ANKARA
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, baş başa ve heyetler arası görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
KKTC'de kurulan yeni hükümette Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanlığı görevine gelen Özersay'ı ağırlamaktan duyduğu mutluluğu dile getiren Çavuşoğlu, hem baş başa hem de heyetler arası görüşmelerin verimli geçtiğini belirtti.
Görüşmelerde iki ülke arasındaki bağları güçlendirme, KKTC'nin görünürlüğü ve yurt dışında daha etkin olması üzerine yürütülecek çalışmalar ve KKTC'nin temsilcilik sayısını artırma konularının ele alındığını ifade eden Çavuşoğlu, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin tek taraflı hidrokarbon çalışmaları konusunda neler yapılabileceği ve Kıbrıs sürecinin bundan sonra hangi parametrelerle ve ne üzerine müzakere edileceğini görüştüklerini anlattı.
Çavuşoğlu, geçen yıl ocak ayında Cenevre'de, temmuz ayında da Crans Montana'da düzenlenen müzakereler ve konferanslarda Rum tarafının, mevcut parametreler ile bir sonuca varmak istemediğini gösterdiğine dikkati çekerek, "Hem KKTC'de hem Rum tarafında seçimler sona erdi. Önümüzdeki süreçte bu konu hem BM hem de AB nezdinde gündeme gelecek ama her şeyden önce ne yapacağımızı kararlaştırmamız lazım. Bunun için önümüzdeki günlerde Türkiye ve KKTC olarak neler yapabileceğimizi yani ne istediğimizi, hangi yöntemle bir çözüme gidebileceğimizi değerlendireceğiz. Bir yol haritamız olacak." diye konuştu.
"Bu hak garanti altına alınmalıdır"
Rum tarafının ayrıca tek taraflı hidrokarbon sondaj ve araştırma çalışmalarını durdurması gerektiğini vurgulayan Çavuşoğlu, "KKTC ve Türk halkının ada etrafındaki rezervlerde hakkı vardır ve bu hak garanti altına alınmalıdır. Bu konudaki mesajlarımızı BM, AB ve Kıbrıs'la ilgilenen tüm ilgili kurum ve ülkelere ilettik. Rum tarafının tek taraflı bu tür çalışmalarına izin veremeyeceğimizi de güçlü bir şekilde bir kere daha vurgulamak isteriz." diye konuştu.
Türkiye'nin garantör ülke olarak KKTC ve Kıbrıs Türk halkının haklarını korumakla mükellef olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, "Rum tarafının yine seçimlerden sonra 'sıfır asker sıfır garanti' yaklaşımı ham hayalden bile ötedir. Crans Montana'da da bu hayallerden, bu rüyalardan artık vazgeçmelerini, uyanmalarını tavsiye etmiştik ama gördüğümüz kadarıyla henüz bu rüyadan uyanmamışlar. Dolayısıyla böyle ham hayaller peşinden koşmak yerine adadaki gerçekleri daha iyi idrak etmelerini tavsiye ederiz." ifadelerini kullandı.
Afrin açıklaması
Çavuşoğlu, Zeytin Dalı Harekatı ile ilgili bazı ülkelerden gelen açıklamalarla ilgili soruya cevap verirken Afrin'de ciddi bir yıkım olmadığını, Doğu Guta, Rakka ya da Musul'da olduğu gibi bombalama olmadığını, dikkatli ve titiz bir operasyon yürütüldüğünü vurguladı.
Sivillerin zarar görmemesi için özenli davranıldığını belirten Çavuşoğlu, Afrin'deki sivillerin Türk askerinin orada olmasından çok mutlu olduğunu ifade etti.
