Diyarbakır’da Hayriye ve Yaşar Ertan çiftinin 19 yaşındaki kızı Esmanur, anne karnında oksijensiz kalınması nedeniyle vücut motor hareketlerini sağlayan bölgenin zarar görmesi sonucunda oluşan ve halk arasında ’beyin felci’ olarak da bilinen ’cerebral palsy’ hastalığıyla dünyaya geldi. Çift, konuşamayan ve yürüyemeyen kızları için tüm imkanlarını seferber etti. Esmanur, doktorların “konuşamaz” demesine rağmen, ailesinin çabası sayesinde 6 yaşında konuşmaya başladı. Aile şimdi ise kızlarının yürümesi için mücadele ediyor. Tüm zamanını televizyon izleyerek geçiren Esmanur ise “Arka Sokaklar” adlı dizide rol almak istiyor.
“19 YILDA 19 ÇOCUK BÜYÜTMÜŞ GİBİ OLDUK"
Üç kızı olduğunu ve en büyüklerinin Esmanur olduğunu belirten baba Yaşar Ertan, ilk olarak Ankara’da teşhisin konulduğunu ve zamanla tedavisinin olmadığını anladıklarını ifade etti. Ertan, “Tedavisi sadece fizik tedavi olarak görülüyor. İlaç tedavisi veya cerrahi bir operasyon, tedaviler yok bunların maalesef. Beyinde verdiği hasara göre tutumları farklı oluyor vücutta. Kimileri ilerde yürüyebiliyor ama çoğunluğu yürüyemiyor. Aileye ya da bir bakıcıya muhtaç kalabiliyor. Biz ‘geçici bir şeydir, tedavilerle yoluna girecek’ diye düşündük ama zamanla alışıyor insan. Kendin de araştırıp, okuyorsun ve tedavisinin mümkün olmadığını öğrenince artık o şekilde yaşamayı kendine alışkanlık haline getiriyorsun. Çocuğa uyumlu ev eşyası alıyorsun. Tatilini ona göre planlıyorsun. Yemeklerini onunla birlikte planlamak zorunda kalıyorsun. O çocukla birlikte yaşamayı öğreniyorsun bir nevi. Biz 19 yıl boyunca neredeyse 19 tane çocuk büyütmüş gibi olduk. Çünkü 5-6 yaşına kadar sulu gıda ile besleniyordu. Okuma yazmasını annesi öğretti. Normal okullara gidemedi bu çocuklar, Esmanur da. Fizik tedavide alabildiğini almaya çalıştı” dedi.
“BAKICI ÜCRETİNİ BU YIL ALABİLDİK"
Yaklaşık 19 yıllık tedavi süreci içerisinde devletin verdiği desteklere başvuru yapmadıklarını ancak işini kaybettikten sonra zor duruma düştükleri için bakıcı ücreti aldıklarını vurgulayan baba Ertan, şöyle konuştu:
“18 yıl kurumsal bir firmada çalıştığım için Esmanur için maaşını almaya bile biz başvuru yapmamıştık. Devlet imkanlarından yararlanmamıştık. Son zamanlarda başvuru yaptık. Bakıcı maaşı bağlandı fakat bir yıl sonra gelip ‘çok iyi bir evde oturuyorsunuz, sizin geliriniz demek ki var. Biz bu bakıcı maaşını kesiyoruz’ dediler. Kendi kazancımızla zamanında aldığımız bir ev. Bazı insanlar bakıcı maaşıyla evi geçindiriyor ama biz tam tersi ona bakıcı hizmeti sağlamak için o maaşa başvurmuştuk. Bir kişi tutmuştuk o onunla ilgileniyordu. Çünkü tek kişinin kaldıracağı bir yük değil. Bizim için belki etkili olmadı ben yine o bakıcı maaşını tolere edebiliyorum ama çoğu aile bu gibi nedenlerden eleniyor. Bunları biraz daha hassas araştırmak lazım. Bunların kararını veren kişiler yeni mezun olduğu için sadece görsellik ve araştırma yapmadan bu işe hakem kararıyla karar veriyorlar. Bir resmi sonuç veya belgeye dayandırmıyorlar. Bu büyük bir sorun engelli ve engelli aileleri için.”
“6 YIL BOYUNCA İLETİŞİM KURMADI"
Esmanur ile birçok zorluğu başardıklarını ifade eden anne Hayriye Ertan ise, “Esmanur 6 yıl boyunca hiç konuşmadı, hiç iletişim kuramadı. Ben 6 yıl boyunca evdeki bütün eşyaların üstüne isimlerini yazmıştım. Pazara Esmanur ile birlikte gidip geliyorduk ondan sonra geldiğimizde ben bütün sebzeleri saatlerce tek tek ona anlatıyordum. Esmanur 6 yaşına girdiği zaman konuşmaya da başladı. Konuşunca birdenbire okumaya da başladı. Meğerse Esmanur o durumda bunların hepsini ezberlemiş. Doktorlar ‘kesinlikle Esmanur okuma yapamaz. Beyninde bir bölge var o bölge zarar görmüş okuma merkezi ve kesinlikle okuması mümkün değil’ dediler. Ben bu şekilde evin her köşesine yazarak, ona defalarca anlatarak Esmanur’un konuşmasıyla okuması da bir oldu. Böylelikle bir zoru atlattık” diye konuştu.
“HİÇBİR ZAMAN UMUDUMU KAYBETMEDİM"
Umutsuzluğa kapıldığı anlar olduğunu ancak hiçbir zaman umudunu kaybetmediğini belirten anne Ertan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Oldu çok oldu ama ben hep umudunu kaybettiysen demek bu yaşamda artık kalmanın bir anlamı yok derim. Ben umudumu kaybedersem demek ki Esmanur’un tamamıyla bu dünyada olmaması gerekiyor. Ben bir anne olarak bir değil iki umudu birden taşıyorum. Çünkü engelli bir çocuktur. Normalde bir insanın ağlaması, sevinci birebirdir ama ben bunu iki iki yaşıyorum. Onun adına da yaşıyorum. Ben şanslıyım ki babasıyla birlikteyim. Aile çok önemlidir. Böyle çocuklarda en önemli şey anne ve babanın desteğidir. Anne ve baba birbirine destek olduktan sonra başka hiç kimsenin desteği sorun değil. Biz ne yapmaya çalıştıysak Esmanur’u hep içine kattık. Eve eşya alacağımız zaman da, bir yere gideceğimiz zaman da, tatile gideceğimiz zaman da her zaman Esmanur’a cevap hakkı verdik. Esmanur tamam dediği zaman biz yaptık. Esmanur’u engelli olarak biz hiçbir zaman görmedik. Onun bütün duygusuna, düşüncesine saygı ve sevgiyle karşılık verdik. Allah benim çocuğumun canına sağlık versin. İyi ki Esmanur’un annesiyim, iyi ki Esmanur benim kızımdır. Esmanur bizim için çok değerlidir.”
“HAYALİMDE DİZİDE OYNAMAK VAR"
Karşısında gördüğü kamera karşısında neler diyeceğini bilemeyen ve anne babasına sürekli sorular yönelten Esmanur ise, “Evde ders çalışıyorum, müzik dinliyorum. Fizik tedaviye başladım. Yeni okula başlayacağım. Resim yapmak istiyorum. Tarkan’ı seviyorum. Arka Sokaklar dizisini seviyorum. Hayalimde Arka Sokaklar dizisinde oynamak var. Ali komiser gibi olmak istiyorum. Rıza müdürü seviyorum” dedi.
Ejder Ediz Işık
Kaynak: IHA
dikGAZETE.com