Gündem

'Denizler çöple doldurmak için değil, bakıp ilham bulmak içindir'

Emine Erdoğan, "İnsanın ruhsal rehabilitasyonu, iç dünyasının huzuru, dışındaki doğanın sağlığı ile doğrudan ilişkilidir. Denizler çöple doldurmak için değil, bakıp ilham bulmak içindir." dedi.

'Denizler çöple doldurmak için değil, bakıp ilham bulmak içindir'
10-06-2019 20:32
İstanbul

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, insanın ruhsal rehabilitasyonunun, iç dünyasının huzurunun, dışındaki doğanın sağlığıyla doğrudan ilişkili olduğunu belirterek, "Denizler çöple doldurmak için değil, bakıp ilham bulmak içindir. Üç tarafı denizlerle çevrili ve akarsu yatakları açısından son derece zengin olan ülkemizin havasını, suyunu, toprağını temiz tutmak, istisnasız herkesin vatani görevidir." dedi.

Emine Erdoğan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yürütülen, DenizTemiz Derneği (TURMEPA) iş birliğiyle hayata geçirilen "Sıfır Atık Mavi Projesi"nin, Ziya Kalkavan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde düzenlenen tanıtım toplantısına katıldı.

Projenin çok önemli ayaklarından biri olan deniz kirliliğinin önlenmesini konuşmak için bir arada olduklarını belirterek, programın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür eden Erdoğan, insanlık ailesi olarak uzun bir tarihi geride bırakarak bugünlere gelindiğini, her çağın kendi gerçeğiyle anıldığını anlattı.

"Bugün içinde yaşadığımız çağ için sıklıkla bilgi çağı ya da teknoloji çağı diyoruz. Fakat üzülerek söylüyorum ki, bizler aslında plastik çağını yaşıyoruz." diyen Erdoğan, yapılan bir araştırmaya göre, dünyada 1 yılda üretilen plastik miktarının 300 milyon tonu bulduğunu ve bu rakamın gün geçtikçe arttığını dile getirdi.

Plastiklere dolanıp ölen kaplumbağalar

"Yani plastiklerle çepeçevre kuşatılmış durumdayız." ifadelerini kullanan Erdoğan, yüzyılın en hüzünlü fotoğraflarından birinin, plastiklere dolandığı için ölen deniz kaplumbağalarının ve diğer canlıların trajedisi olduğunu vurguladı.

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu sahne belgesel kanallarında gördüğümüz alelade bir durum değil. Tüketim kültürünün, etrafındaki her şeyi tüketen ve öldüren bir yaşam biçimi olduğunun ispatı. Bugün denizler ve okyanuslar, dünyanın plastik çöp deposu haline dönmüş durumda. Ne yazık ki bu atıklar bir yerde kalmıyor, okyanustaki en uzak adadan, okyanusun en derin noktasına kadar seyahat ediyor. Bilim insanları kuzey kutup bölgesindeki deniz buzullarında dahi plastik parçacıklarına rastlıyorlar. BM verilerine göre denizlerdeki çöplerin yalnızca yüzde 15'i deniz yüzeyinde bulunuyor. Bu çöplerin yüzde 70'i deniz yatağında ve dipteki doğal hayata telafisi çok zor zararlar veriyor. Türler yok olma tehlikesiyle karşı karşıya geliyor, ekosistem büyük yaralar alıyor. Bildiğiniz gibi bir türün yok olmasını müstakil bir olay olarak değerlendiremeyiz. Çevre krizi bütüncül bir yaklaşım gerektirir. En başta anlamamız gereken şey, yok ettiğimiz her yaşam formunun kendi varoluşumuzu da aynı sona hazırladığıdır."

Bu atıkların yalnızca denizleri kirletmekle kalmadığını, besin zincirinin de bir parçası haline geldiğini,
plastikleri yiyecek zannederek yutan balıklarla bu kirliliğin insan sağlığını da tehdit ettiğini belirten Erdoğan, deniz mahsulü yenildiği sanılırken, mikro plastiklerle beslenildiğini aktardı.

