Dünya

Dünya genelinde 2024'e damgasını vuran çatışmaların bir kısmının 2025'te sürmesi bekleniyo

İsrail'in Gazze'ye 7 Ekim 2023'te başlayan soykırım saldırılarının, ufukta henüz nihai bir "ateşkes" görünmemesi nedeniyle 2025'te de dünya gündemini etkilemesi bekleniyor.

Dünya genelinde 2024'e damgasını vuran çatışmaların bir kısmının 2025'te sürmesi bekleniyo
09-01-2025 16:13
Ankara

Dünya genelinde 2024'ün gündemini oluşturan, İsrail'in Filistin'e yönelik soykırım saldırıları, Suriye'de Baas rejiminin yıkılmasının ardından başlayan yeni inşa dönemi, Sudan'daki iç savaş, Rusya-Ukrayna Savaşı, İsrail'in İran ve Lübnan'la yaşadığı gerilimler, Myanmar'daki siyasi iktidarsızlık, Haiti'deki güvenlik krizi gibi birçok sıcak çatışma ve gerginliğin 2025'te de gündemde kalması bekleniyor.

Geçen yıl dünya, birçok sıcak çatışmanın yanı sıra ülkeler arasındaki gerginliklere de şahit oldu.

2024'ün çarpıcı gelişmeleri arasında, İsrail'in Filistin'e yönelik soykırım saldırılarının yanı sıra Suriye'de 2011'de başlayan iç savaşın ardından değişen paradigma, Sudan'da devam eden iç savaş, Rusya-Ukrayna Savaşı'na yeni aktörlerin dahli, İsrail'in İran ve Lübnan'la yaşadığı gerginlikler yer aldı.

Suriye'de 61 yıllık Baas rejiminin devrilmesinin ardından sular durulsa da ülkeyi bekleyen yeniden inşa süreci, Gazze'ye yönelik ateşkes çağrılarının ABD ve İsrail tarafından defaatle reddi ve İsrail'in Lübnan'la vardığı ateşkesi ihlali gibi konular 2025'te dünya gündemini meşgul edecek gibi gözüküyor.

Öte yandan, söz konusu gerginliklerin müzakere masasında mı yoksa savaş alanında mı süreceği ise merak konusu. AA muhabiri, 2024'te dünyanın şahit olduğu sıcak çatışmaları, soykırım saldırılarını ve ülkeler arasındaki siyasi gerginlikler ile yeni yılda gündemde kalması beklenen çatışma alanlarını derledi.

Bahse konu gerginlikler akıllara geldiğinde en çok öne çıkan konu, İsrail'in Filistin'e yönelik soykırımı oldu.

Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'nın, "Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlere yönelik sürekli ihlallere karşılık verme" gerekçesiyle İsrail'e 7 Ekim 2023'te kapsamlı saldırı düzenlemesinin ardından İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının başlaması 2023'ün son aylarına damga vurdu.

İsrail, 7 Ekim'deki saldırılarda 1200 İsraillinin öldüğünü açıklarken, İsrail'in bu tarihten yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 17 bin 841'i çocuk, 12 bin 298'i kadın olmak üzere 45 bin 936 Filistinli öldü.

Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.

Çatışmalara 24 Kasım 2023'te 4 günlüğüne verilen ve sonra 3 gün daha uzatılan "insani ara"da 81 İsrailli ve 240 Filistinli esir karşılıklı serbest bırakıldı. Öte yandan İsrail, binlerce Filistinliyi alıkoyup hapsetmeye devam etti.

İsrail'in 2023'te başlayan soykırım saldırıları 2025'in ilk günlerinde de sürerken, uluslararası toplumun bu saldırıların bitirilmesine yönelik tertipli bir aksiyon almaması tepki toplamaya devam ediyor.

Uluslararası kamuoyundan yükselen "ateşkes" talebi, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde (BMGK) birden fazla kez ABD'nin vetosuyla karşılaşırken, yeni yılda da bu talep devam ediyor.

İsrail ile Hamas arasında Gazze'de esir takası ve ateşkese varılması için Katar ile Mısır'ın arabuluculuğunda müzakereler sürerken, Hamas, İsrail'in yeni koşullar öne sürmeyi bırakması halinde ateşkese her zamankinden daha yakın olunduğuna işaret ediyor.

Öte yandan, İsrail'de muhalefetteki Ulusal Birlik Partisi lideri Benny Gantz, Başbakan Binyamin Netanyahu'yu Hamas'la yürütülen Gazze'de ateşkes ve esir takası müzakerelerini "sabote etmekle" suçlarken, ulusal ve uluslararası kamuoyu ise Netanyahu'nun siyasi nedenlerle Hamas ile esir takası anlaşması yapmadığını savunuyor.

İsrail'in ayrım yapmaksızın süren saldırıları ise yeni yılda ateşkes ihtimaline gölge düşürüyor.

- İsrail-Hizbullah gerilimi

Lübnan'da 8 Ekim 2023'te İsrail ile Hizbullah arasında iki ülkenin sınır hattında başlayan "kontrollü çatışmalar" 2024'ün son çeyreğinden itibaren İsrail'in şiddetli hava ve kara saldırılarına dönüştü.

İsrail'in Lübnan genelinde şiddetlendirdiği bombardımanları, ülkenin güneyini karadan işgal girişimleri ve başkent Beyrut'taki suikast saldırıları, resmi verilere göre, en az 4 bin kişinin hayatını kaybetmesine, 16 binden fazla kişinin de yaralanmasına ve ülke içi ve dışında yaklaşık 1,9 milyon kişinin yerinden edilmesine sebep oldu.

İsrail, 17 Eylül 2024'te Hizbullah mensuplarının kullandığı çağrı cihazları, ertesi gün de telsizleri eş zamanlı patlatarak çok sayıda kişinin ölümüne ve yaralanmasına yol açtı.

Hizbullah, İsrail ordusunun saldırılarında hareketin komuta kademesinden birçok kişiyi kaybederken, Hizbullah Genel Sekreteri Nasrallah, 27 Eylül 2024'te Beyrut'un güneyindeki Dahiye'de İsrail'in düzenlediği şiddetli bombardımanda suikast sonucu öldü.

Yaşanan bu gelişmelerin ardından her ne kadar 27 Kasım 2024'te ilan edilen "kırılgan ateşkes" barış umudunu yeşertse de İsrail ordusunun, 2025'in ilk gününde bile bu ateşkesi 4 kez ihlal etmesi uluslararası toplumda tepki topladı.

Anlaşmaya göre İsrail'in Lübnan'a yönelik saldırılarını durdurması, Lübnan'ın güneyinde işgal ettiği bölgelerden çekilmesi ve bu bölgelere Lübnan ordusunun konuşlanması gerekiyor. Ancak İsrail, evleri havaya uçurup kısıtlı saldırılar düzenleyerek ateşkesi ihlal etmeyi sürdürüyor.

Lübnanlı uzmanlar, İsrail'in ihlallerine son verip ateşkes anlaşmasını tamamen uygulamaya koymaması durumunda çatışmaların 2025'te yeniden başlayacağı tahmininde bulunuyor.

- ⁠Suriye'de Esed rejimi gitti, ülkenin üçte biri terör örgütü PKK/YPG'nin işgalinde kaldı

Suriye'de Baas rejiminin 61 yıllık iktidarının sona ermesiyle ülkenin birliği, egemenliği ve toprak bütünlüğünün sağlanması çabaları gündeme yerleşti.

Suriye'de devrik rejimin Mart 2011'deki halk hareketlerinden sonra desteklediği, ABD'nin de 2014'ten itibaren ortak edindiği ve Rusya'nın da dönem dönem yardımcı olduğu terör örgütü PKK/YPG, son 14 yılda ülke topraklarının üçte birini işgal etti.

Terör örgütü, Fırat Nehri'nin batısında varlık gösterebilmek için Suriye Milli Ordusu'na, Deyrizor bölgesinde ise yeni yönetimle ittifak yapan yerel güçlere saldırılarına devam ediyor.

