Çevre-Hayat

'Dokuzdeğirmen' köyünün değirmenleri zamana direniyor

Düzce'nin Cumayeri ilçesinde yaklaşık 150 yıl önce kurulan su değirmenlerinden adını alan köyde 9 değirmenden ayakta kalmayı başarabilen ikisi, taşlarını bir asırdan fazladır döndüren sudan aldığı güçle zamana direniyor.

'Dokuzdeğirmen' köyünün değirmenleri zamana direniyor
18-02-2018 15:32

DÜZCE - İsa Keleş

Cumayeri ilçesinden geçen Melen Çayı çevresinde yaklaşık 150 sene önce kurulan 9 su değirmeninden ismini alan Dokuzdeğirmen köyündeki yapılardan ayakta kalan ikisi, bir asırdan fazladır bölge halkına hizmet ediyor.

Köy sınırları içerisinde yer alan ancak zamana yenik düşerek, 4'ü yıkılan ve 3'ü tamamen yok olan değirmenlerden zamana direnebilenler, mısır ve buğday öğütme mesleğini dedelerinden miras alan köylüler tarafından çalıştırılıyor.

"Değirmenlerimiz yok oluyor"

Dokuzdeğirmen köyü muhtarı Bayram Kartal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dedelerinden miras kalan 9 su değirmeninin yok olmak üzere olduğunu söyledi.

Kartal, değirmenlerin köye ismini verdiğini de hatırlatarak, "Köy sınırları içerisinde 9 değirmen vardı. Söylenilene göre Rumlardan kalmış. Şu anda ikisi faaliyette, 4'ü de yıkılmış boş vaziyette. Diğer 3'ünün de yeri belli ama yok olmuş. Bu değirmenler gece-gündüz haftalarca çalışıyordu. Değirmenlerde keşkek, bulgur, mısır ve buğday öğütülürdü. Şimdi tabii ki fabrikalar olunca bizim değirmenlere iş kalmadı. İhtiyacımız kadar mısırı öğütüyoruz." diye konuştu.

"Hayvanların yiyeceği de insanların yiyeceği un da bu değirmenlerden geçiyordu." diyen Kartal, "Değirmenlerimiz yok oluyor artık, git gide kayboluyor, tarihimiz yok oluyor." dedi.

Köy sakinlerinden 70 yaşındaki İbrahim Canpolat, 1970 yılından bu yana Cumayeri'nde yaşadığını anlattı.

Emekli olduktan sonra da Dokuzdeğirmen köyünde yaşadığını aktaran Canpolat, şunları kaydetti:

"Değirmenin satılan hissesini emekli olunca aldım, şu an dönen taş benim. Eskiden burada 9 değirmen vardı. Önceden un fabrikaları yokken Düzce'nin bütün köylerinden insanlar, at arabası veya öküz arabası ile buraya un öğütmeye gelirdi. Hatta Kocaali ilçesinden insanlar buraya gelir, unlarını öğütmek için beklerdi."

Canpolat, çalışır vaziyette 2 değirmen kaldığını belirterek, "Diğer 7'si iptal oldu. Yıllardan beri hiçbir teknoloji uygulamadık buraya. Gayrimüslimlerden kalma olduğu söyleniyordu biz küçükken. Elimize nasıl aldıysak öyle devam ettiriyoruz." şeklinde konuştu.

"Dededen kalma bir meslek"

Köyde doğup büyüyen Nurettin Şengül de dedesinin 'Yetim Ahmet' ismi ile Ordu'dan geldiğini ve ondan kendisine su değirmeninin miras kaldığını ifade etti.

Köyün isminin, değirmenlerden dolayı bu şekilde belirlendiğini vurgulayan Şengül, şunları söyledi:

"Köyün kuruluşu değirmenlerden geliyor. Şimdi biz o zamanlardaki değirmen gibi çalışmıyoruz, geçici bir iş. 3-5 kuruş kazanarak vatandaşın işini görüyoruz. Eskiden bu değirmen gece gündüz çalışıyordu. Şimdi vatandaşlarda bağ-bahçe işi bitti. Mısır yapanlar da yerli mısır yapmıyor. Dededen kalma bir meslek bu, biz de sürdürmeye uğraşıyoruz."


Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER