CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Sayın Davutoğlu, ’Efendim biz milli muhalefete de ihtiyaç duyuyoruz’ diyor. Acaba Davutoğlu, millinin ne anlama geldiğini biliyor mu? Milli olmak Türkiye’yi pazarlamak değildir" dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM’deki Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, Başbakan Davutoğlu’nun ’milli muhalefet’ açıklamalarına tepki gösterdi. Bugün siyasal partilerin genel başkanlarının konuştuğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Arabada gelirken Sayın Davutoğlu’nu da dinledim. ’Biz milli bir hükümetiz’ diyor. ’Efendim biz milli muhalefete de ihtiyaç duyuyoruz.’ Lafa bakın. Acaba Davutoğlu, millinin ne anlama geldiğini biliyor mu? Emin olun endişem var. Milli demek ülkesinin çıkarlarını savunmak demektir. Sonuna kadar kendi ülkesinin çıkarlarının arkasında olmak demektir. Milli olmak Türkiye’yi pazarlamak değildir. Milli olmak Türkiye’yi dünyadan soyutlamak değildir. Milli olmak Türkiye’ye dünyada itibar kazandırmak demektir. Hangi millilikten bahsediyorsunuz siz? Şimdi bu sözde milli hükümete soruyorum; durup dururken kardeşim dediğin Esad’a niye birden bire saldırdın? Kim seni tetikledi? Ne oldu da birden bire düşman haline geldiniz?" diye sordu.
CHP’nin emekçinin yanında olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Yoksul sınıfların yanındadır. Ezilenlerin yanındadır. Yeter ki siz dik durun göreceksiniz CHP her zaman yanınızda olacaktır" ifadelerini kullandı.
"SEN MİLLİLİKTEN SÖZ EDİYORSAN SAVAŞ ÇIKTIĞINDA KENDİ ÇOCUKLARINI GÖNDERECEK MİSİN CEPHEYE"
Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
"7 Haziran seçimlerinden önce diyorlardı ki, ’Bakın bizi tek başına iktidara getirmediniz. Her gün şehitler geliyor. Bizi tek başına iktidara getirin, şehit gelmeyecek’ diyorlardı. Tarihin en yoğun şehit sürecini yaşıyoruz. Peki halkına yalan söyleyen bir siyasal parti milli olabilir mi? Doğu Güneydoğu’da terör örgütü şehirleri silah deposuna dönüştürürken valilere ’aman ha sakın dokunmayın’ diye talimat veren iktidar Türkiye Cumhuriyetinde milli lafını ağzına alabilir mi? Milli imiş, Türkiye’yi savaşa sokmak istiyorlar. Eğer sen millilikten söz ediyorsan savaş çıktığında kendi çocuklarını gönderecek misin cepheye? O zaman ben sana milli diyeceğim. Bizim kimse milliyetçiliğimizi test edemez. Biz milliyetçiliğimizi Kıbrıs’ın Beşparmak Dağları’na yazan bir partiyiz. Kimse unutmasın bunu. Diyorlar ki; ’CHP bizim yanımızda dursun.’ 17 Eylül 2009 Suriye’de oturdular bir anlaşma imzaladılar. Vizeleri kaldırdılar. Yüksek düzeyli stratejik iş birliği konseyi anlaşmasını imzaladılar. Ortak Bakanlar Kurulu kararı yaptılar. Biz hiçbir zaman neden bunu yapıyorsunuz diye hiç kimse bir şey söylemedi. Ülkemizin çıkarları söz konusuydu. Elbette olması lazım dedik. Türkiye’nin bütün komşularıyla çok iyi olması lazım. Mısır ile Libya ile İsrail ile Filistin ile herkesle bizim aramızın iyi olması lazım. Çünkü biz felsefe olarak hem kendi ülkemizde, hem dünyada barışı savunan bir siyasi gelenekten geliyoruz. Yurtta barış, dünyada barış diyoruz. Siz iyi şeyler yaptığınız zaman her zaman yanınızda durduk."
"BÖYLE BİR MİLLİ POLİTİKA YOKTUR. BU POLİTİKANIN ADI GAYRİ MİLLİ POLİTİKADIR"
Mart 2011’de birdenbire çatışmalar çıktığını anlatan Kılıçdaroğlu, "Durup dururken Esad ile kavga etmeye başladılar. Neden? Sen neden ihvanı kabul etmiyorsun? Hükümette neden bunlara yer vermiyorsun. Panislamizm hareketini yani bütün İslam dünyasını biz yöneteceğiz diye ortaya çıktılar. Dedik ki ’bu çok tehlikelidir. Sakın ola ki bu yollara başvurmayın.’ Ama bizi hiç dinlemediler. Biz uyarı görevimizi yaptık. ’Ortadoğu’ya girmeyin’ dedik. Ortadoğu bir bataklıktır. Efendim nasıl söylersiniz Ortadoğu bir bataklıktır diye. Suriye’ye TIR’larla silahlar gönderdiler. Ne kadar cihatçı unsur varsa El-Kaide, El-Nusra hepsini IŞİD’çiler tamamı Türkiye üzerinden Suriye’ye geçti. Kamplar kurdular Türkiye’de. ’Başka bir ülkenin egemenliğine müdahale etmeyin’ dedik. ’Biz doğrusunu biliriz’ dediler. Sonra ne oldu? IŞİD Türkiye’den 70 ilden militan toplamaya başladı. Tamamı bu hükümetin gözleri önünde gerçekleşti. Kadınlar boğazı kesilerek öldürüldü. Gencecik çocuklar öldürüldü. Türbeler, camiler bombalandı. Bunlar da her türlü çanağı gerdiler. Her türlü çanağa ortam hazırladılar. Anlatamadık bunları. Şimdi buna milli politika diyorlar. Böyle bir milli politika yoktur. Bu politikanın adı gayri milli politikadır. Bir iktidarın çıkarlarına hizmet eden politikadır. Ülkenin çıkarlarına değil. Suriye’de Kürtler var, Türkmenler var, Araplar var. Hepsi bizim kardeşlerimiz. Neden düşman ediyorsunuz?" ifadelerini kaydetti.
"SAYIN DAVUTOĞLU’NA SESLENİYORUM; TARİHTEN FALAN VAZGEÇTİM. FALİH RIFKI ATAY’IN ZEYTİNDAĞI KİTABINI OKU"
"Bir ülkeyi yönetenlerin önce o ülkenin yakın tarihini bilmeleri gerekir" diyen Kılıçdaroğlu, "Ortadoğu ile ilgili karar alacaksan, Ortadoğu’nun tarihini bilmen gerekir. Kendi ülkesinin tarihini bilemeyen Türkiye’yi batağa sürükler. Buradan Sayın Davutoğlu’na sesleniyorum; tarihten falan vazgeçtim. Falih Rıfkı Atay’ın Zeytindağı kitabını oku. Ortadoğu bataklığının bütün ayrıntıları o kitapta var. Cumhuriyetin ilk yıllarında yazılmıştır. Türkiye neden Ortadoğu bataklığının dışına çıkmıştır. Orada okuduğunda bütün bu ayrıntıları görürsün. Bu eleştiri niye biz yapıyoruz? Kendi tarihimizi bildiğimiz için yapıyoruz. Kendi tarihimizden ders aldığımız için yapıyoruz" dedi.
(İHA)
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM’deki Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, Başbakan Davutoğlu’nun ’milli muhalefet’ açıklamalarına tepki gösterdi. Bugün siyasal partilerin genel başkanlarının konuştuğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Arabada gelirken Sayın Davutoğlu’nu da dinledim. ’Biz milli bir hükümetiz’ diyor. ’Efendim biz milli muhalefete de ihtiyaç duyuyoruz.’ Lafa bakın. Acaba Davutoğlu, millinin ne anlama geldiğini biliyor mu? Emin olun endişem var. Milli demek ülkesinin çıkarlarını savunmak demektir. Sonuna kadar kendi ülkesinin çıkarlarının arkasında olmak demektir. Milli olmak Türkiye’yi pazarlamak değildir. Milli olmak Türkiye’yi dünyadan soyutlamak değildir. Milli olmak Türkiye’ye dünyada itibar kazandırmak demektir. Hangi millilikten bahsediyorsunuz siz? Şimdi bu sözde milli hükümete soruyorum; durup dururken kardeşim dediğin Esad’a niye birden bire saldırdın? Kim seni tetikledi? Ne oldu da birden bire düşman haline geldiniz?" diye sordu.
CHP’nin emekçinin yanında olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Yoksul sınıfların yanındadır. Ezilenlerin yanındadır. Yeter ki siz dik durun göreceksiniz CHP her zaman yanınızda olacaktır" ifadelerini kullandı.
"SEN MİLLİLİKTEN SÖZ EDİYORSAN SAVAŞ ÇIKTIĞINDA KENDİ ÇOCUKLARINI GÖNDERECEK MİSİN CEPHEYE"
Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
"7 Haziran seçimlerinden önce diyorlardı ki, ’Bakın bizi tek başına iktidara getirmediniz. Her gün şehitler geliyor. Bizi tek başına iktidara getirin, şehit gelmeyecek’ diyorlardı. Tarihin en yoğun şehit sürecini yaşıyoruz. Peki halkına yalan söyleyen bir siyasal parti milli olabilir mi? Doğu Güneydoğu’da terör örgütü şehirleri silah deposuna dönüştürürken valilere ’aman ha sakın dokunmayın’ diye talimat veren iktidar Türkiye Cumhuriyetinde milli lafını ağzına alabilir mi? Milli imiş, Türkiye’yi savaşa sokmak istiyorlar. Eğer sen millilikten söz ediyorsan savaş çıktığında kendi çocuklarını gönderecek misin cepheye? O zaman ben sana milli diyeceğim. Bizim kimse milliyetçiliğimizi test edemez. Biz milliyetçiliğimizi Kıbrıs’ın Beşparmak Dağları’na yazan bir partiyiz. Kimse unutmasın bunu. Diyorlar ki; ’CHP bizim yanımızda dursun.’ 17 Eylül 2009 Suriye’de oturdular bir anlaşma imzaladılar. Vizeleri kaldırdılar. Yüksek düzeyli stratejik iş birliği konseyi anlaşmasını imzaladılar. Ortak Bakanlar Kurulu kararı yaptılar. Biz hiçbir zaman neden bunu yapıyorsunuz diye hiç kimse bir şey söylemedi. Ülkemizin çıkarları söz konusuydu. Elbette olması lazım dedik. Türkiye’nin bütün komşularıyla çok iyi olması lazım. Mısır ile Libya ile İsrail ile Filistin ile herkesle bizim aramızın iyi olması lazım. Çünkü biz felsefe olarak hem kendi ülkemizde, hem dünyada barışı savunan bir siyasi gelenekten geliyoruz. Yurtta barış, dünyada barış diyoruz. Siz iyi şeyler yaptığınız zaman her zaman yanınızda durduk."
"BÖYLE BİR MİLLİ POLİTİKA YOKTUR. BU POLİTİKANIN ADI GAYRİ MİLLİ POLİTİKADIR"
Mart 2011’de birdenbire çatışmalar çıktığını anlatan Kılıçdaroğlu, "Durup dururken Esad ile kavga etmeye başladılar. Neden? Sen neden ihvanı kabul etmiyorsun? Hükümette neden bunlara yer vermiyorsun. Panislamizm hareketini yani bütün İslam dünyasını biz yöneteceğiz diye ortaya çıktılar. Dedik ki ’bu çok tehlikelidir. Sakın ola ki bu yollara başvurmayın.’ Ama bizi hiç dinlemediler. Biz uyarı görevimizi yaptık. ’Ortadoğu’ya girmeyin’ dedik. Ortadoğu bir bataklıktır. Efendim nasıl söylersiniz Ortadoğu bir bataklıktır diye. Suriye’ye TIR’larla silahlar gönderdiler. Ne kadar cihatçı unsur varsa El-Kaide, El-Nusra hepsini IŞİD’çiler tamamı Türkiye üzerinden Suriye’ye geçti. Kamplar kurdular Türkiye’de. ’Başka bir ülkenin egemenliğine müdahale etmeyin’ dedik. ’Biz doğrusunu biliriz’ dediler. Sonra ne oldu? IŞİD Türkiye’den 70 ilden militan toplamaya başladı. Tamamı bu hükümetin gözleri önünde gerçekleşti. Kadınlar boğazı kesilerek öldürüldü. Gencecik çocuklar öldürüldü. Türbeler, camiler bombalandı. Bunlar da her türlü çanağı gerdiler. Her türlü çanağa ortam hazırladılar. Anlatamadık bunları. Şimdi buna milli politika diyorlar. Böyle bir milli politika yoktur. Bu politikanın adı gayri milli politikadır. Bir iktidarın çıkarlarına hizmet eden politikadır. Ülkenin çıkarlarına değil. Suriye’de Kürtler var, Türkmenler var, Araplar var. Hepsi bizim kardeşlerimiz. Neden düşman ediyorsunuz?" ifadelerini kaydetti.
"SAYIN DAVUTOĞLU’NA SESLENİYORUM; TARİHTEN FALAN VAZGEÇTİM. FALİH RIFKI ATAY’IN ZEYTİNDAĞI KİTABINI OKU"
"Bir ülkeyi yönetenlerin önce o ülkenin yakın tarihini bilmeleri gerekir" diyen Kılıçdaroğlu, "Ortadoğu ile ilgili karar alacaksan, Ortadoğu’nun tarihini bilmen gerekir. Kendi ülkesinin tarihini bilemeyen Türkiye’yi batağa sürükler. Buradan Sayın Davutoğlu’na sesleniyorum; tarihten falan vazgeçtim. Falih Rıfkı Atay’ın Zeytindağı kitabını oku. Ortadoğu bataklığının bütün ayrıntıları o kitapta var. Cumhuriyetin ilk yıllarında yazılmıştır. Türkiye neden Ortadoğu bataklığının dışına çıkmıştır. Orada okuduğunda bütün bu ayrıntıları görürsün. Bu eleştiri niye biz yapıyoruz? Kendi tarihimizi bildiğimiz için yapıyoruz. Kendi tarihimizden ders aldığımız için yapıyoruz" dedi.
(İHA)