İSTANBUL
Türkiye Diyabet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Temel Yılmaz, kontrol altına alınmadığında körlük, böbrek yetmezliği, diyabetik ayak, kalp hastalığı ve inme gibi ciddi sorunlara yol açabilen diyabet hastalığına bağlı komplikasyonlar nedeniyle dünyada her 6 saniyede 1 kişinin hayatını kaybettiğini söyledi.
Sanofi Türkiye ile Türkiye Diyabet Vakfı iş birliğinde diyabetli hastaların günlük yaşantılarını kolaylaştıracak buluşların ortaya çıkması amacıyla düzenlenen "Sen Bul Diyabet Kolaylaşsın" yarışmasının kazanan projeleri açıklandı.
Türkiye genelindeki üniversitelerden öğrencilerin 152 projeyle başvurduğu yarışmanın ödül töreninde konuşan Yılmaz, felçlerin, hipertansiyonun, obezitenin, kardiyovasküler hastalıkların bir numaralı sebebinin diyabet olduğunu, Türkiye'de son 10 yılda diyabet hastalarının sayısının yüzde 100 arttığını vurguladı.
"Diyabet şu anda Türkiye'de 10 milyon kişiyi ilgilendiriyor." diyen Yılmaz, sağlık otoritelerinin dünyayı tehdit eden hastalıklar için yaptığı toplantılar arasında "diyabet toplantısının" da olduğunu bildirdi.
Yılmaz, kontrol altına alınmadığında körlük, böbrek yetmezliği, diyabetik ayak, kalp hastalığı ve inme gibi ciddi sorunlara yol açabilen diyabet hastalığına bağlı komplikasyonlar nedeniyle dünyada her 6 saniyede 1 kişinin hayatını kaybettiğini kaydetti.
Home-ofis, yerel fast food ve internet uyarısı
Yılmaz, sosyal medyanın, teknolojinin insan hayatında edindiği yerden bahsederek, artık düşük yoğunlukta bir stresin insanların hayatını işgal ettiğini, kişilerin bir araya gelmediğini, gülmediğini, genel olarak mutsuz olduğunu, sürekli bir şeylere yetişmeye çalıştığını, gözünü ekrandan ayırmadığını anlattı.
Bu durumun insanlara hareketsiz hayat olarak yansıdığını dile getiren Yılmaz, home-ofis sisteminin insanları hem ruh hem de fiziksel sağlığını olumsuz etkilediğini kaydetti.
Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kapalı ofis, home-ofis, uzun süreli bilgisayar başında kalmak, hareketsiz yaşam obeziteyi artırıyor. Başka önemli nokta da kapalı ofis, plaza çalışanlarında genç ve zayıf kişilerin bile yüzde 70'inde insülin direncinin ilk belirtisi olan karaciğer yağlanması tespit edilmesi.
Öte yandan artık hayatımıza fast-food girdi. Fast-food deyince sadece Amerikan tipi hazır yemek geliyordu aklımıza. Artık yerel fast-food girdi devreye. Asıl tehlike de milli fast-food. Bizim fast-food kültürümüz Güneydoğu Anadolu mutfağının hızlandırılmış şekli. Döner, dürüm gibi yağlı hamurlu beslenme tarzı. Bu durum da diyabeti tetikliyor. Türkiye'de diyabet ortalaması artışı dünya ortalamasının iki katı kadar."
Türkiye'de yapılan bir araştırmada diyabet farkındalığının yüzde 36 olduğunun ortaya çıktığını dile getiren Yılmaz, ailesinde diyabet olmadığı halde farkında olan insan oranının yüzde 20 olduğunu söyledi.
Yılmaz, gençlerde farkındalık oranının çok düşük olduğunu kaydederek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu yüzden bugün ödülünü vereceğimiz proje son derece önemli. Bu projeyle, Türkiye çapındaki genç beyinleri, diyabetli hastaların hayat kalitelerini yükseltecek buluşlar sunmaya özendirmeyi ve ölümle sonuçlanabilen diyabet hastalığıyla ilgili farkındalığı daha da artırmayı hedefliyoruz. Her yıl 250-300 tane bazen 400 tane proje geliyor. Çok güzel projeler. Diyabetle ilgili inanılmaz projeler var."
"Diyabet hastaları için daha iyi çözümler üreteceğiz"
Sanofi Türkiye Diyabet ve Kardiyovasküler İş Birimi Direktörü Pelin Yunusoğlu, projeleri ile diyabet alanında farkındalık yarattıklarını belirterek, bu kapsamda dünyada ve Türkye'de yaptıkları faaliyetlerden ve Ar-Ge çalışmalarından bahsetti.
Lüleburgaz'daki üretim tesislerinden bahseden ve buradan ihracat yaptıklarını anlatan Yunusoğlu, "Toplam ciromuzun yüzde 45'ini Türkiye'de üretiyoruz ve bununla gurur duyuyoruz. Lokalleşme konusunda Türkiye'ye ciddi katkılar sunuyoruz. Türkiye için yeni yatırımlara odaklandık. Şu anda herhangi bir eczaneye gittiğinizde orada göreceğiniz 7 kutu ilaçtan birisi Lüleburgaz'daki Sanofi tesislerinde üretilen ilaçtır." dedi.
Yunusoğlu, diyabet alanında birçok ilki hastalara sunduklarını kaydederek, geleceğe dönük çalışmalarını sürdürdüklerini, diyabet hastaları için daha iyi çözümler getireceğine inandıklarını vurguladı.
"Sen Bul Diyabet Kolaylaşsın" projesini 4 yıl önce başlattıklarını dile getiren Yunusoğlu, dünya çapında 415 milyon kişiyi etkileyen diyabet hastalığının çok ciddi bir tehdit olduğunu belirtti.
Yunusoğlu, "Sanofi Türkiye olarak diyabet yönetiminde dünya liderinden biri olan Sanofi'nin global gücünü de arkamıza alarak inovatif ve entegre tedavi çözümleri geliştiriyor, Ar-Ge çalışmaları yapıyor, ürünler sunuyor ve farkındalık yaratacak projeleri hayata geçiriyoruz." dedi.
Diyabetli hastaların hayatını kolaylaştıran mucitler ödüllendirildi
Etkinlikte, Sanofi Türkiye ile Türkiye Diyabet Vakfı iş birliğinde diyabetli hastaların günlük yaşamlarını kolaylaştıracak buluşların ortaya çıkması amacıyla düzenlenen "Sen Bul Diyabet Kolaylaşsın" yarışmasının kazanan projeleri açıklandı.
Bu yıl dördüncüsü düzenlenen, Türkiye genelindeki üniversitelerden öğrencilerin 152 projeyle başvurduğu yarışmanın kazananları ödüllerini aldı.
Yarışmanın "Kurumsal Sosyal Sorumluluk" kategorisinde Bilkent Üniversitesi öğrencileri Yağmur Ezgi Çavuş ve Yalçın Arslan, "Tip 2 Diyabet Risk Testi" projesiyle birinci oldu.
"Servis" kategorisinde ise birinciliğe Kastamonu Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü'nden Bilal Emre Karataş ve Esra Güllü'nün "Karbonhidrat Sayar Mobil Uygulaması" isimli projesi layık görüldü.
Hacettepe Üniversitesi Diş Hekimliği bölümünden Furkan Abalıoğlu, "Diyabet Saati" projesiyle "Ürün" kategorisinde birincilik ödülü kazandı.
Kategorilerin birincilerine büyük ödül olan 10 bin TL ödülleri verilirken, Sanofi'de staj imkanı da sunulacak.