İstanbul
Terör örgütü PKK ile iltisaklı olduğu belirtilen Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğine (DİAYDER) yönelik soruşturmada İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) çalışanlarının da aralarında bulunduğu 23 sanık hakkında açılan davada mahkeme, duruşmada tanık olarak dinlenilen İBB İnanç Masası çalışanı Nilüfer Taşkın ve İBB Muhtarlık İşleri Daire Başkanı Yavuz Saltık hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunulmasına karar verdi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki davanın üçüncü duruşmasına, tutuklu 6 sanık, cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Bazı tutuksuz sanıklar da duruşmada hazır bulundu.
CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve HDP Milletvekili Hüda Kaya da izleyici olarak duruşmayı takip etti.
Duruşmada daha önce tanık olarak dinlenilmesine karar verilen 2 kişinin bilgisine başvuruldu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde (İBB) İnanç Masası çalışanı olarak görev yapan tanık Nilüfer Taşkın, İBB'de Kültür Varlıkları Daire Başkanlığına bağlı olarak çalıştığını belirterek, "İbadethanelerden gelen talepleri karşılıyoruz. Gelen yardım taleplerini ilgili birimlere yönlendiriyordum. Ekrem Baran ile görüştüm. İBB'den yardım talebi olmuş. Konuyla ilgili bilgi almak istedi. Sadece bu konuyla ilgili koordinasyonu sağladım. Kendisine bilgi aktardım. Ekrem Baran'ı o çerçevede tanıyorum. Belli bir miktarda yardım yapılabileceğine dair bilgi geldi." diye konuştu.
"Başvuran kişinin gelirinin 560 liranın altında olduğu tespit edilirse yardım yapılır"
Tanık İBB Muhtarlık İşleri Daire Başkanı Yavuz Saltık da yardım için "muhtaçlık" ve "açlık sınırı" diye iki kriterlerinin olduğunu anlatarak, "Muhtaçlık sınırı olan 560 liranın altında geliri olanlara yardım yapılıyor. Üstünde olanlara yardım yapılmaz. İBB'nin yardım kartı vardır. Bu kartın içine puan yüklenir ve bu kartla tütün, alkol ürünleri hariç anlaşmalı market veya bakkallardan alışveriş yapılır. İBB yardım amaçla sadece bu kartı verebilir." dedi.
Yardım kartından nakit para çekilemediğini ve bu kart dışında başka kartları olmadığını belirten Saltık, yardımlaşmanın sadece bu kartla yapıldığını söyledi.
Saltık, bu uygulamanın önceki dönemde başladığını dile getirerek, "Her Ramazan döneminde İBB belli miktarda ramazan kolisi için ihaleye girer. Bu resmi ihaledir. İBB'de kurumlara yardım etmek yasaktır. Bu kapsamda DİAYDER'in ya da başka bir kurumun yardım alması yasak. Ekrem Baran ile camilerde yaptığımız çalışmalarda tanıştığımız arkadaşlarımız aracılığıyla tanıştık. Bir çok inanç grubuyla bu şekilde temaslarımız oluyor. Ekrem Bey'in bizden yardım talebine ilişkin doğrudan bir görüşmemiz olmadı. Ancak etrafında yardıma muhtaç insanlar olduğunu söyleyince, yardım başvurularına ilişkin sistemin nasıl çalıştığını anlattım. İBB'den yardım talebinde bulunan vatandaşın sisteme T.C. numarasıyla başvuru yapması gerekir. T.C. numarasından sorgulama yapılarak başvuru yapan kişinin mal varlığı araştırılır. Başvuru yapan kişinin gelirinin 560 liranın altında olduğu tespit edilirse yardım yapılır."
Duruşmada dinlenilen İBB görevlisi iki tanıkla ilgili suç ihbarı
Tanık beyanlarının alınmasının ardından, sanık ve sanık avukatları söz alarak tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Savcılık görüşünden sonra ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Aydın Ayhan ve Mehmet İnan'ın adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi.
Bu duruşmada tanık olarak dinlenilen İBB İnanç Masası Sorumlusu Nilüfer Taşkın'ın sanıklardan Ekrem Baran ile sosyal yardımların yönlendirilmesi konusunda telefon görüşmesinin bulunduğunu belirten heyet, tanık Yavuz Saltık'ın da görüşmede doğrudan adı geçmese bile, sanık Ekrem Baran ile İBB'de görevli Nilüfer Taşkın ve Hatice Parlar arasındaki telefon görüşmelerinde sosyal yardımlardan sorumlu "Yavuz Bey" olarak isminin geçtiği aktarıldı.
Söz konusu şahsın Yavuz Saltık olduğuna kanaat getirildiğini ifade eden heyet, tanıklar Yavuz Saltık ve Nilüfer Taşkın hakkında gereğinin takdir ve ifası için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na ihbarda bulunulmasına oy çokluğuyla hükmetti.
Bu duruşmada hazır edilemeyen 3 gizli tanığın dinlenmesi için tekrardan usuli işlem yapılmasına karar veren heyet, tutuklu sanıklar Ali Fuat Hatip, Ekrem Baran, Hafit Tunç ve Mehmet Emin Aslan'ın tutukluluklarının devamına hükmetti.
Tüm tutuksuz sanıklar hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin devamını kararlaştıran mahkeme heyeti, duruşmayı 13 Mayıs'a erteledi.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca 9'u tutuklu 23 sanık hakkında hazırlanan 335 sayfalık iddianamede, İstanbul Şirinevler'de faaliyet gösteren DİAYDER'in, terör örgütü KCK sözleşmesinde "Azınlıklar ve İnanç Grupları Komitesi" adı altında örgütlenen ve terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ın telkin ve yönlendirmeleriyle alternatif sözde "Kürt Diyanet İşleri" olarak kurulduğu belirtiliyor.
DİAYDER'in terör örgütü KCK sistematiği doğrultusunda kurularak faaliyet yürüttüğü belirtilen iddianamede, derneğin kullandığı internet sitesindeki örgütsel ögeler, Kürt sorununa ilişkin düzenlenen anket çalışmasının örgütsel temeli, üyelerin 2013'ten bugüne yaptıkları basın açıklamaları, katıldıkları eylemler ve örgütsel beyanlarının terör örgütü PKK perspektifine uyduğu ifade ediliyor.
- Derneğin İBB'deki işe alımlarda referans olduğu iddiası
İddianamede, derneğin örgütün kırsal alanında faaliyet yürüten ya da faaliyet sırasında etkisiz hale getirilen kişilerin ailelerinin örgüte bağlılığının artması ve kopmaması adına kamu kurum ve kuruluşlarından elde edilen yardım kartlarının sistemli bir şekilde şahıslara ulaştırıldığı kaydediliyor.
Sanıklardan Mehmet İnan'ın iddianamede yer alan ifadesinde, İBB'de gassal olarak işe alınmasında DİAYDER yöneticilerinin referans olduğunu ve kendisiyle birlikte bazı kişilerin de dernek öncülüğünde işe alındığını söylediği aktarılıyor.
İddianamede, Mehmet İnan'ın, bu kişilerle belediyeye ilk girdiklerinde maaşlarından bir kısmını DİAYDER'e vereceklerini söylediklerini, ancak sonrasında bu kişilerin derneğe para verip vermediklerini bilmediğini anlattığına yer veriliyor.
İBB İstanbul Personel Yönetim AŞ (İSPER) bünyesinde 24 Kasım 2019 itibarıyla gassal olarak çalışan Mehmet İnan'ın aldığı 4 bin lira maaşın bin lirasını DİAYDER'e verdiği kaydedilen iddianamede, benzer şekilde DİAYDER tarafından belediyelerde işe sokulan üyelerin maaşlarının bir kısmını derneğe aktardıkları belirtiliyor.
İddianamede, bu kapsamda, PKK'ya aktarılmak ve KCK yapılanması çerçevesinde gerçekleştirilen örgütsel faaliyetlerde kullanılmak üzere "Mali Kampanya" adı altında, belediyelerde çalışan personelin maaşlarının bir kısmının aktarıldığı anlatılıyor.
Görüşme içeriklerinde, ramazan ayı nedeniyle İBB tarafından DİAYDER'e verilen alışveriş kartlarının sanık Ekrem Baran tarafından dağıtılması maksadıyla Avrupa ve Anadolu yakalarında ikamet eden dernek üyesi melelere verilmesi hususunun yer aldığı ifade edilen iddianamede, söz konusu kartların dağıtılacağı kişiler arasında "Değer Aileleri"nin de bulunduğu aktarılıyor.
"Derneğe İBB'nin market yardım kartları dağıtıldı"
İddianamede, teknik takip sonucu, İBB tarafından derneğe verilen market yardım kartlarının örgüt sempatizanlarınca ailelere dağıtıldığının tespit edildiği belirtilerek, dernek tarafından, örgütün kırsal alanında faaliyet yürüten ya da etkisiz hale getirilen kişilerin ailelerinin örgüte bağlılığının artması ve kopmaması adına, kamu kurum ve kuruluşlardan elde edilen yardım kartlarının sistemli bir şekilde şahıslara ulaştırıldığı belirtiliyor.
İddianamede, 10'u tutuklu 23 sanığın "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım etme" ve "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 3,5 ile 15'er yıl arasında değişen oranlarda hapisle cezalandırılması isteniyor.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com