ANKARA (AA) - Erdal Çelikel - Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, dijital paraların devreye girmesi ve İngiltere'nin sterlinde yaptığı sterilizasyon gibi yöntemlerle ABD dolarının etkinliğinin kırılacağı öngörüsünde bulunarak "ABD doları gelecekte rezerv para olma tekelini kaybedebilir." dedi.
Özdebir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yılın önemli olaylarını değerlendirdi, 2018 yılına ilişkin beklentilerini anlattı.
ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımasının 2017'nin önemli olaylarından biri olduğuna işaret eden Özdebir, kararın Türk milletini çok üzmesine karşın, sonrasının hayırlı olduğunu söyledi.
Özdebir, "Cumhurbaşkanımızın İslam İşbirliği Teşkilatını toplaması ve Birleşmiş Milletlerdeki (BM) hamleler, Kudüs için yeni bir kapının açılmasının işareti. Bunun yanında Türkiye'yi ve liderini çekemeyenlerin ülkemize saldırıları karşısında Türkiye, imajını tazeleyerek, düzelterek çok önemli bir başarı yakaladı." diye konuştu.
"ABD'nin de yumuşak karnı var"ABD'nin bugüne kadar ülkelerin kendi çizdiği sınırların dışına çıkmasını istemeyen "zorba bir devlet" görüntüsü çizdiğini belirten Özdebir, ülkenin bu özelliğini ordusundan aldığını dile getirdi.
Özdebir, ABD'nin dünyada rezerv para olan doları kullanarak sonsuz bir kaynak yaratma imkanı bulunduğuna dikkati çekerek "ABD'nin de yumuşak karnı var. ABD şu anda dünyanın en borçlu ekonomisi. Önümüzdeki dönemde dijital paraların devreye girmesi ve İngiltere'nin sterlinde yaptığı sterilizasyon gibi birtakım operasyonlarla ABD'nin etkinliğinin kırılacağını tahmin ediyorum. ABD doları gelecekte rezerv para olma tekelini kaybedebilir." değerlendirmesinde bulundu.
Küresel ölçekte parayı kontrol eden şirketlerle devletler arasında savaşlar yaşandığını ifade eden Özdebir, dünyadaki zenginliklerin paylaşımıyla ilgili de ayrı bir mücadelenin yürütüldüğünü bildirdi.
Özdebir, ABD'deki Evanjelistler ile siyonistlerin "Büyük İsrail" projelerinin bulunduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:
"Bu, yüzyıllardır hayalini kurdukları bir şey. Geçmişe bakarsak bunu engellemeye çalışan ve fiilen İsrail ile savaşan hiçbir ülke ayakta kalamadı. Bunlar arasında Mısır, Libya, Suriye ve Irak'ı sayabiliriz. Buralarda devlet kalmadı. Bu coğrafyada buna mani olabilecek iki ülke var. Bunlardan biri İran, diğeri Türkiye. Bu iki ülkenin ortak özelliği İsrail'in insan haklarını ayaklar altına alan, insanların kutsallarını yaşamalarına mani olan anlayışına karşı olmaları, Yahudiliğe karşı olmaları değil."
"Döviz kuru olması gereken yerlerde"Türkiye ekonomisine ilişkin beklentilerini de paylaşan Özdebir, imalat sanayisini destekleyen politikalar ve Kredi Garanti Fonu'nun imkanlarının devreye sokulmasıyla bu yıl piyasaların ciddi anlamda canlandırıldığına dikkati çekti.
Özdebir, "Böylece yılın üç çeyreğinde ortalama yüzde 7'nin üzerinde bir büyüme oranı yakaladık. 4. çeyrekte de büyümenin yüzde 7 civarında gelmesini bekliyorum. Çünkü ihracatın pozitif katkısı yavaşlamakla beraber devam ediyor." ifadelerini kullandı.
Döviz kurlarındaki artışın etkisiyle ara malı ithalatında büyük düşüş yaşandığını belirten Özdebir, "Kurların artması, döviz cinsinden borcu olanları sıkıntıya sokmakla birlikte birçok işin Türkiye'de yapılabilir hale gelmesine vesile oldu. Bu anlamda kurların rekabetçi bir düzeyden aşağı inebileceğini zannetmiyorum. Bence Merkez Bankası da bunun farkında olduğu için sınırlı müdahale ediyor." dedi.
Özdebir, bir ülkenin rekabetini tayin eden en önemli parametrenin o ülkenin para biriminin yabancı para birimleri karşısındaki değeri olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:
"Bence şu anda kur, olması gereken yerlerde ve bunun yansımasını da biz ithalattaki azalmayla görüyoruz. Bu anlamda gerek Sayın Cumhurbaşkanımızın söylemlerinden gerek Orta Vadeli Program'a bakıldığında 2018 yılında imalat sanayisine daha fazla önem verileceğini görüyorum."
Özdebir, 2016'daki hain darbe girişiminin ekonomi üzerindeki etkilerinin sürdüğünü, özellikle olayın yurt dışındaki algısının devam ettiğini söyledi.
Bunun 2018'de telafi edileceğini dile getiren Özdebir, şunları kaydetti:
"Mayıs ayına kadar gerek enflasyonda gerek istihdamda gelecek rakamların baz etkileriyle insanlara daha fazla güven ve moral vereceğine inanıyorum. Mayıs ayına kadar ekonomimizi canlandırırsak mayıstan sonra, baz etkisinin ortadan kalkmasıyla aynı hızla devam edeceğine inanıyorum."