Dünya

Dünyada eşitlik ve adalet talebi halkları sokağa döktü

Dünyanın farklı bölgelerinde gelir dağılımındaki adaletsizlik, yolsuzluk, zamlar ve seçimlerde hile iddiaları gibi nedenler halkları sokağa döktü.

Dünyada eşitlik ve adalet talebi halkları sokağa döktü
30-10-2019 14:27
Ankara

Latin Amerika başta olmak üzere, dünyanın farklı bölgelerinde gelir dağılımındaki adaletsizlik, yolsuzluk, zamlar ve seçimlerde hile iddiaları gibi nedenler kalabalıkları sokağa döktü.

Protestoların, yağma ve şiddet olaylarını de beraberinde getirdiği gösterilerde, şimdiye kadar onlarca kişi öldü, binlerce kişi yaralandı ve gözaltına alındı.

Lübnanlılar, hükümetin iletişime ve özellikle sosyal iletişim ağı WhatsApp uygulamasına vergi getirme girişimine tepki olarak 17 Ekim'de protestolara başladı.

İletişim Bakanı Muhammed Şukayr'ın, WhatsApp uygulamasına yönelik vergi kararından vazgeçildiğini açıklamasına rağmen, ülkenin dört bir yanına yayılan eylemler dinmedi.

Lübnan'da, 2015'te çöp krizi nedeniyle patlak veren protestolardan sonra ilk defa bu çapta gösteriler düzenlendiği belirtiliyor.

Başbakan Saad el-Hariri, ülkesinde devam eden protestoların gölgesinde, ekonomik krizi hafifletmek amacıyla bazı kararlar alındığını açıklamış ancak bu kararlar da göstericilerce tepkiyle karşılanmıştı.

Saad el-Hariri, 17 Ekim'den bu yana devam eden hükümet karşıtı gösteriler nedeniyle dün istifa edeceğini duyurdu.

Irak'ta hükümet karşıtı gösterilerin her geçen gün şiddeti artıyor

Iraklılar, işsizlik, yolsuzluk ve kamu hizmeti yetersizliğini protesto amacıyla ülkenin çeşitli bölgelerinde gösteriler düzenliyor. 1 Ekim'de harekete geçen eylemciler, Erbain törenleri nedeniyle ara verdikleri gösterilere cuma günü tekrar başladı.

Başkent Bağdat başta olmak üzere ülkenin orta ve güney kentlerine yayılan eylemlerde, ekimin başından bu yana yaklaşık 200'den fazla kişi hayatını kaybetti, 8 bine yakın kişi ise yaralandı.

Birleşmiş Milletler (BM) dün yaptığı açıklamada, Irak'ta 1 Ekim'den bu yana devam eden protestolarda, 229 göstericinin yaşamını yitirdiğini duyurdu.

Hong Kong'daki kitlesel protestolar sürüyor

Hong Kong yönetimi, "şüphelilerin Çin anakarası, Çin'in Makao Özel İdari Bölgesi ve Tayvan'a iadesini kolaylaştıran" yasa tasarısını 3 Nisan'da parlamentoya sunmuştu.

Tasarının, Hong Kong'un özerk yönetim yapısı ve yargı bağımsızlığını zedeleyerek kenti, Çin merkezi yönetiminin güdümüne sokacağını düşünen muhalefet, haziran başında kentte büyük kitlesel protestolar başlatmıştı.

Protestoların gün geçtikçe şiddetini arttırması üzerine Hong Kong Baş Yöneticisi Lam, temmuzda tasarının "öldüğünü" açıklamış, gösterilerin sürmesi üzerine 4 Eylül'de tasarının geri çekileceğini duyurmuştu. Tasarı, 23 Ekim'de resmen geri çekilmişti.

Tasarının geri çekilmesinin ardından protestocular, "demokratik reform" talepleriyle eylemlerine devam ediyor.

Protestocular, protestoların "ayaklanma" olarak adlandırılmasına son verilmesini, polis şiddetinin soruşturulması için bağımsız komisyon kurulmasını, tutuklanan protestoculara af çıkarılmasını ve kentte siyasi reform sürecinin yeniden başlatılmasını talep ediyor.

Protestolar, zaman zaman göstericilerle polis ya da karşıt görüşlüler arasında çatışmalara sahne oluyor.

Ekvador'da protestolar kısa sürede yerli isyanına dönüştü

Yaklaşık 16,5 milyon nüfusa sahip Ekvador'da 6 kişinin hayatına mal olan protestolar, Devlet Başkanı Lenin Moreno'nun akaryakıt sübvansiyonlarının kaldırılmasını da içeren ekonomik paketine tepki olarak 3 Ekim'de başladı.

Olağanüstü hal ilanı, hükümet merkezinin başkentten taşınması, sokağa çıkma yasağı, güvenlik güçlerinin çok sert müdahalesi ya da hükümet yanlılarının zayıf destek yürüyüşleri, kısa sürede yerli isyanına dönüşen protestoları durdurmaya yetmedi.

Ülkenin dört bir yanından yola çıkarak başkent Quito'ya ulaşan on binlerce yerlinin, kent sakinlerinden de destek gören ısrarlı protestoları sonunda Moreno, 13 Ekim'de başkente döndü ve protestocularla diyalog masasına oturdu.

Özellikle Quito'da çok önemli kamu kurumlarının yakılmasına ve birçok kentte yağmaya sebep olan gösteriler, yerli liderleriyle canlı yayında müzakere eden Devlet Başkanı Moreno'nun ekonomik paketi geri çekmeyi kabul etmesiyle sona erdi.

Şili'de metro ücretlerine yapılan zam bardağı taşırdı

Yaklaşık 18 milyon nüfuslu Şili'nin başkenti Santiago'da, metro ücretlerine yapılan zamla başlayan ve 18 Ekim'de ülke çapında şiddet ve yağma olaylarına dönüşen gösterilerde, şimdiye kadar 20 kişi öldü, bin 218 kişi yaralandı, 9 bin 203 kişi gözaltına alındı.

Devlet Başkanı Sebastian Pinera, 25 Ekim'de yaklaşık 1 milyon 200 bin kişinin Santiago'daki İtalya Meydanı ve çevresini doldurması karşısında kabinenin istifasını istedi.

Öğrenciden emekliye halkın her kesiminin katıldığı gösteriler, Pinera'nın "Yıllardır sorunların yığıldığı ve biz de dahil çeşitli hükümetlerin bu durumun büyüklüğünü idrak edemediği doğrudur. Bu konuda ileri görüşlü olamadığımızı kabul ediyor ve bu nedenle özür diliyorum." ifadelerine rağmen, ikinci haftasında devam ediyor.

Göstericiler protestoların yalnızca metro zammına karşı değil, gelir dağılımındaki adaletsizlik, hayat pahalılığı ve hükümetlerin verdiği sözleri tutmaması nedeniyle düzenlendiğini ifade ediyor.

Haiti'de protestolar devam ediyor, ölü sayısı artıyor

Kıtanın en fakir ülkesi Haiti'de en az 48 kişinin öldüğü protestolar, akaryakıt, içme suyu ve gıda temininin imkansız hale gelmesi, ekonomik daralma neticesinde küçük işletmelerin kredi bulamaması ve Devlet Başkanı Jovenel Moise'nin (Venezuela eski Devlet Başkanı Hugo Chavez'in Karayip ülkelerine destek amacıyla ucuz petrol satılması için uygulamaya koyduğu) "PetroCaribe" projesindeki fonlarda yapılan ve 4 milyar doları bulan yolsuzluk iddialarında adı geçmesi gibi nedenlere dayanıyor.

Şubatın ilk haftasında başlayan ilk dalga protesto ve şiddet olaylarında, Amerikalılar Arası İnsan Hakları Komisyonunun (IACHR) paylaştığı verilere göre, 26 kişi öldü, 80 kişi yaralandı. İkinci dalgası 9 Temmuz'da başlayan olaylarda ise 2 kişi hayatını kaybetti.

Başkent Port-au-Prince'de özellikle fakirlerin yoğun katılım gösterdiği protestolarda 7. haftasına giren son dalga ise 16 Eylül'de başladı ve şu ana kadar geride biri gazeteci en az 20 ölü ile 200'e yakın yaralı bıraktı.

Bolivya'da "seçimlerde hile" iddiaları ortalığı karıştırdı

Bolivya'da 20 Ekim'de Devlet Başkanı Evo Morales'in zaferiyle sonuçlanan genel seçimlerde hile yapıldığı iddialarıyla başlayan, bazı bölgelerde yağmaya dönüşen protesto ve şiddet olaylarında şimdiye kadar 8 kişi yaralandı.

Morales'in iddialar karşısında uluslararası soruşturma açılmasını ve oyların yeniden sayılmasını kabul etmesine rağmen, ısrarla ikinci turu isteyen muhalifler, özellikle Santa Cruz ve Potosi gibi kentlerde protesto gösterilerine devam ediyor.

Honduras'ta polisle çatışan göstericiler, yağma olaylarına da karıştı

Honduras'ta Devlet Başkanı Juan Orlando Hernandez'in kardeşinin ABD'de uyuşturucu kaçakçılığından geçen hafta hüküm giymesi ve Hernandez'in seçim kampanyası için "El Chapo" lakaplı Meksikalı uyuşturucu baronu Joaquin Guzman'dan para aldığının iddia edilmesi hükümet karşıtı gösterileri tetikledi.

Hernandez'in suçlamaları reddetmesi ve uyuşturucuya karşı mücadele verdiğini savunmasına rağmen devam eden ve büyük bir katılımın bulunmadığı protestolarda, polisle çatışan göstericiler, yağma olaylarına da karıştı.

İspanya'da sular bir türlü durulmuyor

İspanya'nın Katalonya Özerk Bölgesi'nde, Anayasa Mahkemesinin yasa dışı ilan etmesine rağmen, 1 Ekim 2017'de yapılan bağımsızlık referandumunu organize etmekle suçlanan 12 Katalan siyasetçi ve sivil toplum örgütü lideri, "anayasal düzeni kısmen ya da tamamen şiddet yoluyla yıkmak", "kanunun uygulanmasına engel olmak", "devlet kurumlarına itaatsizlik" ve "kamu malını kötüye kullanmak" suçlarından 7 ila 25 yıl hapis cezası istemiyle yargılanmıştı.

Yüksek Mahkeme, 14 Ekim'de 12 Katalan siyasetçiden tutuklu yargılanan 9'una 9 ila 13 yıl hapis cezası verdi.

Katalan siyasetçilere verilen mahkumiyet kararlarını protesto eden on binlerce kişi, yaklaşık 2 hafta önce Barcelona sokaklarında toplandı.

Bölge genelinde ilan edilen genel grev nedeniyle çalışanlar iş bırakırken, işletmeler ve dükkanlar kapatıldı.

Gösterilerde, yaklaşık 600 kişi yaralanırken, bunların 288'inin polis olduğu açıklandı.

Öte yandan, gösterilerde 199 kişi gözaltına alınırken, çıkan olaylarda sadece Barselona kentindeki zararın 2,7 milyon avroyu bulduğu bildirildi.

Gine'de anayasa değişikliği referandumu önerisi, protesto gösterilerine sahne oldu

Batı Afrika ülkesi Gine'de, Cumhurbaşkanı Alpha Conde'nin bir dönem daha seçilmesine fırsat verecek anayasa değişikliği referandumu önerisine karşı halk, protesto gösterileri düzenledi.

En fazla iki dönem cumhurbaşkanı seçilebilmenin mümkün olduğu ülkede, ikinci dönem görev süresi Aralık 2020'de sona erecek Conde'nin üçüncü dönem de seçilebilmesine imkan sağlayacak anayasa değişikliğine yönelik referandum önerisi tepkiyle karşılandı.

Başkent Konakri'de muhalefet partileri, sivil toplum kuruluşları (STK) ve işçi sendikalarından binlerce kişi bir araya gelerek, Conde'nin bir dönem daha seçilebilmesine imkan sağlayacak referandum önerisini protesto etti.

Polis ve jandarma ekipleri, binlerce kişinin katıldığı protestolara, göz yaşartıcı gaz ve gerçek mermiyle müdahale etti.

Görgü tanıkları, polis müdahalesinde 2 kişinin vurularak yaralandığını, çok sayıda kişinin gözaltına alındığını aktardı.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÃœRKÄ°YE GÃœNDEMÄ°
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER