Başbakan Ahmet Davutoğlu, iş dünyasına seslenerek, "Biz, size önümüzdeki 4 yıl için, 2019 seçimlerine kadar, öngörülebilir bir siyasi istikrar vaad ettik. Halkımız bize bunu verdi, biz de size şunu söylüyoruz, ’Hiçbir gerekçeyle bu siyasi istikrarın bozulmasına izin vermeyeceğiz. Planlarınızı yaparken iş dünyası olarak kısa dönemli yapmayın, uzun dönemli bir istikrara yatırım yapın" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Çankaya Köşkü’nde iş dünyası ve çalışma hayatı ile yemekte bir araya geldi. Davutoğlu, yaptığı konuşmada, "1 Kasım seçimleri sonrası tek parti imkanı oluşunca daha önce yaptığımız gibi hem beyannamemizde söz konusu olan vaatlerimizin hayata geçirilmesi hem Türkiye’nin ihtiyaç hissettiği reformların yapılabilmesi için yoğun bir çalışmaya başladık. Sayın Cumhurbaşkanımızın görevlendirmesine kadar geçecek süreçte bütün teknik teorik hazırlıkların tamamlanması talimatını arkadaşlarımıza verdim. Daha önceki hükümet oluşumlarından farklı olarak, bu akşamki toplantıda da hükümet programının yazımına geçmeden önce iş dünyamızın, emek dünyamızın temsilcileri ile, toplum kesimimizin bütün büyük kitle örgütlerinin temsilcileriyle buluşup hükümet programımızla ilgili vereceğimiz nihai şekilden önce sizlerin kanaatlerini almak ve bu çerçevede de önümüzdeki dönemi planlamayı arzu ettik. Önümüzde 1 Kasım seçimleri sonrası ortaya çıkan siyasi tabloyla 4 yıllık bir istikrar dönemi var. Daha uzun sürecek bir istikrar dönemi var, mutlaka 4 yıldan sonra da istikrar devam edecek. Bu 4 yıl içinde başka bir seçim kesintisi olmayacak" ifadelerini kullandı.
Seçimlere katılım oranı dolayısıyla bütün vatandaşlara teşekkürlerini ilettiğini belirten Davutoğlu, "Bu seçimlerde bize yönelik olarak gösterilen teveccüh dolayısıyla minnetlerimi ifade etmek istiyorum. Eğer bir teveccüh varsa aynı zamanda sorumluluk da vardır, sorumluluk varsa onu paylaşma yönünde bir tavır sergilemek de bir zarurettir. 1 Kasım seçimleri kesinlikle tek parti iktidarının oluşması nedeniyle bizde rehavet oluşturmamıştır, aksine sorumluluğumuzu artırmış ve çalışma tempomuzun da artmasını gerekli kılmıştır. Bu çerçevede planlamalarımızı yaparken, hükümet programını yazarken farklı siyasi ve çıkar gruplarına hitap etmek üzere bütün ilgili arkadaşları masa etrafında buluşturalım, bazen farklı kanaatler ortaya konacak, bunlardan istifade edip optimum noktada bu talepleri karşılamak için çaba sarf edeceğiz" diye konuştu.
"Önümüzdeki dönemde, planlamamızı aktarmak istiyorum" diyen Davutoğlu, "1 Kasım’da emaneti devraldık, üzerinde çalıştığımız bir perspektif ve bir zamanlama var. Öncelikle ekonomik kriz ve etrafımızdaki jeopolitik kriz ortamında, ekonomimizin makroekonomik dengelerinin sağlam bir temelde muhafaza edilmesi lazım. Eğer biz ekonomimizi ve siyasetimiz yeniden yapılandıramaz ve yeni bir ruhla reform bilincini hayata her kesime yayamazsak bir müddet sonra bu makroekonomik dengeler bize kalıcı ve sürdürülebilir bir kalkınmayı beraberinde getiremeyebilir. Öyle bir ekonomik süreçten geçiyoruz ki büyüyemeyenler durdukları yerde saymıyorlar, geriye gidiyorlar" açıklamasında bulundu.
