Genel

'Dink cinayeti Gülen'in başka düzen getirmek için başlangıç eylemi'

Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin açılan ve cinayetin FETÖ ile bağlantısını ortaya çıkaran 3. iddianamede, "Dink cinayetinin, Gülen'in sapkın dini inançları referans alınarak başka bir düzen getirmek için başlangıç eylemi olduğu" belirtildi.

'Dink cinayeti Gülen'in başka düzen getirmek için başlangıç eylemi'
25-04-2017 14:55

İSTANBUL (AA) - Hrant Dink cinayeti soruşturması kapsamında, aralarında Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşısı Fetullah Gülen ve eski savcı Zekeriya Öz, gazeteciler ve jandarma görevlilerinin de bulunduğu 51 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamede, FETÖ/PDY tarafından 15 Temmuz 2016'da gerçekleştirilen darbe teşebbüsüne giden süreçte, Hrant Dink cinayeti, cinayetin terör örgütü açısından önemi, etkileri ve sonuçları irdelendi.

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni iken 19 Ocak 2007'de gerçekleştirilen silahlı saldırıyla Hrant Dink'in öldürülmesinin, FETÖ'nün şiddet içeren bir başlangıç eylemi olduğu vurgulanan iddianamede, şunlar kaydedildi:

"Anayasa dışı bir güç merkezi olarak kamu kurum ve kuruluşlarında, Fethullah Gülen cemaati adı altında FETÖ/PDY silahlı terör örgütü olarak örgütlenen yapının, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni silah zoruyla cebir ve şiddet kullanarak ortadan kaldırıp yerine, CIA gibi yabancı devlet istihbaratı kontrolünde bulunan, meczup silahlı terör örgütü lideri Fetullah Gülen'in sapkın dini inançları referans alınarak başka bir düzen getirmek olduğu anlaşılmıştır. Dink'i öldürülmesi, yasama, yürütme, yargı ve diğer tüm devlet kurumlarını, silahlı kuvvetler ve emniyet teşkilatını denetimlerine almak için FETÖ/PDY'nin şiddet içeren bir başlangıç eylemidir."

Hrant Dink cinayeti eylemini gerçekleştiren bazı kamu görevlilerinin, eylemi başından sonuna kadar planlayıp icrasının yolunu açtıkları, denetlendikleri ve cinayetin işlenmesine nezaret ettikleri belirtilen iddianamede, "Bu kamu görevlilerinin eylemi gerçekleştirecek potansiyel şüphelileri ve eylemi gerçekleştirenleri eylem öncesi bildikleri halde, FETÖ/PDY'nin amaçları doğrultusunda Dink’in öldürülmesi eylemini engellemedikleri, aksine suça iştirak ettikleri, cinayet sonrasında örgütün amaçları ve hedefleri doğrultusunda kamuoyu algısı oluşturmak için tetikçi Ogün Samast'ın elinde Türk bayrağı olduğu halde fotoğraf ve görüntülerini alarak medyadaki tetikçileri aracılığıyla yayınladıkları tespit edilmiştir." ifadesi yer buldu.

"Dink cinayetinin Gülen'in onayı dışında gerçekleştiğinin kabulü mümkün değil"

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki davada sanıklar Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer ve Coşgun Çakar'ın FETÖ/PDY yöneticileri, İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürlüğü ile Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğünde görevli bazı kamu personelinin örgüt üyesi olarak nitelendirildikleri anlatılan iddianamede, Ramazan Akyürek'in de aralarında bulunduğu 25 sanığın FETÖ/PDY'nin şifreli yazışma programı "ByLock" kullandıklarının tespit edildiği anlatıldı.

İddianamede, "Hrant Dink cinayetinin Türkiye kamuoyu ve Ermeni diasporasının etkin olduğu Avrupa ve Amerika'daki etkisi, gerçekleştirilen eylemin şiddet içeren silahlı başlangıç eylemi olması, eylemde yer alan kamu görevlilerinin sonradan ortaya çıkan örgütsel konumları ve sonucunda bürokrasi kadrolarının ele geçirilmesi nedeniyle eylemin FETÖ/PDY lideri şüpheli Fetullah Gülen'den bağımsız olarak, bilgi ve onayı dışında gerçekleştirildiğinin kabulü mümkün değildir." denildi.

"Dink cinayeti, darbe teşebbüsüne giden süreçte atılan ilk kurşun"

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca jandarma görevlileri ile ilgili yürütülen soruşturmanın, bugün itibarıyla yapılan tespit ve delillere ulaşılamadığı için ayrılması yönünde karar verilmek zorunda kalındığı belirtilen iddianamede, şöyle devam edildi:

"15 Temmuz başarısız darbe kalkışması ile gelinen son noktada, şüphelilerin eylemlerini sadece, 'silahlı terör örgütü yönetici ya da üyesi olmak', 'kasten öldürmeye iştirak' olarak nitelendirmek hukuki tavsikten uzak olacaktır. 15 Temmuz başarısız darbe kalkışmasına giden süreçte, Hrant Dink cinayeti bu yolda ve bu amaç için attırılan ilk kurşun olması nedeniyle yürütülen soruşturmanın mahiyeti, niteliği ve ne kadar önemli olduğu, yabancı devlet destekli bu çete faaliyeti ile ülkemizin ve devletimizi zor duruma düşürüldüğü bugünlerde daha iyi idrak edilebilmektedir."

"Cinayet şüphelisi askerler darbe girişiminde aktif rol aldı"

Hrant Dink cinayetinin planlanması ve icrası aşamalarında aktif rol alan bazı muvazzaf asker şüphelilerin, FETÖ/PDY tarafından gerçekleştirilmeye çalışılan 15 Temmuz darbe girişiminde de aktif rol aldıklarının tespit edildiği belirtilen iddianamede, şu ifadeler yer buldu:

"15 Temmuz darbe girişimi, Hrant Dink cinayetinde sorumluluğu bulunan kamu görevlileri ile ilgili idari soruşturmaların FETÖ/PDY terör örgütü üyeliği suçundan tutuklanan mülkiye müfettişlerince silahlı terör örgütü mensuplarının korunması amacıyla Hrant Dink cinayeti ile ilgili F3, F4 ve F5 İstihbarat raporlarının gizlenerek yürütülmesi sonucunda, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü bürokrasi kadrolarının ele geçirilmesi ile başlatılabilen, sonradan kumpas oldukları tespit edilen Ergenekon ve Balyoz soruşturmaları kapsamında tutuklanan, emekliliğe sevk edilen ya da zorunlu olarak emekli olan silahlı kuvvetler mensuplarından boşalan kadroları işgal eden FETÖ/PDY terör örgütü mensubu muvazzaf asker şahıslarca anayasal düzeni cebir ve şiddet kullanarak değiştirmeye teşebbüs edilerek icra edilmiştir."

Muhabir:Murat Kaya,Muhammed Enes Can

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER