İçişleri Bakanlığının "Terörden Arananlar Listesi"nde mavi kategoride yer alan, başına 1 milyon 500 bin lira ödül konulan ve 15 Aralık'ta Habur Sınır Kapısı'nda güvenlik güçlerine teslim olduktan sonra getirildiği Adıyaman'da mahkemece serbest bırakılıp Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı üzerine tutuklanan DEAŞ'lı kadın terörist, sınır geçişlerini sağlayan kişilerin "ceviz" şifresini kullandığını anlattı.
DEAŞ'lı terörist Ayşenur İnci hakkında, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
İddianamede, kayıp ihbarı yapılan bazı kişilerin terör örgütü DEAŞ'a katıldığı yönünde istihbari bilgi edinilmesi üzerine soruşturmaya başlandığı belirtilerek, sanık İnci'nin de yasa dışı yollarla Suriye'ye geçerek DEAŞ'a katıldığı aktarıldı.
Sanık İnci'nin bir süre örgüt içerisinde kaldıktan sonra kaçakçılarla anlaşarak kaçmaya çalıştığı ancak bu kişilerin kendisini kandırarak terör örgütü YPG/PKK'ya teslim ettiği ifade edilen iddianamede, sanığın terör örgütünün elinde bir süre esir kaldıktan sonra ailesinin yardımıyla Türkiye sınırına gelip güvenlik güçlerine teslim olduğu belirtildi.
Sanığın emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildiği cumhuriyet savcılığında, etkin pişmanlık hükümleri kapsamında ifade vererek, 38 kişiyi teşhis ettiği ve tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edildiği ancak tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığı hatırlatılan iddianamede, cumhuriyet savcılığının itirazı üzerine tutuklanan sanık İnci'nin ikinci kez ifade vermek istediği ve 101 kişiyi daha teşhis ettiği kaydedildi.
İddianamede sanık Ayşenur İnci'nin ifadesine de yer verildi.
İfadesinde, sevgilisi Ersel Ocak'ın (firari DEAŞ zanlısı) kendisini kandırarak DEAŞ'a katılmaya ikna ettiğini öne süren İnci, şunları aktardı:
"Ersel ile 30 Ekim 2014'te, Demokrasi Parkı'nda buluşup Gaziantep'e doğru yola çıktık. Gaziantep'te otogarda beklediğimiz sırada Ersel'in yanına O.Y. ile Adıyaman'dan tanıdığım A.P. geldi. Hep birlikte otogara yakın bir evde bir gece konakladık. Gece saatlerinde hiç karşılaşmadığım, sarı saçlı, sakalsız, beyaz tenli bir şahıs, plakasını bilmediğim bir araçla gelip telaşlı bir şekilde bizi araca bindirdi ve Suriye'ye doğru yola çıktık. Yolda gittiğimiz esnada aracı kullanan şahıs birini arayarak 'Abi cevizleri aldım. Cevizlerin içi doluymuş' şeklinde konuştu ve telefonu kapattı. Suriye sınırına geldiğimizde minibüse geçtik."
İnci, yasa dışı yollarla Suriye'ye geçtiklerini, burada kendilerini silahlı kişilerin karşıladığını ifade ederek, Tel Abyad yakınlarında DEAŞ işgalindeki bölgeye geldiklerini ve Ersel ile bir evde kaldıklarını belirtti.
Ersel'in "Adnani" kod ismini kullanmaya başladığını kaydeden İnci, "Ersel 'kendisine kod adının, eş ve çocuk sayısının yazılı olan bir kart verildiğini' söyledi. Bu kartla DEAŞ'ın aylık olarak verdiği maaşı alabileceğimizi ve hastane işlerinde bu kartı kullanacağımızı anlattı." ifadelerini kullandı.
Sanık İnci, bu bölgede bir süre kaldıktan sonra Türkiye'ye dönmek istediğini ancak kendisine izin verilmediğini anlatarak, daha sonra Bab bölgesine geçtiklerini anlattı.
İnci, Ersel Ocak'ın nöbet tuttuğu sırada insansız hava aracının saldırısında sol tarafının felç olduğunu ve hafıza kaybı yaşadığını aktardı.
Hastane olarak kullanılan binada 2016'nın Eylül ayında doğum yaptığını ve kız çocuğu dünyaya getirdiğini belirten İnci, "Daha sonra Ersel ile eve çıktık. 2017 yılının Nisan ayında bulunduğumuz bölgenin tehlikeli hale gelmesiyle Deyrizzor bölgesine geçtik. Bu eve geçtikten sonra Türkiye'ye geçmek için kaçakçı araştırmaya başladık." ifadelerini kullandı.
Sanık İnci, kaçmak için ilk girişiminin başarısız olduğunu, ikinci girişiminde ise YPG/PKK'ya esir düştüğünü daha sonra ise başka bir kaçakçı aracılığıyla sınıra gelerek güvenlik güçlerine teslim olduğunu kaydetti.
Evden "medrese eğitimi alacağım" diye ayrılmışİddianamede, sanığın ailesine yazdığı mektuba da yer verildi.
Mektupta, "Canım anneciğim babacığım ve ağabeyciğim, ben ilim eğitimi almak için medreseye gidiyorum. Beni merak etmeyin. Evde böyle bir imkanım yok. Bu yüzden bana kızıp da esip gürlemeyin. Dışarı çıkmama bile izin vermiyordunuz. Evdeki kitaplarla ve nefsi zorlayan bir şekilde bir şey öğrenmeme imkan yok. Sizinle defalarca ilmi sohbet etmek istedim ancak buna yanaşmadınız. Size ben medreseye gideceğim deseydim izin vermeyecektiniz. Gidiyorum ama inşallah hafızlığı tadınca geleceğim. Hakkınızı helal edin. Bir süre telefonum kapalı ve açmayacağım." ifadeleri yer aldı.
Olayİçişleri Bakanlığının "Terörden Arananlar Listesi'nde" "mavi kategoride" bulunan ve başına 1 milyon 500 bin lira ödül konulan sanık Ayşenur İnci, 15 Aralık'ta Habur Sınır Kapısı'nda güvenlik güçlerine teslim olmuştu.
Adıyaman'a getirilen zanlı, 19 Aralık'ta nöbetçi sulh ceza hakimliğince adli kontrol hükümleri uygulanarak serbest bırakılmıştı.
İnci, 31 Aralık 2018'te Cumhuriyet savcılığının itirazı üzerine tutuklanmıştı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com