Sadece ABD'nin değil, bazı ülkelerin bundan neden rahatsız olduğunu soran Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"PKK lobisi Avrupa ülkelerinde ve PKK'yı destekleyen siyasetçiler var. Bunların baskısıyla bazı yöneticiler açıklama yapma zorunda hissediyor kendisini. ABD'nin durumuna gelecek olursak, neden ABD bundan rahatsız çünkü ABD, YPG ile iç içe. YPG'ye destek veriyor, YPG'den adeta medet umuyor. Bir terör örgütüyle başka bir terör örgütüyle mücadele etmek amacıyla da olsa bu kadar iç içe girersen sonra bu terör örgütünün esiri haline gelirsin. Şimdi bu terör örgütü ABD'yi tehdit ediyor. 'Sen Afrin'de bize destek olmadın. Bizi yalnız bıraktın. Bizi sattın.' Ruslara da aynı şeyi söylüyorlar. 'Dolayısıyla senle beraber olmayacağım.' Bu durumda da ABD gibi bir ülke kendini çaresiz hissederek adeta onları destekleyici açıklama yapmak durumunda kalıyor. Esasen dünyanın en önemli aktörlerinden biri olan ve bugüne kadar terörle mücadelede kendisini herkesten önde gören bir ülkenin içine düştüğü bu durum üzüntü verici."
Türkiye'nin bu konuda ABD'yi uyardığını ancak ABD yönetiminin bunu dinlemediğini dile getiren Çavuşoğlu, hangi ülkenin rahatsızlık duyduğunun Türkiye'yi ilgilendirmediğini vurguladı.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin kendisine yönelik tehdidi bertaraf ettiğine dikkati çekerek, teröristlerin yok edildiğini söyledi.
Çavuşoğlu, "Şimdi bu tür gereksiz açıklamalar yerine buraya bu şehirlerin gerçek sahibi insanları nasıl döndüreceğiz ve bu insanların buraya dönebilmesi için onlara hangi imkanları sunacağız, onların yaşam standartlarını nasıl yükseltebiliriz, neye ihtiyaçları var, insani yardım, sağlık vesaire, bunlara kafa yormamız gerekiyor." diye konuştu.
Fırat Kalkanı Harekatı bölgesine dönen 150 bin Suriyeli için bu ülkelerin yardım etmesi gerektiğini belirten Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Bir terör örgütünün arkasına kapılmışsınız, bunun arkasında gidiyorsunuz. Buralarda yağmalama veya insanlık dışı bir muamele veya diğer konularda çok hassasız. Bunlara kesinlikle müsaade etmeyiz. Zaten bizim güvenlik güçlerimizin böyle bir şey yapmadığını, yapmayacağını tüm dünya bilir. Ama burada Özgür Suriye Ordusunun da böyle bir yola tevessül etmesini beklemeyiz çünkü onları da biliyoruz. Ama kimsenin böyle bir yağmalama yapmasına da müsaade etmeyiz. Buralarda bir şikayet veya bir talep gelirse bunları titizlikle inceleriz."
Zeytin Dalı Harekatının başından beri kara propaganda yapıldığını vurgulayan Çavuşoğlu, sivillerin öldürüldüğü, kimyasal silah kullanıldığı iddialarının doğru olmadığının görüldüğünü söyledi.
Şimdi yağmalama gibi kara propaganda iddialarının başladığını kaydeden Çavuşoğlu, Türkiye'nin bunlara izin vermeyeceğini bildirdi.
Çavuşoğlu, Menbiç konusundaki bir soru üzerine ise ABD ile Türkiye arasında ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'ın Ankara ziyareti sırasında bir anlayışa varıldığını hatırlattı.
Çavuşoğlu, "Oluşturmaya çalıştığımız yol haritasına göre, dün gitseydik mutabakata bağlayacağımız yol haritasına göre, YPG/PKK Menbiç'ten çıkacak ve bu terör örgütünün buradan çıkmasına ABD ve Türkiye birlikte nezaret edecek. Biz ABD'ye 'siz buradan çıkın gidin' demedik. 2016’dan bu yana YPG/PKK’nın buradan çıkacağına dair bize sözleri var. Çıktı mı? Çıkmadı. Bu ne demek? ABD sözünde durmadı." ifadesini kullandı.
Tillerson'ın ziyaretinde ABD'nin sözünü tutabilmesi için birlikte çalışma konusunda bir mutabakat sağladıklarını anımsatan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Bu yol haritasını biz onaylarsak ve uygulamaya başlarsak takvime bağlı somut adımlarla, artık oyalama ve boş vaatler olmadan, her şey bizim nezaretimizde olacak. Ne olup ne bittiğini birlikte göreceğiz. Sadece Menbiç'le ilgili değil, Suriye'nin tamamıyla ilgili. Yani bugün YPG'nin kontrol ettiği tüm bölgelerle ilgilidir bu yapacağımız çalışma. Terör örgütlerinin bu şehirleri kontrol altında tutmasına izin vermememiz lazım. Bunun insani ve demografik boyutları var. İnsanlık suçu işleniyor, etnik temizlik yapılıyor, gayrimenkuller ellerinden alınıyor. Buna benzer çok olumsuzluklar ve Suriye'nin sınır bütünlüğü, toprak bütünlüğü tehlikeye giriyor."