Öte yandan, Türkiye, örgütün Suriyeli olmayan terörist unsurlarını Suriye’den çıkarması ve silah bırakıp yeni yönetimin kurmakta olduğu sisteme bağlanması gerektiği görüşünde.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, terör örgütünün bu şartları kabul etmemesi durumunda Türkiye'nin askeri harekat seçeneğinin masada kalmaya devam edeceğini yineledi.

- İran-İsrail gerilimi

Geçen yıl ayrıca, İran ile İsrail arasında büyüyen gerilimin bir sonucu olarak karşılıklı misilleme saldırılarına sahne oldu.

İsrail'in 1 Nisan 2024'te İran'ın Şam Büyükelçiliği yakınındaki konsolosluk binasına füzeyle saldırmasıyla başlayan süreç, İran'ın yaklaşık 10 gün sonra İsrail'e silahlı insansız hava araçları (İHA) ve füzelerle saldırı başlatmasıyla karşılık buldu.

Takvimler 14 Nisan'ı gösterirken İran Devrim Muhafızları Ordusu, İHA'ların ardından balistik füze saldırısı başlattıklarını duyurdu. İran bu saldırıyla İsrail'in askeri havaalanı ve istihbarat merkezine büyük çaplı zarar verdiğini, İsrail ise sınırlı ve küçük kapsamlı zarar oluştuğunu duyurdu. İran ilk defa kendi topraklarından İsrail'e saldırıda bulunmuş oldu.

İsrail, 19 Nisan'ın ilk saatlerinde İran'ın İsfahan eyaletine bir saldırıda bulundu. Saldırıyı ABD medyası ilan ederken, İsrail tarafı saldırıya ilişkin açıklama yapmaktan kaçındı.

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın yemin törenine katılmak üzere geldiği Tahran'da 31 Temmuz'un ilk saatlerinde kaldığı devlete ait konutuna düzenlenen terör saldırısında yaşamını yitirdi. İran saldırıdan İsrail'i sorumlu tuttu ve karşılık olarak 1 Ekim akşamı İsrail'e füzeli saldırıda bulunduğunu duyurdu.

Misilleme olarak İsrail, 26 Ekim sabahında İran'a saldırı başlattı. Tahran semalarında yoğun şekilde hava savunma füzeleri patladı. İsrail medyası, ordunun İran'da onlarca stratejik hedefi vurduğunu, İran ise saldırılara hava savunma sistemleri tarafından başarıyla karşı konulduğunu ve ciddi bir zarar görmediğini ileri sürdü.

İran'la "çalkantılı" ilişkileriyle bilinen ABD'de seçilmiş başkan Donald Trump'ın ikinci döneminin bu konuya etkisinin ne olacağı ise merak konusu. İsrail'e desteğiyle bilinen Trump'ın 2016-2020'deki başkanlığı döneminde İran'a uygulanan "maksimum baskı" politikası ilişkileri germişti.

- İsrail-Husiler gerilimi

İsrail'in Gazze Şeridi'nde başlattığı ve halen devam ettiği soykırıma karşı Husiler, Gazze halkına destek olmak için Kasım 2023'ten itibaren Kızıldeniz'de İsrail yük gemileri ya da onlarla ilişkili diğer gemileri füze ya da İHA'larla hedef almaya başladı.

Husilerin eylemlerinin ardından çok sayıda gemicilik şirketi de Kızıldeniz'deki seferlerini durdurma kararı aldı. Husilerin saldırıları, Akdeniz'i Kızıldeniz'e bağlayarak Avrupa ile Asya arasındaki en kısa rotayı sunan ve küresel ticaretin yaklaşık yüzde 12'sinin yapıldığı Süveyş Kanalı'ndan geçişleri tehlikeye atarken, şirketlerin peş peşe aldığı kararlar, küresel ekonomide yeni bir "tedarik zinciri krizi"nin başlayacağına ilişkin endişeleri arttırdı.

Husilerin Kızıldeniz'deki saldırılarına karşı ABD ve İngiltere de 2024'ün başından itibaren daha çok Husilerin bulunduğu merkezler olmak üzere Yemen'deki önemli noktalara saldırılar düzenlemesinin ardından, Husiler de tüm ABD ve İngiliz gemilerinin askeri hedefler olduğu ilanıyla karşılık verdi.

İsrail'in başkenti Tel Aviv'e de füze ve İHA'larla saldırılar düzenleyen Husiler, Gazze Şeridi'ne saldırılar son bulana kadar Kızıldeniz ve İsrail'e yönelik saldırılarına devam edeceklerini belirtti. İsrail'in Gazze'ye yönelik soykırım saldırılarının henüz son bulmaması ise, bu gerginliğin 2025'te de devam edeceğinin bir göstergesi.

Öte yandan, Netanyahu, 2024'ün son günlerinde Husilere karşı "Daha yeni başlıyoruz" diyerek, gerginliğin süreceği mesajını verdi.

- Rusya-Ukrayna Savaşı

Rusya-Ukrayna Savaşı, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in 24 Şubat 2022'de "Ukrayna'da özel askeri operasyon" başlattıklarını duyurmasıyla başladı. 24 Şubat'tan sonra Rus birlikleri, Ukrayna'nın bölgelerine girerek hızla ilerledi.

Ukrayna'nın bölgeleri Donetsk, Luhansk, Zaporijya ve Herson'da Eylül 2022'de Rusya'ya katılım için sözde referandumlar yapıldı. Yasa dışı referandumlara iştirak edenlerin çoğunluğu ilhak kararına "evet" dedi.

Ukrayna ordusunun geçen sene Rusya'nın Kursk bölgesine girmesiyle çatışmalar Rus topraklarına kaydı. Rusya, bu iki bölgeden halkı tahliye etti.

2024 yılında bu savaşa ayrıca, ABD'nin Ukrayna'ya tedarik ettiği uzun menzilli silahların Rusya topraklarında kullanılmasına izin vermesi de damgasını vurdu.

Şiddetli çatışmaların gölgesinde Haziran 2024'te İsviçre'nin ev sahipliğinde ilk Ukrayna Barış Zirvesi yapıldı.

2024'ün son aylarında ise, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, ülkesine karşı savaşan Kuzey Kore askerleri olduğunu savundu. ABD tarafından ise Rusya'da yaklaşık 10 bin Kuzey Kore askerinin bulunduğu ve 8 bininin Ukrayna sınırına yakın Kursk bölgesinde konuşlandırıldığı açıklanırken, yeni aktörlerin katılımı iki ülke arasındaki savaşı farklı bir boyuta taşıdı.

"Rusya-Ukrayna Savaşı'na ilişkin barış müzakerelerinin bu kış başlayabileceğine" işaret etmesiyle, 2024'ün son barış mesajı da Polonya Başbakanı Donald Tusk'tan geldi.

Ukrayna'nın NATO üyesi olma hedefinde 2024'te ilerleme kaydedilmezken, Zelenskiy, bu hedeflerinden vazgeçmeyeceklerini sık sık yineledi.

Seçim kampanyasında savaşı bitireceği vaadinde bulunan Trump'ın ikinci döneminde savaşın kaderinin evrileceği yön merak ediliyor.

- Sudan'daki iç çatışmalar

Doğu Afrika ülkesi Sudan'da 15 Nisan 2023'ten bu yana ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında süren çatışmalar nedeniyle altyapı, ekonomi, eğitim ve sağlık gibi alanlarda ciddi yıkım yaşanırken halk, türlü zorluklarla karşı karşıya kalıyor.

Ordu ile bir zamanlar ona bağlı HDK arasında askeri reform ve entegrasyon gibi konulardaki anlaşmazlıklar nedeniyle süren çatışmaların sona ermesi için şu ana kadar başlatılan tüm çözüm girişimleri sonuçsuz kaldı.

Birleşmiş Milletlere (BM) göre, dünyanın en büyük yerinden edilme ve açlık krizinin yaşandığı Sudan'daki çatışmalar sonucu 20 binden fazla kişi hayatını kaybetti. Öte yandan, ülkeden ayrılanların sayısı 3 milyonu geçerken, 9 milyona yakın kişi ise ülke içinde yerinden edildi.

