tarihi el yazma eserlerin korunmasını sağlamak için de kullanılır. Yüksek katlı, camla kaplı binaların dış cephe temizliğinde önemli avantajı var. Bu aynı zamanda antibakteriyel amaçlı da kullanılabiliyor. Dünyada çok az bilinen bu malzeme gelecekte herkesin evine, odasına ve çalışma sahasına girecek."
Kaynak: AA
:
dikGAZETE.com