ANKARA
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hüseyin Müftüoğlu, olağan basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
İsrail ile ikili ilişkileri değerlendiren Müftüoğlu, dışişleri müsteşarları ve genel sekreterleri arasındaki istişare toplantısının gelecek günlerde yapılmasının öngörüldüğünü belirterek, "7-8 Şubat tarihlerinde İsrail'de bir turizm fuarı gerçekleştirilecek. Turizm İsrail ile ilişkilerimizde önemli gündem maddelerinden bir tanesi. Bu turizm fuarı vesilesiyle sayın Turizm Bakanımızın ziyaret etme ihtimali mevcut ancak ziyaretin kesinleşmesi hususunda şu aşamada net bir şey söyleyemiyorum." dedi.
Türk makamlarının bölgeye gittiklerinde hem İsrail'i hem de Filistin'i ziyaret ettiklerini dile getiren Müftüoğlu, "Eğer bir ziyaret gerçekleştirilecekse tabii ki Filistin'e de bir ziyaret gerçekleştirilmesi gündeme gelecektir." ifadesini kullandı.
Suriye'de güvenli bölge kurulacak iddiaları
ABD Başkanı Donald Trump'ın "Suriye'de güvenli bölgeler oluşturulsun" talimatı vereceği iddiasına ilişkin bir soruyu yanıtlayan Müftüoğlu, konuya ilişkin haberleri gördüklerini belirterek, "Önemli olan bu çalışmanın sonuçlarının ne şekilde olacağı, ne tür bir bilgi, yönlendirme çıkacağı bahse konu ABD kuruluşlarından." yanıtını verdi.
Türkiye'nin başından beri güvenli bölge oluşturulması görüşünü savunduğunu hatırlatan Müftüoğlu, "Güvenli bölgelerin öneminin en güzel örneği, Cerablus harekatı sonrasında güvenliğini sağladığınız bu bölgelere Suriyeli kardeşlerimizin binlerce, on binlercesinin geri dönmesi. Biz başından beri zaten bunu söyleye geliyorduk. Bu çalışma neticelendiği zaman nasıl bir içerikte olacağına bakıp, değerlendirmeyi ona göre yapmak daha doğru olur diye düşünüyorum." diye konuştu.
Astana'daki Suriye toplantısı
Kazakistan'ın başkenti Astana'da düzenlenen Suriye konulu toplantının başarılı geçtiğini vurgulayan Müftüoğlu, "İster istemez sahada bu toplantının başarısından, bu toplantıda alınan kararlardan rahatsız olan unsurlar olabilir. Bunlar, Türkiye'nin, Rusya'nın, İran'ın çabalarıyla sağlanan, ülkedeki ateşkesin ihlali noktasında bir takım gayretler gösterebilirler. Bunların engellenmesi noktasında, bildiğiniz gibi ortak deklarasyonda da kayda geçirilmiştir, ilgili tüm tarafların ellerindeki imkanları kullanmaları önem taşımaktadır." ifadelerini kullandı.
Müftüoğlu, "Türkiye olarak, İngilizce'de 'spoiler' dedikleri, oyunbozan olanların hiçbir surette sağlanan başarıyı, atılan adımları, gösterilen çaba ve gayretleri gölgelemesine müsaade etmeyeceğimizi ve diğer garantör ülkelerden de aynı şeyi beklediğimizi ifade edebilirim." dedi.
Astana'dakinin ardından yapılacak toplantıların teknik heyet bazında mı yoksa üst düzey yetkililerce mi yapılacağına ilişkin soruyu yanıtlayan Müftüoğlu, "Önümüzde Cenevre'de bir toplantı var. Onun öncesinde ve sonrasında tekrar uzmanlar düzeyinde toplantılar olabilir. Bu bir süreçtir." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin Suriye rejimine yaklaşımına ilişkin bir soruya Müftüoğlu, Esed rejimi konusunda pozisyonlarının belli olduğuna dikkati çekerek, "600 bin sivilin ölümüne sebebiyet vermiş bir rejimin başındaki kişinin Suriye'nin geleceğinde yeri olmadığı düşüncesindeyiz ve bu görüşümüzü de muhafaza ediyoruz." cevabını verdi.
"Almanya makamlarına rahatsızlığımız aktarılmıştır"
Almanya Adalet Bakanlığının Can Dündar'ı bir resepsiyona davet etmesi üzerine Türkiye'nin Alman makamlara rahatsızlığını ilettiği yönündeki haberleri de değerlendiren Müftüoğlu, Türkiye ve Almanya arasında güçlü ilişkiler bulunduğunu, bu ilişkilerin geliştirilmesi için Almanya Başbakanı Angela Merkel'in 2 Şubat'ta Türkiye'yi ziyaret edeceğini, yanı sıra Alman makamların ziyaretlerinin devam edeceğini söyledi.
Müftüoğlu, şunları kaydetti:
"Bu olumlu tabloya karşı, ülkemizde hakkında milli güvenliğimize dair ciddi suçlamalarla yargı süreçleri bulunan bahse konu şahsın, Almanya Adalet Bakanlığı tarafından 25 Ocak 2017 tarihinde, anılan bakanlığın yeni yıl açılış resepsiyonuna onur konuğu ve konuşmacı olarak davet edildiği bir süre önce basın haberlerine yansımıştır. Söz konusu haberler üzerine Almanya makamlarıyla irtibata geçilmek suretiyle, tarafımızda rahatsızlık yaratacak bu adımın, Almanya ile ikili ilişkilerimizin normale dönme yoluna girdiği ve Şansölye Merkel'in 2 Şubat 2017 tarihinde ülkemize ziyaretinin planlandığı bu dönemde bir provokasyon olarak değerlendirmek durumunda kalacağımız aktarılmıştır."
Kıbrıs'ta çözüm arayışları
Kıbrıs'ta çözüm arayışlarına ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Müftüoğlu, "Müzakere sürecinde bizim için önemli olan, Türkiye'nin Kıbrıs'taki etkin garantisinin devam etmesidir. Bu bizim ilkesel tutumumuzdur, prensibimizdir. Garantiler Türkiye'nin vazgeçilmezidir." ifadelerini kullandı.
Muhabir: Nazlı Yüzbaşıoğlu,Şerife Çetin