Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Güney Kıbrıs’ta yayınlanan Fileleftheros gazetesine verdiği demeçte, Kıbrıs sorununda kalıcı bir çözüm ortaya çıkması için, Kıbrıslı Rumların da güvenlik boyutundaki endişelerinin ciddi şekilde dikkate alınması gerekeceğini ancak Kıbrıslı Türklerin güvenliğinin Türkiye için kritik önem taşıdığını kaydetti.
Kıbrıs Rum Kesiminin en çok satan gazetesi konumunda olan Fileleftheros, “Ankara’dan Mesajlar” başlığıyla manşete çektiği haberinde, Çavuşoğlu’nun gazeteye verdiği demecindeki ifadelerinde çok dikkatli bir dil kullandığını ve gazete aracılığıyla, “Ankara’nın Kıbrıs sorunundaki öncelikleri ile önemli meselelerdeki tezlerini ortaya koyduğunu” yazdı. Çavuşoğlu’nun, güvenlik ve garantiler meselesinin sürecin sonunda, beş taraflı bir konferansta ele alınacağına işaret ettiğini ve Kıbrıslı Türklerin güvenlik konusundaki endişelerinin giderilmesi gerekeceğini söylediğini ileten gazete, Çavuşoğlu’nun, Atina’nın bu başlıkta şekillendirmekte olduğu fikirlerle ilgili bir soruya ise “henüz bunları resmi olarak ele almadık” dediğini iletti. Gazeteye göre, Çavuşoğlu sözlerinin devamında, aynı konuyla ilgili olarak şu ifadeleri kullandı: “Türkiye’nin garantiler konusunda çok esnek olacağının anlaşılmasını istemiyorum. Ortak bir tez şekillendirmek için, meseleyi Kıbrıslı Türklerle resmi olarak ele almamız gerekir. Kıbrıslı Türklerin güvenliği Türkiye için kritik önem taşımaktadır”.
Çavuşoğlu’nun garantilerle ilgili formüller konusunda görüş belirtmekten özenle kaçındığını da yazan gazete, Çavuşoğlu’nun “bunun için erken olduğunu söylediğini” iletti. Gazeteye göre, güvenlik ve garantilerin kendilerini ilgilendirdiğini, çünkü kendilerinin garantör güç olduğunu belirten Çavuşoğlu, devamla, (toprakla ilgili) haritaların ise en sonda görüşülmesi gerekeceğine işaret etti. Toprak ve Mülkiyet başlıklarının, müzakere etmeleri ve üzerinde mutabakata varmaları için, iki tarafın meseleleri olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, Türkiye’nin, Kuzey Kıbrıs’ta faaliyet göstermekte olan Taşınmaz Mal Komisyonu’nu sorunları çözmesi için desteklediğini ve komisyonun mülkiyet sorunlarını çözdüğünü ifade etti.
Gazeteye göre, Türkiye’nin, çözümün finanse edilmesi konusundaki rolüyle ilgili soruya karşılık ise Çavuşoğlu, Türkiye’nin Kuzey’deki Taşınmaz Mal Komisyonu’nu desteklediğini, aynı zamanda mevcut sürecin finanse edilmesine de katkıda bulunacağını dile getirdi. Habere göre, ne Türkiye ne de Yunanistan’ın tek başlarına çözümün finansal ihtiyaçlarını karşılayabileceklerini ifade eden Çavuşoğlu, dolayısıyla AB, IMF ve Dünya Bankası’nın da yardım etmesi gerekeceğini; Türkiye’nin de payına düşeni yapacağını ifade etti. Gazeteye göre, Rum Yönetimi’nin, sözde “Münhasır Ekonomik Bölgesi” içerisindeki parseller için ilan etmeyi planladığı 3’üncü tur ihale konusunda ise Çavuşoğlu, “3’üncü bir tur lisans ihalesinin, kaçınılmaz olarak iki taraf arasındaki uzlaşmaya olumsuz yansıması olacağını, şöyle ki, olası bir çözümden sonra hidrokarbonların araştırılması ve bunlardan istifade edilmesinin, federal hükümetin sorumlulukları (yetkileri) olacağını” ifade etti.
Gazeteye göre, Türkiye’nin “gerek piyasa, gerek doğal gazın taşınması güzergâhı olarak en iyi ve tek alternatif yol olduğuna da dikkati çeken” Çavuşoğlu, Türkiye’nin “buna ek olarak, sahip olduğu stratejik ve jeopolitik konumunu olumsuz şekilde kullanmayacağını, yapıcı olacağını” dile getirdi. Gazete, Çavuşoğlu’nun gazeteye demecine, “Türkiye’nin Güvenlikle İlgili Açılımı” başlığıyla, iç sayfadan soru-cevap olarak geniş şekilde de yer verdi. “Ankara’nın, güvenlik boyutuyla ilgili tezini kısmen farklılaştırma yoluna gittiğini” öne süren gazete, Çavuşoğlu’nun ilk kez, Kıbrıs sorununda kalıcı bir çözüm ortaya çıkması için, Kıbrıslı Rumların da güvenlikle ilgili endişelerinin dikkate alınması gerekeceğini söylediğini yineledi. Gazeteye göre Çavuşoğlu, bir soru üzerine, Kıbrıs sorununun çözümüne ve barışa inandığını, aynı zamanda Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumların birlikte yaşamaları gerektiğini de söyledi.
Gazeteye göre, müzakerelerin 11 Şubat 2014 ortak açıklamasına dayandığını ve çözümün de bu ortak açıklamaya dayanacağını ifade eden Çavuşoğlu, mülkiyet, toprak ve haritalar gibi belli başlı zor konular bulunduğunu ve bu aşamada sürece yönelik desteklerini artırmaları ve iki tarafı da cesaretlendirmeleri gerektiğini söyledi. Bazı “Güven Yapıcı Önlemlere” (GYÖ) ihtiyaç olduğunu ve Türkiye’nin çözüme olan taahhüdünü, bu GYÖ’lerin uygulanması sırasında gösterdiğini ifade eden Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın, geçiş noktaları da dahil olmak üzere, söz verdiği şeylerin uygulama sürecinde olduğunu belirtti. Ne yazık ki cep telefonu şebekelerinin birleşmesinin faaliyete geçmediğini, ancak dolaşım (roaming) konusunda anlaşmaya varılmasını umduğunu dile getiren Çavuşoğlu, elektrik şebekelerinin birleşmesi konusunda ise durumun kötü olmadığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, kısa zaman önce Güzelyurt’un Kıbrıslı Rumlara iade edilmemesi gerektiğini söylediğinden bahsedildiğinin kendisine sorulması üzerine ise Çavuşoğlu, bunların söylenti olduğunu belirtti. Gazeteye göre Çavuşoğlu, başka bir soru üzerine de, bugüne kadar tarafların üzerinde hem fikir olduğu bütün görüş birliklerini desteklediklerini ve prensip meselesi olarak da, tarafların sonuçlandıracağı herhangi bir anlaşmayı destekleyeceklerini ifade etti. Yine ilgili bir soru üzerine, Türkiye’nin Kıbrıs sorununun çözümüyle ilgili ciddiyetini geçmişte ortaya koyduğunu dile getiren Çavuşoğlu, sözlerini kısaca şöyle sürdürdü: “Güney Kıbrıs’ta insanların nasıl hissettiğini anlıyorum. Buna rağmen, Türkiye’nin sahip olduğu niyetleri kanıtlaması için daha fazla adım atmasına gerek yoktur, bu ortadadır. Birlikte yaşayacak olanlar Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlardır. Bundan dolayı iki tarafın da tezleri çok önemlidir. Türkiye bu süreci destekledi. Çözüm istediğini kanıtlaması için Türkiye’nin daha ne yapması gerekir?”
Gazetecinin, bunun devamında, “örneğin, ordunun çekilmesi veya kapalı bölge Maraş’ın açılması, Kıbrıs’taki iki topluma bağlı değildir” şeklindeki ifadesine karşılık ise Çavuşoğlu “Ordunun çekilmesini, askerlerin sayısının 30.000- 40.000 binden 650’ye düşürülmesini en nihayetinde yine (2004 yılında) kabul eden Türkiye’ydi. Anlaşma olursa, Türkiye kendine düşeni yapacaktır.”
SU KONUSU
Türkiye’den borularla KKTC’ye su taşınması projesi konusundaki soruya karşılık ise Çavuşoğlu, önemli konularda anlaştıklarını ve bazı küçük meselelerin açıkta kaldığını, bunun ise mühim bir sorun olmadığını söyledi. Kıbrıs Türk tarafında ilk kez bu kadar büyük ölçekli bir proje yapılmakta olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, en nihayetinde (suyun) miktarını artırabileceklerini ve Kıbrıslı Rumlara da su temin edebileceklerini söyledi. Çavuşoğlu, su konusunda Kıbrıslı Türklerle bir sorun olmadığını da ekledi.
ENERJİ KONUSU
Gazeteye göre Çavuşoğlu, enerji konusunda ise Kıbrıslı Türklerin de bu konuda eşit haklara sahip olduklarını vurguladı. Çavuşoğlu, Rumların bu konuda geçmişteki tek taraflı faaliyetlerinden şikâyetçi olduklarını, en nihayetinde birbirlerin tezlerini anladıklarını ve o zor günlerde Kıbrıslı Rumların, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in Kıbrıs Türk tarafının da doğal gaz rezervlerinde hakları olduğunu kabul ettiklerini dile getirdi.
(İHA)
Kıbrıs Rum Kesiminin en çok satan gazetesi konumunda olan Fileleftheros, “Ankara’dan Mesajlar” başlığıyla manşete çektiği haberinde, Çavuşoğlu’nun gazeteye verdiği demecindeki ifadelerinde çok dikkatli bir dil kullandığını ve gazete aracılığıyla, “Ankara’nın Kıbrıs sorunundaki öncelikleri ile önemli meselelerdeki tezlerini ortaya koyduğunu” yazdı. Çavuşoğlu’nun, güvenlik ve garantiler meselesinin sürecin sonunda, beş taraflı bir konferansta ele alınacağına işaret ettiğini ve Kıbrıslı Türklerin güvenlik konusundaki endişelerinin giderilmesi gerekeceğini söylediğini ileten gazete, Çavuşoğlu’nun, Atina’nın bu başlıkta şekillendirmekte olduğu fikirlerle ilgili bir soruya ise “henüz bunları resmi olarak ele almadık” dediğini iletti. Gazeteye göre, Çavuşoğlu sözlerinin devamında, aynı konuyla ilgili olarak şu ifadeleri kullandı: “Türkiye’nin garantiler konusunda çok esnek olacağının anlaşılmasını istemiyorum. Ortak bir tez şekillendirmek için, meseleyi Kıbrıslı Türklerle resmi olarak ele almamız gerekir. Kıbrıslı Türklerin güvenliği Türkiye için kritik önem taşımaktadır”.
Çavuşoğlu’nun garantilerle ilgili formüller konusunda görüş belirtmekten özenle kaçındığını da yazan gazete, Çavuşoğlu’nun “bunun için erken olduğunu söylediğini” iletti. Gazeteye göre, güvenlik ve garantilerin kendilerini ilgilendirdiğini, çünkü kendilerinin garantör güç olduğunu belirten Çavuşoğlu, devamla, (toprakla ilgili) haritaların ise en sonda görüşülmesi gerekeceğine işaret etti. Toprak ve Mülkiyet başlıklarının, müzakere etmeleri ve üzerinde mutabakata varmaları için, iki tarafın meseleleri olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, Türkiye’nin, Kuzey Kıbrıs’ta faaliyet göstermekte olan Taşınmaz Mal Komisyonu’nu sorunları çözmesi için desteklediğini ve komisyonun mülkiyet sorunlarını çözdüğünü ifade etti.
Gazeteye göre, Türkiye’nin, çözümün finanse edilmesi konusundaki rolüyle ilgili soruya karşılık ise Çavuşoğlu, Türkiye’nin Kuzey’deki Taşınmaz Mal Komisyonu’nu desteklediğini, aynı zamanda mevcut sürecin finanse edilmesine de katkıda bulunacağını dile getirdi. Habere göre, ne Türkiye ne de Yunanistan’ın tek başlarına çözümün finansal ihtiyaçlarını karşılayabileceklerini ifade eden Çavuşoğlu, dolayısıyla AB, IMF ve Dünya Bankası’nın da yardım etmesi gerekeceğini; Türkiye’nin de payına düşeni yapacağını ifade etti. Gazeteye göre, Rum Yönetimi’nin, sözde “Münhasır Ekonomik Bölgesi” içerisindeki parseller için ilan etmeyi planladığı 3’üncü tur ihale konusunda ise Çavuşoğlu, “3’üncü bir tur lisans ihalesinin, kaçınılmaz olarak iki taraf arasındaki uzlaşmaya olumsuz yansıması olacağını, şöyle ki, olası bir çözümden sonra hidrokarbonların araştırılması ve bunlardan istifade edilmesinin, federal hükümetin sorumlulukları (yetkileri) olacağını” ifade etti.
Gazeteye göre, Türkiye’nin “gerek piyasa, gerek doğal gazın taşınması güzergâhı olarak en iyi ve tek alternatif yol olduğuna da dikkati çeken” Çavuşoğlu, Türkiye’nin “buna ek olarak, sahip olduğu stratejik ve jeopolitik konumunu olumsuz şekilde kullanmayacağını, yapıcı olacağını” dile getirdi. Gazete, Çavuşoğlu’nun gazeteye demecine, “Türkiye’nin Güvenlikle İlgili Açılımı” başlığıyla, iç sayfadan soru-cevap olarak geniş şekilde de yer verdi. “Ankara’nın, güvenlik boyutuyla ilgili tezini kısmen farklılaştırma yoluna gittiğini” öne süren gazete, Çavuşoğlu’nun ilk kez, Kıbrıs sorununda kalıcı bir çözüm ortaya çıkması için, Kıbrıslı Rumların da güvenlikle ilgili endişelerinin dikkate alınması gerekeceğini söylediğini yineledi. Gazeteye göre Çavuşoğlu, bir soru üzerine, Kıbrıs sorununun çözümüne ve barışa inandığını, aynı zamanda Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumların birlikte yaşamaları gerektiğini de söyledi.
Gazeteye göre, müzakerelerin 11 Şubat 2014 ortak açıklamasına dayandığını ve çözümün de bu ortak açıklamaya dayanacağını ifade eden Çavuşoğlu, mülkiyet, toprak ve haritalar gibi belli başlı zor konular bulunduğunu ve bu aşamada sürece yönelik desteklerini artırmaları ve iki tarafı da cesaretlendirmeleri gerektiğini söyledi. Bazı “Güven Yapıcı Önlemlere” (GYÖ) ihtiyaç olduğunu ve Türkiye’nin çözüme olan taahhüdünü, bu GYÖ’lerin uygulanması sırasında gösterdiğini ifade eden Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın, geçiş noktaları da dahil olmak üzere, söz verdiği şeylerin uygulama sürecinde olduğunu belirtti. Ne yazık ki cep telefonu şebekelerinin birleşmesinin faaliyete geçmediğini, ancak dolaşım (roaming) konusunda anlaşmaya varılmasını umduğunu dile getiren Çavuşoğlu, elektrik şebekelerinin birleşmesi konusunda ise durumun kötü olmadığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, kısa zaman önce Güzelyurt’un Kıbrıslı Rumlara iade edilmemesi gerektiğini söylediğinden bahsedildiğinin kendisine sorulması üzerine ise Çavuşoğlu, bunların söylenti olduğunu belirtti. Gazeteye göre Çavuşoğlu, başka bir soru üzerine de, bugüne kadar tarafların üzerinde hem fikir olduğu bütün görüş birliklerini desteklediklerini ve prensip meselesi olarak da, tarafların sonuçlandıracağı herhangi bir anlaşmayı destekleyeceklerini ifade etti. Yine ilgili bir soru üzerine, Türkiye’nin Kıbrıs sorununun çözümüyle ilgili ciddiyetini geçmişte ortaya koyduğunu dile getiren Çavuşoğlu, sözlerini kısaca şöyle sürdürdü: “Güney Kıbrıs’ta insanların nasıl hissettiğini anlıyorum. Buna rağmen, Türkiye’nin sahip olduğu niyetleri kanıtlaması için daha fazla adım atmasına gerek yoktur, bu ortadadır. Birlikte yaşayacak olanlar Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlardır. Bundan dolayı iki tarafın da tezleri çok önemlidir. Türkiye bu süreci destekledi. Çözüm istediğini kanıtlaması için Türkiye’nin daha ne yapması gerekir?”
Gazetecinin, bunun devamında, “örneğin, ordunun çekilmesi veya kapalı bölge Maraş’ın açılması, Kıbrıs’taki iki topluma bağlı değildir” şeklindeki ifadesine karşılık ise Çavuşoğlu “Ordunun çekilmesini, askerlerin sayısının 30.000- 40.000 binden 650’ye düşürülmesini en nihayetinde yine (2004 yılında) kabul eden Türkiye’ydi. Anlaşma olursa, Türkiye kendine düşeni yapacaktır.”
SU KONUSU
Türkiye’den borularla KKTC’ye su taşınması projesi konusundaki soruya karşılık ise Çavuşoğlu, önemli konularda anlaştıklarını ve bazı küçük meselelerin açıkta kaldığını, bunun ise mühim bir sorun olmadığını söyledi. Kıbrıs Türk tarafında ilk kez bu kadar büyük ölçekli bir proje yapılmakta olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, en nihayetinde (suyun) miktarını artırabileceklerini ve Kıbrıslı Rumlara da su temin edebileceklerini söyledi. Çavuşoğlu, su konusunda Kıbrıslı Türklerle bir sorun olmadığını da ekledi.
ENERJİ KONUSU
Gazeteye göre Çavuşoğlu, enerji konusunda ise Kıbrıslı Türklerin de bu konuda eşit haklara sahip olduklarını vurguladı. Çavuşoğlu, Rumların bu konuda geçmişteki tek taraflı faaliyetlerinden şikâyetçi olduklarını, en nihayetinde birbirlerin tezlerini anladıklarını ve o zor günlerde Kıbrıslı Rumların, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in Kıbrıs Türk tarafının da doğal gaz rezervlerinde hakları olduğunu kabul ettiklerini dile getirdi.
(İHA)