Çavuşoğlu, tam bu süreçte Tillerson'ın görevi bıraktığını hatırlattı ve bugün de kendisiyle telefon görüşmesi yapacağını ve teşekkür edeceğini söyledi.
Tillerson'ın yerine atanan Mike Pompeo ile ne zaman görüşeceği sorusunu yanıtlayan Çavuşoğlu, "Kendisiyle göreve başladıktan sonra görüşeceğiz. Biliyorsunuz ABD'de Kongreden onay süreci var. Göreve başladığı zaman kendisini tebrik ederiz ve kaldığımız yerden çalışmalarımızı sürdürürüz. Kendisinde ve ABD’de aynı anlayışın olması gerekiyor." dedi.
Müsteşar Yalçın ABD'ye gidecek
Bakan Çavuşoğlu, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Ümit Yalçın'ın gelecek günlerde ABD'ye gideceğini belirterek, şunları kaydetti:
"Görev değişikliğinden dolayı Tillerson yetkilerini, henüz kendisi resmen ayrılmasa bile yardımcısına devretti. Dolayısıyla daha önce çalışma gruplarımız bir araya geldi, güzel bir çalışma yaptı. Bu arayı soğutmamak lazım. Şimdi görevi vekaleten yürüten kişiyle müsteşarımız gidip görüşecek. Çalışma grubunda taslak olarak hazırladığımız yol haritasının uygulanmasıyla ilgili hangi adımlar atmamız gerekiyor, eksik kalan yerler varsa bunları görüşecekler. Müsteşarımız Ümit Bey önümüzdeki günlerde bu amaçla onların da davetiyle ABD'ye gidecek."
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, baş başa ve heyetler arası görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
KKTC'de kurulan yeni hükümette Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanlığı görevine gelen Özersay'ı ağırlamaktan duyduğu mutluluğu dile getiren Çavuşoğlu, hem baş başa hem de heyetler arası görüşmelerin verimli geçtiğini belirtti.
Görüşmelerde iki ülke arasındaki bağları güçlendirme, KKTC'nin görünürlüğü ve yurt dışında daha etkin olması üzerine yürütülecek çalışmalar ve KKTC'nin temsilcilik sayısını artırma konularının ele alındığını ifade eden Çavuşoğlu, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin tek taraflı hidrokarbon çalışmaları konusunda neler yapılabileceği ve Kıbrıs sürecinin bundan sonra hangi parametrelerle ve ne üzerine müzakere edileceğini görüştüklerini anlattı.
Çavuşoğlu, geçen yıl ocak ayında Cenevre'de, temmuz ayında da Crans Montana'da düzenlenen müzakereler ve konferanslarda Rum tarafının, mevcut parametreler ile bir sonuca varmak istemediğini gösterdiğine dikkati çekerek, "Hem KKTC'de hem Rum tarafında seçimler sona erdi. Önümüzdeki süreçte bu konu hem BM hem de AB nezdinde gündeme gelecek ama her şeyden önce ne yapacağımızı kararlaştırmamız lazım. Bunun için önümüzdeki günlerde Türkiye ve KKTC olarak neler yapabileceğimizi yani ne istediğimizi, hangi yöntemle bir çözüme gidebileceğimizi değerlendireceğiz. Bir yol haritamız olacak." diye konuştu.
"Bu hak garanti altına alınmalıdır"
Rum tarafının ayrıca tek taraflı hidrokarbon sondaj ve araştırma çalışmalarını durdurması gerektiğini vurgulayan Çavuşoğlu, "KKTC ve Türk halkının ada etrafındaki rezervlerde hakkı vardır ve bu hak garanti altına alınmalıdır. Bu konudaki mesajlarımızı BM, AB ve Kıbrıs'la ilgilenen tüm ilgili kurum ve ülkelere ilettik. Rum tarafının tek taraflı bu tür çalışmalarına izin veremeyeceğimizi de güçlü bir şekilde bir kere daha vurgulamak isteriz." diye konuştu.
Türkiye'nin garantör ülke olarak KKTC ve Kıbrıs Türk halkının haklarını korumakla mükellef olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, "Rum tarafının yine seçimlerden sonra 'sıfır asker sıfır garanti' yaklaşımı ham hayalden bile ötedir. Crans Montana'da da bu hayallerden, bu rüyalardan artık vazgeçmelerini, uyanmalarını tavsiye etmiştik ama gördüğümüz kadarıyla henüz bu rüyadan uyanmamışlar. Dolayısıyla böyle ham hayaller peşinden koşmak yerine adadaki gerçekleri daha iyi idrak etmelerini tavsiye ederiz." ifadelerini kullandı.
Afrin açıklaması
Çavuşoğlu, Zeytin Dalı Harekatı ile ilgili bazı ülkelerden gelen açıklamalarla ilgili soruya cevap verirken Afrin'de ciddi bir yıkım olmadığını, Doğu Guta, Rakka ya da Musul'da olduğu gibi bombalama olmadığını, dikkatli ve titiz bir operasyon yürütüldüğünü vurguladı.
Sivillerin zarar görmemesi için özenli davranıldığını belirten Çavuşoğlu, Afrin'deki sivillerin Türk askerinin orada olmasından çok mutlu olduğunu ifade etti.
Sadece ABD'nin değil, bazı ülkelerin bundan neden rahatsız olduğunu soran Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"PKK lobisi Avrupa ülkelerinde ve PKK'yı destekleyen siyasetçiler var. Bunların baskısıyla bazı yöneticiler açıklama yapma zorunda hissediyor kendisini. ABD'nin durumuna gelecek olursak, neden ABD bundan rahatsız çünkü ABD, YPG ile iç içe. YPG'ye destek veriyor, YPG'den adeta medet umuyor. Bir terör örgütüyle başka bir terör örgütüyle mücadele etmek amacıyla da olsa bu kadar iç içe girersen sonra bu terör örgütünün esiri haline gelirsin. Şimdi bu terör örgütü ABD'yi tehdit ediyor. 'Sen Afrin'de bize destek olmadın. Bizi yalnız bıraktın. Bizi sattın.' Ruslara da aynı şeyi söylüyorlar. 'Dolayısıyla senle beraber olmayacağım.' Bu durumda da ABD gibi bir ülke kendini çaresiz hissederek adeta onları destekleyici açıklama yapmak durumunda kalıyor. Esasen dünyanın en önemli aktörlerinden biri olan ve bugüne kadar terörle mücadelede kendisini herkesten önde gören bir ülkenin içine düştüğü bu durum üzüntü verici."
Türkiye'nin bu konuda ABD'yi uyardığını ancak ABD yönetiminin bunu dinlemediğini dile getiren Çavuşoğlu, hangi ülkenin rahatsızlık duyduğunun Türkiye'yi ilgilendirmediğini vurguladı.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin kendisine yönelik tehdidi bertaraf ettiğine dikkati çekerek, teröristlerin yok edildiğini söyledi.
Çavuşoğlu, "Şimdi bu tür gereksiz açıklamalar yerine buraya bu şehirlerin gerçek sahibi insanları nasıl döndüreceğiz ve bu insanların buraya dönebilmesi için onlara hangi imkanları sunacağız, onların yaşam standartlarını nasıl yükseltebiliriz, neye ihtiyaçları var, insani yardım, sağlık vesaire, bunlara kafa yormamız gerekiyor." diye konuştu.
Fırat Kalkanı Harekatı bölgesine dönen 150 bin Suriyeli için bu ülkelerin yardım etmesi gerektiğini belirten Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Bir terör örgütünün arkasına kapılmışsınız, bunun arkasında gidiyorsunuz. Buralarda yağmalama veya insanlık dışı bir muamele veya diğer konularda çok hassasız. Bunlara kesinlikle müsaade etmeyiz. Zaten bizim güvenlik güçlerimizin böyle bir şey yapmadığını, yapmayacağını tüm dünya bilir. Ama burada Özgür Suriye Ordusunun da böyle bir yola tevessül etmesini beklemeyiz çünkü onları da biliyoruz. Ama kimsenin böyle bir yağmalama yapmasına da müsaade etmeyiz. Buralarda bir şikayet veya bir talep gelirse bunları titizlikle inceleriz."
Zeytin Dalı Harekatının başından beri kara propaganda yapıldığını vurgulayan Çavuşoğlu, sivillerin öldürüldüğü, kimyasal silah kullanıldığı iddialarının doğru olmadığının görüldüğünü söyledi.
Şimdi yağmalama gibi kara propaganda iddialarının başladığını kaydeden Çavuşoğlu, Türkiye'nin bunlara izin vermeyeceğini bildirdi.
Çavuşoğlu, Menbiç konusundaki bir soru üzerine ise ABD ile Türkiye arasında ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'ın Ankara ziyareti sırasında bir anlayışa varıldığını hatırlattı.
Çavuşoğlu, "Oluşturmaya çalıştığımız yol haritasına göre, dün gitseydik mutabakata bağlayacağımız yol haritasına göre, YPG/PKK Menbiç'ten çıkacak ve bu terör örgütünün buradan çıkmasına ABD ve Türkiye birlikte nezaret edecek. Biz ABD'ye 'siz buradan çıkın gidin' demedik. 2016’dan bu yana YPG/PKK’nın buradan çıkacağına dair bize sözleri var. Çıktı mı? Çıkmadı. Bu ne demek? ABD sözünde durmadı." ifadesini kullandı.
Tillerson'ın ziyaretinde ABD'nin sözünü tutabilmesi için birlikte çalışma konusunda bir mutabakat sağladıklarını anımsatan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Bu yol haritasını biz onaylarsak ve uygulamaya başlarsak takvime bağlı somut adımlarla, artık oyalama ve boş vaatler olmadan, her şey bizim nezaretimizde olacak. Ne olup ne bittiğini birlikte göreceğiz. Sadece Menbiç'le ilgili değil, Suriye'nin tamamıyla ilgili. Yani bugün YPG'nin kontrol ettiği tüm bölgelerle ilgilidir bu yapacağımız çalışma. Terör örgütlerinin bu şehirleri kontrol altında tutmasına izin vermememiz lazım. Bunun insani ve demografik boyutları var. İnsanlık suçu işleniyor, etnik temizlik yapılıyor, gayrimenkuller ellerinden alınıyor. Buna benzer çok olumsuzluklar ve Suriye'nin sınır bütünlüğü, toprak bütünlüğü tehlikeye giriyor."
Çavuşoğlu, tam bu süreçte Tillerson'ın görevi bıraktığını hatırlattı ve bugün de kendisiyle telefon görüşmesi yapacağını ve teşekkür edeceğini söyledi.
Tillerson'ın yerine atanan Mike Pompeo ile ne zaman görüşeceği sorusunu yanıtlayan Çavuşoğlu, "Kendisiyle göreve başladıktan sonra görüşeceğiz. Biliyorsunuz ABD'de Kongreden onay süreci var. Göreve başladığı zaman kendisini tebrik ederiz ve kaldığımız yerden çalışmalarımızı sürdürürüz. Kendisinde ve ABD’de aynı anlayışın olması gerekiyor." dedi.
Müsteşar Yalçın ABD'ye gidecek
Bakan Çavuşoğlu, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Ümit Yalçın'ın gelecek günlerde ABD'ye gideceğini belirterek, şunları kaydetti:
"Görev değişikliğinden dolayı Tillerson yetkilerini, henüz kendisi resmen ayrılmasa bile yardımcısına devretti. Dolayısıyla daha önce çalışma gruplarımız bir araya geldi, güzel bir çalışma yaptı. Bu arayı soğutmamak lazım. Şimdi görevi vekaleten yürüten kişiyle müsteşarımız gidip görüşecek. Çalışma grubunda taslak olarak hazırladığımız yol haritasının uygulanmasıyla ilgili hangi adımlar atmamız gerekiyor, eksik kalan yerler varsa bunları görüşecekler. Müsteşarımız Ümit Bey önümüzdeki günlerde bu amaçla onların da davetiyle ABD'ye gidecek."