KAYSERİ
Farklı meslek gruplarından 15 arkadaş, kurdukları dernek bünyesinde adeta kendi canlarını tehlikeye atıp başka insanların hayatını kurtarmak için mücadele veriyor.
Yaklaşık 20 yıl önce kurulan Türkuaz Su Altı ve Akarsu Arama Kurtarma Derneği bünyesinde bir araya gelen ve farklı meslekler yapan 15 gönüllü arama kurtarma ekibi, sadece Kayseri'de değil civardaki 6 bölgede de tüm zorlu şartlara göğüs geriyor.
Göreve hazır bekleyen ekip, su altı ve akarsuda kaybolma, boğulma gibi ihbarlar üzerine olay bölgesine hareket ediyor. Kentte deniz olmamasına karşın Yamula Baraj Gölü, diğer küçük baraj gölleri veya akar sularda meydana gelebilecek kaybolma veya boğulma gibi olaylar için her an tetikte bekleyen balık adamlar, kendi hayatlarını bir an bile düşünmeden suya girip arama kurtarma faaliyetlerini gerçekleştiriyor.
İnsan hayatına verdikleri değeri hiçbir karşılık beklemeden kendi canlarını tehlikeye atarak ispatlayan 15 arkadaş, arama kurtarma faaliyetlerinde kullandıkları birçok malzemeyi de kendi imkanlarıyla karşılıyor.
Kimi zaman su altından insanları canlı kurtaran ekip, çoğu zaman cansız bedenlerle karşılaşmanın burukluğunu yaşıyor.
Dernek Başkanı Mehmet Eskitaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaptıkları işten hiçbir karşılık beklemediklerini çünkü insan hayatına hiçbir bedel biçilemeyeceğini anlattı.
Yaptıkları işin büyük dikkat istediğine işaret eden Eskitaş, şunları kaydetti:
"Kayseri'de 'balık adam' olmadığı için su kazaları meydana geldikçe eğitim alıp müdahale edelim istedik. Böylece gönüllü bir arama kurtarma ekibi oluşturduk. Biz 1999 Marmara depremine ilk girme unvanına sahip bir ekibiz. Su altı ve akarsu arama kurtarmada profesyonel olarak çalışıyoruz. Kayseri ve civarındaki bölgelerde yaşanan boğulma vakalarına gönüllü olarak müdahale etmekteyiz. Farklı insanlar ama tek amaç altında. 15 arkadaşımız suda, akarsuda ve nerede bir insanın ihtiyacı varsa yardımcı olabilmek için çalışıyoruz. Hayat kurtarmak çok zor bir iş. Çünkü karşılığında kendi hayatınızı koyarsınız. Bir hayat kurtarırken karşılığında kendi hayatınızı riske etmiş olursunuz. Bu da arama kurtarmanın zorluğunu ne kadar disiplinli bir çalışma gerektirdiğini gösteriyor."
"Yüzlerce insana yardımcı olduk"Yaklaşık 20 yıldır bu işe gönül verdiğini ve 300'ün üzerinde boğulma vakasına gittiklerini aktaran Eskitaş, "Çok uzun yıllardır su altı arama kurtarma işinin içerisindeyim. Yüzlerce insan hayatına dokunmuşluğumuz var. 6 bölge bize bağlı ve aynı zamanda AKUT'un Kayseri temsilcisiyiz. Nerede bize ihtiyaç varsa acil durum sistemi 112'den 155, 156 ve AFAD'dan gelen ihbarları değerlendiririz. Bizim çalışma şeklimiz devletin bizi olay yerine davet etmesiyle başlar." diye konuştu.
Eskitaş, bu faaliyetlerini hiçbir karşılık beklemeden yaptıklarını vurgulayarak, "Vatandaşlardan ilk duyduğumuz, 'bedava mı yapıyorsunuz?' sorusu oluyor. Evet bedava yapıyoruz diyorum. Aslında bedava diye bir şey yok. Biz insan hayatına önem veriyoruz. Din, dil ve ırk ayırmadan kimin nerede ihtiyacı varsa biz orada hazır bulunup ekibimizle müdahale ederiz." ifadelerini kullandı.
"Her zaman hazırız"Ekip üyesi Deniz Temel de 10 yıldır arama kurtarmada faaliyet gösterdiğini anlatarak, şunları aktardı:
"Öncesinde bu işleri zaten sportif anlamda yapıyordum. Bunun bir anlamı olsun diye gönüllü olarak Türkuaz Derneği ile 10 yıldır su altı, dağ ve akarsu arama kurtarma işi yapıyorum. Kayseri ve civar bölgelerdeki boğulma olaylarına müdahale eden biziz. Bunu tamamen gönüllü yapıyoruz. Herhangi bir karşılığı olmadan insanlarda din, dil ve ırk ayrımı yapmadan görevimizi yapıyoruz. Bu işe gönül vermen ve sorumluluğunu bilmen gerekiyor. Her zaman hazırız."
Ekip üyesi Hamza Aktaş ise 17 yıldır arama kurtarma faaliyetlerine katıldığını, boğulma olaylarıyla karşılaştığında suya girme konusunda hiç bir tereddüt yaşamadığını dile getirdi.
Boğulma veya suda kaybolma gibi olayların her an kendi yakınlarının da başına gelebileceği düşüncesiyle çalıştıklarını aktaran Aktaş, insan hayatı kurtarmanın değer biçilemez olduğunu sözlerine ekledi.
Muhabir: Müzahim Zahid Tüzün
Kaynak: AA
dikGAZETE.com