HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Türkiye’nin Musul’da asker bulundurarak savaş politikası yürüttüğünü savundu.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’ın partisi Syriza heyetini TBMM’de kabul etti. Ziyarette gazetecilerin gündeme ilişkin sorularına cevap veren Demirtaş, Amerika ziyaretinde yaptığı açıklamaları yineleyerek, İmralı görüşmeleri konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kapsamlı bir şekilde bilgilendirilmediğini söyledi. Başkanlık sistemi konusunda Abdullah Öcalan ile fikir ayrılığı yaşamadıklarını kaydeden Demirtaş, kendisinin Eş Genel Başkanlık görevinden ayrılacağı yönündeki tartışmalara son noktayı koyarak, “Partimiz görevde kalmamız konusunda ısrarcı” dedi.
“Hükümet baskıda ısrar ederse bizde direnişte ısrar ederiz. Hükümet müzakere yolunu seçerse HDP desteklemeye hazır. Biz her ikisine de hazırız” ifadelerini kullanan Demirtaş, Doğu ve Güneydoğu’da bazı ilçelerde yaşanan sokağa çıkma yasaklarını değerlendirdi. Türkiye’nin Musul’da asker bulundurmasını da eleştiren Demirtaş, Musul’a asker göndermeyi hükümetin savaş politikası olarak değerlendirdi.
“BİZLER GİBİ YUNANİSTAN HALKI DA ZOR GÜNLERDEN GEÇİYOR”
Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’ın partisinin yetkililerini Türkiye’de görmekten mutlu olduğunu belirten Selahattin Demirtaş, “Bizler gibi Yunanistan halkı da zor günlerden geçiyor. Syriza tam da bu zor günlerde ciddi bir sorumluluk üstlendi ve sadece Yunanistan’da değil, dünyanın genelinde büyük bir heyecan yarattı. Sol adına, yoksullar adına Syriza’nın yarattığı umudun başarıya dönüşmesini arzuluyoruz. Yunanistan ve Türkiye toplumu arasında çok daha iyi ilişkiler kurulması gerekiyor. Bunun için Syriza’nın hükümet olması büyük bir avantaj gibi görünüyor. Hem Sayın Çipras’ın hem partisinin sorunların çözümü konusundaki cesur yaklaşımları, Türkiye-Yunanistan arasındaki Kıbrıs sorunu başta olmak üzere birçok sorunun çözümüne faydalı olacaktır. HDP olarak Syriza ile kurumsal daha iyi ilişkiler geliştirmeyi arzuluyoruz. Basına kapalı görüşmede bunları görüşeceğiz” dedi.
“KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜNDEN PKK’NIN SİLAHLARI BIRAKMASINI ANLIYOR”
Amerika ziyaretinde yaptığı bir açıklamada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a İmralı ile ilgili görüşmelere yönelik doğru bilgi verilmediği yönündeki sözlerinin hatırlatılması üzerine Demirtaş, “Kendi heyetinin kendisini çok kapsamlı bilgilendirmediğini düşünüyorum. İmralı’daki görüşmelere biz bizzat katılıyorduk, bizim avantajımız buydu. Bütün detayları ile konuya hakim oluyorduk. Konu kendisine aktarılırken kısa, özet ve kendisinin hoşuna gideceği şekilde aktarılıyor. Hiçbir şeyden bilgisi olmadığı gibi anlaşılmasın. Detayları belki de bilmiyordu, kafasında belki bir süreç beklentisi oluşturdular. Farklı olsaydı tutumu değişir miydi bunu bilmiyorum. Düşünce yapısına, demokrasiye, Kürt sorununun çözüm perspektifine bakıldığında detayları bilseydi daha erken bitirirdi süreci. Kürt sorununun çözümünden PKK’nın silahları bırakmasını anlıyor, başka hiçbir şey anlamıyor. Kürtlerin hakları ile ilgili ya da Türkiye’nin demokrasi sorunları ile ilgili kafasında hiçbir proje olmadığı ortaya çıktı. Kendi heyeti de İmralı’da ve Ankara’da yaptığımız tartışmaların detaylarını kendisine aktarmamış olacaklar ki ‘ne müzakeresi’ demeye başladı, Dolmabahçe mutabakatındaki 10 temel ilkeye ‘bunlar nereden çıktı’ demeye başladı. Oysa o tartışma süreçlerinin hepsi bizlerin katkısı ile ve bilgimiz dahilinde oluşturulmuş süreçlerdi” diye konuştu.
“ÖCALAN İLE FARKLI DÜŞÜNMEDİK HİÇBİR ZAMAN”
Başkanlık sistemi konusunda Öcalan ve HDP arasında bir görüş ayrılığı olup olmadığı sorusuna da cevap veren Demirtaş, “Biz bu konuyu İmralı’ya gidip tartışamadık. Öcalan aylardır tecrit altında tutuluyor. Kendi görüşlerini öğrenme imkanımız yok. Ama o günkü tartışmalara dair biz farklı görüşte değildik. Kendisi demokratik bir sistemin desteklenebileceğini belirtti. Baskıcı bir sisteme karşı direniş içinde olacaklarını belirtti. Bugün bize farklı bir şey söylemiyoruz. Tek adam sistemi, diktatörlük, ismine başkanlık da deseler, partili Cumhurbaşkanı da deseler biz baskıcı tek adam sistemine karşıyız. Bu konuda Öcalan ile farklı düşünmedik hiçbir zaman” şeklinde konuştu.
“PARTİMİZ İKİMİZİN DE GÖREVDE KALMASI KONUSUNDA ISRARCI DAVRANIYOR”
Demirtaş, HDP Eş Genel Başkanlığı’ndan ayrılacağı konusundaki söylentilere de şu sözlerle cevap verdi:
“Partide böyle bir tartışma yok. Görev değişimi konusunda Figen hanım da bende tartışmaya açık olduğumuzu belirttik. Partimiz bunu tartışmıyor. Partimiz ikimizin de görevde kalması konusunda ısrarcı davranıyorlar. HDP çok iyi bir noktaya geldi ama Türkiye kötü bir noktaya gidiyor. Türkiye için daha iyi ne yapabiliriz HDP’de bu tartışılıyor. Hatırlanırsa 1 Kasım için AKP’nin seçim sloganı ‘istikrar için tek başına iktidar’ idi. 1 Kasım’dan bu yana Türkiye istikrar yüzü görmüyor. İçeride ve dışarıda sadece istikrarsızlık var. Artık HDP Türkiye için çok daha önemli bir parti ve siyasi harekete dönüşmüş oldu. Biz Eş Genel Başkanlığı değil, bu partiyi daha fazla ne kadar büyütebiliriz bunu tartışıyoruz.”
“SAVAŞTA ISRAR ETMEK AKP TARZI ÇILGINLIKTIR”
Türkiye’nin savaş politikalarının devamı olarak Musul’da asker bulundurduğunu kaydeden Demirtaş, “Bunların hepsi gerilimi ve savaşı esas alan dış politika hamleleridir. Türkiye Davutoğlu yönetiminde artık giderek savaşa sürüklenen ülke durumundadır. Başından beri Davutoğlu hükümeti bir savaşçı politika izlemiştir. Suriye’de ve içeride bu şekilde davranmıştır. Türkiye’yi Ortadoğu bataklığına AKP sürüklemekte kararlıdır. Musul’daki askerin varlığı da budur, Suriye’deki iç savaşa Türkiye’nin dahli de budur, Rus uçağının düşürülmesi de budur. Biz bu politikaları yanlış görüyoruz. Çok sayıda diyalog kanalı varken, savaşta ısrar etmek AKP tarzı çılgınlıktır. Kürt sorunu dahil şuanda Kürt sorunu ile ilgili diyalog kanalları sonuna kadar açık ama bunu kullanmıyor, her gün içeride ve dışarıda operasyon yapıyor. Suriye’de Kürtler’le ilgili diyalog kanalları açık ama bunu yapmıyor. Bu Musul içinde geçerlidir. Orada Türkiye’nin diyalog kanalı üzerinden işbirliği yapabileceği güçler var, onu yapmak yerine doğrudan asker bulundurarak savaş ve gerilim politikası yürütüyor” ifadelerini kullandı.
“TRAFİKTE TERS YOLDA GİDEN TEK ARAÇ AKP’NİN ARACI”
Amerika ziyaretinde çözüm sürecinde diyaloğun devam etmesinin dile getirildiğinin hatırlatılması üzerine Demirtaş, “Amerika hükümetinin resmi görüşüdür, sözcülerinin sıkça dile getirdiğidir. Türkiye’de yeniden müzakerenin başlaması konusundaki resmi görüşlerini bizimle de paylaştılar. AB üyesi devletler de bu konuda ısrarcıdır. Dünyanın tamamına yakını Türkiye’de müzakere isterken AKP savaş istiyor. Başbakan ‘o hendekleri kazanları hendeklere gömene kadar devam edeceğiz’ diyor. Bu çılgınlık politikasıdır. Her gün katliam yaşayan bir ülkeye dönüştük. Ankara, Suruç, Diyarbakır katliamların daha failleri bile bulunamadı. Suruç katilleri serbest, katledilenler tutuklanıyor. Türkiye’nin istikrarı bu. Yeniden müzakere masasına dönülmesi lazım. Trafikte ters yolda giden tek araç AKP’nin aracı” dedi.
“BİZ HER İKİSİNE DE HAZIRIZ”
Bir gazetecinin “Çatışmalar devam ederse HDP nasıl bir politika yürütecek?” şeklindeki sorusuna cevap veren Demirtaş, “Bu baskı politikasında asla hükümetin yanında olmayız. Sokağa çıkma yasağı gibi faşizan uygulamalarda biz halkın tarafındayız. Hükümet savaş yanlısı, biz barış yanlısıyız. Hükümet devletçi, biz halkçıyız. Hükümet baskıda ısrar ederse bizde direnişte ısrar ederiz. Hükümet müzakere yolunu seçerse HDP desteklemeye hazır. Biz her ikisine de hazırız. Halk haklıdır, hükümet haklı değildir. Bu zulmü durduracağız” diye konuştu.
Kulislerde konuşulan “mini anayasa” tartışmalarına da değinen Demirtaş, “Gelirse hepsini Başbakan ile konuşuruz. Her konuyu konuşuruz tartışırız. Yeter ki savaş politikalarından vazgeçilsin. Her türlü diyalog kanalını açık tutacağız. Partimize tekliflerini sunarlar bizde değerlendirir karar veririz” açıklamasında bulundu.
(İHA)
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’ın partisi Syriza heyetini TBMM’de kabul etti. Ziyarette gazetecilerin gündeme ilişkin sorularına cevap veren Demirtaş, Amerika ziyaretinde yaptığı açıklamaları yineleyerek, İmralı görüşmeleri konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kapsamlı bir şekilde bilgilendirilmediğini söyledi. Başkanlık sistemi konusunda Abdullah Öcalan ile fikir ayrılığı yaşamadıklarını kaydeden Demirtaş, kendisinin Eş Genel Başkanlık görevinden ayrılacağı yönündeki tartışmalara son noktayı koyarak, “Partimiz görevde kalmamız konusunda ısrarcı” dedi.
“Hükümet baskıda ısrar ederse bizde direnişte ısrar ederiz. Hükümet müzakere yolunu seçerse HDP desteklemeye hazır. Biz her ikisine de hazırız” ifadelerini kullanan Demirtaş, Doğu ve Güneydoğu’da bazı ilçelerde yaşanan sokağa çıkma yasaklarını değerlendirdi. Türkiye’nin Musul’da asker bulundurmasını da eleştiren Demirtaş, Musul’a asker göndermeyi hükümetin savaş politikası olarak değerlendirdi.
“BİZLER GİBİ YUNANİSTAN HALKI DA ZOR GÜNLERDEN GEÇİYOR”
Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’ın partisinin yetkililerini Türkiye’de görmekten mutlu olduğunu belirten Selahattin Demirtaş, “Bizler gibi Yunanistan halkı da zor günlerden geçiyor. Syriza tam da bu zor günlerde ciddi bir sorumluluk üstlendi ve sadece Yunanistan’da değil, dünyanın genelinde büyük bir heyecan yarattı. Sol adına, yoksullar adına Syriza’nın yarattığı umudun başarıya dönüşmesini arzuluyoruz. Yunanistan ve Türkiye toplumu arasında çok daha iyi ilişkiler kurulması gerekiyor. Bunun için Syriza’nın hükümet olması büyük bir avantaj gibi görünüyor. Hem Sayın Çipras’ın hem partisinin sorunların çözümü konusundaki cesur yaklaşımları, Türkiye-Yunanistan arasındaki Kıbrıs sorunu başta olmak üzere birçok sorunun çözümüne faydalı olacaktır. HDP olarak Syriza ile kurumsal daha iyi ilişkiler geliştirmeyi arzuluyoruz. Basına kapalı görüşmede bunları görüşeceğiz” dedi.
“KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜNDEN PKK’NIN SİLAHLARI BIRAKMASINI ANLIYOR”
Amerika ziyaretinde yaptığı bir açıklamada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a İmralı ile ilgili görüşmelere yönelik doğru bilgi verilmediği yönündeki sözlerinin hatırlatılması üzerine Demirtaş, “Kendi heyetinin kendisini çok kapsamlı bilgilendirmediğini düşünüyorum. İmralı’daki görüşmelere biz bizzat katılıyorduk, bizim avantajımız buydu. Bütün detayları ile konuya hakim oluyorduk. Konu kendisine aktarılırken kısa, özet ve kendisinin hoşuna gideceği şekilde aktarılıyor. Hiçbir şeyden bilgisi olmadığı gibi anlaşılmasın. Detayları belki de bilmiyordu, kafasında belki bir süreç beklentisi oluşturdular. Farklı olsaydı tutumu değişir miydi bunu bilmiyorum. Düşünce yapısına, demokrasiye, Kürt sorununun çözüm perspektifine bakıldığında detayları bilseydi daha erken bitirirdi süreci. Kürt sorununun çözümünden PKK’nın silahları bırakmasını anlıyor, başka hiçbir şey anlamıyor. Kürtlerin hakları ile ilgili ya da Türkiye’nin demokrasi sorunları ile ilgili kafasında hiçbir proje olmadığı ortaya çıktı. Kendi heyeti de İmralı’da ve Ankara’da yaptığımız tartışmaların detaylarını kendisine aktarmamış olacaklar ki ‘ne müzakeresi’ demeye başladı, Dolmabahçe mutabakatındaki 10 temel ilkeye ‘bunlar nereden çıktı’ demeye başladı. Oysa o tartışma süreçlerinin hepsi bizlerin katkısı ile ve bilgimiz dahilinde oluşturulmuş süreçlerdi” diye konuştu.
“ÖCALAN İLE FARKLI DÜŞÜNMEDİK HİÇBİR ZAMAN”
Başkanlık sistemi konusunda Öcalan ve HDP arasında bir görüş ayrılığı olup olmadığı sorusuna da cevap veren Demirtaş, “Biz bu konuyu İmralı’ya gidip tartışamadık. Öcalan aylardır tecrit altında tutuluyor. Kendi görüşlerini öğrenme imkanımız yok. Ama o günkü tartışmalara dair biz farklı görüşte değildik. Kendisi demokratik bir sistemin desteklenebileceğini belirtti. Baskıcı bir sisteme karşı direniş içinde olacaklarını belirtti. Bugün bize farklı bir şey söylemiyoruz. Tek adam sistemi, diktatörlük, ismine başkanlık da deseler, partili Cumhurbaşkanı da deseler biz baskıcı tek adam sistemine karşıyız. Bu konuda Öcalan ile farklı düşünmedik hiçbir zaman” şeklinde konuştu.
“PARTİMİZ İKİMİZİN DE GÖREVDE KALMASI KONUSUNDA ISRARCI DAVRANIYOR”
Demirtaş, HDP Eş Genel Başkanlığı’ndan ayrılacağı konusundaki söylentilere de şu sözlerle cevap verdi:
“Partide böyle bir tartışma yok. Görev değişimi konusunda Figen hanım da bende tartışmaya açık olduğumuzu belirttik. Partimiz bunu tartışmıyor. Partimiz ikimizin de görevde kalması konusunda ısrarcı davranıyorlar. HDP çok iyi bir noktaya geldi ama Türkiye kötü bir noktaya gidiyor. Türkiye için daha iyi ne yapabiliriz HDP’de bu tartışılıyor. Hatırlanırsa 1 Kasım için AKP’nin seçim sloganı ‘istikrar için tek başına iktidar’ idi. 1 Kasım’dan bu yana Türkiye istikrar yüzü görmüyor. İçeride ve dışarıda sadece istikrarsızlık var. Artık HDP Türkiye için çok daha önemli bir parti ve siyasi harekete dönüşmüş oldu. Biz Eş Genel Başkanlığı değil, bu partiyi daha fazla ne kadar büyütebiliriz bunu tartışıyoruz.”
“SAVAŞTA ISRAR ETMEK AKP TARZI ÇILGINLIKTIR”
Türkiye’nin savaş politikalarının devamı olarak Musul’da asker bulundurduğunu kaydeden Demirtaş, “Bunların hepsi gerilimi ve savaşı esas alan dış politika hamleleridir. Türkiye Davutoğlu yönetiminde artık giderek savaşa sürüklenen ülke durumundadır. Başından beri Davutoğlu hükümeti bir savaşçı politika izlemiştir. Suriye’de ve içeride bu şekilde davranmıştır. Türkiye’yi Ortadoğu bataklığına AKP sürüklemekte kararlıdır. Musul’daki askerin varlığı da budur, Suriye’deki iç savaşa Türkiye’nin dahli de budur, Rus uçağının düşürülmesi de budur. Biz bu politikaları yanlış görüyoruz. Çok sayıda diyalog kanalı varken, savaşta ısrar etmek AKP tarzı çılgınlıktır. Kürt sorunu dahil şuanda Kürt sorunu ile ilgili diyalog kanalları sonuna kadar açık ama bunu kullanmıyor, her gün içeride ve dışarıda operasyon yapıyor. Suriye’de Kürtler’le ilgili diyalog kanalları açık ama bunu yapmıyor. Bu Musul içinde geçerlidir. Orada Türkiye’nin diyalog kanalı üzerinden işbirliği yapabileceği güçler var, onu yapmak yerine doğrudan asker bulundurarak savaş ve gerilim politikası yürütüyor” ifadelerini kullandı.
“TRAFİKTE TERS YOLDA GİDEN TEK ARAÇ AKP’NİN ARACI”
Amerika ziyaretinde çözüm sürecinde diyaloğun devam etmesinin dile getirildiğinin hatırlatılması üzerine Demirtaş, “Amerika hükümetinin resmi görüşüdür, sözcülerinin sıkça dile getirdiğidir. Türkiye’de yeniden müzakerenin başlaması konusundaki resmi görüşlerini bizimle de paylaştılar. AB üyesi devletler de bu konuda ısrarcıdır. Dünyanın tamamına yakını Türkiye’de müzakere isterken AKP savaş istiyor. Başbakan ‘o hendekleri kazanları hendeklere gömene kadar devam edeceğiz’ diyor. Bu çılgınlık politikasıdır. Her gün katliam yaşayan bir ülkeye dönüştük. Ankara, Suruç, Diyarbakır katliamların daha failleri bile bulunamadı. Suruç katilleri serbest, katledilenler tutuklanıyor. Türkiye’nin istikrarı bu. Yeniden müzakere masasına dönülmesi lazım. Trafikte ters yolda giden tek araç AKP’nin aracı” dedi.
“BİZ HER İKİSİNE DE HAZIRIZ”
Bir gazetecinin “Çatışmalar devam ederse HDP nasıl bir politika yürütecek?” şeklindeki sorusuna cevap veren Demirtaş, “Bu baskı politikasında asla hükümetin yanında olmayız. Sokağa çıkma yasağı gibi faşizan uygulamalarda biz halkın tarafındayız. Hükümet savaş yanlısı, biz barış yanlısıyız. Hükümet devletçi, biz halkçıyız. Hükümet baskıda ısrar ederse bizde direnişte ısrar ederiz. Hükümet müzakere yolunu seçerse HDP desteklemeye hazır. Biz her ikisine de hazırız. Halk haklıdır, hükümet haklı değildir. Bu zulmü durduracağız” diye konuştu.
Kulislerde konuşulan “mini anayasa” tartışmalarına da değinen Demirtaş, “Gelirse hepsini Başbakan ile konuşuruz. Her konuyu konuşuruz tartışırız. Yeter ki savaş politikalarından vazgeçilsin. Her türlü diyalog kanalını açık tutacağız. Partimize tekliflerini sunarlar bizde değerlendirir karar veririz” açıklamasında bulundu.
(İHA)