"Deniz çöplerinin yüzde 80'i karasal kökenli"

Emine Erdoğan, her yıl yaklaşık 8 milyon ton çöpün denizlere ve okyanuslara karıştığına işaret ederek, "Bu ne demek biliyor musunuz? 1 dakikada 1 çöp kamyonunun denize boşaltılması demek. İşte durum bu kadar vahim. Deniz çöplerinin yüzde 80'inin karasal kökenli olduğunu biliyoruz. Yani bizlerin attığı çöpler ve tek kullanımlık plastikler sulara karışıyor. Tabii sorunun daha da derinine inersek, aşırı üretimi ve bilinçsiz tüketimi görüyoruz." değerlendirmesini yaptı.

Bu noktada en çok ihtiyaç duyulan şeyin eğitim olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Biz, eğitimi atlar ve sürekli olarak çöp temizlemeye devam edersek hiçbir yere varamayız. Çöpleri kaynağında ayrıştırmak kadar çöpün en başta oluşmasını engelleyecek davranış biçimlerini de bir bilinç olarak aşılamalıyız. Bununla beraber her kolaylığın iyilik olmadığını, mesela tek kullanımlık plastik araç gereçlerin hayatı kolaylaştırmaktan ziyade yok ettiğini gür sesle anlatmalıyız." şeklinde konuştu.

Erdoğan, çocukların ve gençlerin artık bu bilinçle yetiştiğine inandığını ifade ederek, yine de tüm sivil toplum kuruluşlarını, özel sektörü ve ilgili tüm kurumları bilinçlendirme çalışmalarına katkıda bulunmaya davet etti.

İşin yalnızca plastik şişe ya da poşetlerin sayısını azaltmakla bitmediğine dikkati çeken Erdoğan, gündelik yaşamda doğal kabul edilen birçok davranış biçiminin oluşturduğu zararın mutlaka anlatılması gerektiğinin altını çizdi.

Dünya Ekonomik Forumu rakamlarına göre, sentetik kıyafetlerin her yıkanışında bir kıyafetten bin 900 mikrofiber parçanın sulara karıştığını vurgulayan Emine Erdoğan, "Küresel ölçekte baktığımızda kıyafetlerin yüzde 60'ının sentetik maddelerden üretildiğini görüyoruz. Dolayısıyla hayatımızın başka alanlarında plastik kullanmadığımızı düşünsek bile sentetik maddelerden üretilmiş kıyafetleri kullanarak hepimiz binlerce mikrofiber parçayı yeryüzü sularına karıştırıyoruz. İşte bu örnek dahi bize konuya nasıl daha geniş bir açıdan yaklaşmamız ve plastiğin günlük hayatımızda ne kadar yer tuttuğunu etraflıca düşünmemiz gerektiğini ispat ediyor." ifadelerini kullandı.

"Deniz yüzeyinden 4 bin 613 metreküp katı atık toplandı"

Bugün "Sıfır Atık Mavi" etiketiyle bu konuyu İstanbul'da konuşuyor olmanın da ayrı bir önem taşıdığını söyleyen Erdoğan, dünyanın göz bebeği, şairlerin, ressamların ilham kaynağı İstanbul'un iki kıtayı birbirine bağlayan Boğaz'ın temizliğinin de üzerinde hassasiyetle durulması gereken bir husus olduğunu vurguladı.

Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bu noktada İstanbul Büyükşehir Belediyesinin yaptığı çalışmalarla, sadece 2018 yılında deniz yüzeyinden 4 bin 613 metreküp, kıyılardan 19 bin 488 metreküp, plajlardan 15 bin 432 metreküp katı atık toplandı. Ayrıca kıyı ve plajlardan 2 milyon 669 bin 751 kilo yosun temizlendi. Haliç ve dere ağızları 79 bin 766 metreküp çamurdan temizlendi. Yıllar öncesinin durumunu hatırlatmaya sanırım gerek yok. Temizlik çalışmalarının yanı sıra gerek deniz uçakları gerek insansız hava araçları gerek güvenlik kameralarıyla sıkı denetimlerini sürdürerek gemilerin deniz kirliliğine sebep olmaları da engellendi. 6 bin 245 öğrencinin katıldığı eğitim seminerleri düzenlendi. Onlara temizlemekten önce kirletmemenin ne kadar kolay olduğu anlatıldı.

Biz, Orhan Veli'nin gözlerini kapatıp İstanbul'u dinlediğinde işittiklerini, bizden sonraki nesillerin de işitip duyumsayabilecekleri bir İstanbul'u miras bırakmak için çalışıyoruz. Bu noktada gayretlerinden ötürü İstanbul Büyükşehir Belediyesine teşekkürlerimi sunuyorum."

Emine Erdoğan, karada ve havada olduğu gibi denizde de hayat olduğunun unutulmaması gerektiğini belirterek, insanın doğaya sadece biyolojik devamlılığı için değil, insan olma ve insan kalma yolunda mesafe kat edebilmek için de muhtaç olduğunu, yok olan her ağacın, kirlenen her karış toprağın, plastik gölüne dönen her suyun manevi habitatı da çoraklaştırdığını belirtti.

İnsanın ruhsal rehabilitasyonunun, iç dünyasının huzurunun, dışındaki doğanın sağlığıyla doğrudan ilişkili olduğunu belirten Erdoğan, "Denizler çöple doldurmak için değil, bakıp ilham bulmak içindir. Üç tarafı denizlerle çevrili ve akarsu yatakları açısından son derece zengin olan ülkemizin havasını, suyunu, toprağını temiz tutmak, istisnasız herkesin vatani görevidir." dedi.

Okulların kapanmasına çok az bir zaman kaldığını hatırlatan Erdoğan, "Tatil sezonu başladı. Vatandaşlarımızın büyük bir kısmı yazlıklara, sahil kenarlarına gidecekler. Buradan tüm vatandaşlarımıza seslenmek istiyorum, lütfen sahillerin, plajların temizliğine özen gösterelim. Ardımızda bıraktığımızı sandığımız çöplerin ardımızda kalmadığını, kilometrelerce öteden dahi toplum sağlığını tehdit ettiğini unutmayalım. Özellikle plastik şişe ve pipetlerin gerek çevre temizliği gerekse deniz canlıları üzerindeki ölümcül etkilerini düşünerek kullanmamaya dikkat edelim. Başlattığımız deniz temizliği seferberliği ile milletimizin bu konuya yüksek bir duyarlılık göstereceğine gönülden inanıyorum." değerlendirmesini yaptı.

"Dünya tüm kaynaklarıyla toplumların ortak mirasıdır"

Emine Erdoğan, Deniz Temiz Derneğine (TURMEPA) ayrıca teşekkür ettiğini dile getirerek, "Değerli Başkanı Şadan Kaptanoğlu'nun dünya armatörlerinin ilk kadın başkanı olmasından duyduğum memnuniyeti de ifade etmek istiyorum. Baltık ve uluslararası denizcilik konseyi BIMCO'nun başına çevreci bir Türk kadının gelmesi hepimiz için gururdur. Hayırlı, uğurlu olsun." diye konuştu.

"Çevrenin korunmasında cevaplamak zorunda olunan en önemli sorulardan biri, bugüne kadar bize ulaşan dünya mirasını sonraki nesillere bırakıp bırakamayacağımız." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:

"Dünya tüm güzellikleri ve kaynaklarıyla toplumların ortak mirasıdır. O nedenle tüm bu değerleri korunmuş olarak gelecek nesillere ulaştırmak evrensel bir sorumluluktur. Bu sorumluluğu yerine getirebileceğimize inanabiliyorsak, çevre krizini aşma yolunda sağlam adımlar atıyoruz demektir. Sıfır Atık Mavi hareketinin, dünyanın geleceği için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Umuyorum doğaya verdiğimiz mavi söze ilelebet sadık kalırız."

"Sıfır Atık Mavi Projesi"

Erdoğan, konuşması öncesinde, doğadan ilham alarak atık malzemeleri sanata dönüştüren öğrencilerin eserlerinin sergilendiği stantları ziyaret etti. Öğrencilerle tek tek selamlaşan Erdoğan, eserlerin yapılışlarına yönelik bilgi aldı, onları tebrik etti ve fotoğraf çektirdi.

Atıklardan yapılmış çiçek tablosu da hediye edilen Erdoğan, Türk Balıkadamlar Kulübü ve sahil güvenlik ekiplerinin "Sıfır Atık Mavi" projesi kapsamında sabahın erken saatlerinden itibaren denizden çıkarttıkları atıkları inceledi.

Proje tanıtımına desten vererek tekne geçit töreni yapan denizcilere selam veren Emine Erdoğan'a Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum da eşlik etti.

Bakan Kurum, program sonunda "Sıfır Atık Mavi Sözü"nü imzaladı.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER