İSTANBUL (AA) - Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, gazeteciler, jandarma ve eski emniyet görevlilerinin de aralarında bulunduğu 4'ü tutuklu, 13'ü firari 76 sanığın yargılandığı davaya savcılıkça sunulan esas hakkındaki mütalaada, FETÖ mensubu olan eski kamu görevlileri Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer ve Coşgun Çakar'ın cinayetten önce bilgilerinin olduğu ancak FETÖ'nün amaçları doğrultusunda Dink cinayetinin gerçekleşmesinin bekledikleri kaydedildi.
İstanbul Cumhuriyet Savcısı tarafından davaya bakan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine sunulan mütalaada, sanık Akyürek'in Aralık 2003 ile 8 Mayıs 2006 tarihlerinde Trabzon İl Emniyet Müdürü, daha sonrada buradan tayin olduğu Emniyet İstihbarat Daire Başkanı olarak 16 Ekim 2009 tarihinde kadar görev yaptığı belirtildi.
Sanığın Trabzon İl Emniyet Müdürü olarak görev yaptığı dönemde Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı'na kendisinin gönderdiği 17 Şubat 2006 tarihli yazı ve ekindeki F/4 raporu içeriğinden "Hrant Dink'in Yasin Hayal tarafından ne pahasına olursa olsun öldürüleceği" bilgisine sahip olmasına rağmen, açık ve yakın tehlike altında bulunan Hrant Dink'in yaşam hakkına korumak için kanundan kaynaklanan yükümlülüğünü yerine getirmeyerek, Hrant Dink cinayetini işleyecek gruba karşı operasyonel faaliyet yaptırmadığı anlatılan mütalaada, hatta Trabzon İl Emniyet Müdürü olarak görev yaptığı dönemde 17.11.2004 tarihinde Erhan Tuncel'i yardımcı istihbarat elemanı yaptırdığı ancak Hrant Dink cinayetinden kısa bir süre önce 17.11.2006 tarihinde Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü tarafından yardımcı istihbarat elemanlığından çıkarılmasına ilişkin talebini İstihbarat Daire Başkanı olarak onayladığı kaydedildi.
"İstanbul Emniyet Müdürü Cerrah'a bilgi vermedi"Mütalaada, Hrant Dink'in yaşadığı İstanbul'a gerekli bilgileri ulaştırmayarak şahsın korunmasının da önüne geçtiği, sanık Akyürek eylemlerini bununla da sınırlı tutmayıp cinayet sonrası sanık Muhittin Zenit üzerinden cinayete ilişkin ayrıntılı bilgiler edinmesine rağmen; o dönem İstanbul İl Emniyet Müdürü olan sanık Celalettin Cerrah'ın failler hakkında kendisinden bilgi sorduğunda konuya ilişkin bilgisi olmadığını beyan ederek faillerin kimliğinin belirlenmesi, yakalanması ve sağlıklı bir soruşturma yapılmasını engellediği ifade edildi.
Sanığın cinayete ilişkin bilgilerini diğer birimlerle paylaşmadığı gibi 19 Ocak 2007 tarihinde İstihbarat Daire Başkanlığı'na ait İDP Programında Yasin Hayal tarafından Hrant Dink'e karşı eylem yapılacağı bilgisini içeren Hrant Dink sorgu sayfasını kapattırdığı kaydedilen mütalaada, Dink cinayeti ile ilgili mülkiye müfettişlerince yapılan soruşturma sırasında, Yasin Hayal'e ait telefon numarası üzerinden teknik araştırma yapılmasına rağmen, sanık Ramazan Akyürek tarafından müfettişlere gönderilen 6 Mart 2008 tarihli yazı ile "Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü'nün 17 Şubat 2006 tarihli yazısında belirtilen Yasin Hayal'in kullandığı 0538... nolu telefon hattında 12 Şubat 2006 tarihi ile cinayetin işlendiği 19 Ocak 2007 tarihleri arasında İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü tarafından herhangi bir teknik çalışma yapılmadığı ekteki log kayıtlarından anlaşılmaktadır" bilgisini vererek muhtevi yazı itibarıyla sahte resmi belge düzenlediğinin altı çizildi.
"İstihbarat Daire Başkanlığı'nda yok etti ama Trabzon'da arşivde çıktı"Mütalaada, bilirkişiler Levent Yarımel ve Durmuş Demirbaş tarafından İstihbarat Daire Başkanlığına hitaben düzenlenen 16 Şubat 2008 tarihli yazıdaki istenen bilgi ve belgeleri karşılamadığı gibi 16 Şubat 2008 tarihi itibariyle Hrant Dink cinayetinin faillerinin bulunması, cinayetin çözümü noktasında çok önemli talepleri içeren 16 Şubat 2008 tarihli elden teslim alınan belgeyi İstihbarat Daire Başkanlığı kayıtlarında yok ettiği belirtilerek, yok edilen 16 Şubat 2008 tarihli belgenin bir suretinin yürütülen soruşturma kapsamında Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü arşivinde bulunduğu belirtildi.
Cinayet üzerinden FETÖ'nün bir planı da mütalaada şöyle anlatıldı:
"Sanık Ramazan Akyürek'in Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü ve İstihbarat Daire Başkanlığındaki bir kısım kamu görevlilerinin Hrant Dink cinayetindeki sorumluluklarını örtmek, cinayetin sorumluluğunu İstanbul Emniyet Müdürlüğünün üzerine yıkarak FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü mensubu polislerin İstanbul Emniyeti içinde yapılanmalarını sağlayarak planlanan Ergenekon ve devamı operasyonları başlatabilmek için mülkiye başmüfettişi sanık Şükrü Yıldız ile birlikte hareket ettiği, bilirkişi Levent Yarımel'e cinayetin çözümü konusunda istenen Erhan Tuncel ile yapılan buluşmalara konu F/3 ve F/4 raporlarını ile log kayıtlarını vermemiştir."
"Cinayet davasına bakan başkanı örgüt üyesi iddiasıyla dinleyerek davanın seyrini takip ettiler"Sanık Ramazan Akyürek'in İstihbarat Daire Başkanlığı görevini yürüttüğü 1 Ağustos 2008 tarihinde, Hrant Dink yargılamasını yürüten Mahkeme Başkanı Hakim Erkan Çanak hakkında "Selman Büyükburç" sahte ismi ile İBDA/C Terör Örgütü Üyesi olduğu gerekçesi ile Erkan Çanak adına kayıtlı 0506... nolu telefonun dinlenmesine dönük Ankara Ağır Ceza Mahkemesinden karar çıkarttığı anlatılan mütalaada, Hrant Dink yargılamasını yürüten Mahkeme Başkanı Erkan Çanak'ı ve yargılamayı kontrol altına almaya çalıştığı, sanık Ramazan Akyürek adına düzenlenen sanık Coşgun Çakar imzalı dinleme talebinin ekinde yer alan iletişime müdahale talep formunun gün hanesi yazılmadan Ağustos 2008 tarihi itibariyle Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı TEKOP Şube Müdürü sanık Yunus Yazar tarafından düzenlendiği, daha sonra sanık Ramazan Akyürek'in bilgisi ve talimatı doğrultusunda sanıklar Coşkun Çakar ve Yunus Yazar tarafından Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı TEKOP Şube Müdürlüğü arşivinden çıkarılarak yok edildiği vurgulandı.
2014 ve 2015 yıllarında iki kez ifadesi alınan Ogün Samast'ın beyanlarında; "Erhan Tuncel'i, Yasin Hayal'i cinayetten 6 gün önce Ramazan Akyürek ve Fuat müdür arkamızda, hatta İstanbul Emniyet Amiri bile, sırtımız sağlam dediğini duyduğu, bu konuyu Yasin Hayal'e daha sonra sorduğunda Yasin Hayal'in kendisine aynı şeyleri söyleyerek sırtımız sağlam dediğini, cinayeti işlemek amacıyla Trabzon'dan İstanbul'a geleceği gün Yasin Hayal'in kendisine "Trabzon'da yakalanmayacaksın, seni Samsun'da alacaklar yoksa Ramazan müdür açığa çıkar" dediği anlatılan mütalaada, FETÖ'nün cinayete ilişkin planları şu şekilde anlatıldı:
"Yapılması planlanan Ergenekon ve devamında yapılacak operasyonların önünde engel olarak görülen ve bu operasyonların merkezi olarak düşünülen İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne Ali Fuat Yılmazer'in atanmasını sağlamak için İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler'in, Hrant Dink cinayetinden 6 gün önce Ankara'ya istihbarat Daire Başkanlığı'na çağırılarak kendisinden İstanbul'u terk etmesi istenmiş. Ahmet İlhan Güler ve Celalettin Cerrah'ın direnmesi nedeniyle amaç bu aşamada gerçekleşememiş ise de Hrant Dink cinayetinden sonra, sanık Ahmet İlhan Güler, 15 Şubat 2006 tarih ve 09 Nolu F/4 raporunun 17 Şubat 2006 tarihli üst yazısına, F/4 raporundaki kesin öldürme bilgisi İstanbul'la paylaşılmış gibi düşülen şerh ve Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü'nden gereği için İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne gönderilen eksik istihbarat bilgisi içeren 17 Şubat 2006 tarihli yazının etkisiyle, Dink cinayetinin önlenmesi konusunda kusurlu ve sorumlu bulunarak yürütülen idari soruşturma sırasında Mülkiye Müfettişlerinin talebi üzerine açığa alınmış yaklaşık 1 ay kadar sonra sanık Ali Fuat Yılmazer'in İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne ataması yapılarak FETÖ'nün İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde yapılanması sağlanmıştır."
"Evrakları ve raporları yok etmişler"Mütalaada, sanık Akyürek hakkında örgüt içerisinde "A5" (FETÖ/PDY terör örgütü ve liderine mensubiyeti, teslimiyeti, sadakati ve bağlılığı en üst seviyede olan kişi) olduğu tespit edildiği, Bylock kullanıcısı olduğu vurgulanarak, "Sanık Ramazan Akyürek, Erhan Tuncel'in yardımcı istihbarat elemanı olarak angaje edildiği tarihten, Hrant Dink cinayetinin gerçekleştiği 19 ocak 2007 tarihine kadar Yasin Hayal'in elebaşı olduğu suç örgütünce geliştirilen Dink cinayeti tasarısı ve cinayeti işleyecek tetikçiler hakkında bilgi sahibi olan kamu görevlisi olduğu ancak yöneticisi olduğu FETÖ'nün amaçları doğrultusunda; Ergenekon Balyoz gibi soruşturmaları başlatmayı amaç edinen örgütün bu anaçla, amaç suçun gerçekleştirilmesi için Dink cinayetinin araç suç niteliğinde olduğu ve sanıklar Ali Fuat Yılmazer ve Coşgun Çakar ile cinayetin gerçekleşmesinin bekledikleri" kaydedildi.
Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğünde yazışmaların ve medya dosyalarının bulunduğu "Acer" Marka terminal ile "Dell" marka TİZ sunucunun arızalandığı gerekçesi arıza formu tanzim edilerek, 2 Şubat 2007 tarihinde resmi yazı ile İstihbarat Daire Başkanlığı'na gönderildiği anlatılan mütalaada, 26 Şubat 2007 tarihinde yeni sunucunun Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne getirilerek kullanıma alınmadığı, Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü resmi yazışma ve medya dosyalarını (Hrant DİNK cinayeti tasarısına dair kayda alınmış tüm işlemlerin de) bulunduğu sunucunun İstihabarat Daire Başkanlığına teslimine ve sunucunun tamirine ilişkin bir evrakın bulunamadığı belirtilerek, sanıklar bu şekilde ayrıntıları iddianamede ve dosya içeriğinde mevcut Emniyet Genel Müdürlüğü'ne gönderilmeyen bir kısım raporları yok ettikleri ifade edildi.
Mütalaada, sanık Ramazan Akyürek'in Dink'in öldürüleceğine ilişkin bilgileri hem Trabzon İl Emniyet Müdürü olduğu dönemde hem de Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı olduğu dönemde bilmesine karşın, FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü'nün amaçları doğrultusunda cinayetin işlenmesine mani olmadığı vurgulanarak, diğer kurumları haberdar etmediği ve Dink'in can güvenliği için harekete geçirmediği, bu amaçla cinayet sonrasında müşterek kurumlara ve kurumların yöneticilerine bilgi paylaşımı ve aktarımı yapmayarak, FETÖ'nün amaçları doğrultusunda "Tasarlayarak bir kişiyi ( Hrant Dink ) Kasten Öldürmeye İştirak", "Resmi Belgede Sahtecilik", "Resmi Belgenin Yok Edilmesi ve Gizlenmesi", ve "Görevi Kötüye Kullanma" suçlarını işlediği belirtildi.
Muhabir: Muhammed Enes Can