İzmir’de, "Din istismarı" ile konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Ezan okundu sustu; "Kuran-ı Kerim", "Ayet", "İlk emir" dedi; bir zamanların meşhur siyasi ifade biçimi olan, "Atatürk yaşasaydı..." yerine "Selahaddin Eyyübi yaşasaydı..." dedi.
Kabe tartışmasında söylemediği sözler üzerinden iftira kampanyaları yürütüldüğünü belirtirken, konuşması sırasında ezan okunması üzerine konuşmasına ara, sonrasında ise Başbakan Davutoğlu'na cevap veren Demirtaş, "Başbakan" olacağını söyledi, ardından da "Baraj meselesi"ne geldi. İşte konuşmasının bütünü ve İzmir toplantısından kareler.
[gallery columns="6" ids="44636,44638,44639,44640,44641,44642"]
Demirtaş, Başbakan Davutoğlu’nun “Demirtaş’a ‘Selahaddin’ demeyeceğiz.
Bizim için Selahaddin,
Kudüs fatihi Selahaddin Eyyübi’dir" sözlerine karşılık da “Eğer
bugün yaşasaydı Selahaddin Eyyübi, hiç tereddüdünüz olmasın, bütün kimlikleri bir arada yaşatmaya
çalışan HDP’de olurdu” dedi.
EZAN OKUNUYOR DİYE KONUŞMADI, O SUSUNCA PARTİLİLER UZUN SÜRE ALKIŞLARLA "EZANLA SUSMAYA DESTEK" VERDİ
Halkların
Demokratik Partisi (HDP) Eş
Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin İzmir İl Başkanlığı’nın düzenlediği, dayanışma yemeğine katılarak gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Buca Kaynaklar’daki Palmiye Kır Düğün Salonu’nda
yapılan ve yaklaşık 800 partilinin katıldığı yemekte konuşan Demirtaş, akşam ezanı okunduğu sırada sözlerine ara verdi. Demirtaş’ın bu davranışı, partililerden uzun süre alkış aldı.
Manisa teşkilatıyla buluştuğu toplantıda olduğu gibi isminin dedesinin koyduğunu anlatan Demirtaş, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “Demirtaş’a ‘Selahaddin’ demeyeceğiz. Bizim için Selahaddin, Kudüs fatihi Selahaddin Eyyübi’dir" sözlerine cevaben “Selahaddin Eyyübi ne yapmıştı Kudüs’ü fethettiğinde, etrafındakiler Selahaddin Eyyübi’yi tahrik
etmeye çalışmışlar. Demişler ki; ‘Kudüs’te
yaşayan Museviler, Ezidiler, hepsini katledelim’ demişler. Selahaddin
kabul etmemiş. ‘Herkes
kendi inancıyla barış
içinde yaşayacaklar’ demiştir."
"SELAHADDİN EYYÜBİ BUGÜN YAŞASAYDI HDP'DE OLURDU.."
Demirtaş, bir zamanlar çok yapılan
"Atatürk yaşasaydı..." şeklindeki siyasi ifade biçimine de
yeni bir örnek getirerek konuşmasına şöyle
devam etti:
Demirtaş; "Selahaddin tarihe notunu öyle düşmüş ve Kudüs’te bütün kimlikleri bir arada yaşatmayı başarmış. Eğer bugün yaşasaydı Selahaddin Eyyübi, hiç tereddüdünüz olmasın, bütün kimlikleri bir arada yaşatmaya çalışan HDP’de olurdu. İstediğin
kadar inançlarımızı sömürmeye çalış.
Halk uyanmıştır artık. Meydanlarda elinizde Kur’an-ı Kerim ile oy toplamanızın da fayda etmeyeceği
artık 7 Haziran’da netleşmiş olacak. İnşallah içinde yazılanları da inanarak okumuşsunuzdur. Elinde
tutmak yetmez. Çünkü ilk
emri ‘oku’dur ‘çal’ değildir” diye konuştu.
“İKİ SEÇENEK VAR”
7 Haziran’da
yapılacak seçimlerin önemine vurgu yapan Demirtaş, “Elbette ilk defa oy kullanıyor değilsiniz. Herkes şu veya bu şekilde bugüne kadar değişik tercihlerde bulundu. Fakat hiçbir seçimde 7
Haziran seçimi kadar geleceğimizi belirleyecek kritik oylama ile
karşı karşıya kalmadık. Sandık başına gittiğinizde kullanacağınız oyun istikameti çocuklarımızın ve torunlarımızın geleceğini, 10 yıllar
sonra nasıl ülkede yaşayacaklarını belirleyecek tercih olacak. Çok sayıda parti amblemi göreceksiniz. Ama şöyle iyice bir düşündüğünüz de aslında iki seçenek var. Bir seçenek tek başına ülkeyi yönetme iddiasında olan tek adamlık sistemi ismine başkanlık dedikleri ama bütün ülkeyi ben yönetirim özlemi
altında kendini pazarlayan bir çizgi göreceksiniz. Bugüne kadar ne çektiysek kendini sultan zannedenlerden çektik. Her birimizin
farklı yaşam tarzı, düşüncesini yok sayan, kendisi gibi düşünmeyeni tehdit ve
düşman olarak algılayan bir çizgi göreceksiniz. Kendisine biat etmeyen
yakın arkadaşlarını bile, partisini birlikte büyüttükleri arkadaşlarını bile biat etmediği için tehdit görev çizgi göreceksiniz ya ‘bu çizgi belirlesin’ diyeceksiniz ya da ‘HDP çizgisini
yani Türkiye’nin gerçek fotoğrafını göreceksiniz. Dolayısıyla kafanız çok karışmayacak. Bu ülkede ‘ben de artık ülkenin yöneticileri ülkeyi kendi malı gibi görmesin istiyoruz’ diyorsanız biricik seçenek var.
Cumhurbaşkanlığı döneminde bu çizgiyi anlatma gayreti içerisindeydik. Her bir yerde bu mesajımıza anlamlı çizgi ve ilkesel duruşa cevaplar aldık,
destek aldık, dua aldık. Bu seçimle birlikte bu çizgiyi parlamentoda
hakim siyasi bir çizgi ve siyasi gelenek
haline getirmek istiyoruz. Vereceğiniz oy, bu iki çizgi
arasında çocuklarınızın hangi ortamda büyüyeceğinin göstergesidir” ifadelerini kullandı.
“ÖBÜR DÜNYADA HESAP VERECEKLER”
AK Parti’nin arkasında devlet olanaklarının
olduğunu söyleyen Demirtaş, şöyle devam etti: “Büyük devlet olanakları arkamızda olsa da bu şekilde kullanmayı kendimize
hakaret ve haram sayarız. ‘Suçtur’ diyeceğim ne
mahkeme tanıyorlar ne Anayasa. ‘Haram’ diyeceğim, ondan da korkmuyorlar ama en azından biz bilelim
ki bu dünyada sizin 7 Haziran’da hesap sorma hakkınız var. Ama öbür dünyada kesin hesap verecekler. Onun da zamanını biz bilmiyoruz Allah bilir.”
PROVOKASYON UYARISI
Demirtaş, yemeğe
katılan partililere provokasyon uyarısında da bulundu. Demirtaş, “Tahriklere saldırılara rağmen,
asla provokasyonlara gelmeyin. AKP hiçbir dönem
olmadığı kadar
gerilim ve şiddetten beslenmeye çalışıyor. HDP’yi seçim çalışması yapamaz
hale getirmeye çalışıyor. Sahip olduğu olanaklara rağmen korkuyorlar. Öyle tankla topla parayla pulla seçim kazanılamaz. Arkasındaki devlet olanağına rağmen bu seçime kaybedecekler. Kazananlar halkın özgücüne inananlar, helal
lokma yiyenler olacak. Bu seçimde
hırsızlar kaybedecek göreceksiniz” dedi.
“BİZİM İÇİN OY TOPLAMA”
Demirtaş
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın
AK Parti için oy topladığını kastederek şöyle konuştu: “Ülkenin tarafsız Cumhurbaşkanı, ki kendisi
dünyanın en tarafsız cumhurbaşkanıdır. Meydan meydan dolaşarak bir partiye oy istiyor. Hangi parti olduğunu söylemeyerek tarafsızlığını ortaya koyuyor. Tabii ki HDP’yi kastediyor. Onu biliyoruz zaten. Kendisinden rica ediyorum; bizim için oy toplama, alanlara çıkma. Yorma kendini. Sen git sarayın otur. Terlemek istiyorsan biz fazlasıyla terletiriz. Ter basacaksın hiç merak etme.”
“8 HAZİRAN’DA YÜZ YÜZE BAKACAĞIZ”
Konuşmasında ikinci kez provokasyon uyarısında bulunan Demirtaş, “8 Haziran’da komşumuz arkadaşlarımız
herkes yine yüz yüze bakacağız. Kendi tercihidir saygı duyacağız. AKP, CHP, MHP’ye oy veriyor diye düşmanlaştıramayız. Bize öyle yapıyorlar ama biz yapmayacağız. Sandığın koltuğun insandan değerli olmadığını göstereceğiz. 8 Haziran yine yoksul ve işsiz
Türkiye gerçeği ve bunu çözme sorumluluğuyla bizler karşı karşıya kalacağız” diye konuştu.
“BARAJI AŞABİLİYORUZ”
Demirtaş, halkın kendi gönlünde gayri meşru
barajı zaten yıktığını, şuandaki durumun, barajı rahatlıkla aşabileceklerini gösterdiğini belirterek, “Seçim bildirgemizle ortaya büyük bir iddia koyduk.
Türkiye’de artık siyaset bugüne kadar alışagelmiş şekliyle yapılamaz. HDP’nin ortaya koyduğu çıta siyasetin yapılma biçimi ile ilgilidir. İlke ve inançları bir kenara bırakalım, yeter ki oy alalım anlayışını bu seçimde HDP tuzla buz etmiştir. Tüm inançlara saygı duyacağız” dedi.
Demirtaş, 1
Mayıs kutlamaları öncesi yaptığı Kabe açıklamasının da iftira kampanyasına dönüştürüldüğünü, söylemediği cümle üzerinden günlerdir iftira kampanyası yürütüldüğünü kaydetti. Demirtaş, “Demirtaş Taksim’e Kabe demiş. Demirtaş Kudüs’e Yahudilerindir demiş. Dememiş olmama rağmen, yalan ve iftira kampanyasını hala sürdürüyorlar. Kendine ‘Müslümanım’ diyen yazarlar, gazeteciler, yazarlar, televizyoncular, Başbakan,Cumhurbaşkanına buradan çağrı yapıyorum; bunu söylediğime dair ses kaydını görüntüyü yayınlayarak dinleyin buna rağmen iftira kampanyasını sürdürecekseniz o sizin küçüklüğünüzdür” diye konuştu.
“40 GÜN SABREDERSE ‘SAYIN BAŞBAKAN’ DİYECEK”
AK Parti’nin hiç tahmin etmeyeceği bir şekilde dürüst siyasetle karşılaştığını söyleyen Demirtaş, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “Demirtaş’a ‘Selahaddin’ demeyeceğiz. Bizim için Selahaddin, Kudüs fatihi Selahaddin Eyyübi’dir" sözlerine karşılık “40 gün daha sabrederse bana ‘Sayın Başbakan’ diyecek” cevabını verdi.