"4 HUSUSA DİKKAT ÇEKMEK İSTİYORUM"
Özellikle 4 hususa dikkat çekmek istediğini söyleyen Başbakan Davutoğlu, "Önümüzdeki dönemde kalkınmanın ve gerçek anlamda dünyayla rekabet eden bir ekonomik performansın gösterilmesi için siyasi perspektifimizi de yansıtan 4 saç ayağını tabiri caizse, 4 ana omurgayı, hepimizin kabul ettiği kanaatindeyim. Birincisi, öngörülebilir bir siyasal düzen, demokratik ve özgürlüklere dayalı ve gelecek perspektifi olan bir siyasal düzen olmaksızın, bu küresel kriz ortamında karar almak da mümkün olmaz, o kararı uygulanmak da mümkün olmaz" şeklinde konuştu.
"1 Kasım seçimleri öngörülebilir siyasal düzeni yani teminat altına almış ve hepimize bir ev ödevi vermiştir halk" diyen Davutoğlu, "Sadece siyasete verilen bir ev ödevi değil bu, iş dünyamıza ve emek dünyamıza da verilen ev ödevidir bu. Bizim, size vereceğimiz teminat şudur, ’başbakan olarak ben size şu sözü verebilirim, önümüzdeki 4 yıl içinde, halkımızın iradesine yenilenene kadar bu istikrar ortamı sürecektir’. Hiç kimsenin, Türkiye’nin siyasal geleceği bağlamında ve öngörülebilirlik konusunda kaygısının olmaması icap eder. Biz, size bu taahhütte bulunuyoruz. İstikrar, güven ortamı, terörle mücadele sürerken aynı zamanda dünyadaki en güvenli seçimlerden birini yaptık biz. Bu bir başarı hikayesidir" ifadelerini kullandı.
"HİÇBİR GEREKÇEYLE, BU SİYASİ İSTİKRARIN BOZULMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ"
İş dünyasına seslenen Davutoğlu, "Biz, size önümüzdeki 4 yıl için, 2019 seçimlerine kadar, öngörülebilir bir siyasi istikrar vaad ettik. Halkımız bize bunu verdi, biz de size şunu söylüyoruz, ’Hiçbir gerekçeyle bu siyasi istikrarın bozulmasına izin vermeyeceğiz. Planlarınızı yaparken iş dünyası olarak kısa dönemli yapmayın, uzun dönemli bir istikrara yatırım yapın" diye konuştu.
İkincisinin, insan haklarına ve temel hürriyetlere dayalı bir hukuk düzeni olduğunu anlatan Davutoğlu, siyasi istikrarı değerli kılacak olan şeyin insan hak ve özgürlüklerine dayalı bir hukuki düzene istinat etmesi olduğunu ifade etti. İnsan hak ve hürriyetlerine dayalı hukuk düzenini hakim kılmanın en önemli taahhütleri olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, "Varsa aksayan hukuk düzeninde, bu hukuk düzeninde aksayan hususları da 17 Nisan’da açıkladığımız yargı reformuyla aşacağız. Türkiye’de yatırım yapan dış yatırımcı da Türkiye’de yatırım yapmakta olan iç yatırımcı da bilsin ki girişim özgürlüğe saygı esastır ve bu girişim özgürlüğü çerçevesinde yapılan bütün taahhütler hukuk düzeni tarafından koruma altındadır. Hukuk düzeninde herhangi bir şekilde ’kayırmacılık ya da ayrımcılığa’ tabi olma gibi bir kaygı kimsenin zihninde bir kaygı olmamalıdır" şeklinde konuştu.
DAVUTOĞLU’DAN ÜRETKEN, VERİMLİ VE GELİR ADALETİNE DAYALI BİR EKONOMİK DÜZEN VURGUSU
Üçüncü önemli hususun, üretken, verimli ve gelir adaletine dayalı bir ekonomik düzen olduğunu anlatan Davutoğlu, "Üretmeyen ve kendini geliştirmeyen gelir adaleti demek fakirlikte adalet demektir. Yoklukta adalet en kolay ulaşılabilir adalettir ama sonunda büyük çalkantılara sebebiyet verir. Biz varlıkta adaleti sağlamak istiyoruz, yani daha yüksek kişi başına gelir, daha iyi bir gelir dağılımı ve büyüyen üreten verimli bir şekilde kendi içinden kaynak üretebilen sürdürülebilir bir kalkınmayı teminat altına alacak bir ekonomik düzen" dedi.
Başbakan Davutoğlu, dördüncü önemli hususun ise, insan onuruna yakışır şekilde eğitim, sağlık ve diğer bütün ihtiyaçların karşılandığı, herkesin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktan gurur duyduğu, kimsenin ait olduğu kimlik ve düşünce sebebiyle dışlanmadığı, herkesin onurlu bir şekilde belli bir standartta yaşama imkanı bulduğu bir sosyal düzen anlayışı olduğunu ifade etti.
AK Parti’nin 13 yılda yaptığı reformlara işaret eden Davutoğlu, "Başarı hikayesini hep beraber yazacağız. Bazı reformların getireceği reçetelerin bedelini ödemek gerekiyorsa beraber ödeyeceğiz ama önümüzdeki dönemi hep birlikte kurtaracağız. Kimse, ben kendi teknemi bir şekilde kıyıya ulaştırayım diye düşünmeyecek. Ne biz siyaset teknesini, ne siz, hepimiz bir ekmek teknesini bütün millete sunmak için çaba sarf edeceğiz. buradaki iki tekne ayrı iki tekne ama mantığı aynı yaklaşım" diye konuştu.
Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bizim önümüzdeki dönemle ilgili planlamamız şu, biz seçim beyannamemizde birçok vaatte bulunduk. Diğer partilerden farklı olan husus, bizim vaatlerimizde, biz iktidara gelme ihtimali kesin olan bir parti olduğumuz için her vaadimizin uygulanacağına dair toplumda bir kanaat vardı. 13 yıl içinde biz siyasette vaat edileni mutlaka yerine getiren tavır sergiledik. Vaat ettiğimiz hiçbir şey eksik kalmadı, dolayısıyla, buradan bütün halkımıza ifade ediyorum, beyannamemizde ne varsa hepsi gerçekleşecek. Halkımıza seçim meydanlarında ne söylemişsek bu bizim için bir senet mahiyetindedir, o senedin gereği yapılacak."
İlk üç ayda bütün vaatlerin hayata geçirileceğini dikkat çeken Davutoğlu, "Eğer yasal düzenleme gerektiren vaat ise ve Meclis takvimi ona uymamışsa belki kısa gecikmeler olur ama yasal düzenleme gerektirmeyen vaatlerin tümü hemen. Bunun için de emekli maaşlarıyla ilgili taahhütlerimiz, karşılıksız girişim desteği taahhüdümüz ve asgari ücret ve diğer bütün taahhütlerimiz bunun içindedir. Biz, kaynağı detayıyla hesap edilerek bu yola çıktık, hiç kimsenin kaygısı olmasın" dedi.
Davutoğlu, "İkinci aşamada, 6 aylık program içinde, yani yasama dönemi Haziran ayında bittiğinde, Meclis tatile girerken de ilk aşama reform paketlerini tamamlayacağız. Bunların hangileri olduğunu da hükümet programından sonra bir başka program vesilesiyle bu takvimle açıklayacağım. Bunların vaktinde olabilmesi için de muhalefetle yakın diyalog içine gireceğiz. Muhalefetle tartışarak, sesimizi yükselterek, gerektiğinde iç tüzük düzenlemeleri de yaparak muhalefetle birlikte bu reformları hayata geçireceğiz. Sizden de en önemli beklentimiz bu reformlara sahip çıkmanız" ifadelerini kullandı.
Sonra ikinci kademe reformları içeren, 1 yıllık reform paketini, bir sonraki yasama dönemini kapsayan bir reform paketini ilan edeceklerini belirten Davutoğlu, 4 yıla sirayet edecek şekilde bu reform anlayışını yayacaklarını ifade etti.
DAVUTOĞLU’DAN MUHALEFETE YENİ ANAYASA ÇAĞRISI
Muhalefet partilerine çağrıda bulunan Davutoğlu, "Hiçbir önyargı içermeden, hiçbir kayıp ve kısıtlama olmadan, Türkiye’nin sivil bir anayasaya geçişi için yeni bir girişimde de bulunacağız. 12 Eylül darbe anayasasına tabiri caizse başkaldırmış biri olarak, bugün Türkiye Cumhuriyeti hükümeti başbakanlığı görevini yürütürken aynı darbe anayasasıyla idare edilmesinden ızdırap duyuyorum. Türkiye’ye artık bu anayasa gerçekten dar gelen bir anayasa. Öyle bir anayasa yapalım ki, birlikte, ne darbeler ne başka vesayet sistemleriyle, önümüzdeki 2-3 asırda değiştirilecek nitelikte olmasın. Öyle bir anayasa yazalım ki herkes kendisini o anayasada bulsun, öyle bir anayasayı birlikte yazalım ki devletin insana karşı olan görevlerini hatırlatsın. Vatandaşın hukukunu öylesine korusun ki vatandaş bu benim anam gibi şefkatle baktığım anayasam desin. Sanki, AK Parti’nin gündeme getirdiği anayasa reformu daha çok güç kullanma arzusuyla gündeme getiriliyormuş kanaati kimse taşımasın. Hep beraber bir anayasa yapacağız" ifadelerini kullandı.
Önyargılı olmadan konuşulması gerektiğine dikkati çeken Davutoğlu, "Başkanlık sistemi bu çerçevede ele alınsın, parlamenter sistem bu çerçevede ele alınsın ama kimse vakti gelmeden, toplumu kutuplaştıracak şekilde bu konuyu da gündeminde tutmamaya da özen göstersin. Hepimiz, hep beraber bu anayasaya sahip çıkalım. Doğru olanı beraber bulalım. Bunu kutuplaştırıcı bir unsur olmaktan çıkarıp, darbe dönemlerini bitiren, ortak çabayla bitirdiğimiz saygın bir çaba olarak görelim" diye konuştu.
Davutoğlu, kimsenin, Türkiye’de 1 kasım seçimleri neticesiyle nedeniyle kaygı ve korkuya kapılmaması gerektiğine dikkati çekti. Vaatler gerçekleşirken iş dünyası ve çalışma hayatındakileri dinleyeceklerini anlatan Davutoğlu, reformlar konusunun da reform bilinciyle sahiplenilmesi gerektiğini dile getirdi. İş dünyası ve çalışma hayatıyla daha çok bir araya geleceklerini anlatan Davutoğlu, bir kararın alınması gerektiğinde zorlukların birlikte göğüslenmesi gerektiğini kaydetti. Davutoğlu, "Gelecek hafta kuracağımız hükümet, hemen ertesinde, 10 gün içinde açıklayacağımız hükümet programı ve onunla irtibatlı olarak ondan birkaç gün sonra açıklayacağım vaatler ve reform takvimimizin bütün vatandaşlarımıza hayırlı olmasını diliyorum" açıklamasında bulundu.
Toplantıya, eski Başbakan Yardımcısı ve AK Parti Ankara Milletvekili Ali Babacan, Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Naci Ağbal, AK Parti Genel Başkan Danışmanı Ali Sarıkaya, Eskişehir Milletvekili Emine Nur Günay, Başbakanlık Müsteşarı Kemal Madenoğlu, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, TİSK Başkanı Yağız Eyüboğlu, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, MÜSİAD Başkanı Nail Olpak, ASKON Başkanı Mustafa Koca, DEİK Başkanı Ömer Cihad Vardan, TÜMSİAD Başkanı Yaşar Doğan, TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes, B-20 Türkiye Altyapı ve Yatırımlar Görev Gücü Başkanı Ferit Şahenk, Ayhan Zeytinoğlu, B-20’den Melih Yurter, Tuncay Özilhan, YASED Başkanı Ahmet Erdem, Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Aydın, Katılım Bankaları Birliği Başkanı Osman Çelik, TUKONFED Başkanı Tarkan Kadıoğlu, TÜGİAD Başkanı Rahmi Çuhacı, işçi sendikalarından Türk-İş Başkanı Ergun Atalay, Hak İş Başkanı Mahmut Arslan, DİSK Kani Beko, memurları temsilen Memur Sen Başkanı Ali Yalçın, Kamu-Sen Başkanı İsmail Koncuk, esnafı temsilen TESK Başkanı Bendevi Palandöken, çiftçileri temsilen ise Ziraat Odaları Genel Başkanı Şemsi Bayraktar katıldı.
(İHA)
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Çankaya Köşkü’nde iş dünyası ve çalışma hayatı ile yemekte bir araya geldi. Davutoğlu, yaptığı konuşmada, "1 Kasım seçimleri sonrası tek parti imkanı oluşunca daha önce yaptığımız gibi hem beyannamemizde söz konusu olan vaatlerimizin hayata geçirilmesi hem Türkiye’nin ihtiyaç hissettiği reformların yapılabilmesi için yoğun bir çalışmaya başladık. Sayın Cumhurbaşkanımızın görevlendirmesine kadar geçecek süreçte bütün teknik teorik hazırlıkların tamamlanması talimatını arkadaşlarımıza verdim. Daha önceki hükümet oluşumlarından farklı olarak, bu akşamki toplantıda da hükümet programının yazımına geçmeden önce iş dünyamızın, emek dünyamızın temsilcileri ile, toplum kesimimizin bütün büyük kitle örgütlerinin temsilcileriyle buluşup hükümet programımızla ilgili vereceğimiz nihai şekilden önce sizlerin kanaatlerini almak ve bu çerçevede de önümüzdeki dönemi planlamayı arzu ettik. Önümüzde 1 Kasım seçimleri sonrası ortaya çıkan siyasi tabloyla 4 yıllık bir istikrar dönemi var. Daha uzun sürecek bir istikrar dönemi var, mutlaka 4 yıldan sonra da istikrar devam edecek. Bu 4 yıl içinde başka bir seçim kesintisi olmayacak" ifadelerini kullandı.
Seçimlere katılım oranı dolayısıyla bütün vatandaşlara teşekkürlerini ilettiğini belirten Davutoğlu, "Bu seçimlerde bize yönelik olarak gösterilen teveccüh dolayısıyla minnetlerimi ifade etmek istiyorum. Eğer bir teveccüh varsa aynı zamanda sorumluluk da vardır, sorumluluk varsa onu paylaşma yönünde bir tavır sergilemek de bir zarurettir. 1 Kasım seçimleri kesinlikle tek parti iktidarının oluşması nedeniyle bizde rehavet oluşturmamıştır, aksine sorumluluğumuzu artırmış ve çalışma tempomuzun da artmasını gerekli kılmıştır. Bu çerçevede planlamalarımızı yaparken, hükümet programını yazarken farklı siyasi ve çıkar gruplarına hitap etmek üzere bütün ilgili arkadaşları masa etrafında buluşturalım, bazen farklı kanaatler ortaya konacak, bunlardan istifade edip optimum noktada bu talepleri karşılamak için çaba sarf edeceğiz" diye konuştu.
"Önümüzdeki dönemde, planlamamızı aktarmak istiyorum" diyen Davutoğlu, "1 Kasım’da emaneti devraldık, üzerinde çalıştığımız bir perspektif ve bir zamanlama var. Öncelikle ekonomik kriz ve etrafımızdaki jeopolitik kriz ortamında, ekonomimizin makroekonomik dengelerinin sağlam bir temelde muhafaza edilmesi lazım. Eğer biz ekonomimizi ve siyasetimiz yeniden yapılandıramaz ve yeni bir ruhla reform bilincini hayata her kesime yayamazsak bir müddet sonra bu makroekonomik dengeler bize kalıcı ve sürdürülebilir bir kalkınmayı beraberinde getiremeyebilir. Öyle bir ekonomik süreçten geçiyoruz ki büyüyemeyenler durdukları yerde saymıyorlar, geriye gidiyorlar" açıklamasında bulundu.
"4 HUSUSA DİKKAT ÇEKMEK İSTİYORUM"
Özellikle 4 hususa dikkat çekmek istediğini söyleyen Başbakan Davutoğlu, "Önümüzdeki dönemde kalkınmanın ve gerçek anlamda dünyayla rekabet eden bir ekonomik performansın gösterilmesi için siyasi perspektifimizi de yansıtan 4 saç ayağını tabiri caizse, 4 ana omurgayı, hepimizin kabul ettiği kanaatindeyim. Birincisi, öngörülebilir bir siyasal düzen, demokratik ve özgürlüklere dayalı ve gelecek perspektifi olan bir siyasal düzen olmaksızın, bu küresel kriz ortamında karar almak da mümkün olmaz, o kararı uygulanmak da mümkün olmaz" şeklinde konuştu.
"1 Kasım seçimleri öngörülebilir siyasal düzeni yani teminat altına almış ve hepimize bir ev ödevi vermiştir halk" diyen Davutoğlu, "Sadece siyasete verilen bir ev ödevi değil bu, iş dünyamıza ve emek dünyamıza da verilen ev ödevidir bu. Bizim, size vereceğimiz teminat şudur, ’başbakan olarak ben size şu sözü verebilirim, önümüzdeki 4 yıl içinde, halkımızın iradesine yenilenene kadar bu istikrar ortamı sürecektir’. Hiç kimsenin, Türkiye’nin siyasal geleceği bağlamında ve öngörülebilirlik konusunda kaygısının olmaması icap eder. Biz, size bu taahhütte bulunuyoruz. İstikrar, güven ortamı, terörle mücadele sürerken aynı zamanda dünyadaki en güvenli seçimlerden birini yaptık biz. Bu bir başarı hikayesidir" ifadelerini kullandı.
"HİÇBİR GEREKÇEYLE, BU SİYASİ İSTİKRARIN BOZULMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ"
İş dünyasına seslenen Davutoğlu, "Biz, size önümüzdeki 4 yıl için, 2019 seçimlerine kadar, öngörülebilir bir siyasi istikrar vaad ettik. Halkımız bize bunu verdi, biz de size şunu söylüyoruz, ’Hiçbir gerekçeyle bu siyasi istikrarın bozulmasına izin vermeyeceğiz. Planlarınızı yaparken iş dünyası olarak kısa dönemli yapmayın, uzun dönemli bir istikrara yatırım yapın" diye konuştu.
İkincisinin, insan haklarına ve temel hürriyetlere dayalı bir hukuk düzeni olduğunu anlatan Davutoğlu, siyasi istikrarı değerli kılacak olan şeyin insan hak ve özgürlüklerine dayalı bir hukuki düzene istinat etmesi olduğunu ifade etti. İnsan hak ve hürriyetlerine dayalı hukuk düzenini hakim kılmanın en önemli taahhütleri olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, "Varsa aksayan hukuk düzeninde, bu hukuk düzeninde aksayan hususları da 17 Nisan’da açıkladığımız yargı reformuyla aşacağız. Türkiye’de yatırım yapan dış yatırımcı da Türkiye’de yatırım yapmakta olan iç yatırımcı da bilsin ki girişim özgürlüğe saygı esastır ve bu girişim özgürlüğü çerçevesinde yapılan bütün taahhütler hukuk düzeni tarafından koruma altındadır. Hukuk düzeninde herhangi bir şekilde ’kayırmacılık ya da ayrımcılığa’ tabi olma gibi bir kaygı kimsenin zihninde bir kaygı olmamalıdır" şeklinde konuştu.
DAVUTOĞLU’DAN ÜRETKEN, VERİMLİ VE GELİR ADALETİNE DAYALI BİR EKONOMİK DÜZEN VURGUSU
Üçüncü önemli hususun, üretken, verimli ve gelir adaletine dayalı bir ekonomik düzen olduğunu anlatan Davutoğlu, "Üretmeyen ve kendini geliştirmeyen gelir adaleti demek fakirlikte adalet demektir. Yoklukta adalet en kolay ulaşılabilir adalettir ama sonunda büyük çalkantılara sebebiyet verir. Biz varlıkta adaleti sağlamak istiyoruz, yani daha yüksek kişi başına gelir, daha iyi bir gelir dağılımı ve büyüyen üreten verimli bir şekilde kendi içinden kaynak üretebilen sürdürülebilir bir kalkınmayı teminat altına alacak bir ekonomik düzen" dedi.
Başbakan Davutoğlu, dördüncü önemli hususun ise, insan onuruna yakışır şekilde eğitim, sağlık ve diğer bütün ihtiyaçların karşılandığı, herkesin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktan gurur duyduğu, kimsenin ait olduğu kimlik ve düşünce sebebiyle dışlanmadığı, herkesin onurlu bir şekilde belli bir standartta yaşama imkanı bulduğu bir sosyal düzen anlayışı olduğunu ifade etti.
AK Parti’nin 13 yılda yaptığı reformlara işaret eden Davutoğlu, "Başarı hikayesini hep beraber yazacağız. Bazı reformların getireceği reçetelerin bedelini ödemek gerekiyorsa beraber ödeyeceğiz ama önümüzdeki dönemi hep birlikte kurtaracağız. Kimse, ben kendi teknemi bir şekilde kıyıya ulaştırayım diye düşünmeyecek. Ne biz siyaset teknesini, ne siz, hepimiz bir ekmek teknesini bütün millete sunmak için çaba sarf edeceğiz. buradaki iki tekne ayrı iki tekne ama mantığı aynı yaklaşım" diye konuştu.
Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bizim önümüzdeki dönemle ilgili planlamamız şu, biz seçim beyannamemizde birçok vaatte bulunduk. Diğer partilerden farklı olan husus, bizim vaatlerimizde, biz iktidara gelme ihtimali kesin olan bir parti olduğumuz için her vaadimizin uygulanacağına dair toplumda bir kanaat vardı. 13 yıl içinde biz siyasette vaat edileni mutlaka yerine getiren tavır sergiledik. Vaat ettiğimiz hiçbir şey eksik kalmadı, dolayısıyla, buradan bütün halkımıza ifade ediyorum, beyannamemizde ne varsa hepsi gerçekleşecek. Halkımıza seçim meydanlarında ne söylemişsek bu bizim için bir senet mahiyetindedir, o senedin gereği yapılacak."
İlk üç ayda bütün vaatlerin hayata geçirileceğini dikkat çeken Davutoğlu, "Eğer yasal düzenleme gerektiren vaat ise ve Meclis takvimi ona uymamışsa belki kısa gecikmeler olur ama yasal düzenleme gerektirmeyen vaatlerin tümü hemen. Bunun için de emekli maaşlarıyla ilgili taahhütlerimiz, karşılıksız girişim desteği taahhüdümüz ve asgari ücret ve diğer bütün taahhütlerimiz bunun içindedir. Biz, kaynağı detayıyla hesap edilerek bu yola çıktık, hiç kimsenin kaygısı olmasın" dedi.
Davutoğlu, "İkinci aşamada, 6 aylık program içinde, yani yasama dönemi Haziran ayında bittiğinde, Meclis tatile girerken de ilk aşama reform paketlerini tamamlayacağız. Bunların hangileri olduğunu da hükümet programından sonra bir başka program vesilesiyle bu takvimle açıklayacağım. Bunların vaktinde olabilmesi için de muhalefetle yakın diyalog içine gireceğiz. Muhalefetle tartışarak, sesimizi yükselterek, gerektiğinde iç tüzük düzenlemeleri de yaparak muhalefetle birlikte bu reformları hayata geçireceğiz. Sizden de en önemli beklentimiz bu reformlara sahip çıkmanız" ifadelerini kullandı.
Sonra ikinci kademe reformları içeren, 1 yıllık reform paketini, bir sonraki yasama dönemini kapsayan bir reform paketini ilan edeceklerini belirten Davutoğlu, 4 yıla sirayet edecek şekilde bu reform anlayışını yayacaklarını ifade etti.
DAVUTOĞLU’DAN MUHALEFETE YENİ ANAYASA ÇAĞRISI
Muhalefet partilerine çağrıda bulunan Davutoğlu, "Hiçbir önyargı içermeden, hiçbir kayıp ve kısıtlama olmadan, Türkiye’nin sivil bir anayasaya geçişi için yeni bir girişimde de bulunacağız. 12 Eylül darbe anayasasına tabiri caizse başkaldırmış biri olarak, bugün Türkiye Cumhuriyeti hükümeti başbakanlığı görevini yürütürken aynı darbe anayasasıyla idare edilmesinden ızdırap duyuyorum. Türkiye’ye artık bu anayasa gerçekten dar gelen bir anayasa. Öyle bir anayasa yapalım ki, birlikte, ne darbeler ne başka vesayet sistemleriyle, önümüzdeki 2-3 asırda değiştirilecek nitelikte olmasın. Öyle bir anayasa yazalım ki herkes kendisini o anayasada bulsun, öyle bir anayasayı birlikte yazalım ki devletin insana karşı olan görevlerini hatırlatsın. Vatandaşın hukukunu öylesine korusun ki vatandaş bu benim anam gibi şefkatle baktığım anayasam desin. Sanki, AK Parti’nin gündeme getirdiği anayasa reformu daha çok güç kullanma arzusuyla gündeme getiriliyormuş kanaati kimse taşımasın. Hep beraber bir anayasa yapacağız" ifadelerini kullandı.
Önyargılı olmadan konuşulması gerektiğine dikkati çeken Davutoğlu, "Başkanlık sistemi bu çerçevede ele alınsın, parlamenter sistem bu çerçevede ele alınsın ama kimse vakti gelmeden, toplumu kutuplaştıracak şekilde bu konuyu da gündeminde tutmamaya da özen göstersin. Hepimiz, hep beraber bu anayasaya sahip çıkalım. Doğru olanı beraber bulalım. Bunu kutuplaştırıcı bir unsur olmaktan çıkarıp, darbe dönemlerini bitiren, ortak çabayla bitirdiğimiz saygın bir çaba olarak görelim" diye konuştu.
Davutoğlu, kimsenin, Türkiye’de 1 kasım seçimleri neticesiyle nedeniyle kaygı ve korkuya kapılmaması gerektiğine dikkati çekti. Vaatler gerçekleşirken iş dünyası ve çalışma hayatındakileri dinleyeceklerini anlatan Davutoğlu, reformlar konusunun da reform bilinciyle sahiplenilmesi gerektiğini dile getirdi. İş dünyası ve çalışma hayatıyla daha çok bir araya geleceklerini anlatan Davutoğlu, bir kararın alınması gerektiğinde zorlukların birlikte göğüslenmesi gerektiğini kaydetti. Davutoğlu, "Gelecek hafta kuracağımız hükümet, hemen ertesinde, 10 gün içinde açıklayacağımız hükümet programı ve onunla irtibatlı olarak ondan birkaç gün sonra açıklayacağım vaatler ve reform takvimimizin bütün vatandaşlarımıza hayırlı olmasını diliyorum" açıklamasında bulundu.
Toplantıya, eski Başbakan Yardımcısı ve AK Parti Ankara Milletvekili Ali Babacan, Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Naci Ağbal, AK Parti Genel Başkan Danışmanı Ali Sarıkaya, Eskişehir Milletvekili Emine Nur Günay, Başbakanlık Müsteşarı Kemal Madenoğlu, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, TİSK Başkanı Yağız Eyüboğlu, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, MÜSİAD Başkanı Nail Olpak, ASKON Başkanı Mustafa Koca, DEİK Başkanı Ömer Cihad Vardan, TÜMSİAD Başkanı Yaşar Doğan, TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes, B-20 Türkiye Altyapı ve Yatırımlar Görev Gücü Başkanı Ferit Şahenk, Ayhan Zeytinoğlu, B-20’den Melih Yurter, Tuncay Özilhan, YASED Başkanı Ahmet Erdem, Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Aydın, Katılım Bankaları Birliği Başkanı Osman Çelik, TUKONFED Başkanı Tarkan Kadıoğlu, TÜGİAD Başkanı Rahmi Çuhacı, işçi sendikalarından Türk-İş Başkanı Ergun Atalay, Hak İş Başkanı Mahmut Arslan, DİSK Kani Beko, memurları temsilen Memur Sen Başkanı Ali Yalçın, Kamu-Sen Başkanı İsmail Koncuk, esnafı temsilen TESK Başkanı Bendevi Palandöken, çiftçileri temsilen ise Ziraat Odaları Genel Başkanı Şemsi Bayraktar katıldı.
(İHA)