Son tahminlere göre, ülkede 25 milyondan fazla kişi ise insani yardıma muhtaç durumda.

Savaşın sürdüğü Sudan'da, sağlık sisteminin etkin şekilde çalışmadığı bu dönemde salgın hastalıkların yayılması insanların hayatını daha da zorlaştırıyor.

BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi, yaklaşık 3,4 milyon Sudanlı çocuğun salgın hastalık riski altında olduğunu bildiriyor. Dünyanın gündemine beklenilen ölçüde giremeyen Sudan'daki insani felakete de yeni yılda çözüm bulunacağına inanılmıyor.

- Myanmar'daki siyasi istikrarsızlık

Myanmar'daki siyasi karışıklık, 2020'deki genel seçimde hile yapıldığı iddialarının ortaya atılması ve ülkede gerilim yaşanmasının ardından, 1 Şubat 2021'de ordunun yönetime el koymasıyla başladı.

Ordunun yönetime geçmesinin ardından ise süreç, ülkenin fiili lideri ve Dışişleri Bakanı Aung San Suu Çii başta olmak üzere pek çok yetkili ile iktidar partisi yöneticisinin gözaltına alınması ve ülkede olağanüstü hal ilanıyla devam etti.

Buna karşılık, Myanmar Ulusal Demokratik İttifak Ordusu, Budist Arakan Ordusu ve Ta'ang Ulusal Kurtuluş Ordusundan silahlı grupları bünyesinde toplayan ve "Üç Kardeşler İttifakı" adı verilen silahlı grup, Myanmar ordusuna karşı silahlı eylemler başlattı.

BM İnsan Hakları Ofisi Sözcülüğü, Myanmar'da askeri darbenin gerçekleştirilmesinden bu yana en az 5 bin 350 sivilin öldürüldüğünü ve 3,3 milyondan fazla kişinin yerinden edildiğini bildiriyor.

Ülkedeki Arakanlı Müslümanlara (Rohingya) yönelik ise BM ve uluslararası insan hakları örgütlerinin "etnik temizlik" ya da "soykırım" olarak adlandırdığı faaliyetler sürüyor.

Söz konusu gerilimlerin ışığında, 2024'ün son aylarında, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Kerim Han, Myanmar askeri yönetim lideri General Min Aung Hlaing hakkında, Arakanlı Müslümanlara karşı işlediği suçlar nedeniyle tutuklama emri çıkarılmasını talep etti.

Han, konuya ilişkin 2025'te de başka tutuklama taleplerinin de geleceği mesajını verdi.

- Haiti'deki güvenlik krizinin sürmesi bekleniyor

Son 14 yılda iki büyük deprem felaketine maruz kaldıktan sonra ekonomisi ve altyapısı çöken Haiti, 7 Temmuz 2021'de Cumhurbaşkanı Jovenel Moise'nin öldürülmesiyle iktidar boşluğu sürecine girdi.

Moise'nin ölümüyle bütün yetkileri eline alan Başbakan Ariel Henry, ülkedeki huzursuzluğa ve kamuoyunda oluşan hayal kırıklığına çözüm bulamadığı gibi şiddetin daha da artmasına engel olamadı.

Moise'nin suikasta kurban gitmesinin ardından ülkede suç, hırsızlık, gasp ve çetelerin savaşı zirve yaptı. Başkentin yüzde 80'ini silahlı çetelerin kontrol ettiği ülkede şiddet olayları artış gösterdi.

Hükümetin söz verildiği üzere seçimleri gerçekleştirmemesi ülkede "şiddetli" protestolara da neden oldu.

Siyasi, ekonomik ve güvenlik krizi gibi temel problemlerle boğuşan Haiti, aynı zamanda 11 milyonu aşan nüfusuyla kıtlık tehlikesi de yaşıyor.

BM Haiti Entegre Ofisinin verilerine göre, ülkede 2024'ün başından bu yana 5 bini aşkın kişi silahlı çete üyelerinin saldırılarında öldü.

- Kongo Demokratik Cumhuriyeti isyancıları

Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nin (KDC) Ruanda, Uganda ve Burundi sınırının bulunduğu doğusu, 20 yıldır altın ve kobalt gibi madenlerin kontrolünü sağlamaya çalışan silahlı grupların saldırıları ve çatışmalarına sahne oluyor.

KDC'nin doğusunda faaliyet gösteren "23 Mart Hareketi (M23)" adlı isyancı grubun Kasım 2021'de tekrar başlayan saldırıları, bölgede yaşayan binlerce sivilin yerinden edilmesine ve Ruanda ile KDC arasında krize neden oldu.

2024'ün son aylarında saldırılarını artıran M23 üyeleri, bölgede birçok köy ve kasabanın kontrolünü elinde tutuyor.

Ülkenin doğusunda faaliyet gösteren isyancı grupların saldırılarında, 2014'ten bu yana binlerce sivilin öldüğü tahmin ediliyor.

Komşularıyla sorunlu ilişkileri olan KDC, Ruanda'yı altın, koltan ve kobalt gibi mineraller açısından zengin olan topraklarını kendi çıkarları için işgal etmeye çalışmakla ve M23 isyancılarını desteklemekle suçluyor.

Ruanda ise bu iddiaları reddediyor.

- Kore Yarımadası

Aynı dili ve kültürü paylaşan ancak karşıt siyasi politikalara sahip Güney Kore ile Kuzey Kore, birleşme amacıyla istişarelerde bulunsalar da son yıllarda özellikle Pyongyang'ın iki ülkeyi birçok defa karşı karşıya getiren nükleer silah ve füze programları kapsamındaki denemeleri, 1953'ten bu yana süren savaşın sonlanmasının önündeki en büyük engel.

2024 yılı Yarımada için, Kuzey Kore lideri Kim Jong-un'un, Güney Kore'nin "değişmez baş düşman" olarak tanımlanması için anayasanın yeniden yazılması çağırısında bulunmasıyla başladı. Nitekim, Pyongyang yönetimi 17 Ekim 2024'te anayasa değişikliğine giderek, Güney Kore'yi ilk kez "açık bir şekilde düşman devlet" olarak tanımladı.

Kuzey Kore'nin ateşlediği top mermilerinin gölgesinde gerginlikle geçen 2024'e ayrıca, Pyongyang'ın balistik füze denemeleri damgasını vurdu.

Söz konusu denemelere, ABD'nin tepkisi ise bölgedeki müttefikleriyle yaptığı ortak tatbikatlar yoluyla Yarımada'daki görünürlüğünü artırmak oldu.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in 19 Haziran 2024'te, 24 yıl aradan sonra Kuzey Kore'ye ilk ziyaretini gerçekleştirmesi, bölgede meydana gelen önemli gelişmelerden bir tanesi oldu.

- Güney Çin Denizi'ndeki sessiz savaş

Çin, egemenlik ihtilaflarının odağında yer alan Güney Çin Denizi'nin yüzde 80'i üzerinde egemenlik iddiasında bulunurken, yer altı kaynakları açısından zengin bölgede Filipinler'in yanı sıra Vietnam, Brunei ve Malezya da hak iddia ediyor.

Pekin yönetimi, Çin'in bölgedeki egemenlik iddialarının "tarihsel ve yasal kanıta dayalı" olduğunu, kıyıdaş ülkelerin aralarındaki anlaşmazlıkları kendi aralarında çözmesi gerektiğini, ABD'nin bölge dışı bir ülke olarak soruna müdahil olmaması gerektiğini savunuyor.

Çin'in, bölgede Filipinler ile egemenlik ihtilafı yaşadığı Scarborough Sığı çevresinde askeri tatbikat yapmasının yanı sıra sahil güvenlik gemileri arasında yaşanan çarpışmalara varan sürtüşmeler ise ABD'yi bölgedeki bir çatışmanın içine çekme riski taşıyor.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER