Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Paris’teki terör saldırılarıyla ilgili, "Bu insanlık dışı saldırıyı gerçekleştirenlerin ne Allah’a saygısı, ne herhangi bir topluluğa bağlılığı ve ne de herhangi bir dine mensubiyeti olabilir" dedi.
Görmez, G-20 ülkelerinin liderlerine gönderdiği açık mektupta sözlerine Besmele ile başlayarak, "Ülkemize hoş geldiniz" dedi. Birkaç hafta önce Ankara’da yaşanan katliamın acısının henüz dinmeden Fransa’dan gelen terör saldırısı ile bir kez daha sarsıldıklarını belirten Görmez, "İnancım odur ki, kimse bu acıyı bizim kadar bilemez. Bu saldırı, sadece Fransa’ya, Avrupa’ya, Batıya karşı yapılmış bir saldırı değildir aslında bu saldırı bir dine inansın ya da inanmasın, inanıyorsa dini ne olursa olsun, dünyanın barışa değer veren bütün insanlarına karşı yapılmış bir saldırıdır" ifadesini kullandı.
Barışı asli değer olarak yücelten bir dinin mensubu ve Türkiye’de din hizmetlerinden sorumlu Diyanet İşleri Başkanı olarak derin bir üzüntü içinde olduğunu ifade eden Görmez, Paris’teki terör saldırısını kınadı. Görmez, başta Fransız halkı olmak üzere tüm insanlık ailesinin acısını paylaştığını dile getirdi.
"NE ALLAH’A SAYGISI NE DE BİR DİNE MENSUBİYETİ OLABİLİR"
"İnsanlık dışı saldırıyı gerçekleştirenlerin, onları yönlendirenlerin ve herkesin göreceği kadar açık bir biçimde maşa olarak kullananların ne Allah’a saygısı, ne herhangi bir topluluğa bağlılığı ve ne de herhangi bir dine mensubiyeti olabilir" diyen Görmez, bugün süfli emelleri ancak tedhiş ve vahşetle gerçekleştirmeye terör şebekelerini ikna etmiş bütün paradigmalar üzerinde bütün insanlığın yeniden durması gerektiğini vurguladı.
Bu toprakların insanlığın, bu gezegende hayat bulmaya başladığı zamanlardan beri inançla, bilgiyle, felsefe ve hikmetle neşvü nema bulduğu topraklar olduğunu söyleyen Görmez, yüce Allah’ın Hazreti Adem’den beri tüm insanlığa ulaştırdığı mesajların bu topraklarda hayat bulduğunu belirtti. Görmez, kadim medeniyet ve kültür inşalarının merkezinin de yine bu coğrafya olduğunu belirtti.
"SÖMÜRÜ, ZULÜM, ALGI OPERASYONLARI KADİM YASALARI YERLE BİR ETTİ"
"Siz temsil ettiğiniz değerler, kültür ve ufuk arayışı açısından bütün bir dünyaya yön veren sayılı düzeydeki gelişmiş ülkelerin liderlerisiniz" diyen Görmez, sözlerine şöyle devam etti:
"Sahip olduğunuz nitelikler, kullandığınız güç, kontrol ettiğiniz ekonomi ve yönlendirdiğiniz siyasal sorunlar her birimizin kaderi üzerindeki payınızı ve dolayısıyla sorumluluğunuzu artırmaktadır. İnsanlık bugün onca bilimsel ve teknolojik ilerlemeye rağmen son birkaç yüzyıl içinde gerçekleşen müessif uygulamalarla ortak ahlaki değerleri, birlikte sahiplendiğimiz barış inisiyatifini hepten göz ardı eden bir dizi siyasi müdahale ve operasyonla karşı karşıyadır. Bugün bütün insanlığı derinden sarsacak bir dünya tasarımıyla yüz yüze olduğumuzu itiraf etmek zorundayız. Sömürü, zulüm, üstencilik, ötekine yönelik acımasız ve küçültücü algı operasyonları, insanı insana yakın kılması gereken kadim yasaları yerle bir etmiştir."
"MEDENİYETLER HAVZASINDA FASILASIZ SUİKASTLER DÜZENLENİYOR"
İnsanlığın varlık ve bekasını tehdit eden kibir, tamah ve zulüm, ötekinin yaşam alanlarını talan etmeyi meşru kılan açgözlülük, ortak ideallerin gerçekleşme çabasını engelleme gibi hususiyetlerin bugün hangi pozisyonda olursa olsun herkesin ortak sorunu olduğuna dikkat çeken Görmez, "Medeniyetler havzasında başta terör olmak üzere her türden iç ve dış müdahale insanlığımıza fasılasız suikastler düzenlemektedir. Bu iç içe geçmiş ve karmaşık bir şekilde yapılanmış kaotik düzenin ortaya çıkardığı hasıla, barış ve esenlik içinde düşlediğimiz bir gelecek tasavvurunu her geçen gün daha da şiddetle talan etmektedir, hayatı zehirleyip ifsat etmektedir" ifadelerini kullandı.
G-20 ülkelerinin saygıdeğer liderlerinin dünyanın her yerinde açlık ve yoksullukla kıvranan milyonlarca insanın kaderinden habersiz olamayacağını vurgulayan Görmez, şunları kaydetti:
"Akdeniz’i bir vicdan ve merhamet mezarlığına çeviren bölgesel iç savaş ve gerilimlerin bilançolarından beslenen kayıpları duymamış olamazlar. Dini, ekstrem amaçlar için kullanan sözüm ona kutsanmış militanların bugün bu hale nasıl geldikleri sadece bizim üzerinde düşündüğümüz bir sorun olamaz. Saygıdeğer liderler, bugün insanlığın kaderine hükmedenlerin aynı zamanda onların hem mutluluğuna hem de hezimetlerine aracılık hatta öncülük ettiklerini unutmamaları gerekir. Mevcut durumda insanlığın dünyaya bağlanma düzeyleri artmış, onları birer tüketim canavarına dönüştüren tazyikler sınır tanımaz bir raddeye ulaşmıştır. Ötekini yok sayan bir egoizm insanlık değerlerini kitaplarda kalan bir müktesebata çevirmiştir. Ortak evimiz ve yurdumuz olan tabiat bizi taşıyamamaya başlamıştır."
"SAYGIDEĞER LİDERLER BU DÜNYA HEPİMİZİN"
Mektubunda, "Saygıdeğer liderler, bu dünya hepimizindir" diyen Görmez, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz Müslümanlar, günde beş kez Rabbimize yönelerek bizi doğru yola iletmesini, kendilerine hidayet verdiklerinin yolunda bizleri müstakim kılması için dua etmekteyiz. İyilikle maruf bir talepkarlık bütün Müslümanların ortak yönelimidir. Zulmetmeyen, adaletten ayrılmayan, insanlar arasında ne etnik ne de kültürel kod üzerinden ayrımcılık yapmayan, bunlara hiçbir şekilde tevessül etmeyen bir dinin müntesipleri olarak insanlığın bugün getirilmeye çalışıldığı yerden kaygı duyduğumuzu belirtmek isteriz. Kendi ülkelerinizin yüksek çıkarları için kılı kırk yaran bir dikkatle çalışmalar yapmanız anlaşılır hatta takdir edilir bir şeydir. Ancak bugün insanlık dünyasının sorunları tek tek her birimizi ilgilendirdiği ölçüde ülkeler bazında hepimizi ilgilendirmektedir. Silahlanma yarışının yarın hangi bebeği kundağında ölüme taşıyacağını sadece biz fark ediyor olamayız. Açlığı bir yaşam biçimi, yoksulluğu bir kültür olarak kabullenmeye zorlanmış milletlerin sizin azıcık gayretinizle bile toparlanabileceğine inanıyoruz."
"SEYR-Ü TEMAŞA ETTİĞİNİZ AKDENİZ, NİCE MÜLTECİYE MEZAR OLDU"
Türkiye’nin 2 milyonu aşkın mülteciyi barındırdığını belirten Görmez, mektubunda şu ifadelere yer verdi:
"Bulunduğunuz otellerin pencerelerinden seyr-ü temaşa ettiğiniz Akdeniz, nice mülteciye mezar oldu. Nice bebek cesetleri insanlığın vicdan ve merhametiyle beraber kıyıya vurdu. Akdeniz sahillerine vuran çocuk cesetlerinin, bombalardan kaçarken dalgaların boğup sahile attığı bedenlerin vicdanlarımızı harekete geçireceğine ve yoğun gündeminizin ilk maddelerinden biri olacağına yürekten inanmaktayım. Bu duygular içinde Yüce Allah’ın bütün bir insanlık alemine felah vermesini dilerim. Dikkat ve sorumluluklarınızla cümle mevcudatın makus kaderini iyileştirme konusunda sadece aklınızla değil kalbinizle de duruma müdahil olmanız gerektiğini vurgulamak isterim. Ülkemizde bir araya gelişinizin bu coğrafyadan tarih boyunca dünyaya yayılan barış ve selamet rüzgarlarına yeni bir halka olarak eklenmesini ve bu zirveden tüm insanlığın hayrına kararlar çıkmasını Cenabı Allah’tan niyaz ediyor, her birinize işlerinizde kolaylıklar diliyorum."
(İHA)
Görmez, G-20 ülkelerinin liderlerine gönderdiği açık mektupta sözlerine Besmele ile başlayarak, "Ülkemize hoş geldiniz" dedi. Birkaç hafta önce Ankara’da yaşanan katliamın acısının henüz dinmeden Fransa’dan gelen terör saldırısı ile bir kez daha sarsıldıklarını belirten Görmez, "İnancım odur ki, kimse bu acıyı bizim kadar bilemez. Bu saldırı, sadece Fransa’ya, Avrupa’ya, Batıya karşı yapılmış bir saldırı değildir aslında bu saldırı bir dine inansın ya da inanmasın, inanıyorsa dini ne olursa olsun, dünyanın barışa değer veren bütün insanlarına karşı yapılmış bir saldırıdır" ifadesini kullandı.
Barışı asli değer olarak yücelten bir dinin mensubu ve Türkiye’de din hizmetlerinden sorumlu Diyanet İşleri Başkanı olarak derin bir üzüntü içinde olduğunu ifade eden Görmez, Paris’teki terör saldırısını kınadı. Görmez, başta Fransız halkı olmak üzere tüm insanlık ailesinin acısını paylaştığını dile getirdi.
"NE ALLAH’A SAYGISI NE DE BİR DİNE MENSUBİYETİ OLABİLİR"
"İnsanlık dışı saldırıyı gerçekleştirenlerin, onları yönlendirenlerin ve herkesin göreceği kadar açık bir biçimde maşa olarak kullananların ne Allah’a saygısı, ne herhangi bir topluluğa bağlılığı ve ne de herhangi bir dine mensubiyeti olabilir" diyen Görmez, bugün süfli emelleri ancak tedhiş ve vahşetle gerçekleştirmeye terör şebekelerini ikna etmiş bütün paradigmalar üzerinde bütün insanlığın yeniden durması gerektiğini vurguladı.
Bu toprakların insanlığın, bu gezegende hayat bulmaya başladığı zamanlardan beri inançla, bilgiyle, felsefe ve hikmetle neşvü nema bulduğu topraklar olduğunu söyleyen Görmez, yüce Allah’ın Hazreti Adem’den beri tüm insanlığa ulaştırdığı mesajların bu topraklarda hayat bulduğunu belirtti. Görmez, kadim medeniyet ve kültür inşalarının merkezinin de yine bu coğrafya olduğunu belirtti.
"SÖMÜRÜ, ZULÜM, ALGI OPERASYONLARI KADİM YASALARI YERLE BİR ETTİ"
"Siz temsil ettiğiniz değerler, kültür ve ufuk arayışı açısından bütün bir dünyaya yön veren sayılı düzeydeki gelişmiş ülkelerin liderlerisiniz" diyen Görmez, sözlerine şöyle devam etti:
"Sahip olduğunuz nitelikler, kullandığınız güç, kontrol ettiğiniz ekonomi ve yönlendirdiğiniz siyasal sorunlar her birimizin kaderi üzerindeki payınızı ve dolayısıyla sorumluluğunuzu artırmaktadır. İnsanlık bugün onca bilimsel ve teknolojik ilerlemeye rağmen son birkaç yüzyıl içinde gerçekleşen müessif uygulamalarla ortak ahlaki değerleri, birlikte sahiplendiğimiz barış inisiyatifini hepten göz ardı eden bir dizi siyasi müdahale ve operasyonla karşı karşıyadır. Bugün bütün insanlığı derinden sarsacak bir dünya tasarımıyla yüz yüze olduğumuzu itiraf etmek zorundayız. Sömürü, zulüm, üstencilik, ötekine yönelik acımasız ve küçültücü algı operasyonları, insanı insana yakın kılması gereken kadim yasaları yerle bir etmiştir."
"MEDENİYETLER HAVZASINDA FASILASIZ SUİKASTLER DÜZENLENİYOR"
İnsanlığın varlık ve bekasını tehdit eden kibir, tamah ve zulüm, ötekinin yaşam alanlarını talan etmeyi meşru kılan açgözlülük, ortak ideallerin gerçekleşme çabasını engelleme gibi hususiyetlerin bugün hangi pozisyonda olursa olsun herkesin ortak sorunu olduğuna dikkat çeken Görmez, "Medeniyetler havzasında başta terör olmak üzere her türden iç ve dış müdahale insanlığımıza fasılasız suikastler düzenlemektedir. Bu iç içe geçmiş ve karmaşık bir şekilde yapılanmış kaotik düzenin ortaya çıkardığı hasıla, barış ve esenlik içinde düşlediğimiz bir gelecek tasavvurunu her geçen gün daha da şiddetle talan etmektedir, hayatı zehirleyip ifsat etmektedir" ifadelerini kullandı.
G-20 ülkelerinin saygıdeğer liderlerinin dünyanın her yerinde açlık ve yoksullukla kıvranan milyonlarca insanın kaderinden habersiz olamayacağını vurgulayan Görmez, şunları kaydetti:
"Akdeniz’i bir vicdan ve merhamet mezarlığına çeviren bölgesel iç savaş ve gerilimlerin bilançolarından beslenen kayıpları duymamış olamazlar. Dini, ekstrem amaçlar için kullanan sözüm ona kutsanmış militanların bugün bu hale nasıl geldikleri sadece bizim üzerinde düşündüğümüz bir sorun olamaz. Saygıdeğer liderler, bugün insanlığın kaderine hükmedenlerin aynı zamanda onların hem mutluluğuna hem de hezimetlerine aracılık hatta öncülük ettiklerini unutmamaları gerekir. Mevcut durumda insanlığın dünyaya bağlanma düzeyleri artmış, onları birer tüketim canavarına dönüştüren tazyikler sınır tanımaz bir raddeye ulaşmıştır. Ötekini yok sayan bir egoizm insanlık değerlerini kitaplarda kalan bir müktesebata çevirmiştir. Ortak evimiz ve yurdumuz olan tabiat bizi taşıyamamaya başlamıştır."
"SAYGIDEĞER LİDERLER BU DÜNYA HEPİMİZİN"
Mektubunda, "Saygıdeğer liderler, bu dünya hepimizindir" diyen Görmez, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz Müslümanlar, günde beş kez Rabbimize yönelerek bizi doğru yola iletmesini, kendilerine hidayet verdiklerinin yolunda bizleri müstakim kılması için dua etmekteyiz. İyilikle maruf bir talepkarlık bütün Müslümanların ortak yönelimidir. Zulmetmeyen, adaletten ayrılmayan, insanlar arasında ne etnik ne de kültürel kod üzerinden ayrımcılık yapmayan, bunlara hiçbir şekilde tevessül etmeyen bir dinin müntesipleri olarak insanlığın bugün getirilmeye çalışıldığı yerden kaygı duyduğumuzu belirtmek isteriz. Kendi ülkelerinizin yüksek çıkarları için kılı kırk yaran bir dikkatle çalışmalar yapmanız anlaşılır hatta takdir edilir bir şeydir. Ancak bugün insanlık dünyasının sorunları tek tek her birimizi ilgilendirdiği ölçüde ülkeler bazında hepimizi ilgilendirmektedir. Silahlanma yarışının yarın hangi bebeği kundağında ölüme taşıyacağını sadece biz fark ediyor olamayız. Açlığı bir yaşam biçimi, yoksulluğu bir kültür olarak kabullenmeye zorlanmış milletlerin sizin azıcık gayretinizle bile toparlanabileceğine inanıyoruz."
"SEYR-Ü TEMAŞA ETTİĞİNİZ AKDENİZ, NİCE MÜLTECİYE MEZAR OLDU"
Türkiye’nin 2 milyonu aşkın mülteciyi barındırdığını belirten Görmez, mektubunda şu ifadelere yer verdi:
"Bulunduğunuz otellerin pencerelerinden seyr-ü temaşa ettiğiniz Akdeniz, nice mülteciye mezar oldu. Nice bebek cesetleri insanlığın vicdan ve merhametiyle beraber kıyıya vurdu. Akdeniz sahillerine vuran çocuk cesetlerinin, bombalardan kaçarken dalgaların boğup sahile attığı bedenlerin vicdanlarımızı harekete geçireceğine ve yoğun gündeminizin ilk maddelerinden biri olacağına yürekten inanmaktayım. Bu duygular içinde Yüce Allah’ın bütün bir insanlık alemine felah vermesini dilerim. Dikkat ve sorumluluklarınızla cümle mevcudatın makus kaderini iyileştirme konusunda sadece aklınızla değil kalbinizle de duruma müdahil olmanız gerektiğini vurgulamak isterim. Ülkemizde bir araya gelişinizin bu coğrafyadan tarih boyunca dünyaya yayılan barış ve selamet rüzgarlarına yeni bir halka olarak eklenmesini ve bu zirveden tüm insanlığın hayrına kararlar çıkmasını Cenabı Allah’tan niyaz ediyor, her birinize işlerinizde kolaylıklar diliyorum."
(İHA)