Başbakan Ahmet Davutoğlu, Sırrı Süreyya Önder’in "kaçak çay" sözlerine atıfta bulunarak, "Gitsinler çaylarını kimle içeceklerse içsin, isterse Kandil’e gidip çayını içsin bu senarist" ifadelerini kullandı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Sırbistan ziyareti öncesi düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.“SUR’U, CİZRE’Yİ HENDEKLERLE ZİNDAN YERİNE ÇEVİRENLERDEN HESAP SORSUNLAR”
Davutoğlu HDP ile yapacağı görüşmenin iptaline ilişkin bir soru üzerine, “Ben seçim sonrasında hiçbir ayrım yapmadan herkesle görüşeceğimizi ifade ettim. Buna sadık kalarak randevu talebinde bulundum. Ama randevu talebinden sonra hadi öncekileri diyebiliriz siyasi polemiktir ya da alışkanlıklarıdır. Maalesef eskiden beri terörü mazur görüyorlardı. Randevu talebinden sonra aynı tutumu sürdürmeleri, hakaretamiz bir şekilde birkaç gün sonra kendilerini ziyaret edecek misafire saygısızlık ifade eden açıklamalardan sonra onları muhatap almam, şahsi olarak da, bulunduğum makam olarak da doğru değil. Ben muhatabımda iki hususiyete önem veririm. Her şeyde anlaşmazlığa düşebiliriz. Niyette samimiyet, üslupta ve yöntemde de ciddiyet önemli. Bu randevuyu talep eden ülkeni başbakanı ve 49.5 destekle aslında böyle bir diyaloğu da o desteğe dayanarak yapmış bir başbakan. Benim hayatımda kimseye nezaketsizlik yaptığım görülmemiştir. Bana karşı nezaketsizliği de içime sindireceğimi birisi zannediyorsa, buna da izin vermem. Şahsen tevazu gösterimi ama destek aldığım millet adına tevazu göstermem. Anayasayı konuşmak için gideceğim, sanki böyle bir gündem yokmuş gibi benden hesap soracaklarını ima edecek şekilde efendim ‘Sur’da, Cizre’de şunları soracağız’. Bana hesap soracaklarına Sur’u, Cizre’yi hendeklerle, barikatlarla zindan yerine çevirenlerden hesap sorsunlar. Hesap soramıyorlarsa sussunlar. Hem teröre destek verecekler, hem kendileri ile anayasa konuşmaya gelecek olan başbakana şart koşacaklar” dedi.“ANAYASAYI TARTIŞIRIM AMA TÜRKİYE’NİN BİRLİK VE BÜTÜNLÜĞÜNÜ KİMSE İLE TARTIŞMAM”
Başbakan Davutoğlu dün DTK’nın yaptığı açıklamaları da hatırlatarak, “Dün benim randevu talebini reddetmem sonrasında DTK diye hangi yasal zemine oturduğu belli olmayan bir yapının açıklamalarını da gördünüz. Hani Türkiyelileşmekten bahsediliyordu. Hani Türkiye toplumunun parçası olacaklardı. 7 Haziran’da bu samimiyetsiz beyanlara inanan ve bu partiye oy veren vatandaşlarıma sesleniyorum. Hesap sorun bunlardan. ‘Siz Türkiye’yi bölmeye dayanan bir proje için alet mi ettiniz bizim oylarımızı’ diyerek hesap sorması lazım vatandaşların. Samimiyetle inanıyorum aslında PKK’ya taviz vermeyecek bir çok insan ve aydın HDP’ye o dönemde oy verdi. Anayasayı herkesle tartışırım ama Türkiye’nin birliğini bütünlüğünü kimseyle tartışmam. Hendeği ve barikatı savunanlarla tartışmam. Her şeyi konuşurum ama o hendek ve barikatları kaldırmak için canın ortaya koyan Mehmetçiğin kanını kimseyle tartışmam. Bu niyet meselesi. Niyetleri sahih değil. Ne konuşacağız o zaman” dedi.“İSTERSE KANDİL’E GİDİP ÇAYINI İÇSİN BU SENARİST”
Demirtaş’ı ve Sırrı Süreyya Önder’i sert bir dille eleştiren Davutoğlu, “Niyet sahih olmadığında dahi bir müzakere yürütürsünüz. Ama karşınızdakinde ciddiyet ararsınız. Biz bir film senaryosu çeviriyor değiliz, Türkiye ateş çemberi ortasında, yüzlerce askeri, polisimizi şehit vermişiz. Yok çay içecekmişiz de, kaçak çaymış da. Gitsinler çaylarını kimle içeceklerse içsin, isterse Kandil’e gidip çayını içsin bu senarist. Türkiye ateş çemberi içinde olacak, beyefendi kaça çaydan bahsedecek, ben de o masaya oturacağım öyle m?. TBBM’ye gelen herkes bu milleti temsil etmenin ciddiyetini taşıyacak. Gece ürettiği esprilerle bizimle istihza edeceğini düşünenler önce ciddiyet testinde geçecekler. Ya samimi ve ciddi olurlar tüm kapılarımız açık olur. Ya da samimiyetten uzak dururlar, ciddiyeti unuturlar, o zaman da onlara hadlerini bildiririz. Siyaset nezaket ve samimiyet meselesidir. Bütün bunları iki gün içinde dinlendikten sonra onların kapısına gideceğimi düşünüyorlarsa ya beni ya bu milleti tanımıyorlar. Önce söylediklerinden vazgeçecekler. Yemin ettikleri. Evet doğru görmüyoruz ama hepimiz anayasal düzen içinde çalışıyoruz. Ben az önce söyledim anayasayı değiştireceğiz. Ben 12 Eylül anayasası ile yaşamaktan zillet duyuyorum. Ama o değişene kadar o anayasal düzen içinde nerede olduğumuzun farkında olmamız lazım. HDP bir siyasi parti midir? Siyasi parti ise, siyasi parti gibi davranacak. Terör örgütünü sözcüsü ise ve Türkiye’yi bir şekilde bir takım oyunların içine düşürecek piyon ise o zaman ona göre muamele görür” dedi."KİMLER ADINA KONUŞUYORLARSA, GİTSİNLER ONLARLA MASAYA OTURSUNLAR"
2011 seçimleri sonrasında da benzer bir dönem yaşandığını hatırlatan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü;“2011 seçimleri sonrasında da bunları yaşadık. Ülke yeni bir anayasa hazırlığındayken ne yaptı bu PKK, Silvan saldırısı ile terörü başlattı. HDP sessiz kaldı. Yine özerklik tartışması başlattılar. Her seçim sonrasında millet yeni bir ufka yönelirken bunlar terörü ve Türkiye’nin birliğini bütünlüğünü tartışmaya açıyorlar. Baktılar ki bunların dışarıdaki akıl hocaları Türkiye istikrar döneminde ve bu dönemde demokratik bir anayasa yönelecek, bu zemini yok etmek için tekrar harekete geçtiler. Kimler adına konuşuyorlarsa gitsinler onlarla masaya otursunlar. Benimle masaya oturacaklarsa önce anayasal düzen içinde işlev gören ciddi ve samimi bir siyasi parti olduklarını ispat etsinler. Bu ciddiyeti gösterene kadar bizden muhatap bulamazlar”