İSTANBUL
Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, doping yapan sporcular konusunda, "Olması durumunda canını yakarız, antrenörünün de kendisinin de." dedi.
Akif Çağatay Kılıç, 23. Dünya İşitme Engelliler Yaz Spor Oyunları'na (2017 Defolimpik Oyunları) ev sahipliği yapacak Samsun'da, spor müdürleri ve medya temsilcileriyle bir araya gelerek, sohbet toplantısı gerçekleştirdi.
"Rio'dan çıkan arkadaşlarımızın araştırmalarının hepsi temiz"
Bakan Kılıç, doping yapan sporcuya hiç acımayacaklarını vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Şimdi bir sene önce Türkiye’de federasyon bazı atletlerimize ceza vermiş. İş gereği uluslararası federasyon bir sene sonra harekete geçiyor. Kusura bakma bizim basındaki bazı arkadaşlar da diyor ki 'Yine dopingle anıldık.' Kaç sene önceki iş. O zaman evet ülke olarak sıkıntıdaydık ama ne yaptık, yüzleştik neden şimdikini yazmıyorsun. Ben demiyorum ki şimdi hiç olmaz. Doping, bugün de olabilir ama artık şunu herkes çok iyi biliyor. Olması durumunda canını yakarız, antrenörünün de kendisinin de. Bak şimdi atletizm federasyonu bir karar aldı. Dopingle anılan sporcu ve antrenörlere 'Kusura bakma kardeşim bir daha milli takıma gelemezsin.' dedi. Radikal durumlar radikal kararlar gerektirir. Bana soruyorlar dopingle mücadele ne durumda? Git son 4 sene de yapılan işlere bak. Deniliyor ki artık dopingle mücadele edecekler kendilerine Türkiye’yi örnek alsın. Bu hiçbir Allah'ın kulu bunu yapmayacak anlamına gelmiyor. Şunu söylüyorum, yapan olursa bilin ki hesabını da verir. Neden 2 tane atletimiz Rio'ya gidemedi. Sonuçları doğru gelmedi de ondan. Sonuçlarda sapma vardı ben de bunu kabul etmedim. Bana intikal etti konu ben de ülkemin bu riski almasını kabul etmedim. Cumhurbaşkanımın da Başbakanımın da talimatı açık, biz bununla anılmak istemiyoruz. Bunu kim yapıyorsa da sonuna kadar gidin. Çok şükür Rio'dan çıkan arkadaşlarımızın araştırmalarının hepsi temiz. Ben inanıyorum ki bu gençlerimizde bir şey çıkmayacak çünkü buna göre hazırlandılar, eğitimlerini de ona göre aldılar. Şimdi hepsini temelden eğitiyoruz. Dördüncü sınıftan beşinci sınıfa geçecek olan ve yetenek taramasından geçtikten sonra spor dalıyla ilgili yönlendirilecek olan genç kardeşimiz o yaşta alacak o eğitimi. O işin uzmanı ona gelip o yaşta anlatacak. 'Bak kardeşim bu ilacın etkisi şudur, bu şu anlama gelir, bu yasaklı listedir.' Yani benim sporcu 12,13 yaşına geldiğinde başı ağrıdığı zaman 'Anne ağrı kesici ver' demeyecek. Diyecek ki ben ancak şunu istiyorum ve onu da gidecek doktoruna gösterecek, raporunu da alıp koyacak dosyaya. Neymiş efendim 'Bir yerinde bir rahatsızlık varmış bir ilaç kullanıyor ilacın içerisinde aslında performans artırıcı etki olduğu düşünülen bir madde var.' Doktor raporu olduğu için sıkıntı yok, bu doğru değil Montreal’de konuşacağız."
Dopingle mücadele ettiklerini herkesin bildiğini anlatan Kılıç, "Şimdi şu anda arkadaşlarımız olarak sizler buradasınız. Spor medyasının yöneticileri burada. Siz şu an geldiğiniz noktanın farklı bir yer olduğuna inanıyorsunuz değil mi? Bu mücadelenin içerisinde olduğumuza hepiniz şahitsiniz. O zaman sizden bir şey rica ediyorum. Siz önümüzdeki dönemde bununla ilgili 3 kere 4 kere vurucu haber yapın, bu algı döner. Bunu döndürmek zorundayız. Ben bunu kendimiz için değil sporumuz için istiyorum. Neden, kötü bir şeyle anılabilmenin dahi yer alabileceğini düşünmemek. Eğer öyle bir şey ile anılırsam 'Ben rezil oldum.' diye düşünüyorum. Kanıksanmış bazı şeyler belli sürelerde. Şimdi yok öyle bir şey. Montreal'de, WADA toplantısında baya işler olacak. Şunu da söyleyeyim. Uluslararası camiada da bizimle bu anlamda konuşup lobi yapıp yeni kararlar alınması ve yönlendirilmesi gereken süreçler olduğunu düşünenler çok ve Türkiye’nin bu anlamda öncü rol almasını isteyenler de çok." ifadelerini kullandı.
