İstanbul
DASK'ın, Türkiye'de depreme dayanıklı bina bilincini arttırmak amacıyla bu yıl 6'ncı kez düzenlediği "Depreme Dayanıklı Bina Tasarımı Yarışması"nın finali, Osmanlı Arşivleri'nde gerçekleştirildi.
Ön elemeleri geçen 21 takımın final heyecanı yaşadığı yarışmada, bina maketleri depremi simüle eden sarsma masasında test edildi.
"Teoriden bilgiye, bilgiden tasarıma" sloganıyla düzenlenen yarışmada, mimarlık ile inşaat mühendisliği öğrencilerinden oluşan takımlar tarafından hazırlanan ve testi yıkılmadan tamamlayan maketler, jüri üyeleri tarafından ekonomik ve estetik kriterlere göre değerlendirildi.
Yarışmanın yarın gerçekleştirilecek ödül töreninde, birinci olacak takıma para ödülünün yanı sıra üniversitelerine laboratuvar malzemesi temini için 50 bin lira verilecek. Yarışmada, ilk üçe girmeye hak kazanan takımlara da para ödülü verilirken, altı ayrı özel ödül de sahiplerini bulacak.
"Milli bütçemizin yaklaşık yüzde 1'ini deprem hasarları nedeniyle kaybediyoruz"
Testlerin ardından düzenlenen törende konuşan Prof. Dr. Mustafa Erdik, harcanan bu emeğin Türkiye'de depremle baş edebilme olgusunun gelişmesine yardımcı olduğunu söyledi.
Deprem gibi yıkıcı bir doğal afete hazırlıklı olmanın önemine değinen Erdik, "Her yıl ortalama milli bütçemizin yaklaşık yüzde 1'ini deprem hasarları nedeniyle kaybediyoruz. Deprem zararlarını azaltmanın en önemli üç kuralı, mevcut deprem riskini arttırmamak yani her türlü yapıyı, altyapıyı deprem şartlarına uygun yapmak. Bu da deprem güçlendirme programları ve deprem odaklı kentsel dönüşümle gerçekleşiyor." dedi.
İnşaat mühendisliği ve mimarlık öğrencilerinin okullarında depreme dayanıklı tasarım konusunda bilgilerle donatıldığını kaydeden Erdik, depreme dayanıklı bina yarışmasının en kıymetli kazanımlarından birinin, teorik bilginin pratiğe yansıması olduğunu dile getirdi.
"İzmir depreminde DASK tarihinin en büyük hasar ödemesini yaptık"
Son yıllarda Türkiye'de yaşanan depremlerin vatandaşlara önlem almanın önemini hatırlattığını ifade eden Türk Reasürans Genel Müdürü Selva Eren ise DASK'ın hasar ödeme kapasitesini 25 milyar liradan 46 milyar liraya yükselttiklerini söyledi.
Kurumun deprem rezervini oluşturan fonların büyüklüğünü 11,5 milyar liradan 17 milyar liraya çıkardıklarını dile getiren Eren, "İzmir depreminde 450 milyon lira gibi, DASK tarihinin en büyük hasar ödemesini yaptık. Bu süreçte ülkemizdeki 20 milyonu aşkın konutun 10,7 milyonu, zorunlu deprem sigortası güvenceli hale geldi." ifadelerini kullandı.
Depremin, Türkiye'nin gerçeği olduğunu kaydeden DASK Yönetim Kurulu Başkanı Mete Güler de, ülkenin büyük bir bölümünde deprem riski olduğunu dile getirdi.
Deprem riskine karşı finansal güvence sunan DASK'ın kuruluşundan bu yana 22 yıllık sürede yaklaşık 11 milyon konuta zorunlu deprem sigortası yapıldığını belirten Güler, "Hedefimiz yüzde 100 sigortalılık. Bu hedef doğrultusunda hem sigortalılarımızı hem de sektörümüzü teşvik etmek için farklı projeler yürütüyoruz." dedi.
Konuşmasında İzmir ve Elazığ depremleri sonrasında yapılan çalışmalara değinen Güler, "2020'de İzmir'de yaşadığımız depremin ardından hemen bölgeye gittik ve çalışmalarımıza başladık. Depremden sonraki ilk günde eksperlerimiz sahaya çıktı ve üçüncü günde ilk ödemelerimizi gerçekleştirdik. DASK'ın kuruluşundan bugüne toplam 1,2 milyar Türk lirası hasar ödemesi yaptık. Yaşadığımız İzmir deprem depremi sonrası 450 milyon Türk lirası, Elazığ depremleri sonrasında ise 392 milyon Türk lirası hasar ödemesi gerçekleştirdik." bilgisini verdi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com