"Radikal durumlar radikal kararlar gerektirir"
Bakan Kılıç, doping yapan sporculara cezai yaptırımların uygulanıp uygulanmayacağı yönündeki bir soru üzerine ise şöyle devam etti:
"Bizim kurutmaya çalıştığımız bir bataklık var. Yakalanan kişi veya kişilerin nasıl o yola geldikleri de önemli. İşin sadece üstüne bakarsan altındaki önemli kısmı kaçırırsın. Bizim burada peşinde olduğumuz organizasyon yapısı var. Onu bulmak için yapılması gerekenler var. Bunlar bazen o maddeyi kullanmış veya o yola gitmek durumunda kalmış olanlar ile iş birliği yapmak da var. Çünkü bataklık mesele sivrisinek değil. Bataklığı kurutursan sivrisinek zaten olmaz."
Bakan Kılıç, doping yapan sporculara milli takım kapısının tamamen kapatılmasının haksızlık olup olmadığı yönünde sorulan bir soruya ise, "Peki ben şöyle sorayım, ülkeye haksızlık değil mi yaptıkları? Biz orada sadece sporcu ile alakalı değil antrenörle ilgili de konuştuk. Çok uyardık, çok uyarı yaptık. Radikal durumlar radikal kararlar gerektirir." cevabını verdi.
Sporcuların doping konusunda kurban durumuna düştüğü halde bundan dolayı ceza aldığının hatırlatılması üzerine Akif Çağatay Kılıç, "Yani çok uyardık ama bundan sonra diğer sporcuların hakkına girenleri ne yapacağız. Sporcunun masum olması durumu var ama sürekli aynı şeyi yapanlara ne yapacağız." değerlendirmesinde bulundu.
Milli Eğitim Bakanlığı ile yapılan protokol
Bakan Kılıç, "Milli Eğitim Bakanlığı ile yapılan protokolün detaylarını öğrenebilir miyiz? TEOG, üniversite sınavı var diye, öğrenciler sporu bırakmak zorunda kalacak mı kalmayacak mı?" sorularına şu cevabı verdi:
"Şu anda her iki bakanlığın bürokrasisi de, bürokrasiden kastım il müdürlükleri nezdinde, artık buna tam adapte olmuş durumdalar. Pilot illerde şu anda başladı. Önümüzdeki eğitim-öğretim döneminde bütün illerde olacak. Özellikle ama özellikle bürokrasinin bunu yönetmek ile sorumlu kişilerinin buna hazırlanması gerekir. Bu şu anda gerçekleştirilmiş durumda. En son yapılan toplantıda hiçbir soru işareti kalmayacak şekilde kendilerinden ne istendiği ve ne yapmaları gerektiği açık seçik olarak anlatıldı. Bunda herhangi bir tereddüt yok. İşin yönetimsel, idari anlamında ve aynı zamanda ailelerle iletişim kısmında hiçbir sorun kalmadı."
Almanya'nın şu anda 2020 Tokyo Olimpiyatları'na 15 yaşındaki bir yüzücü kızı hazırladığını vurgulayan Kılıç, şunları kaydetti:
"İşin TEOG, üniversite sınavı ile kısmına gelince… Şu anda Almanya 2020 Tokyo Olimpiyatları'na 15 yaşındaki yüzücü bir kızı hazırlıyor. Sporcu olmak ve ülkesini bu anlamda temsil etmek için çalışmak belli fedakarlıkları beraberinde getiriyor. Okuldan kopmak gibi bir şansınız yok. Almanya'daki yüzücü kız gündüz sekiz ila dokuz saat antrenman yapıyor, akşam da okula gidiyor. Tek başına. Aynı diğer arkadaşlarının girdiği sınavlara giriyor ve eğitimini tamamlıyor. Almanya’nın eğitim açısından o kıza sağladığı, öğrenim saatlerini değiştirmek. Zaten bizim bu protokol içerisinde yapacağımız da bu. Milli Eğitim Bakanlığından sporcu için müsabaka izni istediğimizde izin alamıyoruz, devamsızlıkla alakalı sıkıntı yaşıyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı da diyor ki 'Biz bunu yapalım ama o kadar suistimal oldu ki biz ne yapacağımızı şaşırdık. İki antrenör diyor ki 'Ben müsabakaya gidiyorum.' Bir bakıyorsunuz antrenör müsabakaya çıkmıyor. Sporcu diyor ki 'şu kadar gün gideceğim' o kadar gitmiş olmuyor yani. Dolayısıyla bir dönem güven kırılması olmuş. O kırılan güvenden sonra da onu tekrar tamir etmek kolay olmuyor. Biz bunu nasıl çözdük? Milli Eğitim Bakanlığına kendimiz diyeceğiz ki işte bizim listemiz. Olimpik havuzumuzun listesi, müsabaka anlamında bizimle çalışan sporcuların listesi. Bu o kadar çok sayı değil. Şu anda olimpik havuzda olan 2 bin olduğuna göre, 4 bin de bunun arkası, 5-6 bin sporcu listesi. 10 bin olsun… Zaten 80 milyonluk bir ülkenin müsabaka ve uluslararası anlamdaki sporcu havuzu bu kadar olur. Biz size bir liste vereceğiz. Bunu takip edeceğiz. Performansında düşme olduğunda da buna doğrudan müdahil olacağız. Verdiğimiz listeye, 'bu sporculara izin konusunda yardımcı olun' diyeceğiz. Yüzlerce müsabaka var. Biz sporcuya tabii ki yardımcı olacağız. Onun saatlerini ayarlayın onun o saatler içerisinde sporunu ve hazırlığını yapabilme imkanını verin. Şu değil; 'sporu yap, eğitimi bir kenara at.' Böyle bir şey yapamayız. Asla olmaz. Dolayısıyla TEOG, üniversite sınavlarıyla alakalı olarak bir farklılık getiremeyiz. Sporcunun özel bir takım zamanlama ihtiyaçları mutlaka olacaktır. Onları karşılamak da bizim görevimiz. Akademik hayatı düşürmek gibi bir şeyi asla yapamayız. O bizim kendi kendimize golümüz olur."
"Altyapıyı sadece futbol olarak düşünmeyelim"
Akif Çağatay Kılıç, altyapıların sadece futbol olarak düşünülmemesi gerektiğini dile getirdi.
Samsunspor'un şu anda çektiği sıkıntılardan örnek veren Kılıç, "Çünkü alttan gelen oyuncu sayısı sınırlı. Hep dışarıdan getiriliyor. Şimdi toparladık, o ayrı hikaye. Altyapıyı sadece futbol olarak düşünmeyelim, boksta, atletizmde cimnastikte olsun. Siz maddi kaynakları sadece ve sadece bir branşta kullanır o branşta iyisini alıp en fazla parayı verip başarı elde etmeye çalışırsanız, işte bugünkü girilen sarmala girilir. Sonra da o işten sorumlu bakan size der ki 'Bu yaz itibarıyla artık sizin kafanıza göre borçlanma işini kapatacağız.' UEFA kriterleri belli, siz yapmazsanız UEFA yapacak. O yüzden biraz çeki düzen vermeye başladılar ama seçilmiş bir başkan olmak istediğin gibi har vurup harman savurmayı getirmez. Şimdi hepsi diyor ki 'hata ettik.' ama işte bir daha o hatalar olmasın diye önlem almamız gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Kulüplerin vergi borçlarıyla ilgili de konuşan Kılıç, şunları belirtti:
"Orada bir yanlış anlaşılma var.Yapılandırma ve uzlaşma ayrı şey. İlk ödemediği taksitte gereği yapılır. Vergi uzlaşması sizin gidip Maliye Bakanlığıyla anlaşmanız ile ilgili, o bize bağlı değil. Bizimle olan borçları ayrı. Gençlik ve Spor Bakanlığıyla olan borçlarla ilgili bazı kulüpler geldi, yapılandırmaya girdi. Onu 4-5 kulüp yapılandırdı. Onu 36 aya bölüyorlar. İnşallah öderler. Kendileri kazançlı çıkar. Benim dediğim uluslararası kriterler zaten var, olmak durumunda. İşte var görüyorsunuz puan silme cezası. Senin şimdi 3-6-9 puan silindiğinde başarı elde etme şansın var mı? Mümkün değil. Avrupa'ya gitmeme cezası alıyor bazı kulüpler. Şimdi milyara vurmuş borcu olan, 600-700-800 milyon borcu olan var. Nasıl geldin buraya? Ben borçlanmadım herhalde siz borçlanmadınız, birileri bunu borçlanarak buraya getirdi. Doğru mu? Yıllarca ne diyoruz, bunu yapmamalıyız. Kaç senedir konuşuluyor diyebilirsiniz, biz bir noktaya getirdik bunu taslak halinde. Her şeyin de bir zamanı var. Sezonun ortasında olmaz bu iş. İnşallah biz bu sezonun bitimi ile alakalı zaman geldiğinde, finansal ve yönetimsel anlamda sorumlulukların yerine getirilmesi açısından adımlar atacağız. Vergiler ile alakalı çalışmamız Maliye Bakanlığı ile var. Nedir bu? Amatör spor branşlarına harcanmış olan maddi kaynağın vergi ile alakalı olarak bir geri dönüşünün sağlanması, bunda varız. Bu sporcuya harcanacak bir para çünkü. Bu size başarı olarak geri döndüğünde ülkeye katkı sağlayacak bir durum ama sporcuya yapacağınız harcamayı geri alacaksınız."
"Amatör sporların vergiden muaf tutulması ya da bir geri ödeme yapılması durumunda bunun tekrar futbola harcanmayacağını nasıl sağlayacaksınız?" sorusuna Kılıç, "Yalnızca amatöre harcayabilecek, çiftli işleyecek bir mekanizma olacak." cevabını verdi.
"Performans artırıcı maddeler, Türkiye'de üretilmiyor"
Bakan Kılıç, doping konusunda WADA'da 10 yıl baz alınarak bakılan numunelerin süresinin artmasının konuşulduğunun hatırlatılması üzerine, şunları aktardı:
"Şimdi ben Montreal'de söyleyeceklerim ile ilgili burada konuşursam önlem alırlar. Ben geçmişe değil geleceğe bakılması gerektiğini düşünüyorum. On yıl yeterli ve iyi bir süre. On yıldan daha fazla geriye gitmenin kimseye bir faydası olacağını düşünmüyorum. Çünkü o zaman farklı ülkelerin ve farklı spor camiasının olduğunu unutmayalım dünyada da. O zamanlar sonuç odaklı bir spor camiası vardı. Niye, rekorlar kırılacak, o markayla kırılacak bu markayla kırılacak falan. 'Just to it' falan mesela. Sonucu al da nasıl alırsan al, subliminal mesajlar. Benim şahsi görüşüm 10 sene iyi bir süredir. Dünyada da herkes bunu anladı. Altını çizerek söylüyorum sadece Türkiye değil. Bu ilaçların ve performans artırıcı maddelerin üretim yerlerine bakın, Türkiye'de üretilmiyor bunlar veya bunların icadının farklı şekillerde kokteyller yapılıp 7 tane sarı tişörtün alınmasının sebebi biz değiliz."
Yeni statlar hakkında
Stadyumların 2024 hedefiyle inşa edildiğini ve bazılarına yenileme çalışmaları yapıldığını belirten Kılıç, "Modernizasyon yapacağımız yerler de var, güncellediğimiz yerler de var. Sportif anlamdaki tesisin verimli ve en iyi şekilde yapılması bizim hedefimiz. Erzincan'da yenileniyor. Zonguldak'taki stadyumla alakalı yerel basında çok şeyler yazıldı, çizildi. Yerel basındaki arkadaşların bizi daha yakından takip etmelerini tavsiye ederim. Çünkü onların iddia ettikleri şeyler olmuyor Zonguldak'ta, iyi araştırma yapsınlar." ifadelerini kullandı.
Kılıç, Zonguldak merkezdeki stadyumun yenilenmesi ile ilgili yapılan çalışmalarda atletizm pistinin tamamen kalkacağıyla ilgili haberler çıktığını ve bunun doğru olmadığını hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Bu iş öyle değil ve merkezde bir spor tesisi eksiğinin olacağını iddia etti. Ancak bu haberi yapan arkadaşımız stadyumun hemen yanında yapılan, bugün sizin de Samsun'da gördüğünüz sporcu fabrikasından da büyük olan bir sporcu fabrikasının yapıldığını görmemiş ya da görmek istememiş. Zonguldak'ta merkezde antrenman yapma imkanı devam edecek."
Muhabir :Erkan Tiryaki,Süha Gür
dikGAZETE.com